Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.803
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Ben olsam bunu LPGye değil motorun düşük torkuna bağlardım. Ayırca hızlanma ve hız herkeşin öncelikli talebi olmayabilir.
  2. Yapışıyorsa niye sekiyor? Üf be amma gıcığım bugün, tamam ben herşeyi bırakıp eve gideyim.
  3. Pardon da biraz önce çanaktan değil kafadan bahsediyorduk, kafanın tavana çarpması için aracın boşluğa düşmesi lazım, ya da aşırı yaylanıp tekrar normal konuma dönmesi, yani anlattığın kafa vurma olayının dinamiğini sert yaya bağlamak mümkün değil benim için. Korkutma çocuğu...
  4. Çukura düştükten sonra hasar olacaksa her yayda olur, birinde daha fazla hissedersin diğerinde daha az. Ayrıca kafa çarpma olayı bence yumuşak yayda daha bile belirgin olabilir; yani dert etme fazla yayı...
  5. Engin'e ilave olarak yüzüne üflemesini istemiyorsan mazgalların yönüne dikkat etmen lazım, yanlar yan cama ve hafif yukarıya doğru, ortalar da orta ve tavana doğru ayarlanırsa en hızlı ve kişiye vurmadan soğutma sağlanır. Ben 22 dereceye ayarlıyorum, yaz kış Auto konumunda kalıyor genelde, birkaç dakikada soğutuyor ve sessize geçiyor. Yön ayarları otomatikte değişmiyor, elden değiştirmen gerek. Henüz BT üzerinden beyin okuma teknolojisini uygulamaya koymadılar. Servise göstermek lazım, bir şey söylemek zor, ama tabii rulman olabilir.
  6. "Beygir isteyen motor titrer" gibi tuhaf bir söylem çıkıyor bu yazılanlardan ama konunun güç ile alakası yok. Sadece belli ki bu durumda düşük devirlerde belirginleşen salınımlardan (rezonans) titreme hissi algılanıyor, titreşimin geçmesi devrin artması ile ilgili gücün artması ile ilgili değil!
  7. Tabii balataları görmeden cevap vermek zor, ama bana olta atılmış gibi geldi, yani bir sonraki bakımı beklemese de bir süre daha rahat idare edecek balata kalınlığı var, bir yoklayalım, değiştir derse değiştiririz gibilerinden. Neden öyle düşündüğüme gelirsem; servis risk teşkil edecek bir parçayı değiştirmeden yollamaz seni, ikna eder ve değiştirir, aksi halde herhangi bir zarar ziyan halinde hukuki sorumluluk altına girerler ve böyle bir duruma düşmek istemezler. Sonuçta fren sistemin böyle bir yolculuğu kaldırır gibi geliyor bana. Dediğim gibi görmeden yanlış da yönlendirmek istemem. Balataların üzerinde ortada bir diklemesine oluk bulunur, bu oluğun silinmesi halinde balata güvenli kalınlığın altına düşmüş demektir, bu da yaklaşık 1-1,5 mm demek. Yani görsel kontrol yol gösterici olur. Frenlemede herhangi bir olumsuz durum var mı? Performansında düşüş, metal metale sürtüyormuş gibi bir ses, hafif frenlemede sallantı, yine yumuşak frenlemede teker döndükçe tutma bırakma hissi gibi? Böyle sorunlar varsa değişimi hemen yapmakta yarar var, hatta belki ön diskleri de değiştirmek gerekebilir. Garantiye almak için Engin'in ve Emir'in de belirttiği gibi 120 TL'ye balataları alırsın, 50 TL'de işçilik verirsin, taş çatlasın yarım saatte değişir balatalar. Zaten arkalar daha az zorlandığından daha uzun ömürlüdür, onların değişmesi gerekmez. @Ahmet A., balatalardan zaman zaman tiz bir sürtünme sesi gelebilir. Nedeni de asbestin kanserojen etkilerinden dolayı balatalarda kullanılmasının yasaklanmasından sonra değişik elyaf, metal ve mineral tozları katkılı kompozit balataların üretilmesi ve bunların değişik aşınma aşamalarında titreşime girerek böyle bir ses üretme potansiyellerinin bulunmasıdır. Suya girip çıktıktan sonra ısı farklarından dolayı da benzer sesler alınabilir. Aşınma arttıkça bu seslerin çoğalması da söz konusu olmakla beraber doğrudan değişim göstergesi olarak kullanmak yanlış olur. Balata kontrolu kabaca da olsa jant sökülerek herhangi bir lastikçide kolaylıkla yapılabilir. Ben önlere 40-45.000, arkalara da 75.000 km ömür biçiyorum. Hep beraber göreceğiz.
