Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.806
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Ben de başka başlıkta yazmıştım, Himpeks'ten aldım, ancak şu anda ellerinde yok, bir aya kadar gelebilir. 150 TL idi. Uygun renk olursa boya masrafı olmaz, yoksa herhalde 50 TL boyaya gider, takması zor değil. Şu Loder gündüz farları için soru: Farları montaj dahil o fiyata satıyorlar değil mi, Almanya'da hazır panjura monte edilmiş olarak sunuluyor çünkü... Bir de her zaman yazdığımız gibi, ucuz LED'ler var piyasada ama adı üstünde ucuz, kalitesi de ona göre. Su alır, yeterince parlak olmaz, aydınlatma açısı uymaz vs vs
  2. Ne kızacağım... Ben Ford'u savunmak için yazmadım... Burada sürekli yakınmaktansa sorunu çözmeye yönelik yöntem öneriyorum. İsteyen kullanır, istemeyen forumda şikayet etmeye devam eder. Bu bir üretim hatasıdır, üretim hatası olarak çok sayıda şikayetin belgelenmesi gerekir, bu da genel merkezde görüşülür ve ücretsiz bir çözüm önerisi için tüm servislere talimat çıkar. Üretim hatası sadece Ford'a mahsus değildir, tüm markaların yeni modellerinde mutlaka görülür, bunu hızla fark eden ve çözen markada bu dillenmez, sorunu görmezden gelen veya geciktiren markalarda ise uzun vadede güvensizlik etiketi yapışır. Süreç böyle. Gerisi size kalmış...
  3. Cem Boneval

    Kürtaj

    Nihayet konudaki en önemli otoriteden beklenen açıklama geldi... Mehmet Görmez Diyanet İşleri Başkanlığı il müftüleri toplantısında şunları söyledi: "KÜRTAJ HARAMDIR" 1983 yılında Sağlık Bakanlığı Aile Planlaması ve Kürtajla ilgili islam dininin bakış açısını Diyanet İşleri Başkanlığı'na sormuş ve Devlet Bakanı Mehmet Özgüneş imzasıyla Sağlık Bakanlığı'na gönderilmiştir. Toplumun temeli ailedir. Ailenin devamlılığını çocuk sağlar. Dinimiz evlenip çoğalmayı teşvik etmiştir. Çocuk aileye ve topluma allah'ın emanetidir. Her aile bakıp yetiştirebileceği sayıda çocuk yetiştirmelidir. Çocuk istenmediği durumlarda, karı kocanın ortak istekleriyle gebeliği önleyici tedbirler alınması caizdir. Kürtaj haram ve cinayettir. Çocuk düşürmek ve aldırmak gebeliği önleyici tedbirlerden değildir. Çocuk aldırmak cinayet hükmündedir. Sadece Müslüman ilim adamları değil, bütün ilahi dinler, ahlaki sistemler, bütün tabii hukuk sistemleri, biyolojik varlığın insan olduğunu, bu savunmasız varlığın tıpkı doğmuş yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkına sahip olduğunu bu varlığın da yaşama hakkının olduğunu söylemeye devam edeceklerdir. Aynı şekilde, bilim adamları, genetik uzmanları bize kesin bilimsel verilere dayanarak, döllenmiş yumurta hücresinin anneden bağlı bir sistem olduğunu, her ikisinin ayrı birer kalbi olduğunu, kan dolaşım sistemi olduğunu, anneye bağlılığın sadece beslenme olduğunu söyledikleri müddetçe, sadece Diyanet değil, bütün dinler, hukuk sitemleri kürtajın bir insan yaşamına kast etmek olduğu görülmektedir. Sorun bilimin ortaya koyduğunu meseleyi kabul edip etmeme meselesidir. “ANNE KARNINDAKİ CENİNİN DE YAŞAM HAKKI VARDIR” Bedenimiz ve hayatımız bize mülkiyet olarak değil, emanet olarak verilmiştir. Onu yaşamak ve yaşatmak en iyi şekilde muhafaza etmek görevimizdir. Hukuk diliyle, hayat hakkı vazgeçilen bir hak değildir. Anne karnındaki ceninin