Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.803
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Focus Mk.3'te hareket ettikten sonra kendiliğinden kapı kilitleme YOK...
  2. Kırsaldan kurtulup kentliliğe dönüşemedik bir türlü, at arabasıı kullanıyor zannediyor herkes hala kendini köy meydanında... Enegin'in bahsettiği gibi bu salt sürücülerle ilgili bir sorun da değil, işlevsel kent düzenlemesi yok, dar yollar, olmayan otoparklar, denetim zaten yok, saygı da klamyınca halimiz budur. Düzelmesi dekadlar sonrasına kalır, ta ki bu iş böyle yürümüyor deyip insanlar ortaklaşa çözüm üretmeye başlayınca düzelir, Istanbul yine de diğer kentlerden hızlı ilerliyor bu yönden.
  3. Hoş gelidniz öğretimenim, tanışsaydık hele bir ilgili bölümde... http://www.focusclubtr.com/forum/9-tan%C4%B1%C5%9Fma/ Yarı otomatik tabiri çok doğru olmuyor çünkü PS tam otomatik kullanılabiliyor. Otomatik şanzımanları HTC - Hidrolik/Tork dönüştürücülü, CVT - Sürekli değişken ve DCT - Çift kavramalı şeklinde sınıflamak daha doğru olabilir. Serkan'ın da değindiği gibi kılavuzda temel bilgiler var, buradan da indirilebilir ve masa üstünde referans olarak kalabilir: Kullanım ipuçlarını PS araç sahibi olan arkadaşlar daha iyi yazar ama özetle: 1. D konumunda basarsınız gider 2. Çok basarsanız bir alt vitese atarak daha hızlı gider 3. Dibine kadar basarsanız (kick-down) fırlayıp gider (ama bu fırlama süreci 1,6 atmosferik motorda belli belirsiz gelişir) 4. S konumuna alırsanız vites değişimleri daha yüksek devirlerde gerçekleşir 5. Biraz tempolu kullanma sürecinde ve özellikle yokuş yukarı giderken vites değişimleri istikrarsızlaşabilir, bir alta bir üste sık değişebilir o zaman düğmeden manüel kullanmak denenebilir. 6. Çok uzun beklemelerde N'ye almayı önerenler var 7. Araç yürürken geriye ® almayın 8. P'ye almadan aracı stop etmeyin. 9.... arkadaşlardan katkıları bekleriz Güle güle kullanın
  4. @Abdussamed Acar, @Mertol Kip, Katkılar için teşekkürler. Konuyu bir daha vurgulamak adına: Önerdiğim bir yöntem değil. Sadece olabildiğini belirtmek istedim. Senkronizasyon olduğunda ağrısız, sancısız, darbesiz sorunsuz geçiyor vites, hiç bir şeye zarar verdiğini düşünmüyorum, ama belki beşinci kez yazıyorum: Ö n e r m i y o r u m. Yaşlanma konusuna gelince: Kesinlikle haklısınız... Hele ki 6 vitesli ve düşük devirli kullanılan bir araçta şehir trafiğinde bir süre sonra sıkılıyor insan sürekli vites değiştirmekten, o yüzden 1-2-4-6 gidip işi azaltıyorum.
  5. Oktay sana bundan sonra "sıhırbaz" diyebilir miyim?
  6. Sizin yüzünüzden iki gündür takılıyor mu diye deneyeyim derken hepten debriyajsız kullanmaya başladım iyi mi...
  7. Latinlerin notu kıt bu kesin... Ama tabii burada notun kendisi kadar rakiplerine göre durumu da önemli!
  8. BCM = Body control module Motor ile doğrudan bağlantılı olamayan tüm aksamı kontrol eder, farlar, camlar, elektik devreleri vb. PCM = Powertrain control module Motoru yöneten sistem
  9. Bence de... Ama bu EuroNCAP'ın güvenilirliği için olumsuz bir puan olur mu acaba? Ya da yıldızları bol mu dağıtıyorlar? Sonuçta ***** daha iyisi yok demek değil mi?
  10. ...de bunu videoda nasıl göreceksin?
