Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.803
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Vay be demek Ar-Ge'lerinde bizim kadar akıllı adamları istihdam ediyorlar.
  2. İzlediğim kadarı ile değişiklikleri çoğumuz olumlu bulduk. Ancak kişisel tercih ve alışkanlıklardan kaynaklanan ufak tefek hoşnutsuzluklar var. Söz gelimi; Sürekli HD veya ipod gibi müzik kaynağı takılı tutanlar için torpido gözü içindeki USB girişi bir nimetti, ikinci giriş olarak devam etmesini isterdim. Hız sabitleyici ile ilgili tartışma da kısa süreli kullanım sonrası edinilen alışkanlık ile tarihe gömülür. Üç kollu direksiyon tutma avantajı nedeniyle tercih edilmelidir, yani iyi olmuş. Vites kulakçıklarının direksiyona çekilmesi çok sevindirici bir gelişme. Gerçekten kötü duran bir tek arka diffüzör plastiği (zaten şu haliyle diffüzör adını bile hak etmiyor) Direksiyon ısıtma yapmışlar, halbuki soğutma daha önemli Sertleştirme doğru tabir değil, geliştirme diyelim.Süspansiyon geometrisi, amortisörler, direksiyon sistemi vb. hepsi elden geçmiş, aynısını yeni Fiesta'da da yapmışlardı ve araç hem daha iyi yol tutarken hem de daha konforlu olmuştu.
  3. Y ve Y'nin tartışmasına katkı olsun diye: Ford modeller arası benzerliği pek fazla uygulayan bir firma olmadı, ayrıca aynı çizginin değişik modellerini çıkarmak da biraz son yılların trendi. Belki VW bu konuda en istikrarlı ve geçmişi kuvvetli üretici olabilir. Evos taslağının kullanıcı ile tanışması ile Mk3 Focus'un tanıtımı yakın zamana düşüyor, 2011 yılı sonuçta... Hal böyle olunca Evos'un tüketici tarafından nasıl karşılandığının geri bildirimlerinin toplanması, buradaki olumlu havayı gördükten sonra taslaktan üretime geçiş sürecinin yürütülmesi vakit alıcı. Bu nedenle yeni tasarım dili ancak yeni Fusion/Mondeo'ya, onu takiben yenilenen Fiesta'ya ve en sonunda Focus'a zamanla ulaştı. Mk3 Focus ilk tasarlandığında Evos çizgisini taşıması imkansızdı. Sonuçta tasarım/üretim sürecinde kendine has bir plansızlıkatn bahsedilebilir ama Ford'da şu anda yeni tasarım dilini oturtmuş görünüyor. Bu arada kıyaslamalı görsellere bakınca makyajlı kasa nedense etkisini kaybetti birden. Zaten yeni tasarımı beğenmeyen çok kişinin de eleştirisini okuyorum. Gelsin görelim bakalım. Yine de özellikle geliştirmelerle değişimin olumlu olduğunun altını çizmek lazım. Sınıf rekabeti astronomik rakamların dile getirilmesini engelleyecektir. Ben hala ST bekliyorum, bu sırf yenilendi diye değiştirmeyi isteyeceğim bir model değil.
