Cem Boneval

Berk konuyu gündeme getirdiğinde de yazmıştım yine yazayım. Focus'un tüm serilerini kullandım, hepsinin de sınırını bilecek kadar deneyimli sayarım kendimi, sınırı bulmayı da beceririm, o konuda da kuşkunuz olmasın ve Fatih'ün düşündüğünün aksine hemen tüm araçların kendine has birbirine pek benzemeyen yol tutuş özellikleri vardır limitte, deneyimli biri bunu pekala ayırt edebilir. FIII daha fazla yatan, daha konfor odaklı bir süspansiyona sahip, bu kısa turlu ve hızlı tepkili direksiyon ile birleştiğinde başta bir tedirginlik yaratıyor. Ayrıca yine sessizliği ve konforu ile eski serilere göre hızını daha az göstermeyi beceriyor. Bunları alt alta koyduğunuzda aslında viraj hız limitleri değişmeyen ancak sürüşte daha oynak hissi veren bir araç ile karşı karşıyayız. Daha yeni Datça ve Bozburun yarımadalarında 500 km'ye yakın yol yaptım, geniş - dar, düzü hemen hiç olmayan, inen - çıkan yollarda çoğu insanın "deli gibi" diye tabir edeceği şekilde dolaştım, sollama isteklerimde hızlanıp yol vermemeye çalışan araçlar oldu, geçemediğim ve saniyeler içinde gözden uzaklaşamadığım araç olmadı, ve bu süreçte sadece birkaç kere ESP arkayı toparladı, tabii tam kontraya başlamışken hevesim yarıda kaldı maalesef. Bütün bunları övünmek adına yazmıyorum yanlış anlaşılmasın yol şartlarına göre uygun kullanıldığında süspansiyon sistemi 182 PS'lik motorun gücüne bile uyum sağlayacak başarıda, hızlı ve düzgün tepkili, artı bir de konforlu... Hissiyata bakarsanız benim 3 kapı Sport Trend 2000 motorlu FI en iyisi idi, ama bununla da onunla döndüğüm hızlarda aynı virajları kolaylıkla dönüyorum. Gevşek yüzeyli yollarda limit denemek anlamsız olur, aracı değerlendirmek de öyle, ancak o durumlarda da ESP'nin çok düzgün çalıştığını söyleyebilirim. Hissiyatı düzeltmek için coil-over iyi giderdi, ayrı konu.

Yoksa bunlar Focus'u bile satmayı beceremiyorlar, ST bile istemiyorlar, bunu pazarlamayı hiç beceremezler diye mi düşündüler acaba??? Malum filoya gidecek araç değil, merkezdekiler de aptal değil!

Yok bayramda yine "elim elin üstünde" oyunu oynadık da, alınmam lazım acaba mı diye düşündüm. Yahu pası vermişsin, ben de vurayım dedim! Ne alınması! Ayrıca benden duymuş olma alınmak özgüven eksikliğidir, kabullenemem bunu Servet kardeşim bu durumda seni Yollarda nedense bana BMW 5 serisinden arkadaşlar musallat oluyor. Tempolu ama sakin giderken fazla hız yapmadan geçtiğim bazı sürücülerin bunu gurur meselesi yapması garibime gidiyor, ve maalesef içimdeki "high one" gururlarını okşamaya meraklı olmuyor genelde. Neyse...

Ayıp oluyor ama...

Birkaç ekleme: 1. Son hız denemeleri hem kanunen yasak hem de risklidir. 2. Son hız denemesinin cep telefonuyla sürücü tarafından görüntülenmesi intihar eğilimi başta olmak üzere ruh sağlığı ile ilgili sorunlar olduğunu düşündürür.Beyanlara inanıyoruz ve belge istemiyoruz. 3. Atm.1.6, EB 1.0, 115'lik TDCi 200'ü rahat geçer, yol ve rüzgar durumuna 210-220 arası görmesi olasıdır. 95'lik dizelin de 200 görmesi mümkündür. EB 1.6 ile son hız görmedim, ama gücünün farkını çok rahat gösterdiğini söyleyebilirim. 4. Bazı yorumlara karşın süspansiyon geometrisi iyi ayarlanmış bir Focus yüksek hızlarda dahi son derece stabildir. Dengesizlik hissi, bozuk rot ayarından, farklı veya çok aşınmış lastiklerden, yanal rüzgarlardan (en önemlisi) ve yol düzensizliklerinden kaynaklanabilir. 5. Motorun torku son vites aktarma oranlarında son hıza ulaşmaya yetmeyebilir ve bir alt vites daha yüksek devirde daha yüksek hıza çıkılmasını sağlayabilir.

