Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.806
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Konuyu açan arkadaş istediği yüksek hıza ulaşamadığı için acaba fabrika çıkışı bir hız sınırlaması mı var diye sormuş... Hız sabitleyici yanında hız sınırlayıcı var donanımda, sürücü tarafından etkin hale getirilebiliyor. Buna limitör demek mümkün. Devreye aldığınızda araç ayarladığınız hızın üzerine dip gaz yapmadığınız sürece çıkmıyor.
  2. Kesinlikle, bulutlara uçması, yedi kat göğe çıkması gerekiyor... Aracın fabrika verisi son hızı 195 km/h, buna sayaç sapması kabaca %5-7 ekleseniz 210 eder. Tabii rüzgar durumu, lastik havaları, asfalt özelliği, eğim, ısı, bakım durumu vb. pek çok faktör değişimlere yol açabilir. Bence normal, ama ben olsam biraz daha zorlardım... Bu arada azami hız içi sınırlandırıcı yok.
  3. 41 x Klonlanmış ST'ler çoğaldı... Otosan duy seslerini...
  4. Etkenlerin başında geliyor ama uzun yol sonrasında şarj sorunu olma olasılığı göreceli düşük.Günlük kullanımda da yapsaydı ilk akla gelmesi gereken olurdu.
  5. Uzun yolda kullanılacaksa Mondeo, şehir içi için Polo. Ayrıca Mondeo yeni sürücüye fazla büyük gelebilir. Bu arada merak ettim, listede neden Fiesta yok?
  6. Üstad söz bundan sonraki aracımı halojen farla alıp sana dönüştürteceğim, o kadar imreniyorum yani...
  7. tork konvertörlü... Bkz. http://www.oto-park.com/haberler/ilkler-unutulmaz/1409 Etkili olduktan sonra ne olduğunun pek önemi yok...
  8. Bildiğiniz doğru ama eksik. Dizellerde DPF olarak kısaca belirtilen partikül filtresi var, tıkanmasını engellemek için özellikle soğuk ve kısa mesafede kullanılan motorlarda araç kendisi bir DPF rejenarasyon programını aktive ediyor ve bu süreçte egzoz sistemi motoru kapatıp çıkmış olsanız bile aşırı ısınıyor. Bu nedenle ot, çalı, çırpı gibi yanacak maddelerin üzerine park etmeyin diye uyarısı bile var. Ümit'in bahsettiği bu...
  9. Bravo vallahi... Mesajın yazıldığı konunun başlığı Start-Stop sorunu, haliyle burada çalışmayan motor değil SS sistemi. Doğrusu ilişki kurulamayacağını düşünmediğim için mesajın başına da neyin çalışmadığını yazmayı akıl edememişim. Özellikle kesintisiz uzun yol yaparsanız ve de motor devri yükseklerde seyrederse motor ısısının yükselme olasılığı nedeniyle sistem biraz daha atıl davranabilir. Yani aracınızda sorun yok bence.
  10. Yakup gelene kadar ben cevap vereyim. Tıpatıp aynı amacını aşan bir ifade olur ama prensipte aynı demek doğru olur. İkisi de özünde çift kavramalı şanzıman sistemi. Şemaya bakarsanız daha kolay anlaşılır, Aslında bir kutu içinde iki vites grubu var, her ikisinin de ayrı kavraması var, vites grupları boş bir mil üzerinde içiçe geçmiş olarak çalışıyor ve biri 1, 3, 5. vites dişlilerini barındırırken, diğeri de 2, 4, 6'yı içeriyor. Kullanılacak vites grubunun kavraması devreye girerek uygun dişliyi kullanıma sokuyor. Tork konvertörlü klasik otomatiğe göre avantajları: 1. Daha iyi yakıt ekonomisi 2. Daha verimli çalışma 3. Daha hızlı vites geçişleri 4. Daha sarsıntısız ve sessiz çalışma DSG Borg Warner lisansı ile VW tarafından imal ediliyor, Powershift ise bir Getrag Ford ortak üretimi.
  11. Yorumum: "Dört ayaklı yük taşıyan evcil hayvana durma komutu olarak söylenen üç harfli tek heceli sözcük".
  12. Fiyat normal, içinde en az 100 TL CC var, rot ayarına da en az 50 TL yazmışlardır. Pahalı olmasına pahalı ama Ozan'ın dediği gibi özel durumlar olmadıkça altına inmek pek kolay değil. Balataları da Bosch'ta değiştirmeniz iyi olmuş. Hep yazıyorum yine yazacağım, tüketici yasaları gereği orijinal yedek parça ile işçilik hatası olmadan özel serviste bakım yapılması aracı garantiden çıkartmaz. Güvendiğiniz ve işinin ehli bir özel servis varsa faturalı orijinal yedek parça ile bakımlarını dışarıda yaptırabilrsiniz. Yazılım yükleme gibi özel durumlar için servis zorunlu tabii.
