Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.806
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. http://www.focusclubtr.com/index.php?app=core&module=search&do=search&fromMainBar=1
  2. Sorduğunuz soruların hepsi daha önce foruma tartışıldı. Mesela rodaj diye aratın bir sürü mesaj bulursunuz... Özetle zamane arabalarında gerçek anlamda bir rodaj yok, ilk 1000-1500 km parça parçaya, araba sürücüye, sürücü arabaya alışana kadar fazla zorlamadan, sert hızlanma, sert fren, çok yüksek devir, çok alçak devir ve sabit devirde uzun süre sürmekten kaçınarak kullanmak lazım, yani normal biri sürücünün kullandığı gibi. Dizellerde ilk 10.000 km sonrasında belki %5-10 arası bir yakıt azalması söz konusu iken bu benzinlilerde bu kadar belirgin değil. Aracınız için elde ettiğiniz tüketim değeri şehir içi ise fabrika değerinin dahi altında ve başarılı bir değer. Daha aşağı düşmesi zayıf ihtimal. Bu civarda kalmasını sağlasanız bile yeter. Lastik havaları ön arka 31 Psi/2.2 Bar şeklinde ayarlanmalı. Tam yük ve yüksek hız için yükseltilmeli, gerekli açıklamalar kullanım kılavuzunda var, göz gezdirin, çok şey öğrenirsiniz... Lastikçilerin pek azına güvenirim. Atmosferin neredeyse %80'i nitrojen, bunun için ekstra para ödemeye gerek yok, günlük kullanımda saf nitrojenin önemli bir getirisi de yok.
  3. Ne idüğü belirsiz replika jant yerine markalı ama belki premium olmayan ürünler tercih edilebilir. Ağırlık bence de önemli ve yeni jant + lastik ağırlığı eski jant + lastik ağırlığını %10'dan fazla geçmemeli. 235/40-18 önerilse de 225/40-18'e göreceli ucuz ve hafif olması ve ebad olarak pek aykırı düşmemesi nedeniyle yeşil ışık yakarım. Lastik konusunda sıralamam aşağıda, spor auto dergisinin test sıralamasına büyük ölçüde katılıyorum. Notlarımı ekledim:
  4. Geçmiş olsun, gözünüz aydın, elimizden geleni yapmışız...
  5. Yeni Focus'larda gösterge panelindeki ısı göstergesi reel veri aktarımı yapmıyor. Yani 45 derece, termostat açıldığı anda 90 derece ve hararet yaptığında da 120 derece ve uyarı yazısı şeklinde üç kademesi var, ara değerleri görmüyorsunuz. Bunun yerine bir lamba koysalardı sarı, yeşil, kırmızı aynı işi görürdü. Bu gösterge soğutma suyundan algılayan bir sensöre bağlı. YB test menüsüne girip motor ısısı bölümüne girerseniz blok sıcaklığını görürsünüz. Ortam ısısına yakın değerle başlayıp kısa sürede 40-45 derece civarına geldiğinde gösterge panelindeki ısı göstergesi hızla 90'a yükseliyor. Motor bloğunun 95-96 derecelik bu çalışma ısısına ulaşması yazları 8-10 dakika, kışın iki katına kadar uzayabiliyor. Ancak paneldeki gösterge 90'a geldiğinde kaloriferden ılık esmeye başlıyor. Özetle gösterge motor ısısını yansıtmıyor, benzinlilerde ara değerleri okumadığı için hızla yükseliyor, yükselme birim birim değil açık-kapalı şeklinde oluyor,göstergeye bakarak özellikle motor ısındı basabilirim düşüncesinde olursanız yanlış yaparsınız, çünkü yağın ısınması çok daha fazla vakit alıyor.
  6. Getirip satanlar da var: http://www.sanalpazar.com/Ford-Focus-Iii-Gunduz-Fari-Drl-Yeni-Stil__isp12410064
  7. @Cem Kamil, ...ve mutlaka Otosan'a yazılı ve sözlü şikayet/geri bildirimde bulunun.