  4. Autobild'den görüntülü yorumlar Makyaj tasarım öğeleri hemen dikkat çekiyor ve Fiesta, Fusion/Mondeo ile uyumlu görünüm sağlıyor. Ön panjur büyürken tampon da biraz daha aşağı konumlanmış. Köşeli sis farları, kromajla süslenmiş yuvaları, ince far grubu ile birlikte bütün olarak ön cephenin daha sakin ve ağırbaşlı görünmesini sağlıyor. Kaput aralığı da biraz daha daralmış, olması gerektiği gibi olmuş. Yeni Bi-xenon far grubu akılla aydınlatma özelliğine sahip, hız arttıkça ışık hüzmesi genişliyormuş. Arka stopların küçülmesi, bagaj kapağı tutacağının ve diffüzörün sadeleşmesi ile arka da daha sakin ve dengeli bir görünüme kavuşmuş (bu arada ben diffüzörün düz kara plastik görüntüsünü hiç beğenmedim). Steyşında arkada değişiklik yok. İç mekandaki iyileştirmeler de kayda değer. Sync 2 sözel komutlarla çok kolay (şimdilik İngilizce) kullanılabiliyor. USB bağlantısı ve cihazın saklanacağı göz pratik olmuş. Orta konsoldaki sürgülü kapaklı gözlerde büyük şişeler dahi yer bulabiliyor. Sonunda ileri geri ayarlanabilir bir kolçak yapılmış. Temas edilen hemen her yerdeki malzeme kalitesi arttırılmış.
  5. Üzerinde yazışmaya değer bir dizi değişiklik olmuş. Diğer başlıkta yazdıklarımı kısmen buraya da alarak yorumlayayım... Focus Mk 3 baştan böyle olmalıydı Neredeyse Mk 4 denilebilecek kadar değişmiş Tüm değişiklikleri beğendim, kesinlikle albenisi artmış, fetişizm konusunda deneyimsiz olduğum için cinsel cazibesi konusunda yorum yapamayacak olsam da, daha şık, daha asil, daha dinamik göründüğü kesin. Önde tek panjur eski kasanın orta - yan - kaput altı şeklindeki dağınıklığını gidermiş ve gözü yormayan ve değerli hissi yaratan bir tasarıma yer vermiş. Fazla kromaj eleştirisi getirilebilir belki... Çıkıntılı kaput, incelmiş far kasası, şekilsel uyumlu sis farları ile hem sadeliğe vurgu yapılırken hem de dinamik görüntü sağlanmış. Yan çizgide değişiklik fark etmedim. Sadece bu jantları pek beğenmedim, aslında rengi de... Arka tasarımda da stoplar küçülmüş, bagaj kapağı yeniden tasarlanmış ve stoplarla entegre daha keskin bir iniş gösteriyor, muhtemelen aerodinamiye katkısı vardır. İç mekanda genelde sadeleşme var. Isı kontrol ünitesine koltuk ısıtma da eklenmiş, bazı kontrol düğmeleri vites yanına alınmış, ESP Off'u da burada görmek isterdim. Ses kontrol ünitesi de sadeleşmiş ve dokunmaya duyarlı büyük ekrana kavuşmuş. Sync 2 oldukça gelişmiş bir sistem, mesela "karnım acıktı" dediğinde yakındaki restoranları hemen ekrana getirebiliyor Tabii ülkemize nasıl gelecek, hangi donanımda bulunacak, ne kadar ulaşılabilir olacak onları zaman gösterecek. Öndeki gözün varlığı, çakmağın ve USB yeri daha kullanışlı görünüyor. Kısacası çok olumlu gelişmeler. Ve evet bizim Focus'ların pabucu dama atılır ister istemez. Hatta kimilerimizin kendini aldatılmış hissetmesine bile neden olabilir. Motorlara gelince... Yakubun tablosu Avrupa açıklamaları ile tam örtüşmüyor. Benzinlilerde 1.6 atmosferik sadece 85 PS versiyonu ile kalacak diğerlerinin yerine yeni 1.5 ünite kullanılacak şeklinde açıklamalar. Ayrıca 1.5 120 PS dizel bence çok uygun bir performans değeri, çok satacaktır hele ki PS ile birlikte gelirse. Performanslı motorlar genelde forumda ilgi görse de halk arasında çok itibar edilmeyen ve bu nedenle niş pazar olma özelliğini koruyacak üniteler. Dizelin değişmesinde önemli bir etken de Euro 6 normlarının yürürlüğe girecek olması. Daha önce de yazmıştık, 1.5 hacim seçimi de Uzak Doğu'daki vergi dilimlerine bağlı bir ölçüde de. Benzinlilerde ort. %5, dizellerde %8 ekonomi beklentisi var. Ayrıca eminim araçta Fiesta'da olduğu gibi görünenin ötesinde de iyileştirmeler var ve bunlar da etkili olacaktır, daha konforlu ve sessiz sürüş gibi. Bunlar da Frankfurt'taki ön tanıtımdan canlı fotoğraflar: Tek kelimeyle "Tebrikler" Ford!
