Cem Boneval

Tavuk mavuk, hiç bir lavuk hayal dünyasına gitmemizi engelleyemez.... Magic Body Control'un alasını uygulayan bir arabaya misafir edeyim sizi. Önce şu koltuklara bir kuruluyoruz.... Sonra koltukları bedenimize göre ayarlıyoruz... Hatta arkadaşlarımızı da davet edip arkadaki salonda rahat ettirebiliriz... Şöyle bir kokpite göz atıp alışmaya çalışıyoruz... Hız göstergesi bir yanlışlık olmasın dedirtiyor... Bir yanlışlık olmadığını gaz pedalına dokunup 6 litrelik V12 motoru canlandırınca anlıyoruz, yaklaşık 650 beygirlik bir sürü, 1.000 Nm çekiş gücü üreterek yine yaklaşık 2,2Ton ağırlığındaki aracı 4 saniyenin az üstünde bir zamanda 100km/h hıza ulaştırabiliyor. Bu performansı sunarken kimsenin rahatından vaz geçmesine de gerek kalmıyor... Araçta AMG'nin hem performans arttırıcı hem konfor ve kalite arttırıcı el işçiliği dokunuşlarını görmek... Ses sistemi Burmester'den, saat IWC Schaffhausen Park yerinde yakalanırsa belki bu manzaraya şahit olunabilir... Ama ülkemize geldiğinde daha çok bu açıdan göreceğimiz kesin... Avrupa'da yaşayanların 230.000€ karşılığında bu hayale kavuşması mümkün, bizim içinse daha da kolay, gözümüzü kapatmak yeter!

Çok sayıda ileri sürüş teknikleri kursu var, bazılarının yürütücülerini tanıyorum, Ethem Genim, Demir Bükey, Volkan Işık ilk aklıma gelenler. Birincisi hiçbiri ucuz değil, ikincisi hepsi işin teorisini öğretse ve pratiğini yaptırsa da bu konuda ustalaşmak için deneyim şart. Deneyim kazanacak şekilde kullanmak da trafiğe açık yollarda zor, Özellikle viraj dönüşlerinde ralli aracı kopma limitini aşmayacak en yüksek hızı viraj açısına göre ayarlayarak hareket eder, o anda karşıdan gelecek aracın gerektirdiği yön değişikliğini yapmak fizik kurallarına göre imkansızdır, bu nedenle yolun trafiğe kapalı olduğundan emin olmak lazım. Tabii ulusal ve/veya mahalli ralliler, bir ralli aracı kiralayarak katılma başarılırsa, deneyim kazanmak için birebirdir, hemen her açıdan güvenlik sağlanmıştır. Bunda da tek problem maliyetin bir hayli yüksek olması. Ayrıca bir de Volkicar var yine Volkan Işığın ön ayak olduğu bir organizasyon ve o araçlar sanırım 10 x 1000€ gibi bir rakama alınabiliyor. Cuma günü buluşacağız, ayrıntı öğrenmeye çalışırım. Ben neler yaptım? Gençken bulduğumuz her toprak geniş alana girer, kaydırmanın sırlarını ve sınırlarını araştırırdık. Sonra federasyonda hakem olduk, hakem olarak ralli etabı sorumluluğu bizde idi ve etabı trafiğe kapadıktan sonra denetim için gezerdik (anladın sen onu)... Bu arada ufak ufak bir arkadaşla arabalarımızı yarışa uygun hale getirdik, öğrenci harçlığı ile kolay olmuyor ama çevre ve sponsorlar sayesinde başardık, iş ralliye katılmaya kadar vardı. Bu süreç 19774-80 arası. Sonra hekimlik mesleği nedeniyle uslandım ama 2003'ten sonra yarışlarda sağlık organizasyonlarından sorumlu olunca görevimi daima kötüye kullandım ve WRC etaplarında ve F1 pistinde bir sürü değişik araba ile deneteleme/eğitim (!) yaptım. Yani sonuçta eldeki imkanları sonuna kadar kullanmak lazım. Bir de uyarı: Araç hakimiyeti becerisini arttırmak trafiğe açık yollarda daha hızlı sürme hakki veya imkanı tanımaz, sadece istenmedik bir durumda kendini daha iyi korumanı sağlar, ya da sağlamalıdır, aksini uygulayana halk arasında trafik canavarı" denmekte. Yani tepişmek istiyorsan kendine uygun bir yarış bulman lazım, basit bir slalom bile olabilir... http://ismailterzi.com/2011/12/10/nasil-yaris-pilotu-olunur/

Resimde net görülmesi normal, makina oradan netliği almış, gözle bakarken odaklama noktamız karşısı olacağı için böyle net algılanmaz. Gözlerime çok güvenmem, ancak daha önce de yazdım, birileri rahatsız olduğunu yazmasaydı ben farkına bile varmamıştım varlığının, ne gece ne gündüz... Ama göreceğim diye bakarsam görüyorum. Faydası vereceği rahatsızlığın çok çok önünde.

2000 cc motor Istanbul'un yoğun trafiğinde 10-12L/100 km benzin 12-15L/100 km gaz tüketir. Bu da hesaplanırsa benzinde 50-60 kuruş, gazda 35-40 kuruş demektir. Buji, filtre vb. aksam yeniyse gaz ayağına hakim olmaktan başka yapacak bir şey yok.

Mazot filtresi 30-60-90 ya da iki yılda bir değişiyor

Hiç bir şey yapamazsınız, böyle bir özellik yok... Kilidi açıp 45 saniye içerisinden kapılardan herhangi birini açmazsanız kendini kilitler, ama araçtan çıktıktan sonra kilitleme komutunu vermez iseniz kilitleme yapmaz...