de yaşam hakkı vardır. Ne annesi ne babasının onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi vazgeçme yetkisi de yoktur. “Beden benim değil mi, ben onu istediğim gibi kullanırım. Bebek de yaparım, istersem onu da atarım.” demeye sahip değildir. Karnındaki bebeğin gerçek anlamda sahibi değildir. Keyfi olarak, öldüremez, onu yaşatmakla görevli bir emanetçidir. İstisnai konularda konuşmak tarih boyunca zor olmuştur. Tecavüz gibi cinsel saldırıların sonuçlarını ortadan kaldırmak, ceninde ortaya çıkan ağır hastalıklardaki konularda genelleme yapmak yerine her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini ve söz konusu özel hükmün din bilginler, psikiyatrisiler, adli tabipler gibi farklı ihtisas sahiplerinin ahlak çerçevesinde birlikte verebileceklerini ifade etmek istiyorum. "YASALARLA VE YASAKLARLA ÇÖZÜM BULUNAMAMIŞTIR" İslam dini, Katolik öğretilerinin tam aksine, anneyle cenin arasında yer aldığında annenin yanında yer almıştır. Herkesin içine düştüğü bir hataya değinmek istiyorum. Kürtajı sadece kadın meselesi olarak ele alınması yanlış olur. Bu sorunun en büyük ızdırabını çekenler hep kadınlar olmuştur. Tarihi tecrübe göstermiştir ki bu konu sadece yasalarla ve yasaklarla çözüm bulunamamıştır. Kendi içinde çelişkiler barındırsa kalın yazılı kısımdaki açıklamalara belli bir çerçevede katılıyorum 1. Kürtaj keyfi olmamalıdır, keyfi olacağı bilinmez ise korunma daha bilinçli ve dikkatli gerçekleştirilir ki, kürtajı önlemenin en önemli yolu budur. 2. Anne çocuğu yaşatmakla yükümlü bir emanetçisi ise sağlayabileceği yaşam koşullarının da gözden geçirilmesi gereklidir, hem kendine hem topluma zararlı bir fert yetiştirme olasılığı istenmeyen çocuklarda çok yüksektir ve bu da istisnai durumlar kapsamında ele alınmalıdır. 3. Halen var olan 10 hafta içerisinde kürtaj serbestliği sağlık kuruluşlarında oluşturulacak uygun katılımlı bir heyetin onayına tabii hale getirilebilir. Tabii bu yapılırken izin koşullarının da olabildiğince önceden düşünülmesi ve belirlenmesi gerekir. 4. Salt döllenmiş hücrenin ana rahmine çoğalmasını bir yaşam belirtisi olarak kabul edersek o zaman yeryüzündeki tüm diğer ilkel yaşam formlarının da yok edilmesini bir cinayet olarak algılamak zorunda oluruz (ki bence bu yanlış bir yaklaşım da olmayabilir, ne de olsa dünya bizim için yaratılmamış, biz onu paylaşan canlılardan sadece birisiyiz). Gerçek yaşam algını n gelişmesi ve etkileşimle ortaya çıkar, olayı yaratılış felsefesinde ve bunun dine yansımasında aramaktan çok yaşam için kabul edilebilir standartların tanımlanmasında aramak lazım. 5. Yasakların ters tepeceğini anlamak için bir kez daha denemeye gerek yok. Einstein'dan alıntı: Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır.
  4. Yazmaktan yorulmayacağım, arkadan gelen cazırtı, cızırtı, patırtı, adına ne derseniz deyin, hoparlöelrden değil resonansa giren kapı trimlerinden geliyor, trimlerin sökülüp izolasyon uygulanması lazım, sesi sık duyuyor ve rahatsızsanız bunu talep edin servisten. Ayrıca bu şikayeti olan herkesin ya 444 FORD (3673) hattında bildirmesini yada http://www.ford.com.tr/Footer/iletisim-formu üzerindeniletişim formu ile duyuruda bulunmasını öneririm ki servisler bu konuyu ücretsiz yapsınlar.
