Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.803
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. İyi bir üreticinin kulanıcı geri bildirimlerini önemsemesini beklerim. Peki bizler duyarlı kulanıcılar olarak doğru dürüst geri bildirimde bulunuyor muyuz burada yakınmaktan başka? Yazın arkadaşlar tem talep ve yakınmalarınızı Otosan'a yazın, çok sayıda kişiden gerekirse tekrar tekrar. Eğer düşündüğüm gibi müşteri memnniyeti odaklı davranan bir kurum ise onlar da talepleri üreticiye ileteceklerdir. Yazın...
  2. Risk yönetimi açısından ele alınabilmesi için aracın arıza nedenlerini, ortaya çıkma zamanlarını ve oranlarını bilmek lazım. Kabaca düşünrürsek; 1. Şanzıman ve motor (EB hariç) yeni değil, yani imalat sonrası 5 yıllık ömrü defalarca doldurmuş üniteler ve bilinen kronik sorunlar yok. 2. Özellikle motorda imalattan kaynaklanan bir sorunun ilk üç yılda ortaya çıkmama olasılığı çok düşük 3. Uzatılan garanti hem katılım bedelli hem de sınırlı kapsamlı, yürüyen aksamdaki tüm aşınan parçalar zaten garanti dışı 4. Boyanın kendi uzun garantisi var 5. Yılda bir kez bile servise gitseniz bu rutin bakımda ortalama 150 TL ekstra maliyet demek, baskı, balata ve triger değişimi gibi masraflı işlerden hiç bahsetmiyorum bile. 6. Benim deneyimlerim Otosan'ın yedek parçayı hep piyasadan pahalı sattığı yönünde oldu, ucuz olanların da kalitesi sorgulanabilir durumda idi. Tabii piyasada tedarik sorunu olabilir ama model eskidikçe ve araç sayısı/talep arttıkça o da sorun olmaktan çıkabiliyor. Sonuçta Otokoç/Otosan'ın bence çok daha ucuza garanti uzatma teklif edip aracı servise bağlaması onların çıkarına uygun olurdu. Fiyatı yüksek buluyorum. Eğer garanti süresi bittikten sonra bile servise götürmeye niyetli veya konumunuz gereği mecbur iseniz, risk almayı hiç sevmiyorsanız ve bu uğurda para harcamaya hazırsanız uzatın.
  3. Bu sadece Focus'a özgü bir durum değil. İki nedeni var: Genel olarak çağdaş tasarım olarak araçlar önden arkaya üçgen bir kama şeklindeler, nedeni de aerodinami, yani hava direncini olabildiğince düşürmek. İşlevsel olarak da arkaya yük bindiğinde aracın düz konumda kalabilmesini sağlamak. Ayeıca bu fotoğrafta optik bir yanılsama var, gerçekte bu kadar belirgin bir fark yok.
  4. Bu arada küçük düzeltme "arka farlar" yerine "arka stoplar" veya "arka lambalar" kullansak, far aydınlatma içindir (Fransızca "phare" sözcüğünden alınma), arka lambalar ise uyarı amaçlıdır. Bir tek geri vites lambasına far denilebilir belki.
  5. Arkada tam sarı çizginin üstünde giden benim.
  6. Eylül'de ne var? Otosanı cin mi çarpacak? Yoksa gelmeyen arabanın performans kiti mi gelecek?
  7. Hep dönüp dolaşıp bu konuya geliyoruz. Uzayan boyuna rağmen eski kasaya göre aynı olması, sınıfındaki diğer dar modellerle eşit diz mesafesine sahip olması arkayı geniş ve kullanışlı yapmaz, yani öne çıkan bir özellik değil. Ben bu boyutlarda bir araçtan daha rahat bir arka beklerdim, bakınız Golf, hatta i30. Dün Punto'nun arkasına bindim, en az Focus'taki kadar rahattım. Yineliyorum sınıf standartlarında ancak asgariyi karşılıyor. Tabii satın alma sürecinde bunu değerlendirmeyenlerin sonradan şikayet etmelerini anlamsız bulabiliriz, ama bu arkanın göreceli sıkıntılı olduğu gerçeğini değiştirmez.
  8. Boş konuşmaktan öteye bir tepki üretmediğimiz için kaç TL olursa olsun belli ki seve seve kullanacağız, ve yine belli ki bu bütçe açıklarını azaltmaya yöenlik tedbirlerden biri. Haber için teşekkürler!
  9. yük altında motor neler çekiyor, bu yazdığın devede kulak, hiç dert etmeye gerek yok. Sen marşa bastığında da başta aynı durum oluyor, benden duymuş olma!
  10. Mountune ile ilgili yazmıştım: Ülkede henüz ST yok, Focus'un olacağı da yok. Mountune'un Türkiye temsilciliği yok. E o zaman yaptıklarını izlemenin bize üzüntü vermek dışında faydası ne?
