Cem Boneval

Aktif ve 2000 tele verecek bir babayiğit bekliyor...

Servise gidin... şikayetinizi iletin... giderilmesini talep edin.

Eksik kalmış, altını olan kuralı koyar, kuralı koyan altını alır.

Resimlere bakınca niye üretmediklerini anlamak pek de zor olmadı Belki Milano...!?

Bir kere ve umarım ki son kere yazayım: Araç serisinde saptanan ve yazılımla giderilmesi gereken bir aksaklık varsa Ford merkezden teknik servis bülteni yayınlayarak hedef kitleyi ve yapılması gereken işi servislere bildiriyor. Bu çerçevede zorunlu ise güncelleme size sormadan yapılır. Bunun dışında donanım değişiklikleri, donanım uyumsuzlukları vb. nedenlerle ürün serisi geliştikçe güncellemeler yayınlanmakta, ancak bunların aracımıza yönelik bir olumlu etkisi olacağı kuşkuludur, her güncelleme daha iyi şeyler sağlayacak, daha gelişmiş bir işletim sistemimiz olacak diye beklenti içerisinde olmaya gerek yok. Aracın çalışması ile ilgili sorunlar yaşıyorsanız ve bunlar rahatsız edici boyutta ise bunların yazılım güncellemesi ile iyileştirilmesi söz konusu olabilir, bunu da servis eğer işini biliyor ve yapmak istiyor ise sizden benden iyi bilecek ve gerekeni yapacaktır. Kala kala her işin kolayına kaçan, bilgisini tazelememiş, umursamaz servis yapısı kalıyor ki bu benim tahminimce büyük bir oran teşkil etmeyecektir. Özetle sorun yoksa "güncellemania"ya da gerek yok. Arabanızın keyfini çıkarın, evdeki bilgisayarınızı güncelleyin.

Etis genel bir bilgi merkezi, aracınıza özel verileri tutan bir veri tabanı değil. Şasi numarası ile hangi model gamına dahil olduğunuz tespit ediliyor ve ona göre bilgiler aktarılıyor, salt sizin aracınıza ait değil gördüğünüz veriler.

Farklı başlıklarda bu konu defaten gündeme geldi. Özetle yapısal olarak Ford'un yeni modellerinde kullandığı direksiyon kutusu belli ölçüde tıkırtı tarzında ses yapabiliyor, mesela parke yollarda. Az sayıda araçta bu ses zamanla aşırı artış gösterebiliyor, rahatsız edici boyutta algılaniyorsa direksiyon kutusu garantiden değişebiliyor. Ancak yeni takılanın da sessiz olacağı ve kalacağının garantisi yok. Benim de yaklaşık 40.000 km oldu, kötü yola düşersem inceden ve rahatsız etmeyen bir tıkırtım var, Focus'ya da Fista'da da. Yani bu bir durum sorun değil. Dert etmeye gerek yok. Ama Yekta'nın aracındaki boyutlara gelirse değişim talep edilebilir.

Güle güle kullanın, kapı kenarı kromajına karşı olduğumu daha önce de yazmıştım, ama zevk ve tercih sizin. Resim yüklediğiniz sitedeki "Direct Access" linkini kopyalayıp mesaj yazma ekranındaki suratların altındaki üzerine gittiğinizde Resim yazısı çıkan yeşil kutuya bastğınızda açılan pencereye yapıştırırsanız böyle olur:

