Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.806
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. "Kifayetsiz muhterisler" ya da "Dunning-Kruger Sendromu" Of ya gene ne saçmalıyor diye aklınızdan geçiriyor olabilirsiniz... Daha önceden okumuş olanlar da "yine mi" diyebilirler... Ama içinde bulunduğumuz ortamı çok güzel tanımlayan bir yaklaşım olduğu için paylaşmak istedim... 1999 yılında iki psikiyatri uzmanı, bir hipotez tanımladılar: "Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır." Çok tarışılacak bu idialı yaklaşımı destekleyecek araştırmalar başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı: Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler. Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle arttırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar. Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi... Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin “kendilerine güvenleri” müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı. Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayan-lar ise “en alçakgönüllü” deneklerdi; soruların yüzde 70' ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı. Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni yazıldı: “İşinde çok iyi olduğuna” yürekten inanan ‘yetersiz’ kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür! Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. ‘Eksiler’ kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür. Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler… Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında ‘fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler... Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler... Muhtemelen üstleri tarafından da ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar..." Sanırım bu gözlükle bakmayı başarabilirseniz çevrenizde ve medyada "bu adamın ne işi var bu arada" sorularına önemli ölçüde cevap bulmuş olursunuz. Bence Dunning ile Kruger'in, bu çalışmalarıyla 2000'de, Nobel yerine Harvard Üniversitesi'nin Ig Nobel'ini alma nedeni "cahil olmamalarıydı". Bertrand Russel ne demişti: “Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır." Not: Dunning-Kruger'in orjinal makalesini İngilizce okumak isteyen olursa gönderebilirim. Not 2: Çalışmanın ABD kaynaklı olduğu düşünülürse şu da bir hipotez olur: "Aptallık evrenseldir" Not:3: Doğru başlık mı bilemedim ama sonuçta hayatın kötü bir sürprizi.
  2. Ferhat, sahip olamadıklarınla değil de elindekilerle mutlu olmaya çalışsan, çünkü bu bakış açısı ile ne marka alsan olmayanı isteyeceksin gibi geliyor bana...
  3. Bu konu hiç bitmeyecek galiba, daha önce yazdım: "Tekrar ve açık yazayım: Zorlamadan kullandığınız şehir içi trafiğinde motoru rölanti devrine düştüğü anda stop etmek zarar vermeyecektir. Veriyorsa Ford'u bana ayıplı mal satmaktan mahkemeye vermeliyim (bkz. Start-Stop sistemi) Dizellerde 3000, benzinlilerde 4000 dd üzerinde uzun süreli kullanımlarda (bütün değerler yaklaşık) 30 saniye bekleme cömertliğini göstermek turbonuzun yararına olacaktır. Ne fazlası ne azı..." Şehir içinde "normal" kullandığınız zaman zaten park yerine geldiğinizde motor bir süre rölantide çalışmış oluyor, yaklaşma süreci, park manevraları vb. yani siz o bekleme süresini zaten yerine geitriyorsunuz. ve turbo arzu edilen ısı düzeyine iniyor, stop etmeden gazı kökleyip 4000 dd civarında iken ayağınız gazda kontağı kapatırsanız bilemem, ama normal şartlarda beklemenize gerek yok. Bu eski Focus için de yeni Focus için de geçerli. Ustalar 1. Kendilerini fazla yenilemeyip alışılagelmiş ve eski şablonlara bağlı kaldıklarından 2. Tüketicinin pek de bilinçli davranmayacağını düşündüklerinden bu bekleme uyarısını her ihitmale karşı yapıyorlar. Ancak değerli forum ahalisi, bu konu baştan beri ilgili ve yetkili kişilerin aydınlatıcı açıklamaları ile doludur ve konunun cevabını NET bir şekilde içermektedir. Yine de temkinli davranmak isteyene de hayatta başarılar... Son söz: Arızalanacak turboyu beklemek de kurtarmaz.
