Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.806
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Altında kalmadığı sürece sorun yok, yani maliyeti arttırır o kadar, yük indeksinin talep edilenden yüksek olmasının hiç bir zararı olmaz bundan başka. Genel bilgi adına yazdım yine de... Bu arada 215/55-16 için 93, 205/55-16 için 91 olabilir yük indeksi. Alman tescillerinde böyle geçiyor.
  2. Sert deyince ne anlıyorsunuz? Sert olduğuna nasıl karar veriyorsunuz? Hamur sert olunca lastik nasıl davranıyor?
  3. Ha bu arada yerli uçak da ayrı bir hikaye... neyse ona da girmeyelim şimdi.
  4. http://durbun.com.tr/mikroskoplar/bresser-junior-40x-1024x-mikroskop-seti.html Çocuklar maymun iştahlı oluyorlar. Erken dönemde tablası kolay hareket ettirilebilen ve ışık kaynağı içinde olan bir ünite yeterli, ayrıca bu linkteki USB üzerinden bilgisayara görüntü de aktarıyor.
  5. Bir şey diyemeyeceğim, ben kutulu kullandığım ve tepesi açık olduğundan ekstra hava alıyorum. Ama açık - kapalı pek fark etmiyor. 1.0'ın yazılım olmadan o kadar hava açlığı çekeceğini düşünmiyorum. Yapanlara da sor bence...
  6. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz, yetişmiş eğitimli beyin gücü olmayan, yüksek tekonolojiye sahip olmayan ülkeler küresel sermayenin satranç tahtasında ancak feda edilecek bir piyon olurlar. Kendin ve çevreni kandırabilirsin ama gerçekler değişmez. Bu nedenle bizim önceliğimizi yüksek tekonolji üretimini hedefleyen insan gücü yetiştirmeye, beyin göçünü tersine çevirmeye ve tüm kurumları ile düzgün çalışan bir devlet yapısına ihtiyacımız var. Bunu düşünen ve hedefleyen tek bir siyasi görsem azıcık umutlanacağım... Bu gidişle daha çooook yerli araba nafile muhabbeti yaparız.
  7. Onu bilmem de garanti bittiğinde yaptırmaya niyetlenirsen, ki kesinlikle öneririm, beğenmezsem para ödemem deme hakkını kullan.
  8. Benzer bir deneyimi Superchips Bluefin ile Tonay Mete yaşamış ve iade etmişti, bazen bir şey yamuk gidiyor demek.
  9. EVT S1 = McLaren Mini Bu arada Bakan Bey sonunda ayağı yere basan bir açıklama yapmış: http://www.hurriyet.com.tr/isik-saab-9-3un-fikri-mulkiyet-haklarini-aldik-30320584
  10. Avrupa memnun, BTG Maslak 1.6 EB'dan daha etkili olduğunu söyledi. Tabii beklenti nedir bilemem, yazılımdan sonra ST performansı bekleyenler mutsuz olmuş olabilir.
  11. Seçime kadar seviniriz artık...
  12. Hayırlı olsun. Demek ki alt sınıf ürünlerine bu bölgede bir pazar görüyorlar ve üretimlerini buraya kaydırıyorlar. Dilerim başarılı olurlar... Benim gözümde aracıma lastik seçiminde aday olabilmeleri için öncelikle iyi performans sunabilen lastikler arasına giren üretim yapmaları gerekir, o zaman üretim Türkiye'de olduğu için öncelik verebilirim.
  13. Volkan Bey ekonomik gitmek istiyorsanız Falken seçeneğini özellikle belirtmiştim. Başka yere bakmayın ve alın. Kullanıcı yorumları bazında (İngiltere'den) Petlas Falken Kış lastiği kullanıp da hangi marka ve model olursa olsun beğenmeyene ben pek rastlamadım, nedenine gelince kar ve buzda yaz lastiğine oranla alışılmadık bir tutunma sağlıyorlar, en kötüsü bile. Ancak lastik gerçek yüzünü kuruda gösteriyor, hem yol tutuş hem de aşınma açısından sorunlar o zaman ortaya çıkıyor. Bu nedenle bireysel izlenimlere çok itibar etmemek lazım, ya da örneklem geniş tutulmalı (benim yuklarıda şematik olarak verdiğim gibi), i-cept evo ise sorun yaşamayacağınız ortalamanın biraz üstü performansı olan bir lastiktir. Diğer modelleriyle ilgili bilgim yok.