  8. Bir kaç kere daha yazdım, 1. Kış lastikleri (kar değil) bildik markadan olduktan sonra hemen hepsi kabul edilebilir bir performans gösteriyorlar, özellikle kışın yol ve hava koşulları nedeniyle daha tedbirli kullanılıoyr olması yaz lastikleri kadar fark algılanmamasına neden oluyor. 2. Kış lastikleri ile sürüş zamanının ortalama belki %10'u kar ve buzda geçiyor, bu nedenle bu şartlardaki performansı kadar önemli kuru ve ıslak yollardaki performansı. Bu da çerez:
  9. Bu sorun %90 insanda psikolojik, araçta yazılımsal...
  10. 1. 2 dakika gerçekten ölçülmüş bir değer mi? 2. Gösterge 90 olduğunda kalorifer sıcak hava üflüyor mu? 3. Bu gözlemde ortam ısısı kaç?
  11. Bu tamamen motora bağlı, genelleme yapmamak lazım. Güncel turbo motorlarda 1500-1750 dd aralığında yeterli torka ulaşıldığı için 1500 dd'da 1/4 gaza basıp çıkmak mümkün. Bu grafik de sabit hızda tüketimi gösteriyor:
  12. ACEA C4 olarak tanımlanmış, Ford A5 istiyor. 5W-30 değeri uygun olsa da Ford'un standartlarını karşılamıyor. Başka uygun seçenekler varken ben kullanmazdım.
  13. Emin misin? Liste fiyatında sadece 1000 TL fark var, ama Trend X için daha fazla indirim yapıyor olabilirler.
  14. Kararın doğruluğunu bildirmek için arada bir uğra buralara, yaz bir şeyler, ayrıca bakarsın biz de ziyaretine geliriz, konvoy yapar gezdirirsin bizi Meriç Köprüsü Beyazıt Külliyesi ve Şifahane, Karaağaç, Kırkpınar, Selimiye, Eski Camii, ciğerci Niyazi...
  15. Var Çağlar. Aşağıdaki grafikte tork, devir ve tüketim ilişkisi var. yeterince aydınlatıcı olur sanırım. Hoş turbo benzinli motor ve Ford değil ama prensipler değişmez.
  16. Yukarıdaki komple ST kitin üreticisi ile yazışıyorum, pazarlık aşamasındayım, en az 5 set alınmasını şart koşuyorlar, daha aşağı inemedim. Fiyat kesinleşince talipleri soracağım.
  17. Özer Bey zaten cevap salt size değildi, araştırmacı kimliğinizle bu bilgilere sahip olduğunuzu düşünüyorum, ama arada uğrayan misafirler oluyor, meraklı başka arkadaşlar oluyor, ne kadar paylaşır ve bilinçlenme sağlarsak o kadar iyi diye düşünerek yazıyorum. Söylediğiniz şartlarda uyarı ışığının yanması gerektiğini de bir aksaklığa işaret etmek adına yazdım, bakalım ne çıkacak. Debriyaj ısınınca kaçırabilir ama ısınması için yarım debriyajda zorlanması bu durumu kolaylaştırır.