  5. X paketlilerden olacak tabii... Ayrıca onların montaj sorunu varmış! Meraklısı 400 TL verir bence, üstelik yurt dışı fiyatına göre ucuz sayılır
  6. Paylaşım için teşekkürler Aydın... Ben de fiyatları merak ettim şimdi. Daha detaylı gröeseller için: http://www.loder1899.de/de/fahrzeug_3_2288.html?PHPSESSID=fd01rcl0chp91snfv46nf0nl84 Almanya fiyat listesi için: http://www.loder1899.de/de/deliver_383_Ford_Focus_III_11_09_P_VK.pdf Almanya fiyatlarından € cinsinden birkaç örnek Ön spoyler 262 (saf karbon olursa 2x) Marşpiyeller 308 Arka diffüzor 292 LED gündüz farı 232
  7. Dün arabayı yıkattığımızda ortaya çıkan manzara çok sevimsizdi, bolca reçine, malum ağaç altına bırakıyoruz, onlar da sağladıkları gölge için farklı bir bedel tahsil ediyorlar, ve daha da kötüsü tüm yüzeyi toplu iğne başı büyüklüğünde damlacıklar halinde kaplayan inşaat dış cephe boyası. Sonax'ın uzun süredir ahbap olduğum bir bayisinde yıkatıyorum. Onlar da çözüm olarak kil (gavurcası "clay") ile temizleme önerdiler. Böyle bir maddenin varlığından bile haberdar değildim. Sert macun gibi dikdörtgen bir kalıp, deterjanlı suyla kayganlığı sağlayıp yüzeye sürtüyorsunuz ve ne kadar artık, kalıntı, kir vb. varsa silip süpürüyor. Çok etkili ve etkileyici. Tabii sonra durulayıp iyi bir cila gerekiyor, öyle de yapılınca sabah saçlarımı arabanın kaputuna bakarak tarar oldum. Paylaşayım dedim, belki benim gibi başka cahil kalmışlar da vardır diye...
  8. En verimli devirleri kullanmak yakıt türünden bağımsız bir önceliktir, sadece dizeli bağlamaz. Benzinli motorda da düşük devirde yeterli torkunuz varsa 2500 dd civarında vites değiştiriyorsunuz ve evet ben de Engin'in yazdığı gibi 1-2-4-6 kullanıyorum ve şehir içinde rahatlıkla bunu uygulayabiliyorum. Buna rağmen bazen sık vites değiştirmekten sıkılıp otomatik şanzıman aradığım oluyor. Benim için keyif kaç günde bir depomu doldurma değil, bastığımda 6500 dd'ya kadar uzayabilen bir motora sahip olmak, hala hatırlarında vardır bu his diye düşünüyorum
  9. Öncelikle hoşgeldiniz ve yeni göreviniz hayırlı olsun. Umarım gönlünüze göre bir araç bulursunuz. Marka ve model konusunda kararınızı vermişsiniz sanırım. Birkaç ekleme yaparak biraz kafanızı karıştırayım. Önce olumlular: 1. Style çok doğru bir donanım düzeyi, Titanium için kısa da uzun da kullansanız ekstra masraf yapmaya gerek yok, hele ki yeni aile ferdine masraf yapılacak bir süreçte. 2. Fiyatlarda anlamlı bir düşüş beklemiyorum, oynarsa da bayilerin kar marjları ile kırpabilecekleri düzeyi aşmaz ve bu süre içerisinde Style donanım seviyesi tükenebilir. Ayrıca Otosan fiyat değiştirmeden donanım azaltacak kurnazlıkta bir firmadır. Yani bence de Style'a asılmakta yarar var. 3. Değişik yerlerden fiyat alın bence de, ama peşin 52.500 ederidir şu anda, faizsiz kredi liste fiyatını, faizli kredi de genel maliyeti arttırıp aynı kapıya çıkıyor. Yine de değişik kredi seçeneklerini araştırmakta yarar var. Sivas Altınsoy (03462261530) ile de görüşün. 4. Renk seçiminde çok fazla seçme şansınız olmayabilir, elde ne kaldığına bakmak lazım, aslında kötü rengi yok, koyular kir gösteriyor ve ısınıyor, yani sonuçta renk keyfe keder. 