  8. Samet cevabın için teşekkürler, konunun uzmanının yorumunu eleştirmek doğru olmaz. Yazdıklarımı yeniden okuyunca ufak bir düzeltme yapmak zorunda hissettim. 2. ve 3. maddeyi birlikte değerlendirmek lazım, yani boya koruma adı altında yapılan uygulamalar da zamanlı ve yenileme gerektiriyor. Ayrıca son iki - üç yılı kapsamasa da, bu süreçteki teknolojik değişiklikleri değerlendirmek için yeterli zaman ve deneyim oluşmadı, benim deneyimlerim boya korumanın kendisine yüklenen anlam ve önemi çoğu zaman yerine getiremediği yönünde. Çok nedeni olabilir; 1. Uygulamacılar desteksiz vaatlerde bulunuyor olabilir 2. Uygun ürünleri kullanmayarak, basit cilalarla göz boyuyor olabilirler 3. Aşırı sıcak, nem ve toz toprak yoğunluğu gibi çevresel risk faktörleri etkinliği azaltıyor olabilir 4. Ben mucize bekliyor olabilirim. İyi çalışmalar. Antalya'da olsan aracımı sana emanet edip sanatını izlemek isterdim
  9. Bu soru forumun en sık sorulan sorusu olmaya aday en son yazdığım cevabı ekliyorum: "Kırıkkale'nin de kışları soğuk geçer, çalışmadan önce kızdırma bujisi ışığının sönmesini beklemek gerekir. Çalıştıktan sonra motor rahat gaz yiyorsa hemen hareket edebilirsiniz, ancak yüksek devirden, yani 2000-2500dd üstünden bir süre kaçının. Motorun ısınması rölantide daha uzun sürer ve aşınma soğuk motorda daha fazla olur, bu nedenle hemen hareket önerilir. Ülkemizde bu konuda farklı kanaatler vardır, eski deneyimlerden kaynaklanır ve bilimsel dayanağı yoktur. Stop etme konusunda da çok şehir efsanesi dolaşır. Motor uzun süre (>30 dakika) yüksek devirde (>3500dd) kullanıldı ise stop etmeden 30 saniye beklenmelidir. Nedeni ise aşırı ısınan ince ve hassas turbo lamellerinin motor durduğunda yağlanma kesileceğinden gövdesine kaynayabilme olasılığıdır, diğer bir deyişle turbo kısa sürede aşınabilir ve bozulabilir. Ama yineliyorum, yukarıda yazdığım şartlar için geçerli bu. Kaldı ki aracı stop etmeden park manevralarında bile motorun 30 saniye yaklaşık rölanti devirlerinde çalışıyor olması nedeniyle normal kullanımda özel bir bekleme yapmaya gerek yok. Konu zaten dizellere has değil tüm turbolu motorlar özgün bir durum." Özetle: Çalıştır hemen yürü, dur, kemerini çöz, iyi ve güvenli park ettiğinden emin ol, stop et çık git! Bekleme, hayat beklenmeyecek kadar kısa!
  10. Kil olsun da hangisi olursa olsun demek istiyor...
  11. Kullanım kılavuzunu okuyun, bütün sorularınızın ve daha fazlasının cevabını bulacaksınız. Forumun eskileri sürekli aynı sorulara cevap yazmaktan sıkılmış olabilirler mesela. Kılavuz buradan da indirilip PC'de okunabiliyor: http://www.ford.com.tr/ford-servis/kullanici-el-kitaplari Güzel günlerde keyfile kullanmanız dileği ile.