  14. Bana inanması zor geldi, farklı testlerdeki sonuçları beklemekte yarar var. Örneğin benzer tabloid yapıdaki AutoBild testine aynı başarıda değil. Sonuçta dört mevsim lastiklerin performansında belirgin düzelme var, bu bir gerçek...
  15. Yol şarkısı olarak iyi gidiyor Ruhum hala fazla genç...
  16. Sevgili @Aykut Dizdar verdiğin detaylı örneklemeler sürecin nasıl işlemesi gerektiğine dair ipuçları taşıyor. Hem kendimi hem arkadaşları tekrarlamış olacağım ama burada hemen hiç kimse yerli arabaya karşı değil. Sadece daha işlerin nasıl yürüdüğünü bilmeyen, ya da bildiği halde bilmiyormuş gibi davranan bir bakanın toplumu -kusura bakmayın- aptal yerine koymasını eleştiriyoruz burada. Ve bu tarz yaklaşımlar, hele ki yönetimi üstlenmiş görünün hükümet kanadından geliyorsa benim projeye inancımı ve güvenimi sarsıyor. Yalnız tabii verilerin kaynağını bilemem ama mesela Seat'a dünyanın 8. büyük üreticisi demek biraz abartı gibi geldi. 2014 verilerine göre...
  17. Serkan, biz bu yazdığını arka plana atmıyoruz, tam bunu vurguluyoruz, arka plana atıp sıfırdan yapmayı bir marifet gibi göstermeye çalışan siyasiler. Ayrıca kim Türk otomobiline karşı olduğumuzu söyledi ki? Sapla samanı birbirine karıştırmamak lazım, devlet sübvansiyonu ile yürüyecek ve asla kar etmeyecek bir projeye kimse destek vermez, çıkmaz öyle bir "babayiğit" (bu da apayrı bir konudur ya, siyaset erkanı gerçekten babayiğit aradığını söylüyor, ne demekse, finans dilinde nasıl bir karşılığı varsa...!?). Ayağı yere basan uzun soluklu ve iyi tanımlanmış bir çalışmaya ihtiyaç var. Salt fizibilite için bile bu geçerli. "Ya niye bizim arabamız yok" söylemi ancak basit bir çıkış noktası olabilir, hedef değil. Bakanın açıklamasını da okudum, hala konuya açıklık getirmeyip topu Başbakana atıyor. Kendi adıma ben bu alanda yapılacak her türlü "ayağı yere basan" çalışmayı desteklerim. Ama proje öncelikle siyasi rant amacı ile kullanılıyor ise sempatim azalır. Erbakan konusuna gelince. Rahmetli İTÜ mezunu makine mühendisi ve akademisyendi. Almanya'da benim doğduğum yıllarda doktora da yapmıştı. Pancar motorun kurucusudur. Devrim arabaları ile ilişkisi yoktur. 4 Mart 1961 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısına katılmış ve otomobil üretimi projesini aktarmıştır. Dövizin kıt olduğu ortamda yabancı markalar yerine yerli üretimin mi daha makul olabileceği üzerinde kafa yoruluyor iken Erbakan, 'araştırma-geliştirme' alanına önem verilmesini, ithalâttan sanayi için fon ayrılmasını, ülkede üretilebilen makinelerin ithalâtının kısıtlanmasını, üniversite-sanayi işbirliğini ve tavsiyelerinin yasalarla takviye edilmesini savunmuş ve kendi otomobilimizi üretme fikrini ortaya atmıştır. Yani fikir babası odur, ancak Devrim gelişmesine benim bildiğim hiç bir somut katkısı olmamıştır. 35 yaşlarındaki halini bilmediğimden resimde de tanıyamadım. Kaynaklar: http://www.zaman.com.tr/yazarlar/taha-kivanc/erbakan-ve-otomobil-maceramiz_1100655.html http://www.devrimarabasi.com/ekip.html Erbakan'ın başarılı ve vizyoner bir mühendis olması iyi bir siyasetçi olmasını gerektirmez. Din ve devlet işlerini birlikte yürütmeyi savunması laik devlet ilkesiyle bağdaşmaz. Ve tabii ki bütün bunlar asla hakaret edilmesini de mazur göstermez. Neyse çok fazla konu dışına kayıyoruz. Son söz: Madalyonun her zaman iki yüzü vardır, birini görürsek tümünü görmüş olmayız. Bu nedenle bu tür bilgi alışverişleri yararlıdır.
