Cem Boneval

Adını koyalım 1.0 EB, 1.6 atmosferiğe göre %10-20 daha düşük tüketim >%10 daha düşük emisyon %25 daha yüksek tork (overboost modunda) %30 daha düşük MTV Aynı güç demek. Yakın fiyata satılması halinde bu avantajları görmemek mümkün mü...? Bana anlamlı gelen İleri sürülecek tek çekince, "ya bu motor çok yeni, çok ufak, ne bileyim, dayanmaz ki, iki seneye patlar orasından burasından" tarzı hafif bağnaz bir yaklaşım olabilir. Buna da henüz yeterince veri toplanmadığı için "olmaz öyle şey" denilmesi zor. Ancak Ford'un motor üretim standartları göz önünde bulundurulduğunda macera sevmeyen ve sağlamcı bir kuruluş olduğunu söylemek ve bu kadar yatırım yaptığı bir üründe kumar oynamayacağını iddia etmek yanlış olmaz. Hayırlı olsun yeni minik EB modellerimiz...

Yani şimdi yeni Focus Ford'un BMW'den gayri meşru çocuğu mu oldu???

Ferhat aktif ızgara hız, motor ısısı ve çevre ısısı gibi parametreleri kullanan bir program ile kontrol ediliyor ve önceden belirlenmiş 14 farklı konumu kullanarak aerodinami ile motor soğutma arasındaki ideal çözümü üretiyor. Yaz aylarında çevre ısısı 30 ve üstü derecelerde iken motorun kendi kendini soğutmasına imkan olmadığından hızın ne olursa olsun radyatöre gereken hava akımını sağlayacak kadar hava girişine izin verilecek ve aerodinami biraz ikinci plana atılacaktır. Ancak kış aylarında ideal çalışma ısısına ulaştıktan sonra motor bölmesi çevresindeki havanın ısısı soğutma suyunu yeterince soğuk tutmaya yeteceğinden ızgara hiç açılmayabilir ve maksimum aerodinami sağlanır. Tabii, Kapalı = İyi aerodinami (havayı kama gibi kesme) Açık = Kötü aerodinami (ızgaradan içeri girip radyatöre çarpan havanın direnci arttırması Aralık = Vasat aerodinami, yetecek kadar soğutma (aralığın da 12 farklı konumu var) Yani rahat ol, bir de bunu kafaya takma, hele ki giderken ne durumda olduğunu merak edip araştırmaya kalkma... [media=]

Autobild'i biraz tanıyanlar zaten önemli ölçüde VW grubu sponsorluğunda çalıştıklarını bilirler. Dolayısı ile VW grubundan bir aracın yer aldığı bir karşılaştırmada başka aracı birinci çıkartmaları sponsorluk anlaşmasını ihlal etme anlamına gelir ki bu Almanya karasularında kabul edilemez bir durum olur. Daha önce de yazmıştım, bu testin asıl amacı "Golf'ün kasa eskidi ama hala kafa tutuyor, siz hele bir yeni kasayı düşünün neler yapacak" mesajını vermek ve beklenti yaratmaktır. Kullanıcı izlenimlerinde de yoğunlaşan başlıklar şimdilik şunlar 1.0 EB için: Çok sessiz, hatta o kadar ki vites değiştirmek için bazen devir saatini takip etmeniz gerekiyor, sese göre kullanamıyorsunuz. Çok sarsıntısız çalışıyor Motor bu gövde için fazlası ile yeterli Uzun yol otoyol sürüşleri için (160 km/h civarında - Almanya'da bir sürü otoyolda hız sınırlaması olmadığını unutmayalım) performans yeterli Karma kullanımda 6 l/100km altında değerler hayal değil, ancak yüklenince 7,5 dolaylarına çıkabiliyor.

İlgilenen varsa, yazının orijinal dergi hali (maalesef Almanca): http://www.ford.de/cs/BlobServer?blobtable=MungoBlobs&blobcol=urldata&blobheadervalue1=attachment%3Bfilename%3D%22AUTO+BILD+-+Weniger+Zylinder%2C+mehr+Erfolg+.pdf%22&blobheadervalue2=abinary%3Bcharset%3DUTF-8&blobheadername1=Content-Disposition&blobheadername2=MDT-Type&blobheader=application%2Fpdf&blobwhere=1214423282857&blobkey=id

