Cem Boneval

Ford Motor Company Avrupa'da daha verimli çalışma planlarını açıklamaya devam ediyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde Avrupa'da 15 global aracın tanıtımı söz konusu olacakmış. Verimli üretim çerçevesinde üretim alanlarındaki transformasyonla, ki bunlar Avrupa'da üç ünitenin (Genk, Southampton ve Dugenham) kapatılması, üretimin ürün türü odaklı verimli dağılımının sağlanması ve böylelikle üretim olanaklarının daha verimli kullanılması ve işçi sayısının azaltılması ile üretim kapasitesinde (Rusya hariç) %18 azaltma ve yaklaşık $450 - 500 milyon tasarruf hedefleniyor. Avrupa için planlar arasında yenilenmiş ve daha ekonomik Fiesta satışları, lansmanı 2014 sonlarına ertelenmekle beraber yeni ve ekonomik motor seçenekleri ile sunulacak Mondeo, yıl içinde Kuga ve 18 ay içerisinde de Ecosport ile SUV segmentinde canlılık, küçük ve orta boy ticarilerde tümden yeniden tasarımlar ve model gamının genişletilmesi, Ford Mustang'in de Avrupa'da satışa sunulması, yeni teknolojilere ağırlık verilmesi sayılabilir. Ford aynı zamanda Avrupa ölçeğinde marka algısını güçlendirmek ve sınıf öncüsü kalitede, düşük tüketimle iyi performans sağlayan, güvenli, akıllı teknolojilerle donatılmış, uygun fiyatlı ürünler sunduğu yönünde imaj yaratmayı planlıyor. Avrupa'da araç satışlarında son yılın en düşük seviyesine ulaşılması ve yaklaşık %20'lik düşüşler verimlilik odaklı üretimi şart koşuyor ve yeni planda -henüz kesin kabul edilmemiş olsa da- hedeflenen değişiklikler şöyle: Genk 2014 sonunda kapanacak ve yeni Mondeo üretimi, S-MAX ve Galaxy ile birlikte Valencia'da gerçekleşecek C-MAX ve Grand C-MAX araçlarının üretiminin uzun vadede Valencia'dan Saarlouis'e kaydırılması söz knousu olabilir, henüz araştırma aşamasında 2013 içinde Transity üreten Southampton fabrikasının kapatılması ve Transit üretiminin tümüyle Kocaeli'ne kaydırılması Dagenham motor üretimine devam edecek, yeni düşük emisyonlu, 2.0-litre dizel motor üretimi planlanmakta Aynı şekilde Bridgend motor üretim merkezi de benzinli motor üretimine İngiltere'de devam edecek Yine tasarruf odaklı çalışmalar arasında üretim bandı hızının düşürülmesi, daha düşük stoklarla çalışma, ancak üretimden bayiye ulaştırma süresini kısaltarak müşteri memnuniyetini korumak gibi tedbirlere de değiniliyor. Bir başka haber de ABD'den. Finans sektöründe oldukça aktif "MoneySupermarket.com" web sitesi değilik otoritelerle yaptığı görüşmeler sonucunda 2012 yılına damgasını vuran 10 otomobili seçti ve Ford iki modeliyle bu listeye girdi, şöyle:

Kesinlikle.... Ayrıca şu anda İngiltere'de elektrikli araçlarda kurtarma ve ilk yardım çalışmaları ile ilgili kılavuz kaleme alnıyor, muhtemelen bitmek üzeredir. Bizim itfaiyedeki hidrolik kesiciler tankı bile parçalar, böyle eğitimlere gerekleri olmaz, bunlar reklam için yapılan boş işler. Ralli araçlarındaki roll-cage'lerin nasıl ve nereden kesileceğine dair eğitimi planlamıştım bir ara, maalesef çok az sayıda katılım oldu, ve katılanlar da bunun çocuk oyuncağı olduğunu iddia etti. Ancak Ford'un teknik adamları ile yaptığım sohbette doğru yerden kesilmezse yapıdaki gerim nedeniyle değişik burulmalar, hatta yaralanmalar olabileceğini ve bazı bölgeleri bizim rallide kullandığımız araçlardaki ekipmanın kesmeye gücünün yetmeyecebileceğini söylediler. Bizde her zamanki gibi yaptık, Allah'a emanet ettik...