  13. Suya batan araçta basınç farkı nedeniyle kilitli olsun olmasın kapıları açmak çok zor olur. Bu nedenle önce camı açıp içeriye su doldurup kapıları açmak önerilir. Paranoya eğilimlerin olduğunu düşünmüyor değilim bu arada... Yokuş kalkış destek sistemi alışkanlık istiyor, alışınca da bırakılmıyor.
  14. Anahtar algılamama dönem dönem oluyor, çok sık olmasa da. Marşla ilgili sorunum olmadı. İkisi de rahatsız edici boyutta devam ederse servise gösterin garanti devam ederken...
  15. Bir önceki sayfada bağlantısı vardı: http://www.aliexpress.com/item/High-Quality-Ford-Focus-sedan-hatchback-Mud-Flaps-Guard-Mudguard-Fenders-Splash-Flaps-4pcs-lot/1590943880.html
  16. Eski Focus'Umda benzer bir darbedenm sonra benimki de çatlamıştı. Hazne oldukça iri ve kaportaya sıfır oturuyor, kaportanın esnemesi ile binen yük çatlatıyor plastiği. Suyu koyunca kendiliğinden bitiyorsa ya da damla damla katığını görüyorsanız değişim gerekir. Bağlantılardan kaynaklanıyorsa sökülüp kontrol edildiğinde belli olur, ama bence kırıktır. Geçmiş olsun bu arada...
  17. Geçme kalma işini değerlendirirken yarışma koşullarını da değerlendirmek lazım. Sonuçta Yakuba katılıyorum, aracın aracı geçmesi pratikte mümkün olmaz, ama dramatik bir fark da olmaz. Ama sürücü sürücüyü geçebilir
  18. Bagajın altında korunacak ne var ki? Stepne muhafazası ve egzoz, bunların da ekstra korumaya ihtiyacı yok zaten. Ayrıca görsel olarak saklanması gereken bir şey de yok. Anlamlı koruna olsa olsa karter için olabilirdi, o da motorun kaza anında sürücü kabinine girmeyecek şekilde aşağı düşmesine olanak vermek üzere kullanılmıyor yeni tasarımlarda.
  19. Yok. Torpido klima evaporatöründen hemen sonra torpido gözüne yönlendirilen havanın etkisi ile soğutuluyor, yani etkili olabilmesi için klimanın devrede olması lazım. Döner kapak sayesinde de hava akımı ayarlanabiliyor Olasıdır ki kullanıcı beklentileri arasında önlerde yer almadığından yeni modellerde tasarruf tedbirlerine kurban gitmiştir.
  20. Bulunamaması normal çünkü ya yakıt ya da güç değeri yanlış. 1.6 benzinli 100 PS var, fabrika verisi manüel 11,9, otomatik 13,6 s, 1.6 dizel 90 PS var o da 12,6 s.
  21. Sonunda ülkemde de insanlar1. Beyazın şık ve zarif olduğunu 2. Daha az ısındığını 3. Daha az kir ve çizik gösterdiğini, yani kozmetik dayanıklılığının daha yüksek olduğunu 4. Boya bakım ve onarımının daha kolay olduğunu fark ettiler. Bizde 3 ve 4.maddeler daha önemli seçim kriteridir bence. Çok normal değil mi?Tepenizde boza pişiren bir güneş varken kaç kişi üstü açık kullanır? Ben 10 yılda 10 kere açmadım. Buna karşılık kuzey ülkeleri güneş açlığında, bulutlu havanın ışığının bile araba içine dolması ruhlarını okşuyor. Ancak diğer önemli bir etken de maliyet, sıcak ülkeler göreceli fakir ülkeler. Yakıt fiyatlarından kaynaklanmakla beraber son zamlarla beraber alışkanlık yönü ağır basıyor. Yine de kullanması her zaman keyifli olmasa da göreceli düşük işletme maliyeti ve yine göreceli düşük değer kaybı ile ekonomi öncelikli düşünenlerin tercihi. Otomatik viteslere güven hala oluşmadı alt sınıflarda, bu tüketici tercihlerine de kısmen yansıyor, VW istisna olsa bile ilginç bir şekilde.Ayrıca yüksek bakım/onarım masrafı ve anlayan usta sayısı azlığı da ürkütüyor. Alırken maliyeti yükseltiyor, herkes konforu için bu ekstra maliyeti üstlenmeye hazır değil, hele ki pahalı başka donanımlarla pakete sokulduğunda; arızaya yatkınlık göreceli yüksek, onarımları daha zahmetli olabilir.Hedef kitlede filoların çokluğu da önemli bir etken. Türkiye'de %100, çakmaksız araba mı var?Ama bu satıcı tercihi, birebir kullanıcı tercihi ile örtüşür mü bilemedim.
  22. @Hakan Saraylı, çok doğru seçim, keyifle kullanacağından kuşkum yok, hayırlı olsun! Ben bile özendim bir an için (bilesi büyük arabalara ilgisizliğim nedeniyledir)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.