  11. İlk çarpışma testi sonucu Güney Amerika'dan geldi. Ecosport burada 4 yıldız almış. LatinNCAP diye bir kuruluş da varmış meğer, sonuçları EuroNCAP ile örtüşmüyor, daha zalimler... http://www.latinncap.com/en/results-2013a
  12. Hepimizin başına gelmiştir, arkamızdan gelip bizi sollayan ve arka ayna ile yan ayna arasındaki kör noktada kaybolduğu için gözümüzden kaçan ve özellikle şerit değiştirme esnasında sert bir korna uyarısı ile bizi dalgınlığımızdan uyandıran araç durumu... Ben buna yönelik yan ayna ayarları ile oynayarak (kafamı cama dayadığımda yan aynada iç yanda kaportayı görecek şekilde daha geniş açılı ayarlayarak) korumaya çalışsam da yüzde yüz güvenli olmuyor hiçbir zaman. Bunu önlemeye yönelik Volvo'nun geliştirdiği "Blind Spot Monitoring System - BLIS" artık etkin bir şekilde kullanılmaya başlandı ve lüks sınıftan halk sınıfına doğru yavaşça yol alıyor, tahminim birkaç yıl içinde ESP'nin standart olması gibi bu sistem de yaygın kullanıma kavuşacak. Sistem özünde arka tampon içindeki bir radar verici-alıcısının alanı taraması ve kör noktaya düşen araç olduğunda uyarı vermesi olarak tanımlanabilir. Sistemin üreticiden üreticiye farklılıkları var. neler bunlar: Algılanan alan değişebiliyor, Ford, Opel gibi orta sınıf araçlarda bu 2-2,5 m'lik bir yarıçap ile sınırlı kalırken premium sınıfta arkaya doğru 50-60 m mesafeye kadar algı alanı genişleyebiliyor ve arkadan hızla yaklaşan araçları da önceden haber verebiliyor. Uyarı şekli farklılık gösterebiliyor. En sık kullanılan sistem yan aynada bir uyarı ışığının bulunması. Ancak bu ışık bazen zayıf kalabiliyor ve özellikle güçlü güneş ya da arka araç farı yansımasında fark edilemeyebiliyor, örneğin Ford bu yöntemi kullanıyor. Bu sorunu gidermeye yönelik VAG grubu ayna kutusunda ayrı bir uyarı ışığı koyarken Volvo bunu kapı trimine monte etmiş. Bu ek ışıkların ayrıca parlaklık ayarı da yapılabiliyor. Bazı modeller sesli uyarı da sunabiliyor, mesela Mercedes böyle, bunu özellikle sinyal verildiğinde yani şerit değiştirme niyeti algılandığında devreye sokanlar var. Sesli uyarı yanında direksiyonu titreterek haptik geri bildirim de verilebiliyor. Ayrıca Mercedes C sınıfı ve üstünde kör noktada araç olduğu halde şerit değiştirmeye niyetlenenlerde bu süreci fren uygulaması ile engellemeye kadar götürebiliyor. Yeni yeni kör nokta sistemleri de test edilmeye başlandı, genelde BMW bu konuda başarılı bulunurken, Mercedes, VAG grubu ve Volvo da dikkat çekenlerden. Orta sınıf araçlardaki sistemlerin de iş gördüğü ama mükemmelden uzak olduğu belirtiliyor. En ciddi eleştiri ise bu sistemin ancak yüksek donanımda ve pahalı bir paketin içinde yer alacak şekilde pazarlanması ve tek bir opsiyon olarak satın alınamaması... Zaman bunu değiştirecek.
  13. Mertcan ilk sayfada paylaşmıştı:
  14. Biri yanlış yapıyor ama kim bilemedim: Benim telefonun pili 1800 mA, kutusundan çıkan şarj cihazı çıkışı 1A....
  15. Genel olarak akıllı telefonlar ve navigasyon cihazları şarj cihazları 1 A, tabletlerinki 2 A.Hepsi 5 V Masaüstü PC'ler genelde USB çıkışından 5 V ve 0,5 A akım sağlıyorlar, bu şarj süresini, özellikle tabletlerde uzatsa da herhangi bir sakınca doğurmuyor. Zaten akıllı telefon, tablet ve navigasyon cihazları USB girişi üzerinde bilgisayarlarla iletişimde bulunacak şekilde tasarlandıklarından herhangi bir uyum sorunu da olmaz. Aptal telefonlara bir şey diyemem, onların da bir kısmında backup vb. işler için PC adaptörü bulunuyor idi, ama üzerinden şarj edip etmediğini hatırlamıyorum, hafıza limitlerime göre çok eskilerde kaldı bu tür cihazlar...