  6. Eğer böyle gelecekse... Focus Mk 3 baştan böyle olmalıydı Neredeyse Mk 4 denilebilecek kadar değişmiş Tüm değişiklikleri beğendim, kesinlikle albenisi, fetişizm konusunda deneyimsiz olduğum için cinsel cazibesi konusunda yorum yapamayacak olsam da, daha şık, daha asil, daha dinamik göründüğü kesin. Önde tek panjur eski kasanın orta - ya - kaput altı şeklindeki dağınıklığını gidermiş ve gözü yormayan ve değerli hissi yaratan bir tasarıma yer vermiş. Çıkıntılı kaput, incelmiş far kasası, şekilsel uyumlu sis farları ile hem sadeliğe vurgu yapılırken hem de dinamik görüntü sağlanmış. Yan çizgide değişiklik fark etmedim. Sadece bu jantları pek beğenmedim, aslında rengi de... Arka tasarımda da stoplar küçülmüş, bagaj kapağı yeniden tasarlanmış ve stoplarla entegre daha keskin bir iniş gösteriyor, muhtemelen aerodinamiye katkısı vardır. İç mekanda genelde sadeleşme var. Isı kontrol ünitesine koltuk ısıtma da ekelnemiş, bazı kontrol düğmeleri vites yanına alınmış, ESP Off'u da burada görmek isterdik. Ses kontrol ünitesi de sadeleşmiş ve dokunmaya duyarlı büyük ekrana kavuşmuş. Öndeki gözün varlığı, çakmağın ve USB yeri daha kullanışlı görünüyor. Kısacası çok olumlu gelişmeler. Ve evet bizim Focus'ların pabucu dama atılır ister istemez. Yanılmıyorsam bu gece yarısı resmi görüntüler de yayınlanacak. Bakalım ne çıkacak, bununla uyumlu olursa tebrikler Ford!
  7. Önerilen değerler normal iklim değerlerinde, soğuk lastik ve boş araç için geçerlidir. Bununla beraber 1. Kısa mesafeli (<10 km) lastikleri yormadan yapılacak yollardan basınç fazla etkilenmez 2. Şekil değişikliği olabildiği sürece kapalı ortamdaki basınç değişmez. Lastikler de aşırı şişik değilse esneme yapabildikleri sürece yüklü konumda da önerilen değerlere şişirilmeleri yeterlidir. Fırsatını bulduğunuzda deneyin boş ve tam yüklü lastik havalarını ölçerek kıyaslamayı.
  8. Türkiye'nin bu motoru nasıl karşılayacağı ile ilgilenmiyorum. Biz burada b..k çukurunda debelenirken dünya ilerliyor. En azından vizyonumuzu yitirmeyelim, gelişmeleri takip edelim, kendi küçük dünyamıza esir olmayalım.