5. HB ve sedan arasında seçim yapmak da beklentilerinize ve biraz da zevkinize bağlı. Sedanın bagajı biraz daha büyükçe, kabinden göreceli izole olduğu için biraz daha sessiz olur araç, görünüm olarak da hoş. HB daha sportif görünümlü, koltuk yatırma ile tek ve büyük mekan elde etmek mümkün, puset sığacak mı ona bakacaksınız artık Gelelim kafa karıştırıcılara: 1. Soğuk şehirlerde dizel gerçekten kısa mesafelerde kullanıldığında kışları arzu edildiği kadar verimli olmuyor, ama tabii hem satarken hem de uzun yolda kendini amorti eder. 2. Beklemeye niyetlenirseniz 1.0 benzinli EB motor seçeneği öne çıkıyor, iyi bir lansman fiyatı yapmalarını umut ediyorum, ama çok da güvenmiyorum ve öngörüde bulunamıyorum. 3. Opel Astra Edition 1.6 benzinli 115 BG modeli şu sıralarda 37-38.000 TL'ye alınabiliyor. Donanım açısından eksikleri olsa bile yürüyen aksam ve güvenik donanımlarında eksiği yok ve fiyat iyi. Hani bütçe sıkıntılıysa bunu da değerlendirin derim. Motor teknolojisi yeni değil ve tüketimi de dizel boyutunda değil ama fiyat bu araba için çok makul gerçekten. Kolay gelsin, her açıdan... Yazdıklarım genel prensipler. HB ile sedan arasında ağırlık noktası nedeniyle minimal bir sürüş farkı var. Ancak hangisinin daha güvenli olduğunu söylemek zor. Öncelikle bu farkları gerçekten usta ve şartları zorlayan bir sürücü algılayabilir. Sonra da ben kolay kopan ve kolay toparlananı daima daha uzun süre stabil kalıp koptu mu gidene tercih ederim Kavrama sorunu oluyor ya dizellerde bir miktar, dikkatsizce düşük devride kaldırınca stop ediyor ya hani... İşte odur kast edilen kanımca.
  10. Benden biraz aykırı ses çıkacak: 1- Arabama cam film yapmak istiyorum uygun fiyata kaliteli olmalı sürüş güvenliğini etkilememeli kaç numara yapmam lazım VE EN ÖNEMLİSİ istanbul Avrupa yakasında yer tavsiyesi rica ediyorum. Ön cama yaptırmadığınız sürece sürüş güvenliğini etkilemez. Koyu tonlar polisin ilgisini çekiyor ve nedense ceza yazmaya itiyor, açık tonlar ise kendini pek belli etmiyor. Ziebart, 3M gibi bildik marka ürünler daha kaliteli ve göreceli pahalı, Istanbul'da yaşamadığımdan yer belirtemeyeceğim. 2- Aracıma kolçak taktirmayi düşünüyorum Armster marka istiyorum benim aracımın modeli ne diye geçiyor bir kaç sitede baktım 05> 2011 sonrası gibi tabirler var Modeliniz Mk2 mi Mk3'mü, yani yeni kasa mı. 2011 kafa karıştıran bir model yılı ikisi de üretildi. 05-11 arası eski kasa, 11 sonrası yeni kasa. 3- Aracıma detaylı temizlik ve boya koruma yaptıracağım uygun fiyata temiz ia yapan yer tavsiyesi rica ediyorum Bonus Card varsa Sonax her MTV ödeme döneminde indirimli hediyeli kampanya yapıyor, Temmuz'da da yapacaktır, onu bekleyin. Ayrıca Sonax bu işi iyi yapan yerlerden biri. 4- Koltuklara kaliteli kılıf nerden alabilirim her yerde 40 tl satılanlar cok adi Almayın, öyle kullanın, ikinci sahibi için boşuna korumayın. Alan düşünsün ne yapacağını. 5- Mini onarım camurluk sürtünmelerini ve 5cm lik Göcükleri karşılar mi Poliçenizde varsa karşılar ama ikisini birden değil ancak birini yaptırabilirsiniz. 6- Uzun yolda kaputa mıcır gelmemesi için maske kılıflar işe yarar mi Taşlar zekidir, gene çarpacak bir yer bulurlar. Şaka bir yana kaput filmi bile bu forumda epeyi tartışıldı. Kılıf son derece çirkin ve anlamsız bir uygulama. Kaput filmi bir nebze daha iyi, ama onda da boyada renk ton değişikliği sorunu yaşayanlar var (mesela ben). Ben taşlara özgürlük diyorum, ufak tefek rötüşlarla gider. Ama ille koruyacaksanız bütün kaputu içeren film çektirin.