  16. Ben de arada kalmıştım. Hatta test sürüşünde Alfa "DNA" sistemi ile çok etkileyici geldi Focus'tan sonra, kağıt üstünde gerçek olmasa da kullanımda daha güçlü hissi veriyordu. Gaz tepkimeleri, ara hızlanmaları ve yol tutuşu hepsi çok keskindi "D" konumunda. EB'un benzeri bir yazılım çeşitliliğine ihtiyacı var. Eğer Alfa 170 PS ise o zaman benim test sürüşü yaptığım EB Focus ancak 150 PS'tir demiştim hatta. Ancak trim kalitesi düzelmiş olsa da iç mekan beni etkilemedi, birbirine benzeyen konsol düğmeleri, ufacık ve kumandası zor radyo düğmeleri, elimde kalan vites topuzu ile güven vermedi. Üzerine ilaveten 12.000 TL fazla vermek zorunda olmak karar sürecini kolaylaştırdı. Kuşkusuz bireyselliği vurgulayan bir araç, ancak ne kadar mutlu eder uzun süreli kullanımda emin değilim. Bir aracın ikinci eldeki bolluğunu etkileyecek üç faktör sayabilirim: 1. Çok satmıştır, ikinci eli de boldur 2. Az satmıştır, alanlar da yaka silkmektedir ve biran önce kurtulmaya bakmaktadırlar 3. Az çok satmıştır, ama ikinci elde ilgi görmemekte ve satışa konulanlar uzun süre sahibini beklemektedirler. Alfa için biraz son ikisi gibi düşünüyorum, birinci el satışına göre satan çok ve talep edilen paraları veren yok. Bu bir izlenim sadece, herhangi bir kanıta dayalı değil. Bir Q serisi ile kıyaslama eksikti o da geldi , Q7 2300 kg'lık bir dev. Haliyle çok atak olmasını beklememek lazım. Ben sık olarak arkadaşımdaki Q5 ile birlikte yolculuk ediyorum, 2.0TFSi 211 PS ve 350 Nm, ama o da 1700 kg üstünde. Pek birbirimizden kopamıyoruz. Virajlı yolda ben sürücü farkı nedeniyle arayı açıyorum, ama düzde çok fark yok, tabii ciddi anlamda yarışmadık ama birbirimizi zorladığımız oldu. Aslında bu şunu geçer, o bunu geçer muhabbetti trafiğin, yol şartlarının ve sürücü potansiyelinin bu kadar değişken olduğu bir süreçte bence nafile muhabbet...
  17. Yani tam sular durulmuşken bir "dejavu" yaratman şart mıydı... Kesmemiş anlaşılan seni tartışmalar! Yazılan okunduğunda anlaşılmak istendiği gibi algılanıyor. Mesela ben neler yazmışım ve nasıl algılanmasını dilerim: Aynı sıra ile gidersek dCi'nin EB'un üzerinden atlayacağını iddia eden olmadı, sadece EB'un performans farkının abartıldığı vurgulandı EB'un tüketiminin 9L altında olduğunu herkeş kabul ediyor, ama belli şartlarda 9L/100km'ye kadar tüketebileceği de yazıldı ki kendi deneyimlerimi buna kanıt olarak sunarım. Görmemişlikten bahsedilmedi, ben özellikle yazdım Megane'ın ekonomisi ne kadar abartılıyorsa EB'un performansı da o kadar abartılıyor. Yazılanları okuduğumda ben başka bir araba kulanıyormuşum hissine kapıldım. Ve Türk insanının aidiyet hissinin fanatizme dönüşmesindeki kolaylık düşünüldüğünde bazı yorumları takım tutma düzeyinde nitelendirmek çok da yanlış olmaz. Her türlü teknik veri olabildiğince doğru kullanıldı (en azından tarafımdan) İlave olarak bir tutam alınganlık da vardı, neden, onu kestirmekte hep zorlanıyorum Yineliyorum gök kubbe altında sanırım bu başlığa yazılacak fazla bir şey kalmadı. İsa da bu kadar yazışmadan sonra hala kararsız ise ona yardım etme şansımız yoktur.