  9. @Servet Özkan'e gıcıklık olsun diye yazacağım işte... İdeal basınç diye bir şey yoktur. Çünkü kullanım özellikleri, yol şartları ve beklentiler farklı basınçlara yönlendirebilir. Kapı içlerinde ve kullanım kılavuzunda verilen değerler de önerilen değerlerdir. Uyulması zorunlu değildir. Öncelikle aşırı değerlerden kaçınmak gerekir, burada kast ettiğim belli yük şartları için fabrika önerilerinin yaklaşık %15 altı ve üstüdür. Yani önerilen 31 Psi ise 27 altına ve 36 üstüne ayarlamak belli olumsuzlukları da beraberinde getirir. Örneğin aşınma durumu: Lastik basınçları neyi etkiler: 1. Sürüş konforu 2. Direksiyon hissi 3. Yol tutuş 4. Yakıt tüketimi 5. Lastik ömrü Önerilen değerler bunlar arasında dengeyi gözetir. Söz gelimi yakıt ekonomisi düşünüyorsanız, keskin direksiyon hissi hoşunuza gidiyorsa, yol tutuşta bir nebze düzelme istiyorsanız ve uzun yola çıkacaksanız (artan lastik ısısı) normal değerlerin %10 üstüne çıkabilirsiniz. Tek kaybınız bir miktar konfor olur. Ya da aracın yol tutuş özelliklerini değiştirmek istiyorsanız, ki önermem, ön arka aks arasındaki basınçları farklı tutabilirsiniz, prensipte düşük olan önce kayar. Lastik kullanımında performansı etkileyen ve pek bilinmeyen ya da pek sözü edilmeyen önemli bir faktör de ısıdır. Isınan lastik daha çabuk aşınır ve tutunma özellikleri bozulabilir. Yüksek viraj hızları lastiklerin yanak burulmasını dolayısı ile ısı oluşumunu arttırır. Bu durumda yüksek hava basıncı burulma direncini arttıracağından olumlu etki gösterebilir. Sonuçta lastik havasını %10'a kadar artırırsanız yukarıda saydığım maddelerden 1 olumsuz, diğerleri olumlu etkilenir; düşürürseniz 1 olumlu, diğerleri olumsuz etkilenir.
  10. Çok az sayıda faninin tadabileceği eşsiz ve nadir dünyevi zevklerden biri. Şanslı herif... Ayrıca bilim ve teknolojinin geldiği noktayı ve mühendisliğin zirvesini temsil eden bir ürün. İç geçirmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Alacağın olsun Cenk!
  11. Hacim küçültmenin son ürünlerinden, Renault'nun F1 teknolojilerinden faydalanarak hazırladığı ve Cenevre'de tanıtacağı 1.6 TwinTurbo dizel motor. 100PS/L güç, yani 160 PS, 380 Nm tork ve %90'ı 1500 dd itibaren kullanılabilir, çift turboyu besleyen ve 1800 Bar basınçla çalışan enjeksiyon sistemi. 2.0 motor gücüne %25 daha düşük yakıt ekonomisi ile kavuşuyorsunuz ve Euro 6 normları karşılanıyor. Üstelik ilk kullanacakları araç da hiç öyle spor bir model falan da değil, Renault Traffic ticari. Motor konusunda güzel hareketler bunlar.
  12. Biraz konu dışı olacak ama... Çekiş kontrol sistemi ile ESP'yi karıştırmamak lazım. Çekiş kontrol sistemi tur zamanını ancak olumlu etkiler, çünkü patinaja düşecek tekerleğe giden ve kaybedilen gücü keser, yarış araçlarında bu (elektro)mekanik kilitli differansiyel, bizdeki çakması. ESP ise aracın savrulacağı varsayımından yola çıkarak güvenli hızlara çekecek ve aracı yolda tutacak önlemleri alır, bu da aracı yavaşlatır, kontrollu kayma mile daha hızlı tur zamanı elde edebilrsiniz. Ayrıca aradaki 1-2 saniyelik farkların sizin sürüş değişkenliğinden kaynaklanmadığını söylemek zordur. Değerli bir ölçüm olabilmesi için en az 3 kez üstüste aynı şartlarda aynı tur zamanı ile dönmeyi başarabilmeniz, ya da her iki konumda en az 10'ar tur atıp ölçüm ortalamalarını t testi vb. uygun bir istatistiksel yöntem ile değerlendirmek düşünülebilir. Gerisi bolca eğlence olur...