  11. Haşa, dalga geçmiyorum, sadece konu mankeni olabiliyorsun bazen, ve zamanında almış olduğuma da şükrediyorum şu günü yaşadıkça... Bence yerden göğe kadar haklısın. Kriterlerin de belli, ama onlara uygun araba yok. Sabır.... Hayırlısı....
  12. Klima kompresörünü uzun vadede anlamlı zarar verecek tek eylem devirli kullanırken kompresörü devreye sokmaktır. Ani yük binmesinin yarattığı şaşkınlık uzun vadede şizofrenik davranış biçimi ile sonuçlanır (galiba bana da ufaktan gelmişler, gene fazla anestetik gaz kokladım akşam akşam). Start-stop klima devredeyken de çalışıyor, ancak dış ortam ısısının 30 derece altında olması ve iç-dış ısı farkının belli bir değeri aşmaması lazım (değerini hatırlamıyorum). Bu şartlar yerine geliyorsa benimki küt diye duruyor, eğer içerisi ısınırsa motoru ve klima kompresörünü çalıştırıyor kendiliğinden. Tabii Auto konumundayken. Ya da en azından geçen seneden ben öyle hatırlıyorum, yeniden denerim, yavaş yavaş ısınmaya başladık bugünlerde. Bir de arabayı stop etmeden klimayı kapatıp fanı güçlü bir şekilde çalıştırma sabrınız olursa hava yolunu ılıtıp çöken nem oranını azaltabilirsiniz, bu da uzun vadede küflenmeye karşı etkili olabilir.
  13. Jantlar ve mekan hariç aynısı işte, koymuştum bu fotoyu daha önce: Ürün de buydu zaten:
  14. Daha önce yazdığımı şimdi tamamlıyorum, konuyu yeterince inceledim ve yeterince de denedim. Sprintbooster Yunanistan'da yerleşik Boulekos Dynamic şiketinin çok sayıda değişik araç modeli için ürettiği ve dünya çapında pazarladığı bir gaz pedalı tepkime hızlandırıcısı. Drive-by-wire çalışan, yani gaz kelebeğinin gaz pedalından gelen elektrik sinyalinin şiddetine göre motor kontrol ünitesi tarafından kumanda edildiği sistemlerde kullanılabiliyor. Gaz pedalından çıkan elektrik bağlantısına ara ünite olarak bağlanıyor. Montajı birkaç dakikada tamamlanıyor. Yine bu üniteden kabloyla çıkan ve kokpitte kolay ulaşılabilir bir yere monte edilebilecek düğmesi var. Bu düğme 1.Tümüyle kapatma, 2.Orta derecede hızlandırma ve 3.Yüksek derecede hızlandırma olmak üzere kontrol imkanı sunuyor. Düğmedeki LED de seçilen konuma göre ya sönük kalıyor, ya da yeşil veya kırmızı yanıyor. Ünite büyükçe bir kablo soketi aslında ve tahminimce içinde Opamp türü bir voltaj yükseltici var. Tüm yaptığı iş de sizin bastığınızda pedalındaki potansiyometreden üretilen elektrik sinyalini amplifiye etmesi. Söz gelimi pedala 2 cm bastığınızda 1.5V, 4 cm bastığınızda 2.5 V ve köklediğinizde 4 V akım üretiliyorsa bu ünite bu akımı tahminimce %30-50 arasında arttırıyor. Sonuçta siz 2 cm bastığınızda 4 cm basılmış gibi voltaj üretilmesine ve motorun bu nedenle beklediğinizden fazla tepki vermesine neden oluyor. Ve evet dikkatli okuyanlar bunun bir aldatmaca olduğunu hemen kavramışlardır. Yani bu aleti takana kadar az basacağına çok bas olsun bitsin. Pratik düşüncede öyle, gel gelelim kullanmaya başladığınızda fark ediyorsunuz ki gazı tam köklemeden hızlı ivmelenmek istedğiniz takdirde istenilen oranda güçlü ivmelenmeyi sağlamak için biraz çekingen basılıyor, yetmedi biraz daha derken süre uzuyor, halbuki Spintbooster devredeyken dokunduğunda fırlıyor. Bu bağlamda gaz pedalı hızlandırıcısı tabiri yanlış değil, çünkü aynı akımı üretmek için gaz pedalında yarı yarıya basıyorsunuz ve vakit kazanıyorsunuz. Teoride buna dudak bükmek ya da omuz sallamak olası ise de pratikte özellikle ara hızlanmalarda ve sollamalarda bu müthiş etkili oluyor. Ve aracı kullanan kişi gerçekten 180 BG varmış gibi "hissediyor"! 