Bu tartışma üzerine kitaplar ve bilimsel makaleler yazılmış çok kapsamlı bir konu. Bir-iki noktaya değinmekle yetineceğim. Hangisi daha başarılı dediğinizde mutlaka ölçme - değerlendirme kriterlerinin belirlenmesi lazım. Söz gelimi ayna gibi düz bir yolda aksı kaportaya doğrudan sabitlemeniz en ideal sonucu verirdi. Ama maalesef yollarımız düz değil ve araç ufak - büyük değişik engebeleri aşarken yol ile temasını kaybetmemek zorundadır. Pratikte taş gibi sert yaylar takar ve uçak pistine çıkarsanız mükemmel viraj hızlarına ulaşırsınız, ama aynı yaylarla biraz aşınmış bir dağ yolunda ikinci virajda spin atarsınız. Kısacası iyileştirmeleri gereksinimleri iyi belirleyerek yapmak lazım. Dingil mesafesi - viraj stabilitesi konusuna da bir örnekten yola çıkarak bakalım: Biri 20 diğeri 30 cm'lik iki cetveli masa üstünde aynı güçle çevirmeyi denerseniz, uzun olanın daha az tur attığını görürsünüz. Yani daha stabildir. Sürüşe yansımasında da aynı şeyi görürüz, dingil mesafesi uzadıkça (ağırlık merkezi konumunun değişmediğini varsayıyorum) stabilite artar ve fakat kontrol zorlaşır, slaloma çıkarsanız aracı idare etmek daha fazla efor gerektirir. Kısa araç kolay kopar kolay idare edilir, uzun araç zor kopar zor idare edilir. Stabilite ve kontrol kolaylığını birbirinden ayırmak lazım. Sonuçta slalom eyleminden yola çıkarsak kısa araç iyi şöförle uzun olandan daha iyi zaman yapar. Ama düz dairesel harekette uzun olan daha yüksek merkezkaç kuvvetlerine dayanır. Aklıma gelmişken merkezkaç kuvvetiyle oynamayı ve lastik yakmayı sevenlere bir saatlik bir eğitim programı var :

Ve de performans istikrarlı.... Şimdi iş faturaları görmeye kaldı

Bunu aslana ve koyuna sormadan karar vermemek lazım

Ben salonda Panasonic 46G20 serisinden plazma, oturma odasında da LG 3D LED TV 42" Smartından bir TV kulanıyorum. Öncelikle plazmanın görüntü kalitesinin çok doğru, doğal, gözü yormayan ve rahat izlenebilen nitelikte olduğunu ve orijinal sadakatte en iyi noktada bulunduğunu söylemem lazım. WTA turnuvasında maçlarda LED'de ancak 10-15 dakika dayanabiliyor ve plazmaya geçiyorum. Özellikle film izlemede çok keyifli oluyor. Amaç öncelikle oyun oynamak ve internette gezinmek değilse modern plazmalardan şaşmamak lazım. Yeni serilerde Panasonic'de de USB girişten değişik "codec"leri oynatma becerisi var. Yani HDD'ye doldurulmuş 200 filmden istediğimi seçip full HD oynatabiliyorum. 3D uzun sürede yorucu oluyor ve sinemadaki canlılığı küçük ekran vermiyor. Yani gereksiz, alırken de ucuzlukta olduğu için almıştım zaten, 3D olduğu ya da smart olduğu için değil. Yakuba katılıyorum, ikisi de üzmez ama ben plazma fanatiğiyim.

Sizi üzmemek için DSG'yi vermiştim. Madem merak ettiniz buyrun: Match : Focus III 1.6 SCTi vs Golf VI 1.4 TSI Ağırlık/Güç oranı daha yüksek, hacmi, gücü ve torku daha düşük olmasına rağmen Golf 1.4 TSi ile Focus EB 182 PS ile başabaş kalıyor, ben buna verimlilik diyorum. Ondalık farklar sürüş esnasında asla belirgin üstünlük sağlamaz. VW'yi kutlamak lazım. Kullanrıken de Golf olduğundan daha güçlü hissi veriyor, Focus'un aksine....! Benzer bir durum Giulietta 1.4 170 PS ile kıyaslandığında da var... Match : Focus III 1.6 SCTi vs Giulietta III 1.4 MultiAir

Dilerim herkes bir gün zengin ve ünlü olur ve hayalini kurduğu her şeye kavuşur; böylece aranılan esas cevabın bu olmadığını anlar. Jim Carrey

Uzun ve eski, söyleyen Platon, ama her daim taze kalacak bir tespit: Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.