Vural fazla merak zararlıdır, senin araç 115'lik dizel kadar gider, fazlası var eksiği yok, inan ve güven bana!

Ziebart'a verilen para arıza olasılığını azaltmayacağı gibi ısınmasını veya soğumasını beklemek de özel şartlar dışında vakit kaybından başka bir şey değil. Değişik başlıklarda gündeme getirdim. İyi bakmak adına aşırı zorlamadan kullanmak yeterli ama bu da arıza olasılığını azaltmayacaktır, sonuçta her marka ve modelde arıza olasılığı vardır, şanslı veya şanssız olabilirsiniz. Siz ikinci grupta yer almışsınız. Aynı şey servisler için de geçerli, iyi servis var kötü servis var, daha da ilginci aynı servisin bazen iyi bazen kötü çözümler üretmesi durumu var. Bazen uğraşmak gerekiyor işte... Ford almanız da bu gerçeği değiştirmez. Tabii kırmızı HB bir Focus da kötü seçim olmaz ayrı

Hız göstergesi 100 gösterdiğinde aslında 96-97 gidiyor oluyoruz, bu nedenle üzerine birkaç ondalık eklemek gerekebilir. Her şartta 11 saniye veya altında gibi duruyor ki bu zaten 115'lik aracın değerine eşit, beklenti de o yönde olduğuna göre sonuç yeterli olmalı.

Alman not sisteminde 1 en iyi 6 en kötüdür. Yan, yüksek puan kötü demek. Kuru ile kar/buz performansı en iyi dengeleneni seçmek doğru olur, kuruda birazcık daha yavaş gidip tedbir akabilrsin, ama karda tutunamadın mı geçmiş olsun, ya kaldın ya çarptın... Ben olsam Alpin'i seçerdim.

Niye tartışıyoruz ki? Belli ki burada istediğiniz fiyatı veren yok. Deneyin bakın bakalım kaça gidecek, ben de 60'ı görürse çok iyi diyenlerdenim... Bizim dediğimiz fiyata satılacak diye bir kural yok ki... Fiyatı yazan satıcı belirleyen alıcıdır, şimdiden hayırlı olsun. O gidecek ne gelecek? http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-ford-2-el-fiyatina-0.km-full-titanium-smart-dizel-focus-141353911/detay

Ben hala vites kutusu ile sağa çekme arasında bir ilişki kuramıyorum. Sağ aks keçesi kronik bir sorun olarak iB5 vites kutulu araçlarda görülebiliyor, yüksek oranda olmasa bile... Bunun dışında neredeyse milyonla satılmış bir vites kutusunda yeni keşfedilmiş bir problem olma olasılığı bana çok düşük ihtimal geliyor. Bir yanlış anlaşılma olmasın!?

Aklın yolu bir. Hayırlı olsun, ayrı bir konu açın ve izkenimlerinizi oradan detaylı paylaşın lütfen. Citroen'den bir müşteri daha çaldık, ayıp ettik.

Amblem dışında güzel duruyor, ben o amblemle asla kullanamazdım. Yine de benden sonra benim arabayı kullanacak olana önerebilirim, aklımda bulunsun! Alttaki mesaja yorum, sürücü koltuğu uyumak için hem uygun değil hem rahat değil, yastık olsa ne olur olmasa ne olur... (ööööyk)

Bagaj hacmini gözünüz kesiyorsa cazip bence...

Bin beterini 1.6 EB için söylediler, hatta bundan etkilenen Otosan ithalatını kesti, ancak bu gidişle ikinci elde yok satacak. Her ürün başarılı ise kendi pazarını yaratır. Ben hiç dert etmedim eski aracımı 3 kapı alırken, 10 yıl kullandıktan sonra aldığım fiyatın hayli üstünde sattım, hem de bir gün bile sürmedi. Keyif almayacağım bir aracı salt taşıt aracı olarak kullanmam, o zaman ya komşu ile giderim işe ya otobüsle. 1.0 EB alma git 1.6 atmosferik al diyenler de üç-dört sene sonra o ne demode motor öyle nasıl kullanıyorsun bunu demeye başlayacaklar, izleyin ve görün!

Bir boy fark oluşmuşsa ve sabit kalmışsa standart aracın sürücüsü kötü kalkmış demektir, fark açılmıyorsa çipini iade etsin arkadaş...