0-100 değerini etkiler mi? Etkiliyorsa bile önemsiz bir ölçüm düzeyinde olur. Ama trafikteki kıvraklığa hissedilir bir katkısı var olumlu yönde. Sonuçta gücünüz artmıyor, ama gücü kullanma şekliniz değişiyor. Şehir içinde 1.kademe, yani yeşil mod son derece yeterli, şehir dışında kırmızı mod şahlandırıyor. Peki yakıt tüketimi? Bu aletin tüketim üzerinde doğrudan etkisi yok. Ama gücü kullanmak isterseniz ve alışkanlık yaparsa tüketiminiz artabilir, ben de ilk kullandığım hafta rutin kullanımda 7,7'den 8'e çıktı, şimdi sakinleştim 7,7'ye geri döndüm. Peki zararı var mı? Sanmıyorum. Dolaylı şeyleri düşünmek lazım, beceriksiz sürücü iseniz ve kırmızı modda manevra yapıyorsanız gereğinden fazla gaz vermek durumunda kalabilir ve tuhaf durumlara düşebilirsiniz. Sürekli ışıklardan hızlı kalkma alışkanlığı edinirseniz kavrama-aktarma organlarına binen yük artacaktır ve özellikle otomatik şanzımanda biraz daha dikkatli olmak gerekebilir. Yani tavsiye ediyorsun diyenleri görür gibiyim... Hem evet, hem hayır. Evet, çünkü pek çok arabanın hem kullanım kolaylığı, hem emisyon kontrolu, hem de düşük yakıt tüketimi için öngördüğü temkinli gaz pedalı tepkimesi ve çekingen motor cevabını önemli ölçüde ortadan kaldırıyor, gerçek bir spor araba kullanıyormuşsunuz gibi oluyor. Beklentiniz bu ise ve elime ayağıma hakim olurum diyorsanız en azından "his" açısından süper! Hayır, çünkü pahalı, böyle bir his için 500 TL harcamak her babayiğidin harcı değil. Maliyeti de taş çatlasın 50 TL olsun... Ama bana kalırsa spoyler takıp jant değiştirene kadar görselliğe değil de işlevselliğe "duygusal" olarak katkıda bulunan böyle bir modifiye yöntemini tercih ederim. Yaptım bir hovardalık, iade etmedim, duruyor arabada...
  15. Spritmonitor'den kullanıcı beyanlarına göre karma tüketimler: Golf 1.4 TSI 122 PS 7,0 160 PS 7,8 170 PS 8,4 Passat 1.4 TSI 122 PS 7,3 Bize göre daha fazla otoyol kullanıyorlar, ancak bize göre bu yolları daha hızlı kullanıyorlar, bir sürü yerde hız sınırı yok. Ayrıca oldukça dikkatli ve bilinçli sürücülerdir. Aynı sitden Focus EB 1.6 ortalaması 8,14
  16. Benim araba Şubat 2011 doğumlu olduğundan bir kısmında göbek taşında yatmış olmakla beraber yaşı bir yılı aştığı için bugün yaz kampanyasından faydalanırım diye ilk yıllık bakımı yaptırdım. Yağ, yağ filtresi, yağ tıpası, hava filtresi değişti, polen filtresi kirlenmemiş olduğundan kaldı, tüm kontrolleri yapıldı, motor yıkandı, iç - dış yıkamayı ben istemedim vaktim kalmadığından, bir de arkadaş zoru ile aldığım şu irice arka spoyler takıldı (görsel olarak pek dikkat çekici bir değişiklik olmuyormuş meğer). Parçada %25 indirim ile toplam 168 TL ödedim (taksitlenebiliyor da). Daha ne olsun dedim... Bu arada spoyler de 150 TL'ye Himpeks Cüneyt'ten geldi, renk uymadığı için +50 TL'ye boyatmıştım. Mutlu mesut eve döndüm...