  18. Çok yazdık, yazdıklarımı bulmak, yeniden yazmaktan zor. TCS, tekerleklerden bir veya ikisi patinaja düşerse tutunma sağlanana kadar motor kontrol ünitesi üzerinden motorun torkunu azaltarak ve gereğinde patinajda olan tarafa hafif bir fren uygulayarak yolu kavramayı kolaylaştıran bir sistem. TCS açıkken patinaj olmaz diye bir şey yok, ancak devrede olmadığına göre belirgin az olacaktır ve bu süreçte motor kontrol ünitesi devreye girdiğinde mutlaka içeride sarı kayan araba uyarı lambası yanacaktır. Daha önce de tartıştık zemin kaygan olduğunda bazen motor kendi kendini boğacak kadar güç kaybedebiliyor ve yokuşta kalıyorsunuz, bu gibi durumlarda son çare olarak TCS'yi kapatıp belki patinajla yolu kazar/kurutur ve altında daha iyi tutunabileceğim bir zemin bulurum beklentisi içinde olabilirsiniz. TVS ise virajda gaza yüklendiğinizde viraj içinde kalan tekerleğin üzerindeki ağırlık azaldığından patinaja düşmesini engellemek için sistemin ona hafif bir fren uygulamasıdır. Fren etkisini çok nadir olarak, kaygan zeminde ve sert döner ve gaza yüklenirseniz tek taraflı ABS sesini duyarak hissedebilirsiniz. Çoğunlukla fark edilmez. Ancak dediğim gibi viraj içinde gaza basmak gerekir etkili olması için, bu yönüyle ESP'den ayrılır. Zaten önden çekişte doğru viraj tekniği viraj öncesi yavaşlayarak virajı gazla dönmektir. Otoparktan çıkarken bağırıp gitmemesinin bence bunlarla hiç alakası yok, yarım debriyaj çıkıyor olmanızdan kaynaklanıyor.
  19. Arka spoyler bence de mutlaka eklenmesi gereken bir aksesuar, ancak servisten maliyeti çok yüksek, değişik konu başlıklarında tedarikçiler var, ben Himpeks'ten almıştım mesela (0212 633 22 07 Cüneyt Bey). 200-250 TL civarıdır, boya gerekebilir. İyi bir egzozcuda en kolay halledilecek aksesuar. DP_Tuning Eibach Türkiye distribütörü, orijinal resmi ithalatlı yaylar 450 TL civarında, sahibinden'de çok sayıda ilan var, çakma ürün olmamasına dikkat etmek lazım. Ford'un Focus için önerdiği ve kullandığı ebadlar 17" ile 215/50-17 ve 18" ile 235/40-18 18" göresel olarak rakipsiz ancak yanak kalınlığı düşük taban genişliği fazla lastik kullanınca; - Yol tutuş kuruda düzelir, ıslakta aynı kalır , hatta bazen kötüleşebilir - Konfor olumsuz etkilenir ve sertleşir (hele yay da takılırsa) - Yakıt tüketimi artar - Lastik fiyatları yanak inceldikçe yükselir Jant zevk meselesi, üzerindeki janttan ağır olmaması için çaba gösterilebilir. Lastikte de makul fiyatlı ürün olarak Petlas Velox Sport PT741 düşünülebilir, premium olsun dersen Conti Sport Contact 5, Michelin Pilot Sport 3, Good Year Eagle F1 Asymmetric 2; fiyat kalite oranı iyi dersen de Dunlop SportMaxx RT ve Hankook Ventus S1 Evo 2 olabilir.
  20. Uygarlığımızın geleceği bilimsel düşünme alışkanlığımızın gitgide yayılmasına ve derinleşmesine bağlıdır. John Dewey Hikmetli bilgi, tecrübe ile desteklenmiş ve uygulanabilir özellikler taşıyan ilimdir... Hikmet, ilim ile sanatın birleşmesidir.Elmalılı M. Hamdi Yazır Bir kuruluşun sahip olduğu yeri doldurulamaz tek sermaye insanların bilgi ve yeteneğidir. Andrew Carnegie Dünya artık emek-yoğun, malzeme yoğun, enerji-yoğun değildir; bilgi yoğun olmaktadır. Peter Drucker Şaşılacak kadar çok aklım olmalı! Bazen, haftada bir kez aklımı başıma toplamam gerekiyor. Mark Twain Bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır. Lao-Tzu Gerçek kurtuluş ancak cehaletin ortadan kaldırılmasıyla olur. Cehalet kaldırılmadıkça toplum yerinde kalıyor demektir, yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor demektir. Mustafa Kemal Atatürk Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fen haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir. Mustafa Kemal Atatürk İnsan akıllı bir yaratıktır; böyle olduğu için de uygun gıdasını bilimden alır; fakat insanın bilgisinin alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden ancak çok az bir kısmı için ümitlenilebilir. David Hume Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Öğretmeyi seviyorum ve öğrenmeye çalışıyorum. Konfüçyüs ...ve uzar gider!