Bu tür başlıklara yazarken lütfen şunları unutmayın: Başlığın en ilgili okuyucusu henüz kendine uygun aracı seçememiş kişidir. Bu kişi zaman zaman beklentilerini bile net tanımlayamamış olabilir Hal böyle olunca "şu ürün iyidir", "bu ürün alınır" gibi yüzeysel bir fanatizm izlenimi uyandıran yorumlardan çok "Niye, Nasıl, Niçin" gibi sorulara cevap sağlayacak açıklamalar getirilmeli. Hangi işlevlerin hangi beklentileri karşılayabileceği ve bunları hangi cihazların daha başarılı yaptığı olabildiğince nesnel belirtilmeli. Okuyucu sonuçta kendi seçimini kendi yapabileceği bir bilginlenmeyle donanmış olacaktır. Bu çerçevede Engin'in mesajlarını en analitik, Yakub'unkileri de en defansif bilgilendirici olarak izliyorum. Fakat hala karar veremedim, Ayfon 4s'mi almalıyım, yoksa Hatice o ne ekstra mı? Ne dersiniz? Not Samsung kullanıcı arayüzünü beğenmediğimden hiç düşünmem.

Ünlü Legrand bestesinin güzel bir yorumu da yaz şarkısı niyetine benden: [media=]http://youtu.be/H4kS9dDFwU8 Filmi de (The Thomas Crown Affair) güzeldi bu arada...

Çiçek bozuğu bir suratla aynaya baktığında ne kadar rahat olunursa göçük dolu bir arabaya huzurla binmek o kadar mümkün olur (abartı maksatlıdır, ve Allah kimseye ikisini de vermesin). Arkadaşlar yazmışlar zaten yöntemini incelemedim ama Antalya Autoking'de bu tip ufak göçükleri sorunsuz düzelttiklerini biliyorum, ha çok sayıda olursa mini onarım sınırını aşar, ya hasarsızlıktan ya cepten yersiniz o başka... Bunun dışında küçük hasarlarda boya gerekiyorsa da fotoğraflar ve yaptırırım, hırsız-arsız bir alıcı fiyat düşürmek için bahane arıyor diye dökük arabaya binmek zorunda değilim. "Aman satarken ne yaparım" zihniyeti devam ettiği takdirde zaten yollar canlı araba mezarlığına dönecek. Geçmişe de tüm hasarlarımı gerektiği şekilde onarttım ve hiç satamadığım ya da satarken mutsuz olduğum arabam olmadı.

Görsel ağırlıklı bir özet... Görsellerin bir kısmı gerçeği yansıtmıyor olabilir ama yakındır. Sonbaharda Avrupa yeni yüzüyle yollara çıkıyor. Dev ön panjur dikkat çekici, DRL destekli Bi-Xenon farlar da öyle. Seneye Türkiye'de olur muhtemelen de tahmin ettiğim fiyatlarla sergi salonlarının dışına ne kadar çıkar bilinmez. Yeni 1.6 EB 182 PS Fiesta ST ile iligili müjdeyi Yako vermişti zaten, 55.000 TL iyi midir? Yeni Mondeo Avrupa'da 2013 ilk yarısı olarak bildirilmekte, bizde sene sonunu bulur en iyi ihitmalde, eski kasayı cazip fiyatlarla edinmek için önümüzde rahat bir yıl var. Mondeo Steyşın sadece Avrupa için düşünülmüş, güçlü görünüyor... Mondeo bazlı Capri eğer üretime geçerse bomba olur, henüz pazar araştırması sürecinde ve yeni Mondeo'dan sonra gündeme gelebilir. Şık değil mi? Ecosport bir süredir medyada yerini aldı, 2013 için Avrupa yollarına çıkması olası Transit'i de yeni yüzüyle bekliyoruz... Biraz uzayan Kuga da yeni kasası ile beklenenler arasında... B-Max'in ise eli kulağında... Bir araya toplayınca hiç de fena görünmüyorlar. Yürü Ford kim tutar seni...

Direksiyon kutusundan gelen ses bizde Fiesta'da da Focus'ta da var. İkisinde de çok nadir duyuluyor ve arttığı falan yok. Rahatsız edici değil. Focus'ta sesi belirttiğimde isterseniz direksiyon kutusunu değiştiririz ama yenisi de yapabilir dediler, inandım, önemsemedim ve değiştirtmeden mutlu mesut kullanıyorum. Kafaya takılacak bir konu değil.

Aybars, satış temsilcisi arkadaşın ismini hatırlıyor musun? Haftaya uğrayıp biraz hırpalamak isterim de... "Tork kaybı var"dan kastı muhtemelen dizel veya benzinli turbo motorlara göre düşük devirlerde yeterli tork üretemediğinden güçsüzlük hissi ve sık vites değiştirerek devirli kullanma gereksinimi olmasıdır. Bazen halk tarafından kullanılan nitelemeler satıcı jargonuna da yerleşiyor. Bu tabii benim iyi niyetli yaklaşımım. Tabii tork kaybından bahsederken yüksek EB gibi torklu makineleri getirememeleri de tuhaf bir çelişki. Açıkcası şimdiye kadar kendime beş, çevreme de en az bunun iki katı Ford satın aldım Antalya Otokoç'dan ve yakıştırdığın olumsuz sıfatları hak ettiklerini düşünmüyorum, ................ Yadırgadım... Devlet dairesi gibi çalışır, Antalya insanı karakteri ve ruhuna hitap eder, benim muhattap olduğum personel her zaman gereken ilgiyi gösterdi ve sorunlarım da çözüldü. İlginç!