Emir bu ne demek yahu?

Bugünlerde bende de yok zaten, malum havalar serinledi, ve aynanın boynunu sıcak büküyor.

"Ben suçsuzum... " dedi ve ilk ceza ona kesildi! Yarış arabalarında tüm kokpit elden geçtiği ve hafifletildiği için bu tür "switch"ler yoğun kullanılır, bu nedenle heves yaratabiliyor bu görüntü, zevk meselesi elbette...

Mesela http://www.bluemavi.com/vitrin/table.asp Ancak bizim araçların kokpitinde ne kadar yakışır bilemedim...

Soner, yukarıda yazdıklarım değişmez. Zaten her volan da tornaya uygun olmaz, baskıyı ise doğrudan değiştirmek lazım, aynı disklerdeki gibi.

Aaaa, bizim tamponlar plastik mi, naylon vallahi... (farklı bir almaza yatma, cehaleti maskeleme yöntemi) Yeni ölçüm cihazları plastikten de ölçüyormuş bu arada

Zaten yakınmalar eski 1.6 180PS için geçerli. Yeni SIDI motor ona göre yaklaşık %20 daha ekonomik. Ancak yine de ağır Insignia kasadı ile Şİ 9L/100 km altı hayal kurmak olur. Sınıf ortalamasıdır, katılıyorum.

Çok yakıyor diye çok satan var. Alırken ne beklenti ile alıyorlar bilemiyorum!

MÖ dönemlerde yaşlı arabalarda yüzey düzensizliği nedeni ile volan uygunsa tornalanırdı. Günümüzde bunun riskli bir iş olduğu anlaşıldı ve eğer sorun varsa değişime gidilmesi tercih edilir oldu, biz hala sineğin yağını çıkaran nesillerin çocukları olarak böyle çağ dışı işler yapmaya devam ediyoruz. ZAman zaman da kaş yapalım derken göz çıkarıyoruz. Özel durumlarda kullanımını genelleme olarak topluluğa sunmanın yanlışına işaret edip çekiliyorum. Diski torna sonrası çatlayan ve hatta bu yüzden kaza yapan kişiler tanıyorum, hele ki disklerde tornadan özellikle kaçının derim. .

Gözünüz aydın, bu tip şeyleri kafaya takmanın anlamsızlığının kanıtı şu fotoğraflar. Tamponda boya ölçümde çıkar, ama tampondaki boyayı kimsenin önemsememsi gerekir, önemseyene de satmayın bu arabayı. Kaza fotoğraflarını saklayın, gelecekteki alıcıya da gösterirsiniz, uzun uzun izah etmekten kurtulursunuz, spekülasyonları da önlemiş olursunuz.

Ben de dehşete düşerek okudum ilk mesajı ve Servet'e katılıyorum...

Ne kadar ayrıştığımızın bir göstergesi: Bir tarafta bunlar http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/75358/2/1/25090118/10-kasimdan-ilginc-kareler-2013 Diğer tarafta bu http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2013/11/11/fft16_mf3767629.Jpeg

AB tarzına uydurmuşlar... Bizde en azından pembeyi mavi ile yumuşatmışlar.... Bence de anlamsız ve fazla feminen bir renk.

http://www.sahibinden.com/ilan/yedek-parca-aksesuar-donanim-tuning-jant-lastik-jant-rangerover-8x18-5x108-et45-63.4-hyper-silver-xl-122934348/detay

Veyron Grand Sport Vitesse'te 8L W16 silindirli 3000-5000dd arasında 1600Nm tork ve 1200PS güç sağlayan bir motor olduğunu, bunun aracı 2,6 saniyede 100 km hıza taşıdığını ve son hızının da 400 km/h'yi geçtiğini hatırlatayım sonra da 3 (yazı ile üç) adet araba ile bir üretimden bahsetmenin mümkün olmayacağını, kendi kendilerine eğlendiklerini yazıp kaçayım...

Bu serviste yapılabilecek bir işlem... Ayrıca öngörülen lastik ölçülerinden farklı bir seçim yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Öngörülenlerin de hiçbiri %4 farkı düzeltmeye yetmez.

Yeti başarılı bir araç. İç mekan kullanımı çok iyi, hacim dıştan göründüğünden geniş, koltukların ayrı ayrı sökülmesi ile yükleme alanı değişkenliği üst düzeyde. Kokpit ve trimler sert plastik büyük ölçüde ve pek çekici olduğu söylenemez. 1.2 TSi motor 105 PS ve 1750 Nm tork ile 1350 kg'lık araca yeterli performans sağlıyor. Ama bütün bunları yazarken aile aracı olarak düşünüldüğündeki beklentilere karşılık yazıyorum. Ticari olarak değerlendirdiğinizde işler değişiyor; yükleme alanını verimli kullanmak için arka koltukları devre dışı bırakmak lazım, yükleme kapasitesi 550 kg ile Transit Connect'in 300 kg altında, yüklü vaziyette aracı akıcı kullanmak için gaza bayağı basmak gerekiyor, bu da şehir içinde kolaylıkla 10L civarında tüketim demek. Ayrıca araç makyajlandı, yeni seri sanırım ülkemize henüz gelmedi. Tabii her yerde servis bulamamak da bir sıkıntı olabilir. Bu şartlarda düşünülürse makyaj öncesi eldekileri makul fiyatlı verirlerse neden olmasın? Bu da yenisi

Bence sorunsuzluğundan ziyade Koç grubunun ağız sulandıran filo indirimlerinden dolayı alınıyor...

Bunu kullananların neredeyse yarısı kolay kırıldığımdan dem vuruyor. Başkasının kapısını korumak için uğraşamam...