  18. Cehaletimizi yüzümüze vurman şart mıydı...!? Bu durumda Kuga almamak için bir neden daha mı bulmuş oldun?
  19. Bir daha baktım yazdıklarıma: "Söyle yazayım: Antalya'dan Söğütcuması'na 45 km'de 1400 m rakım alan bir dağ yolumuz var. Ben GT Line Megane'ı 130'luk dizeliyle bu yolda denedim ve net yazayım kendimi EB 182PS'de takip ediyor olsam asla geçemezdim. Net ve kesin... " "Otoyolda ölesiye basarsanız EB hep önde gider, trafiğin belirgin olduğu ve ara hızlanmaların yoğun kullanıldığı bir ortamda kopamazlar birbirlerinden, yokuş yukarı virajlı yolda GTLine ile Focus'u geçebilirim, kesin konuşmuyorum" Bu nedenle ara hızlanmaların önemli olduğu virajlı yollar, sollamalı akıcı trafik vb. durumlarda maksimum tork devirleri civarında dolaşırken Renault avantajlı durumdadır, ancak yol açılırsa Ford uzar gider. baştan beri iddia ettiğimi yeniden yazayım, EB iyi bir motordur ama 1.6 DCi'ye her şart ve koşulda bariz bir üstünlük sağlaması kolay olmaz, ekonomiden hiç söz etmiyorum bu arada." Kişisel gözlem ve deneyimlerime dayanan ifadelerim bunlar. Neyse canım EB üstünlüğü zaman zaman bir fikri sabit haline gelebiliyor demek ki... Konuya yeterlilik önergesi veriyorum. Yazılacak başka bir şey kalmadı, ikna etmek için artık yazmak değil yarışmak gerekecek
  20. Alemsiniz, Megane lehine konuşanlar torku ihmal etmeyin bu motor kolay teslim olmaz derken konuyu çarpıtıp kendi kendinizi eğlencenin doruklarına taşıyorsunuz. Nihat F1 araçlarına bir gün yakıt sınırlaması gelirse hepsinin dizele ya da elektro-dizel hibride dönüşeceğinden kuşkun olmasın. Eğlencenize engel olmak istemem ama kimse dizel daha güçlüdür daha hızlıdır demedi...
  21. Kusura bakmayın ama motor teknolojisi Ecoboost ile çağ atlamadı, VAG grubu yıllardır son derce verimli, güçlü ve göreceli düşük tüketimli motorlar yapıyor. Ford dizel motorlarını PSA grubu ile ortak geliştiriyor. Mercedes küçük sınıf dizel motorlarını Renault'dan alıyor, yıllardır F1 deneyimlerinden geliştirdikleri teknolojileri Renault 1.6 dCi motorlarında kullanıyor, firma prospektüsü gibi süslü anlatımla dile getirecek bilgi ve beceriye sahip değilim ama ben bu EB muhabettinden sıkıldım. Ford her zaman sağlam ve güvenilir motorlar üretti, yeni yeni bunları biraz da performanslı yapmaya başladılar, ve son yıllarda biraz daha cesur ve yenilikçi adımlar atmaya başladılar, muhafazakar tavırlarına uymasada, ve şimdilik başarılı gidiyorlar, ama Ecoboost motoru otomobilin icadından sonraki en etkileyici gelişme gibi anmaya da gerek yok.. Ayrıca ben yeterince derdimi anlatamadım bu kesin: Megane Focus'u geçer diye bir yerde yazdığımı hatırlamıyorum, sadece EB iki çevirir bir tükürür ifadelerinin geçerli olmadığını, trafik koşullarında bu farkın zannedildiği kadar bariz olmayacağını deneyimlerime dayanarak yazdım. Hala da bu yazdıklarımın arkasındayım, 1.6 dCi Megane ile forumdaki EB sürücülerini zaman zaman fena şaşırtırdım. Benzinliyi hala daha çok seviyorum, ama tercihimi iki kere düşünmeden yapamazdım... Ekleme: Sonradan aklıma geldi, Fiesta ST çıkarken Renault'da Clio RS200'ü çıkardı, ondaki motor da 1618 cc (bu kötü çünkü bir üst vergi diliminde), 200 PS üretiyor, 1750-5600 d arasında da 240 Nm torku var, hiç yeri göğü inlettiklerini duymadım bu motor için! İçindeki elektronik oyuncaklara ve EDC şanzımana hiç değinmiyorum... Aynı motoru Nissan Juke Nismo da kullanıyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.