  13. Tüm gelişmiş ülkelerde cam karartılması konusu, ister filmle ister cam üretimi sürecindeki katkı ile yapılmış olsun, kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Özetlemek gerekirse; Cam karartılmasının avantajları Sıcak bölgelerde bence etkisi abartılan bir kabin içi ısı düşüşü, söz gelimi Antalya'da yazın en sıcak günlerinde iç mekanın 50 derece ya da filmli araçta 45 derece olması arasında bence çok önemli bir fark yok Yine kabin içi ısı ile ilintili olarak klimaya göreceli daha az iş düşmesi, dolaylı yakıt tasarrufu ve konfor hissi Güneşin parlaklığının iç mekanda daha az hissedilmesi Araç içindekilere belli bir mahremiyet alanı sağlaması Güneşin kanserojen UVA ışınlarına karşı daha güçlü koruma Şık görünüm Camın parçalanarak tuz-buz olmasını engellemek, yani artmış güvenlik (camın kesici etkisinin artacağı ve çıkışı engelleyebileceği konusundaki bilgiler asılsızdır, merak eden olursa konunun detayına da girerim) Dezavantajları En önemlisi ve geçerlisi çevre ışığı azaldığında, başta gece olmak üzere görüşün azalması ve bundan sürüş güvenliğinin etkilenmesi Araç içine görüşün engellenmesi gerek sürücüler arasındaki göz teması ile iletişimi olumsuz etkilemesi, gerek kaza anında iç mekanın incelenmesini zorlaştırması ve gerekse bizim gibi polisiye tedbirlerin yoğun olduğu ülkelerde güvenlik güçlerinin iç mekanı gözlemlemesini zorlaştırması açılarından sakıncalı. Gelişmiş ülkelerde genelde belli kurallar belirlenmiş bu konuda Ön camın karartılması yasak ve ışığın en az %75'ini geçirmesi zorunluluğu var. Diğer tüm camlarda da ışık geçirgenliğinin %35 altında olmaması şartı var ama sürüş güvenliği ile ilgili kuruluşlar bunun da %75 düzeyine çıkarılması konusunda çalışıyorlar. Ön cam hariç diğer tüm camlarda yansıtma oranı %10 üstünde olmamalı. Ülkemizde bildiğim kadarı ile bu kadar detaylı bir tanımlama yok ve genel bir yasak var. Bence olması gereken ise Ön cama kesin dokunulmamalı Ön yan camlarda belki çok hafif bir karatma olabilir, belli belirsiz düzeyde ama kesinlikle görüşü etkileyecek düzeyde değil. Arka yan camlar isterse kapkara olabilir, burada oturan çocuk, yaşlı gibi özel yolcuların korunmasına da katkısı olur Arka cam ise ön yan camlarla benzer nitelikte olabilir. Sonuç olarak aklı başında bir sürücünün genel bir serbestliği kabul etmesi mümkün değil.
  14. Ben bunu dehşetle izlemiştim, hatta o kadar etkilenmişim ki paylaşmayı bile akıl edememişim. Tasarımı yapan ne tür hisler içinde idi acaba?
  15. Bu resmi fotoğraf değil, beklentiyi yansıtan bir çalışma, son hali buna benzeyecektir. Biraz sabredin fuara az kaldı, Mart'ın 6'sında kapılarını açacak, yetişirse görürüz.
  16. Yeni Focus'u Cenevre furarında görme olasılığımız yüksek.
  17. Sözüm size değil ama mesleği olduğu halde bilgisi bazen benden az olan o kadar çok kişi tanıdım ve olay yaşadım ki bilimsel kuşku bahanesi diye yutturmaya çalışacağım şüphecilik iliklerime işledi. Herhalde... Bende kurum yakmayı motoru zorlamanın doğrudan kolaylaştırmadığını, yük altında daha fazla karışımın silindire püskürtüldüğünü ve daha güçlü patlamalarla daha fazla ısı üretildiğini ve yakma sürecinde bunun etkili olduğunu anlatmaya çalıştım ve hava direncinin de belli hızlardan sonra (80+) bu anlamda yeterli "yük" olduğunu yazdım. Estağfurullah ama bilgime güveniyorsam "inatçı ve ısrarcı" olabilirim...