  4. Ne oluyoruz yahu? Kim neyi kaçırıyor kimden saklıyor, en sevmediğim şeydir gazete 2. ve 3.sayfalarında yer almak. Vallahi bu arada şu son müzikler fena geldi ayrı mesele... Yuh deve dedim kendi kendime, ayıptır söylemesi
  5. Her şey beklentinize bağlı, güç arttırmıyor, sadece gücü daha iyi kullanmanızı sağlıyor. Yeterince ayrıntılı yazdığımı düşünüyorum. İlteber takanlar niye takmış, sonra da niye çıkarmış, ne zararını görmüş, merak ettim. Ayrıca BTG satışlarından memnun, ayrıca ben daha 100 TL'lik sprintbooster ilanı görmedim, hiç bir markada. Mesela: http://www.sahibinden.com/arama?query_text=sprintbooster&language=tr
  6. Polonezköy yakınlarına giderseniz aynı gün Istanbul rallisi var, seyretmeye bile gidebilirsiniz
  7. Sen bir audio program güncellemesi yapsana, bu kadar kurcalamaya onun bile kafası karışmış bence...
  8. Geçmiş olsun, turbo ömrünü tamamlamış olabilir. Güvendiğiniz bir ustaya göstermenizi önermek dışında "online" tanı ve yardım sağlamamız mümkün olmaz.
  9. Harika üstad.... Haftanın üç günü senin yüzünde sürekli dinlediğim üç parça var: Porter - Surround me with your love Ayoe Aneglica - face with nobody Schiller - Always you Bu üçü ile farklı bir dünyada yolculuk ediyorum. Simdi kendimi bir de Paris'te hissedeceğim. Çok yaşa sen... :claps: :claps:
  10. Ya değil mi, sen kalk 2,5 milyon sperm arasında birinci ol, sonra şu yaşadığın hayata bak...! (Sevgili adminlerim konu dışı için özür) Ne diyorduk??? Hah, turbonun uzun ömürlü olması için nasıl kullanalımdı konu, servis ustam (gibi çok güvenirim) ile şöyle bir diyalog yaşadık: - Abi turbo ömrü için ilk çalıştırdığında basmadan ve durduğunda da kapatmadan bir 10 saniye bekle - Tamam da bunu start-stopa nasıl anlatacağım? - Yaa, değil mi!? (kafa kaşıma)
  11. Hah, sonunda bu da oldu, "parazitli" lakabına bir de "yankılı" ekleyeceğiz. Ya kurcalama şu aleti daha fazla, gına geldi bize, radyonun derdi seni mi gerdi? Bu arada Aux kullanırken BT kapalı mı idi?
  12. Doğru da değil yanlış da değil. Liseyi bitirdiğimde Berlin ve Dortmund üniversitelerinde makine mühendisliğine kabul edilmiştim. Aynı zamanda Lufthansa pilot okulu giriş sınavını da kazanmıştım. ÖSYM'den (o zamanki adı ÜSS) Tıp çıkınca onu tercih ettim
  13. Bu konu o kadar çok yazıldı ki, eminim okuyup yine mi diyenler olmuştur. Özetleyelim (D: Dizel, B: Benzinli): Motoru kullanırken her zaman uçlardan kaçınmak lazım, alt uçta düşük devirden, üst uçta da yüksek devirden. Neden derseniz her iki halde de yağlanma idealden uzak olacak ve motor/turbo daha fazla aşınacaktır. Tabi burada anlık kullanımdan değil, sık ve sürekli kullanımdan bahsediyoruz, bu değerler B/D 1000 dd altı ve B 5000 dd, D 3500-4000 dd üstü olarak kabul edilebilir. Düşük devirde aynı zamanda yakıtın tümüyle yanmasını engelleyecek ve kurum oluşumunu arttıracaktır. Ekonomik kullanım ile performanslı kullanım farklı yaklaşım gerektirir. Performanslı kullanımda vites değiştiğinde torkun yüksek olduğu devire düşerek kesintisiz hızlanma hedeflenir. Bu değerler D için 1750-2500 dd, B 1.6 Atm için 4000 dd ve 1.6 EB için 1600-5000 dd arasıdır. Hızlı yol almak istiyorsanız, ya da yükün arttığı durumlarda (söz gelimi rampada) vites yükselttiğinizde aracın bu devirlere düşmesi hedeflenmelidir. Bu en verimli hızlanmayı sağlar ama en ekonomik kullanım şekli değildir. Ekonomik kullanımda iki şart vardır, olabildiğince düşük devir ve gaz pedalına olabildiğince az basmak (altında kırılacak yumurta olduğunu hayal edin). Bu şartlarda B/D 1500-2500 dd arasında kullanılırsa tasarruf sağlanır. Ancak arada hızlanmak istiyorsanız hemen 3.maddeyi aklınıza getirmeniz lazım, torkun düşük olduğu devirde gaza yüklenmek kurum ve gereksiz yakıt tüketimi demektir. Bir alt vitese geçip gaza yüklenmekte yarar vardır. Motor soğukken 4'deki kurallara daha da sıkı sıkıya uymak gerekir. Bu kadar yeterli mi daha da somutlaştıralım mı?