  18. Almanya'da ilkokul, sonra da Istanbul Alman Lisesi. Görsellerden ve puanlardan kabaca sonuç çıkıyor. Soru varsa alabilirim... Michelin T serisi, Nokian H, ayrıca D4 çıktığına göre bir alt model sayılır. Ben ikisinin de fazlası ile yeterli olacağını düşünüyorum. Kuru yolda çok ve hızlı seyahat edecekseniz H serisi olduğu için Nokian'ı tercih ederdim. Fiyat çok önemli dreseniz de http://www.kliksa.com/urun/falken-21560-r16-99h-eurowinter-hs449-kis-lastigi/902583231
  19. Forumda Nokian WR D4 rüzgarı esmeye başlamış ki, yanlış değil. Auto Zeitung'un 185/65-15 ebadı için yaptığı ayrıntılı testin sonuçları burada. TS 850 ve UG9 ile birlikte başa grüeşiyor. TS 850 karda, UG9 ıslakta ve D4 kuruda daha iyi. Yalnız lütfen ebad ve araç farklılıklarının performansa da yansıyabilceğini unutmayalım. Nitekim Avrupa Otomobil Kulübünün test sonuçları 225/50-17 farklı çıkmış, bakınız...
  20. Eğer bunları şaka diye yazmadıysanız bilgi ve algı eksikliği var demektir. Devrim'in tarihçesini buradan okumak mümkün: http://www.devrimarabasi.com/tarihce.html Orada yazılmayan ise projenin baştan itibaren o dönemde ülkeyi gizliden yöneten ABD tarafından -ABD otomobil üreticileri lobisinin yoğun çalışması ile- engellenmiş olmasıdır. Diğer bir deyişle Cemal Paşa daha proje bitmeden üretim yapılmaması kararını mecburen vermişti ve o dönemin medyası kullanılarak algı operasyonu ile aracın başarısız olduğu kanısı uyandırıldı.Türkiye'nin emek ve sermayesinin sömürülüşünün en somut örneklerindendir. İmza'da ise yatırımın bilimsel temelleri eksikti, verimliliği tartışmalı bir bölgeye kurulacaktı, üretim teknolojilerinin bulunmadığı bir yörede yetişmiş kadro ve yan sanayi yokluğunda kolay kolay başarı şansı verilemezdi, kaldı ki yatırımıcının iş dünyasındaki imajı da en hafif söylemi ile pek iyi değildi. Ayrıca İmza da Proton'un prototiplerinden üretilecekti ve yerlilik konusu tartışmalı idi. Konuya dönecek olursak ülkesini seven hiç bir Türk vatandaşı Türkiye'nin yüksek teknoloji alanında kendini geliştirmesine karşı durmaz. Ancak bugün yüksek teknoloji üretimi tek bir devlet-ulusun çabası ile olamayacağı gibi olması da gerekmez. %100 yerli otomobil fikri ile ortaya çıkmak ya halkın eksik olan özgüveninden göz boyayarak faydalanmaya çalışmak ve bunu tahvile/paraya/oya çevirmekten öteye gitmez. Küresel ekonomi oyunculuğu böyle kurnazlıkları kaldırmaz. Sonuç hüsran olur. Sizin benim paramız batar. Şeytanla yemek yiyenin kaşığı uzun olmalıdır. Sermayesi yerli, üretimi belli ölçüde yerli bir Türk markası oluşturulabilir, ama ekonomik fizibilitesi iyi yapılmalı, markanın ülke imajına katkısı da dahil çok yönlü düşünülmeli ve yüksek teknolojili bir niş yakalanarak yenilikçi bir yaklaşım hedeflenmelidir. Hiç birimiz Türk otomobiline karşı değiliz, ama %100 yerli fikrinden yola çıkarak vardığımız noktayı Emre Özpeynirci nasıl özetlemiş bakın: "Bakan Işık’ın dün paylaştığı fotolarda da aracın önden Cadillac arkadan Saab 9-3 olduğu anlaşılıyor. Aracın içi Cadillac BLS’den direksiyon üzerindeki gösterge paneli ise Saab 9-3’ten alınmış. Saab bu araçı ürettikten kısa bir süre sonra iflas etti. GM de hisselerini sattı. BLS modeli de Avrupa’da başarılı olamayınca tarih oldu. Yani görünen o ki, iflas eden bir şirketin modeliyle, tarih olan bir modelin kalıplarını almışız ve yerli oto yapmışız. İşte dün Bakın Işık’ın gösterdiği kamuflajlı araç, Cadillac’ın Avrupa’da başarı elde edemeyen BLS modeliyle Saab 9-3’ün karışımından başkası değil. O