  18. Çok konu dışı oluyoruz ama... Bu kadar katı olmamak lazım. İlk mesajımda problem araç grubunu tanımladım, dizelse katmerli zaten. Bu sınıfta yararlı olacağı konusunda kuşkum yok. Yükten anlamaz kurum, yük ısıyı arttırıyor sonuçta. Bunun için yüksek viteste ve hava direncine karşı hız yaparak gitmek lazım, tabii hız sınırlarını aşmayarak, bundan iyi yük olmaz. Bu da hedef kitleyi dışlayan başka bir genelleme. Suistimale açık olduğu kesin... Doğru ama hedef kitlede risk hala var.
  19. ER-OL Otomotivi duyarlı yaklaşımları nedeniyle kutluyorum, bunun ticari başarıya dönüşeceği konusunda da kuşkum yok. Konu başka başlıklarda da tartışılmış olsa da burası ciddi ziyaret alacağından burada da bazı şeyleri tekrarlamakta yarar var Geniş renkli ekranlı gösterge panelini hararetle öneririm. Ben araçtaki oyuncaklı şeylere pek önem vermesem de veri yoğunluğu ve sunuşu açısından son derece başarılı. Tümüyle sistemlerle uyumlu ve kolay kolay eski ekrana dönmeyi kabullenemeyeceğiniz kadar güzel. Bitmeden alın, çünkü fiyat da çok uygun. Hele ki döviz kurları düşünülürse (konu sahibi sen bunları okuma!) Küçük bir çekince olabilir, bu ürünün bu kadar ucuz olması kalite kontrolundan geçmemiş olması ile izah edilebilir. Bu da nadir de olsa çalışmaması anlamına gelir. Tedarikçinin çalışmayan ya da tüm işlevlerini sunmayan ürün konusundaki tavrı ne olacaktır? @ER-OL Otomotiv, görüşünüzü rica edebilir miyiz? Söz gelimi benim ekranda iki-üç ayda bir kendi kendine çözülen bir donma yaşanıyor. Bu tür ufak tefek aksaklıkları yaşamanız olası ve görmezden gelmek de çok kolay. Görselliği ile kendini hemen affettiriyor. Yanlış anlaşılmasın, ille olacak demiyorum, ama bu tür durumlar olabilir, almaya engel değildir, sonuçta Almanya'da bile 600+ € fiyatla satılan bir ürünü alıyorsunuz, bazı şeyleri sineye çekmeye değer. Sitede gösterge montajı bu konuda anlatılıyor: Biraz el becerisi olan kişi kendisi dahi yapabilir. Servise sadece km sayacı verisinin aktarılması için ihtiyacınız var, bilgisayara bağlayıp halletmeleri gerekiyor. İşlem süresi ehil elde 15-20 dakikayı geçmez. Gösterge arızaları garantiye girmeyecektir. Göstergenin takılmasına bağlanabilecek herhangi bir arıza da öyle. Ama tutup motor bloğunda bir çatlak olduğu fark edilir ve bu nedenle garanti kapsamı dışı bırakılmaya çalışırsa en geç mahkemeden döner. Ayrıca Yekta'ya da sonuna kadar katılıyorum, servisle diyaloglar bu konuda yönlendirici oluyor. Özetle garantiyi dert etmeyin. Zaten garanti süreci zavallı tüketiciyi korkutan öcü olarak suistimal ediliyor fazlası ile... Herkeşe hayırlı olsun, haydi arayın verin siparişlerinizi.
  20. HB'de de iki kere basına kilit atar ama kapağı el ile kaldırmanız gerekiyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.