Çekik/kısık gözlerle bakman lazım, o zaman güzel görünüyor

Daha önce de bağlantısını vermiştim, kapsamlı bir veri tabanı içeren ve değişik dergilerden elde edilen ölçüm değerlerine yer veren ve ayrıca kapsamlı karşılaştırmalara izin veren bir web sitesi var: http://www.zeperfs.com/en/ Tüm değerlerin %100 güvenilir olduğunu söylemek mümkün değil, ama kabaca fikir veriyor. Yolunu bulmak da bazen çok kolay olmayabiliyor, fakat oldukça kapsamlı bir veri tabanı var. Ben öylesine 1.6EB'a iki rakip seçip kıyasladım mesela: Match : Focus III 1.6 SCTi vs Golf VI 1.4 TSI DSG7 vs 120 i

Bence de Apple'a ve ürünlerine takılmaya gerek yok. Temel kural şudur: Fiyatı talep belirler. Satıcı da maliyeti ne olursa olsun satabildiği en yüksek fiyattan satar, kimse vergisini doğru beyan ile tam ödediği takdirde karını da sorgulamaz. Bugün tekstil sektörüne kar %300 dolaylarında olabiliyor örneğin. İndirimde bile %100'ün altına düşmüyor. Yiyecek sektörünü çok iyi takip edemedim, oradan örnek veremem. Fiyatı talep belirler dedik, bu konuda da tartışılacak bir şey yok zaten... İlginç olan talebi neyin belirlediği bence. İşsiz bir adam Marlboro sigaraya bir dolu para sayıp cebinde pahalısından bir Nokia taşyor ise bu benim gözümde tam yemlenilecek bir toplumdur. Gösterişi seven, hesapsız, kazandığını kolayca elden çıkaran, yarını hesaplamayarak her şeyi kadere bırakan, sahip oldukları ile var olmaya çalışan bu kişilik yapısını gördükçe tüccar olası geliyor insanın. Maalesef bu karakter yapısı eğitimli burjuva kesimde bile çokca bulunuyor ve tişörtün timsahlısına, arabanın dört halkalısına, telefonun da elmalısına sahip olmak için çoğu zaman plansız harcamalar yapabiliyor. Bir de bunlardan geçinen tüccar kesim var ki onlar da parayı çok kolay kazandıklarından çok kolay ve hesapsız harcayabiliyorlar. Bu göreceli küçük bir zümre olabilir, ama benim için yine de dikkat çekecek kadar fazla ve çevresini de benzer koşullanma yönünde etkileyebilecek kapasitede. Ve bu zümre var olduğu sürece bizim ucuza bir şey almamız mümkün değil. Önemli not: Sözüm meclisten dışarı, kimseyi hedef alarak yazmadığım gibi kullandığım terimler durum tespiti amaçlıdır, küçük görme veya değersiz bulma gibi bir anlam ve amaç taşıtmak haddim değildir.

Bir önceki mesajda bunu açıklamayı unutmuşum. Enerji kazanım teknolojilerinden gündelik yaşama giren bir diğer seçenek. Ayağınızı gazdan çektiğinizde veya fren yaptığınızda alternatör voltajı yükseltilerek akünün hızlı şarjı sağlanıyor ve ivmelenme esnasında alternatör devre dışı bırakılarak motorun yükü azaltılıyor, bu da göreceli düşük yakıt tüketimi ve emisyon demek. Bu VW'ye has veya sınırlı bir teknoloji değil, yanılmıyorsam 1.0 EB takılan araçlarda da var, diğer Ford modelleri ile ilgili bilgim yok. Anlayacağınız performanstan ödün vermeden kıyısından köşesinden tasarruf pek moda bu günlerde... Yakında F1 KERS sistemlerini de seri üretim araçlarda görürsek şaşırmam.

Çevremde olan VAG grubunun 1.2, 1.4 ve 2.0 TSi motorların hemen hepsinde belirgin yağ yakma var, kimisi bakımdan bakıma Max'dan Min'e inerek kendini pek belli etmiyor, kimisinde ise bakımı beklemeden 0,5-1 L yağ eklemek gerekiyor. Performanslı motorların yağ yakması sağlıklı ve normal bulunabilir, ama sürekli yağ takip edip arada bir doldurmak zorunda kalmak bu sınıftaki bir sürü para verilerek alınan araçlar için bence kabul edilebilir değil. Şimdiye kadar hiç bir Ford aracımda böyle bir derdim olmadı neyse ki...