  11. Hiç böyle düşünmemiştim ama evet el freninin kaldıraç etkisi zayıf, tutacak kadar gerilmesi için bayağı bir aslmak gerekiyor.
  12. Sedandan bahsediyoruz değil mi?
  13. Yani özetle yaşlanıyorum diyorsun (takılıyorum, kızma sakın, kulübe adam arıyoruz da, adayları gördükçe sevinesim geliyor). Gece uyumadan aklıma geldi uydurmacamı yazayım buraya: Sonsuzluk nerede başlar? Herşeyin bittiği yerde... Sonsuzluk nerede biter? Herşeyin başladığı yerde... Yaşasın "Big bang"
  14. Üzülmeyin asla çözemeyeceksiniz, tam öğrendim dediğinizde Otosan değikşikliğe gidecek ve gene afallayacaksınız. Bu konuda çok ustalar.
  15. Burası ufaktan günah çıkartma köşesine dönüyor galiba. Arka balatalar eskidikçe el freninin yolu uzar, daha fazla ve bazı ımodellerde daha güçlü çekmek gerekir. Eski araçlarda fren teli gerginliğini ayarlamak mümkündü, artık gerekli değil. Aşırı soğukta el freni mekanizması donup kalabilir, en azından eskiden böyle idi, Uludağ'da Şahin'in -20 derecede donmuştu. Bu kadar düşük ısılarda cites ve takoz iş görür. Çok dik yokuşlarda viteste olsa bile hafif kaçırabilir, ama gezintiye çıkmaz, vites oranı ne kadar yüksekse o kadar düşük bu ihtimal, en iyisi geri vites, tabii arabanın eğime göre duruşu önemli, burnu yokuş aşağı bakıyorsa geri, yuksrı bakıyorsa birinci vites. Neyse canım Murphy'e göre zaten asla yeterince tedbirli olamayız.
  16. Ben daha basit şeyler kuyorum, birazdan Dan Brown'n son kitabına başlayacağım, hani şu bahçıvanınkatil olduğu, muhtemelen yarın akşama biter. Konuyla bağlantı: "Kitap en iyi tatilde okunur"
  17. Geçmiş olsun, böyle şeyler sadece filmlerde olur sanırdım. Galiba viteste bırakmak ve direksiyonu tekerleği kaldırıma dayayacak şekilde kırmak gerekli ek tedbirler.
  18. Gidişi beğenmedim, sana tatil pek yaramamış
  19. Yakup paylaşım için teşekkürler. Bazı konularda görüş ayrılığındayım 1. Görüş alçak oturma pozisyonu nedeniyel öne yeterli, yana vasat, arkaya berbat, önemsediğimden değil adını koyalım diye. 2. Süspansiyon konforu yetersiz, anlaşılan çok zorlamayan bir parkurda kullanmışsın, özellikle küçük engelleri emme konusunda yetersiz, rahatsız edici düzeyde, hele AMG. 3. Yol tutuş konusunda hiç sıkıntısı yok, yani olması gerektiği gibi 4. Soba boyası ile boyanmış gibi duran ve zor okunan ve gözü yoran göstergelerden ben nefret ettim. Yürüyen aksam, şanzman ve motor Mercedes markasını iyi temsil ediyor, diyecek yok. Karizmatik ama biraz işlevsiz bir araç. Çok yaygınlaşmayacak bir kullanıcı grubuna hizmet eder. A45 dışındaki versiyonları asla heyecanlandırmaz beni. Bu CLA için geçerli bir arkadaş almaya niyetlendi Mart 2014 denilince "haydi oradan" diyerek çıktı.
  20. Kullanma tarzının etkisini vurgulaması açısından: 1.6 EB Antalya - Akseki sapağı arası 100 km/h sabitlenmiş halde tüketim 5,2L/100km Alacabel'e hızlı tırmanış (0 - 1800m) ortalaması 7,8 L/100 km Antalya - Niğde genel ortalama 7,2L/100 km Özellikle otoyol ve benzeri düzlüklerdeki hızımı paylaşmak istemem burada...
  21. Kim engelliyor? Bu arada piyasada satılanlar hem Türkiye hem yurt dışı resmi fiaytlarının çok ama çok altında. Bu nedenle 1. Çok sayıda bulunması kolay olmayabilir 2. Bir kısmı çıkma olabilir 3. kendine özgü kolay fark edilmeyen defoları olabilir Tabii tüm bunlar almaya ve kullanmaya engel değil.
  22. Maaşallah diyelim, ayrıca bu kadar sakin sürmeye çoğu araç makul tüketir onu da belirtmek lazım...
  23. İstediğim gibi olmadı dediğne göre istediği bir şey var, acaba nedir nedir?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.