Aynen, Yako duymasın ama ben yarın sabahtan Çıralı'ya kaçıyorum, arınma zamanı!

C-Max'e +1 Fiyat da çok uygun Al Aydın al... Hayırlı olsun şimdiden!

Böyle mi?

Bahsettiğiniz ses direksiyon kutusundan geliyor ve anormal/zararlı bir durum değil, yeni nesil Fiesta/Focus direksiyonlarında sık rastlanan bir durum. Dert etmeyin. Ancak çok rahatsız ederse garanti sürecinde yıllık bakımlarda kontrol edilmesini talep edersiniz. Servislerin aracı tanımadığı görüşünüz çok doğru değil, en azından yürüyen aksam için, çünkü ufak tefek revizyonlar dışında ondört senedir hemen hemen aynı alt yapı kullanılıyor. Yağmur sensörünü devre dışı bırakamazsınız ancak otomatik silmeyi kapatabilirsiniz. Bunun içinde silecek kolunu sıfır konumuna almak gerekir. Aşağı basarsanız tek siler, sıfır konumunda kapalıdır, tek kademe yukarı otomatik, iki kademe yukarı yavaş devamlı, üç kademe yukarı hızlı devamlı silmedir. Kullanım kılavuzunu okuyun, işinize yarayacak detaylar keşfedebilirsiniz. Güle güle kullanın aracınızı bu arada...

Kullanım kılavuzuna göre var. Ben de hiç suyu bitirmediğimden teyid edemiyorum. Rivayete göre: 1. Motor ilk çalıştırıldığı anda uyarıyı veriyor ve kapatıyor 2. Sadece X-paketli, yani Xenon far yıkama sistemli araçlarda haznede sensör var, diğerlerinde yok.

Bikaç çekincem var: 1. Plastidip altında kalan boyanın uzun vadede neye dönüşeceği belli değil, böyle yapay hatlarla ayırdığınızda ileride ton farkı kalabilir 2. Yarım kaplama yaparsanız bir süre sonra kapladığınız alanın üstünde taş izleri görmeye başlayabilirisiniz 3. Yanlış hatırlamıyorsam 375 ml'lik bir kutu sprey 50-60 TL civarında idi. Bununla 0,25 mm kalınlığında 0,5 metrekare alan kaplayabilrisiniz ancak, öngördüğünüz alan en az 3 sprey ister. Not: Koruma kullanmayan, bu kadar korumacı olmanın ne faydası olduğunu da pek anlamayan bir huysuzun yorumlarıdır.

Soğukkanlı olalım, tüm indirimler yeni bindirimlerin müjdecisidir.

Geçmiş olsun.... Ciddi bir iletişimsizlik ve gevşeklik örneği, bu tür izlenimlerin mutlaka memnuniyetsizlik olarak nesnel bir şekilde Otosan'a (444 FORD veya http://www.ford.com.tr/Footer/iletisim-formu) duyurulmasında yarar var. Bir seferde olmasa bile zamanla geri bildirimler arttıkça tedbir alma ve düzelme süreci işleyecektir. Beri taraftan biraz kara mizahi olarak olaya bakarsak: 1. Aracın arızası saptanmış ve garantiden giderilmiş 2. Yapamayız dedikleri halde aynı gün işi bitirmişler Yani işin şekli kötü olsa bile özü kurtarıyor, bir daha böyle bir deneyim yaşamamanız dileği ile...

Geçmiş olsun, gözün aydın... Demek ki neymiş: Bakımları ihmal etmeyecekmişiz ve İyi düşünecekmişiz (bu da abana)

"Arkadaşlar, bir ülkede namus sahipleri, en az şer ehli kadar cesur olmadıkça, o memleket mutlaka batar!" İsmet İnönü

Aslında senden iyi değil ama kendini senden iyi zannediyor ve öyle pazarlıyor, bir tür sprintbooster yani...

Haha, mantık oyunu ha...!? Karşındaki adamı nitelikli görebiliyorsan mesele yok, niteliksiz diyorsan sen mi o mu asla bilemeyeceksin bu durumda Tevfik demek istiyor ki: Cehalet özür olamaz....!

Huzurumuzu kaçırmaya bu kadar niyetlisin yani...