  21. Ozan'ın da belirttiği gibi bazen "yeterince bilgilendirmeyen uzmanlara" dayalı verilerle sadece kafalar karışıyor bu ülkede. Bu konuyu daha önce yazıp yazmadığımı hatırlamıyorum ama özetlemekte yarar var. Yağ üzerindeki numaralar ne anlam taşır? Yağ etiketinde SAE XX şeklinde yazan rakam ürünün viskozite değerini/sınıfını gösterir, bu viskozite değeri kabaca ortam ısısı ile ilişkilendirilmiş bir kategori ifadesi olarak da kabul edilebilir. Yani SAE 50 değerinde bir yağı 50 derece ortam ısısında kullanmak uygun olur gibi bir sonuca varmak çok da yanlış olmaz. Polimer katkılı yeni nesil yağlarda ise değerler soğukta ve sıcakta olmak üzere iki grupta değerlendirilir. Arkasında W harfi bulunan değer (winter = kış) soğuktaki, diğeri de sıcaktaki değeri verir. Aynı yağ nasıl değişken viskozite gösteriyor derseniz; katılan polimerlerle... Bu kimyasal "tespih böcekleri" soğukta minik yumaklar halinde bulunduğundan akışkanlığı olumsuz etkilemez iken ısı arttıkça açılıp uzun zincirimsi yapılar oluşturarak yağın tutunmasını ve böylece viskozitesini korumasını sağlarlar. Motorun ömrünü korumak için önemli olan yağın soğukta akışkan olması ve sıcakta da kopmadan yağ filmini sabit tutabilmesidir, diğer bir deyişle soğukta düşük, sıcakta göreceli yüksek viskoziteye ihtiyaç duyulur. İşte bu yağlar da içerdikleri katkılarla bu ihtiyaca cevap verirler. Değişik viskozite sınıflarının ortam ısısına göre kullanım alanlarını aşağıdaki grafikte görebilirsiniz: Bu tablonun sadece fikir vermesi için burada bulunduğunu üreticinin önerdiği yağ standartlarının karşılanmasının öncelikli olduğunu vurgulamak isterim. Peki viskozite aşağı viskozite yukarı, bu değer neyin nesi ve nasıl ölçülür? Öyle düşündüğünüz gibi karmaşık bir sistem değil aslında. Bir viskometre kullanılarak birim yağ miktarının birim açıklıktan belli ısı değerlerinde ne kadar sürede aktığı ölçülüyor ve elde edilen süre de viskozite değeri olarak bildiriliyor. Buraya kadar anlaşılması zor değildi umarım. Biraz daha ayrıntıya girince işler karışıyor, çünkü genelde olduğu gibi Amerika, Avrupa ve ikisine de ait olmadığını iddia eden İngiltere kendi standartlarını kullanmak arzusundalar. Amerika Saybolt viskometre sisteminden 60 ml yağın akmasını ölçüyor ve değere Saybolt saniyeleri adını veriyor. İngiltere Redwood viskometresinden 50 ml yağın akış süresini ölçüyor ve bunu Redwood saniyeleri olarak tanımlıyor. Avrupa ise Engler viskometresini kullanarak 200 ml yağın akış süresini temel alıyor. Nasıl işler karışmaya başladı mı? Bu tür durumlarda genelde durumu kurtarmak için bir ortak değerde anlaşılır ve bu değişik standartların o değere dönüştürülmesini sağlayan bir formül bulunur. Burada durum aynı olmuş. Sanayi kinematik viskozite değerinde buluşmaya karar vermiş ve bugün tüm yağ standartlarında artık bu değer kullanılıyor. Farklı ölçüm teknikleri de bir kalibrasyon katsayısı ile