Audi A3 sedanı da unutmayalım...

Ümit Bey'den bir hayırsever malzeme, stok ve fiyat listesi alsa buraya eklese de bizde önümüzü görsek. Bayram ertesi hala hayır işlemek sevdasında olanlara bir fırsat....

Autobild'den alıntılarla Golf platformunun geleceğini paylaşayım.... Önümüzdeki yaz Bluemotion serisi bekleniyor. 1.6 TDI motor, Start-Stop ve enerji geri kazanım (rekuperasyon*) sistemleri ile donatılmış model daha hafif ve aerodinamik olarak iyileştirilmiş olacak. Selefine göre 0,6 L daha az tükettiği ve ort. fabrika verisi olarak 3,2L belirtilmekte. Eş zamanlı olarak Golf GTI piyasaya çıkacak, 2 L benzinli turbo 220-230 PS (performans kiti ile) güç üretecek ve en güçlü modelinde 6,5 s 0-100 km/h hızlanma ve 250 km/h hız bekleniyor. Yine önümüzdeki yıl lansmanı planlanan sürpriz bir model ise Golf Varaint, yani steyşın modeli, üstelik tümüyle yeniden geliştirilmiş olacak ve bu sefer Meksika kökenli olmayacak. 2014 için beklenen ise Golf Plus Golf CC ise 2014 sonlarına doğru Jetta'nın bir türlü göremediği ilgiyi kazanacak model olarak planlanmakta... Yine 2014 için Golf Blue e-motion hibrid modeli bekleniyor. Tabii Golf şasisi üzerinde yürüyen Touran ve Tiguan'ın da yenileneceğini unutmamak lazım... Hatta Tiguan CC'nin dahi 2016'da yollarda görülebileceğinden bahsedilmekte...

Adaş güle güle kullan, bana göre fazla düşük olmuş, coil-over Eibach mı? 50 mm? Bir de konfordan ne kadar ödün verdin? Lastik boyutları?

Bizim hastanenin otoparkında bir Focus, beş A3 var, ayrıca yollarda gördüğüm A3 sayısı Focus sayısından fazla yani demek ki zengin genç sayısı az değil Zengin ve gösterişi seven insanlarla dolu bir ülkede yaşamak böyle bir şey işte...

Zamanında böyle yazmıştım, yazdığım şekilde de davrandım. Tukcell SOL apartmana fiber döşeyince TTNET ADSL ve sabit telefonu iptal edip ikisini de fiberden almaya karar verdim. Aylık net 35 TL daha ucuza geliyor ve hızı da daha tatminkar. Ekip güzel çalıştı, Huawei modem kullandılar, DECT telefonu doğudan destekliyor.

Memnuniyetsizlik nedenlerinizi alabilir miyiz?

Ferhat izlenim paylaşımı için teşekkürler, yazdıklarını tarafsız gözle kaleme aldığını söylemek çok kolay olmasa da benim açımdan yararlı oldu. Ben de Engin'e boyut eleştirisi bazında katılıyorum. S3 herşeyi bir gövdede toplayan ve telefon işlevlerinden hemen hiç ödün vermeyen bir cihaz iken Note II küçük bir tablet havasında, sonuçta benim bakış açımdan tablet olmak için fazla küçük ve telefon olmak için fazla büyük. Ama beklentiler önemli, bana uymayan belli ki seni tümüyle tatmin etmiş. Fiyatlar mutlaka düşecek, hatta mesela şurada şimdiden cazip (paralel ithalat mıdır bilemem): http://www.markapon.com/ Bir de S3 ile kıyaslaması var İng. olsa da başarılı buldum: http://www.gsmarena.com/samsung_galaxy_s_iii_vs_galaxy_note_ii-review-830.php

Düzensiz rölntiden bahediyoruz sanırım....

Kaba asfaltta hangi lastik markası ve bu sınıftaki hangi marka araç olursa olsun bir miktar ses alacaktır. Michelin lastikler göreceli daha sessiz olsalar bile bu çok fark edilir düzeyde olmayabilir ve bir süre sonra yine sizi rahatsız etmeye başlayabilir. Aracınızın evin oturma odası kadar sessiz olmayacağı gerçeğinden yola çıkarak buna duyarsızlaşmakta yarar var.