Varsa da almasın kardeşim benim arabamı... Bu tür beklentiler yaratıp ölmüş eşek arayanlara hizmet etmeyelim. İkinci el piyasasına ön yargıları olanlar mı yoksa ön yargısı olanlardan çekinenler mi daha çok zarar veriyor acaba? Arabayı gönlünce kullanamayanların ikinci grupta olanlar olduğu kesin de...

demişim bir ara...

Asimetrik yapı lastikte kuruda tutunmayı sağlayan kaba bloklarla ıslakta/karda tutunmayı iyileştiren ince blokların taraflı kullanılmasından kaynaklanır ve kaba blokların merkezkaça direnmeyi arttıracak daha iyi tutunma için hep dışarıda olması istenir, yani bu bağlamda performans iyileştirici oldukları düşünülür. Pratikte bunun önemli bir fark yaratacağını hiç düşünmedim. Senin soruna gelirsek "hayır hiç bir sorun yaratmaz, yaratsa kuruda da yaratırdı..."

Lİmitte kullanma alışkanlığın yoksa Petlas al.

99,95 $ + 45 $ kargo ücreti, maliyeti 300 TL altında meraklısına: http://www.redlinetuning.com/QL-FORD-FOC-12+.html

Önce biraz temel bilgi... 1. Araçta kullanılacak lastiğin hız kategorisi nasıl belirleniyor? Hız değeri = Fabrika verisi son hız + 6,5 km/h + 0,01 x fabrika verisi son hız Sizin aracınız için hız değeri 195 + 6,5 + 1,95 = 203,5 km/h 2. Hız kategorisi neyi tanımlıyor? Temsil ettiği kategoride ifade edilen hızı en az 10 dakika süre ile uygun yük ve basınç şartlarında sorunsuz sürdürebilmesi. 10 dakikayı aşarsanız güvenli olma olasılığı azalıyor. 3. Hız kategorileri nasıl? Kod - Hız (km/h) T - 190 U - 200 H - 210 V - 240 W - 270 Y - 300 Bütün bu bilgilerin ışığı altında üretici özellikle Almanya gibi hız limiti olmayan otoyolların varlığında genelde hesaplanan değerin bir üstündeki kategoriyi tercih ediyor, yani sizin aracınız için V serisi, bizim 1.6 EB'lerde ise W serisi bulunuyor. Önemli soru şu, ben daha yüksek hıza dayanıklı lastik alırsam daha iyi yol tutuşu sağlar mıyım? Bunun cevabı pratikte "Hayır" olmaktadır. Yüksek ısıya dayanan lastiklerde yüzeyin tutunmasını değiştirecek bir fark olmamakta sadece daha yüksek ısıda (yüksek hız = yüksek ısı) tabanın karkastan ayrılmasını zorlaştıracak bir alaşımm kullanılmaktadır. Kış lastiği için pratikte hızınızı 150-160 km/h üzerine çıkarmayacağınızdan eminseniz pekala T serisi kullanılabilir. Ancak mesela Almanya'da üretici önerisi haricinde bu tür bir değişiklik sigortanın devre dışı kalmasına neden olmaktadır, bizde böyle bir uygulama yok bildiğim kadarı ile ama uygulamaya geçmesi eli kulağındadır. Bir de test sonuçlarına uyum premium markalarda ekonomik modellere göre daha başarılı, yani alacağınız her model lastik üzerinde H yazsa bile 210 km/h hıza dayanacağının garantisi yok. Özetle H yerine T seçmenin yanlış yerden tasarruf olduğunu düşünüyorum.

Balata temizleyici anlık etki eden bir kir/pas çözücü, çok çabuk buharlaşacağından diskleri koruyucu etkisi olmaz. WD40 iyi bir su/nem itici, kalıcılığı çok daha fazla ve yağlama özelliği de var, ancak bu son özelliği nedeniyle diskleri pastan korumaya çalıştığına pişman olma olasılığın da bir hayli yüksek olur.

Normal çünkü daha önce de yazdığım gibi kış lastikleri genelde oldukça başarılı ve insanlar kaygan yol koşullarında araçlarını zorlayıp sınırları araştırma konusunda daha çekingen davranıyor; limitte kullanılmadıkça da yaz lastiği kadar belirgin fark oluşmuyor. Eğer kuruda limitleri zorlamayı düşünmüyorsan 205 al, kar/buz/suda göreceli iyi tutunma, daha az gürültü, daha düşük tüketim, daha ucuz. Düşünmeye dahi gerek yok.

Disklerin üzerine yapışan başata kökenli metal tozu nemli havada kısa sürede oksitlenerek disk pslanmış izi verir, önceki mesajda yazıldığı gibi ilk frende yine parlar hale gelir. Normal bir süreçtir.