yüzden dün sosyal medyada, “Yerli otomobilimiz meğer ‘Milli Cadillac’mış’ yorumları yapıldı." http://www.hurriyet.com.tr/milli-cadillac-30302310 Tabii bu arada eklemek lazım ki ülkemizde hemen hiç bir iktidar, ve özellikle son iktidar, aydın ve yaratıcı nesillerin yetişmesini istemedi, güdülmesi zor olduğundan tabii ki... 12 Eylül'de YÖK ile üniversitelere takılan tasma giderek sıkılarak cılız, yetersiz ve edilgen bir akademik yapı hedeflendi ve hakkını vermek lazım ki başarıldı. Bugün Türkiye'de teknolojinin çağdaş enstrümanları ile oynayacak yetenekte insan sayısı bir elin parmakları kadardır. Ülkede hemen her yönetim kademesinde konuya hakim olmayan, bilgi ve deneyimi yetersiz insanlar "ben yaptım oldu" mantığı ile bilime aykırı bir davranış içerisindeler. Görevlendirmelerde liyakat değil de biat esas alınınca bu doğal bir sonuçtur. Yetişmiş insan gücü olmayan bir ülke küresel oyuncu olamaz. İtilir, kakılır, taşeronluk yaptırılır, önüne ne konulursa ona razı olur. Biraz abartılı olsa da geldiğimiz durum budur. Ben asla ne vatansever ne de dindar olduğumu iddia ederim, ama son yıllarda dindar ve vatansever diye ortaya çıkanlardan ülkeme çok daha yararlı olduğum konusunda hiç kuşkum olmadı. Forumdan kimseyi hedef alarak yazmadım, yanlış anlaşılmasın, sadece çevremdeki kısır ve sonuçsuz hamasi tavırlardan son derece sıkıldım o kadar. Maalesef şu yerli üretim otomobil de bundan nasibini aldı. Bu arada Devrim demişken, ben öyküyü yıllar önce defalarca aracı üreten bir avuç kahramandan biri olan yakın aile dostumuz rahmetli Y.Müh.Faruk Akyol'dan canlı dinleme şansına sahip oldum. Filmi de çevrildi, belgesel duyarlılığında ama müthiş duygusal, izlemeyenlere mutlaka öneririm.:
  21. Pardon ödül ne ona göre yazacağım....!?
  22. Sence sahtekarlığı, gerçekleri saptırmayı, halkı kandırmayı desteklemekle mi vatansever olunuyor? Mert'in ve Yakubun yazdığı gibi düşünüyorum aynı. Başarı bilgi, çaba ve emekle gelir, başarının milliyeti olmaz. Söz gelimi Aziz Sancar Türk olduğu için Nobel kazanmadı, iyi eğitim aldığı, çok çalıştığı ve yaratıcı olduğu için aldı. Bu ödülde Türklüğe çıkarılacak pay yoktur. Olmasına gerek de yoktur. Esas eziklik olmayanı var gibi göstererek kendini ve çevresini kandırmaya çalışmaktır. Ve kusura bakma ama buna alkış tutamam... Yaratıcılık, çok çalışma, gerek bilimsel gerekse finansal modellerde küresel ölçekte oynama, pazar açığını yakalama ve marka imajı yaratarak üretim alkış alır benden. Kim yapsa alır, memleketimden çıkarsa alkışlara gurur da eşlik eder. Ama "mış gibi yapanları" takdir etmemi kimse beklemesin. Yakında Google sürücüsüz otomobili dünya ölçeğinde satışa sunacak ve yeni bir dönem başlatacak. Mesela....
  23. Bu haliyle bireysel bakış ama firmalar farklı satış kanallarını kullanıyotar. Söz gelimi Linea yakın fiyatta ve bırakın B segmenti sedanlardan açık ara fazla satmayı, C sınıfı sedanlar arasında bile satışta ilk beşte yer alıyor. Yani bence ne satış ne ikinci el sorunu olmaz, Yeter ki halkım baştan bu arabayı sevsin, büyük iç hacim ve büyük bagaj düşük tüketimle birleşince yeterli ön şartları sağlıyor. Ayrıca son ne zaman Fiat kullandınız bilmiyorum ama kesinlikle eskisi gibi dayanıksız ve kalitesiz değiller. Yeteri kadar Linea, Doblo, Fiorino ve Punto sürmüş olarak yazıyorum. Linea ses kontrollu BT bağlantısını Türkiye'de ilk süren araçlardan biridir. Ve tabii filolar, filolar, filolar.... Koç yanlış adım atmaz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.