  14. Al işte Ferhat'ın huzurunu kaçırdıklarından biri daha...
  15. Empati yapsam ve isteklerinizi haklı bulsam da bunu aracı satın alırken imzaladığınız ve garanti koşullarını içeren sözleşme karşılamaz. Yanlış hatırlamıyorsam ayıplı mal sayılması için 1. Tüketicinin onarım hakkını kullanmış olması 2. Garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi (aynı nedenle 3 kez kullanım dışı kalması söz konusu idi sanırım) 3. Tamir için gereken azami sürenin aşılması (30 iş günü sanırım) 4. Tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, araç değişimi veya bedel iadesi söz konusu olabilir. (Alperen imdat!!!!)
  16. Orjinal mi bilmiyorum, pek umurumda değil. Plastik, ya da her ne ise, çıkanın yapıldığı malzemeden işte... Üzerinde barkodu, seri numarası, "Made in UK" yazısı, Ford logosu, sünger izolasyonu, vida yuvaları vb. her şey var ve işçiliği de çok düzgün. Yani atölye imalatı ise de umurumda değil çünkü gayet iyi duruyor. Daha önce Ali H.'de almıştı, hatta yakından fotoğraflamış, işte: Boya tabii ustanın becerisine bağlı, ama araçlar daha yeni olduğu için ciddi bir ton farkı olmaz, aytozu gri de sık bulunan bir renk. Sorun olmaz. Tek sorun şu adan Himpeks'in elinde yok, ama gelir...
  17. Seni zaten farklı bir dünyanın insanı olarak sevdim, kabul ettim...
  18. Teşekkür ederim de, bana çok heyecan verici bir şey gibi gelmedi, arkadaş zoru ile yaptırdım... Benimkisi de nankörlük işte... Neyse canım darısı başınıza.
  19. Amaan Ferhat, gece vakti sessiz ortamda ses duymak için bir de amfi falan mı takacağım, ya da sesi kökleyip hayali sesleri gerçeklik düzlemine mi taşıyacağım, ne oluyoruz yahu? Zaten sitede bana deli muamelesi yaparlar buna girişirsem. Boşveeer, unut gitsin, dinle müziğini ve tekrar söylüyorum bir kulak muayenesi ve odiyometri yaptır ilk fırsat bulduğunda...
  20. Güncelleme: Arka spoyler irisi ile değişti.
  21. Öğle arasında denedim, AUX seçili ve USB çalmaz iken 20 düzeyinde zorla fark edilir, 30 düzeyinde ise bariz duyulabilir ama rahatsız etmeyen tiz bir çınlama var. Ancak bu elektrikli aksamın kullanılmasından ve motor devrinden etkilenmiyor sizin devredeki gibi. USB çalarken 25 düzeyinde parça arasında belli belirsiz hissettim diyebilirim. Ama bunlar tamamen akademik bulgular, ben asla 20 düzeyinde dinlemedim, 16-17 maksimum, üztü zaten doğal ve konforlu gelmiyor. Sonuç: Motor izolasyonunda sorun yok, ancak amfinin S/N oranı düşük, ama pratik kullanımda bunu ancak mesele edecek bir şey ararsam mesele edebilirim. Bu benzinli EB 1.6 Titanium sizin beğenmediğiniz ses sistemi sonucudur.
  22. Loder kaliteli LED'le kullanıyor ve montaj/panjur da satış fiyatına dahil oluyor. Böyle bakınca fiyat bence de kabul edilebilir. Bakın benzer kaliteli ve yasal ithal LED montaj hariç ne kadar: http://www.hepsiburada.com/liste/philips-drl-gunduz-ledi-5x2-ledli-6000-k-37b007/productDetails.aspx?productId=otm37b007&categoryId=20042339#Gorseller
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.