bu değere dönüştürülüyor. Akışkanlığın ölçü birimi centistoke (cSt = mm2/s) ve bizim kullandığımız yağlarda bu değer 7-12 arasında değişiyor. Yazmayı unuttum, önemli: Tüm ölçüm sistemlerinin ortak özelliği bunu standart iki farklı ısı noktasında yapıyor olması: 0° Fahrenheit (-18°C), ve 212° Fahrenheit (100°C). İlki W değerini ikincisi de bildiğimiz SAE değerini veriyor. Yağ teknik özelliklerine bakarken dikkat etmeniz gereken kritik iki değerden daha önemlisi, kinematik viskozite, tabii ki @100°C. Bu değer mesela Opet Fullmax 5W-30 için 9,7, Castrol Magnatec için 10.4 ve Edge için 12.0. Ford'un standartı yanılmıyorsam 7 ve üstü şeklinde idi. Kritik olan ikinci değerde akma noktası, yani yağın donmadan hemen önce akışkanlığını koruyabildiği en düşük derece, Bu değerde Fullmax için -36°C, Magnatec için -45°C ve Edge için -42°C. Peki W değeri soğuktaki akışkanlığı gösteriyor ise 0 ne demek oluyor? Bu ancak sentetik yağlarda kullanılabilen ve akma noktası değerini yaklaşık bir 10°C daha düşüren bir yapıya işaret ediyor. Mesela Castrol Edge 0W-30 yağın akma noktası -57°C. Tabii bu yazılanları okuduktan sonra (kinematik) viskozite@100°C değeri daha yüksek olan yağı kullanmak motor için daha uzun ömür demektir diyebilirsiniz ve kanaat olarak haklı da olursunuz. Ancak birincisi iyi yağların maliyeti göreceli yüksek ve ikincisi motor ömrüne olan katkısını kanıtlamış nesnel bir çalışma yok. Bilmem açıklayıcı oldu mu ve Samet bunları bir de eniştenle tartış bakalım
  22. Hangi deneyimine dayanarak bunu yaşadığını bilmiyorum. Ancak meslea auto, motor und sport dergisinin yürüttüğü bir testte Castrol Edge ile şimdiye kadar ismini bile duymadığımız 13 ucuz yağ kıyaslanmış, üç kategoride değerlendirilmiş, etiket bilgilerinin yeterliliği ve doğrulu, katkıların özellikleri ve viskozite. Toplam 14 yağın 12'si önerilir, ikisi sınırlı önerilir bulunmuş, bu ikisinde sülfat külü oranı göreceli yüksek bulunduğu için DPF'nin daha çabuk tıknamasına neden olabileceği yazılmış. Ana fikir; yağ, üreticinin öngördüğü standartları karşılıyorsa güvenle kullanılabilir. Yağlar arasında kalite farkı varsa da normal kullanım koşullarında bunun motor ömrüne anlamlı bir etkisini, olumlu ya da olumsuz kanıtlayan bir çalışmaya ben rastlamadım. Yeni nesil yağlarda yakıt tüketimini azaltma iddiası var ama istatistiksel değeri olan bir düzeyde. Ekstrem koşullarda (Çoğunlukla -20 derece altındaki ısılarda çalışma, motorun sürekli üst devir limitinde ve sıcak ortamda kullanılması gibi) kuşkusuz tam sentetik yağ kullanmak düşünülebilir, bunun dışında standartı karşılayan yağın ucuzunu tercih ederim kendi adıma. Bu arada bazı servislerde varil yağ olarak kullanılan Opet'in Fullmax 5W-30 ürünü de standartları fazlası ile karşılıyor: http://www.opetoil.com.tr/cms/content/documents/TBF_FULLMAX_5W30.pdf Ayrıca bakınız:
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.