Önce hukuki yönüne bakalım: Söz konusu ürünün değişime tabii olabilmesi için "ayıplı mal" olarak nitielendirilmelidir. 4077 No'lu TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN ayıplı malı aşağıdaki şekilde tanımlamaktadır. Madde 4. - Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. Gelelim yoruma: Öncelikli şu hususu belirtmeliyim ki; birçok firmanın kullanma kılavuzunda yazdığı gibi ayıplı malın tamir için 2 defa servise girmesi, tamiri mümkün olmazsa malın değiştirilmesi gibi bir seçenek tüketicinin tek ve öncelikli seçeneği değildir? Kullanım kılavuzlarında yer alan bu ibare doğru fakat eksiktir. Daha doğrusu ayıplı malın ücretsiz onarılması tamiri, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya satışın iptali ile satıcıya ödenen satış bedelinin iadesini isteme seçenekleri firmalara değil tüketiciye tanınmış seçeneklerdir. Tercih hakkı tüketiciye tanınmıştır. Tüketici malın ayıpsız yenisi ile değiştirme hakkını, ayıplı malı iade ile parasının iade hakkını veya yine isterse tamir haklarından birisini seçmek ve kullanmakta serbesttir. (4077 sayılı TKHK m.4) Öncelikli seçenekler ayıplı malın alınması ve yerine hiçbir ücret almadan ayıpsız aynı maldan verilmesi veya ayıplı malın alınarak satış bedelinin aynen iade edilmesidir. Ayıplı mal ilk talepteayıpsız yenisi ile değiştirilmek mecburiyetindedir. (Bakınız yan tarafta verilen Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2006/1452 E. 2006/5312 K. Sayılı kararı) Bu kural açısından ayıplı malın 1 lira değerinin olması ile yüz bin lira değerinde olması arasında hiçbir fark yoktur. Malın boyutlarının küçük veya büyük olmasının arasında da hiçbir fark yoktur. Şu firma ile bu firma arasında da bir fark yoktur. Tüketiciler, bazı firmaların "bizim böyle bir uygulamamız yok, verin servise gönderelim veya bırakın tamir edelim, parçasını değiştirelim, fabrikaya geri gönderip, tamir ettirelim, boyattıralım v.s" cevaplarına aldırmamalıdır. Firmalara göre kanunlar farklı değildir. Bilinmelidir ki tercih hakkı tüketicinindir. Bu nedenle tüketiciler haklarını kullanmakta ısrarcı olmalıdır. Kural ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi veya ayıplı malın iade alınarak satış bedelinin iade edilmesidir. Bu işlem için ayıplı malın ikiden fazla tamire girmesi ve saire ye gerek yoktur. Hatta tüketici malı tamire verdiği takdirde malın yenisi ile değiştirme hakkını zora sokmuş olmaktadır. Bu durumda tüketicinin tamir hakkını kullandığı kabul edilmekte ve tamir hakkını kullandığında ise malın yenisi ile değiştirilmesi veya bedel iadesi için bir dizi prosedürün gerçekleşmesi gerekmektedir. (24.04.2011 tarihinden önce alınmış mal veya araçlar için aynı arızanın 1 yıl içerisinde ikiden fazla veya farklı arızaların dörtten fazla gerçekleşmesi veya 30 iş günü (araçlar dışında 20 iş günü) olan azami tamir süresinin aşılması gibi.) 24.04.2011 tarihinden sonra alınmış mal veya araçlarda malın tamirine başlanması durumunda değişim veya bedel iadesi hakkının tekrar gündeme gelebilmesi için ise Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde en az dört defa veya imalatçı-üretici ve/veya ithalatçı tarafından belirlenen garanti süresi içerisinde altı defa arızalanmasının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması gerekmektedir. (Değişik bent: 24/04/2011 - 27914 S. R.G. Yön./8. md.) Kaynak: http://www.yusufayik.av.tr/tuketici.html Sonuçta süreç öyle bal-kaymak olmaz, uzun ve sevimsiz bir mahkeme sürecini göze almak ve hatta belki de kazanamamayı gerekir. Modül değişim bence sorununuzu çözecektir. Yazılımsal değil gibi görünüyor. Bakalım Mühendiz Bey ne diyecek? Kolay gelsin...

Öyle olmalı, PCM = Powertrain Contol Module, yani motor ve şanzıman kontrol modülü

Bence satıcının beklediği niteliklerde bir alıcı konumundasınız... Ogün'e tamamen katılıyorum.

Şunu unutmayın hız dayanıklılık testlerinde lastiğin söz konusu sınırda 10 dakika dayanması yeterli görülüyor. Bu süreden sonraki davranışların tsstlerde önemli aksaklıklar gösterdiği geçmişte çok kereler kanıtlandı. Kış lastiğinin geçiş mevsimlerinde de kullanıldığı ve kişileri zaman zaman şeytanın da dürttüğü düşünülürse ben üreticinin de ilk lastik seçiminde yaptığı gibi bir güvenlik alanı bırakılması taraftarıyım. Tercih sizin.