  12. Yerine bunu alın, hem daha ucuz hem kargo ücreti yok, Dur yahu ben niye almıyorum ki!? http://www.ebay.com/itm/2pcs-Warning-Error-Decoder-Canceller-Capacitor-ANTI-FLICKER-For-Xenon-HID-Light-/260852048103
  13. Çanakkale'den güneye inmek ızdırap, yazlık beldeler nedeniyle yollar çok kalabalık oluyor(du) Kesinlikle bu güzergah, Balıkesir girişinde 1 km ara ile iki radar kurduklarını hatırlıyorum.
  14. Yok çok yerinde bir gıcıklık yaptı, katılımların devamını bekliyorum.
  15. Bugün yaptıklarımıza benzer işleri daha basit programlarla yapıyorduk. İşletim sistemi olarak MS-DOS kullanılıyordu, GUI falan hak getire, herşey komut satırları ile... Kelime işlem için Word Perfect, veri tabanı olarak dBase, elektronik hesap tablosu olarak Lotus 1-2-3, grafik ve sunumlar için Harvard Graphics vb. programları disketten okutuyor ve çalıştırıyorduk, bir disket sürücüsünde program, diğerine veriler oluyordu. Programlama dili olarak da Basic, Pascal veya C ile küçük programlar yazılıyordu. Hayat kolay ve huzurluydu, Kelebekler çiçekten çiçdeğe uçar, kuşlar pencere pervazlarında bıcırdardı, herkeş kardeşti; pardon hatlar karıştı! Disketler de aşağıdaki gibiydi, 5,25" 360k:kapasite
  16. Tabii kıyacaksın, kullanmak için aldık, turşusunu kurup saklamak için değil. Hiç takılmam böyle şeylere... Yay ne avantaj ne dezavantaj olur, yol tutuşunu test edeceğin bir parkur değil, çok bozuk yol yok, yani ne konfor ne performans açısından kayda değer bir kazanç veya kayıp olmaz bence. Keyfini olabildiğince çıkarmaya bak, yolda iken hedef varmaktan çok gezmek olmalı, araba kullanmak amaç, Bodrum'a gitmek araç olabilir mesela
  17. Haydi bakalım, iyisiniz, akacaksınız Bodrum gecelerine... Tek sorun var, onu da Mehmet Hocam yazmış, yer yer asfaltlar eriyor ve karayolları büyük bir hevesle mıcır döküyor, özellikle güneyde, hele bir de üzerine taze geçerseniz, araba kirleniyor, delik deşik oluyor, yer yer kayabiliyor. Sabırlı, tedbirli ve biraz da şanslı olmak lazım.
  18. Evet tabii teşekkürler, düzelttim...
  19. İlk aldırdığım ve kullandığım PC IBM 5150 idi, muhteşeme teknik özellikleri vardı: 360K iki floppy disk yuvası, 256 KB RAM ve 640x480 monokrom ekran (grafik yeteneği yok!) Yıl 1984, bir yıl sonra Tandon HD takıldı bir disket yuvası yerine, tam 10 MB kapasitede idi. Eş zamanlı Hercules grafik kartı takılarak grafik yeteneği kazandırıldı ve RAM o zamanki üst limit olan 640 KB'a yükseldi, muthiş bir değişimdi.... Resmini koymayı unutmuşum:
  20. 2000dd'da 30 km/h hız yapsa ve saatte 15L civarında yaksa yaklaşık 200 km ya da 110 deniz mili olur. Tamamen tahmini ve sallama modunda!
  21. Haydi gelin şu ötme konusunu biraz daha irdeleyelim. 1. Lastik niye öter, yani sesi çıkaran ne? 2. Ötmeyi neler ne ölçüde etkiler? Lastik hamuru? Taban genişliği? Yanak genişliği? Asfalt niteliği? Diş derinliği? Lastik basıncı? Başka...? 3. Öten lastik iyi midir, kötü mü? Daha iyi mi tutunur, daha az mı? Buyrun....
  22. Hız mı menzil mi? BU son şansın: http://www.watercar.com/html/watercar_python.html
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.