Eğer cam veya cam-ayak konumundaysa elbette ortadakilerden hava gelmez, gelse hatalı olurdu zaten. Yan mazgallar ise yan camlarda buğuyu önlemek üzere kullanıldığından aktif kalır. Hava tönünü gövdeye/ortaya alırsan aktif bir şekilde hava gelişini görürsün. Her üç yön de seçili olursa orta mazgallardaki akım düşük olur, en hızlı fan konumunda doğru dürüst hissedilir. Biraz oynayın değişik seçeneklerle ve çözün sistemi.

İkisi de olur yalnız Good Year T serisi, yüksek hıza gelmez.

Yeterince açık yazdığımı düşünmüştüm, motor devirliyken "birden bire" açmayın, debriyaja basın kısa süreli, rölanti devrine düşürün öyle devreye alın kompresörü, daha uzun ömürlü olur, sonra debriyajı bırakıp kaldığınız yerden devam edersiniz. Tabii bu 3000 dd ve üstü için geçerli daha çok.

Avrupa yoğun tuzlama yapıyor, bu da yüzeysel yıpranma ve oksidasyona neden oluyor. Ayrıca Avrupa çamur içermediği için aracın altı da tmeiz kalıyor, bizde de altını yıkatsanız çoğunda pas izlerine rastlanır.

Herşeyi dilerseniz açık bırakabilirsiniz, hiçbir şey kapatma zorunluluğu yok. Ozan belirtmiş zaten akü enerjisine ihtiyaç duyulduğunda kaynak yönetimi yapabiliyor araç. Detayda: Yağmur sensörü açık kaldığında yağmur dışında bazı şeyler tetikleyebiliyor ve kuru camda yanlışlıkla çalışabiliyor ve bu pek sevimli değil, zararlı mı? Hayır Far otomatikte kaldığında bazen kapalı havada ya da erken saatlerde gereksiz yere açık kalabiliyor. Zararlı mı hayır, sadece gereksiz. Havalandırma açık kalırsa kışın başlangıçta gereksiz yere soğuk hava üfler, yazın da sıcak, zararlı mı, olsa olsa konfora ve belki sağlığa ama arabaya değil. Klima kompresörünü sadece motor devirli çalışırken devreye alıp devreden çıkarmamaya dikkat etmek lazım, ama rölantide sorun yaratmaz. Zaten siz bunları kontağı kapatmadan kapatıyor olsanız vile otomatik start-stoplu araçlarda bunların hepsi açıkken belli şartlarda motor anında duruyor. Özetle dert edilecek bir şey yok, korumacı olunacak bir alan değil.

Bence evet... Triger ne zaman değişti, Türkiye'de eskilerde 90.000'de bir değişir de... Yeni Focus'ta 4 yıl veya 135,000 km demişler, yıl düşük ama km iyi.

Her türlü güzel müziği dinlerim Mesela bunu duyunca nerede olursam olayım oynamaya başlıyorum, adeta bir tik tetikleyici... Florence & THe Machine dedin mi bunu başa yazarım, daha önce de paylaşmıştım...

Orijinal versiyonunu da çok severdim ama bu müthiş olmuş, dans etmek için, araba kullanmak için ve ... Yol müziklerine devam:

Yazılandan da anlaşılacağı üzere sorun kullanıcı da depoda değil, yanlış uygularsanız taşar da atar da...

Bunu nasıl yaptınız? Yani yol bilgisayarı Eco Mode ekranları gibi duruyor da yazdığınız. Gauge test menüsünde yok böyle veriler, tabii yeni serilerde değişti ise bilemem. Olanlar:

Yok öyle bir şey... Pompanın yanlış oturtulması ve/veya bozuk olması sorun. Başta da yazdım.

Bu arada güzel hbaer: FIA Dünya Rallikros Şampiyonası bir ayağı Istanbul Park pistinde 11-12 Ekimde yapılacakmış. Görevlendirme teklifim bugün geldi.

Yer yer +15 PS ve +20 Nm veriyor ki, hiçbir Allah'ın kulu buna beni inandıramaz.