  17. Daha önce de yazdığım gibi yaza yaza biz 1.0 EB için beklentileri yükselttik, her derde deva görülür oldu. Dizele alternatif midir? Evet, sessiz ve sarsıntısız çalışması, geniş banda yayılan çok da düşük olmayan torku, genel olarak yeterli performansı, dikkatli kullanıldığında düşük tüketim sunması, düşük vergi diliminde olması, tüm bunları biraraya getirdiğinizde sokaktaki pek çok sürücüye kalite/performans/fiyat dengesiyle hitap edebilecek bir motor gibi görünüyor. Nisan ayı Avrupa genelinde Focus satışlarında %25'lik pay kapması yeni bir motor için çok güçlü bir kanıt bu teorime. Ama, ki bu önemli bir ama, yükselmiş beklentileri Otosan anlamsız bir kâr çıkarcılığına dönüştürürse ölü doğar... Bugün Bilaller'de gezdim, sözüm ona indirimli fiyat etiketleri yapıştırılmış araçlarda Fiesta 45-48, Focus 55-65 bandında. Bu nedir arkadaşlar? Döviz %50 arttı da ben mi fark etmedim, yoksa ÖTV'yi mi arttırdılar %100? Arabalar mı sınıf atladı iki donanım artısı ile? Tüketici akıllı davranıp fiyat indirim talebinde bulunmalı ve bu fiyatlardan almayı reddetmeli. Zaten en azından Ford'da satışlar pek bir durgun, bu Antalya ve bu mevsim için şaşırtıcı bir durum. Bu uçuk fiyatlardan cesaret alan çekik gözlüler bile cüretkar taleplerle çıkıyorlar piyasaya. Konu saptı ama bence artık tüketici biraz daha bilinçli olmalı, yoksa varımızı yoğumuzu arabacılara kaptıracağız...
  18. Güle güle kullanın, iyi olmuş, ben de olsam Jazz alırdım. Fakat fiyatlar ne kadar uçuk, sanki C sınıfı alınıyor...
  19. Hayal görmeyin, Cenk buna da bir kulp bulur, güvenim tam...
  20. Ferhat güle güle kullan, fotoğraflarla anlatım müthiş olmuş. Eski sistemin olmasaydı arka kapılara koaksiyal ünite koymak görsel olarak daha iyi olurdu. Ve dikkatli ol bence sende işitme kaybı başlamış, böyle giderse gelecek oldukça sessiz gelecek. Bir odiyometri yaptırmanı ve tedbir almanı öneririm.
  21. Herkes kendi deneyimlerinden yola çıkıyor, ben de öyle... Aytozu gri renginde Focus'ta Ziebart yarı kaplamada 6 yıl sonunda gözle görülür bir ton farkı ve kaplamaya rağmen boyada inceden taş izleri vardı söküldüğünde. Markasını bilmediğim bir yarım kaplamada Honda Civic altın kahverengi renkte 2 yıl osnra çıkarıldığında dikkatle bakıldğında belli olan ton farkı vardı. Honda Jazz açık mavi metalik Ziebart kaput yarım kaplama çıktığında yine belirgin donukluk oldu. Tabii bunda Antalya güneşinde kalmaları da etken olabilir. Yaptırılmışı sökmem, yaptırmak için de uğraş vermem. Ayrıca otomobil ne yaparsan yap eskiyecek, ikinci sahibi için aşırı korumacı olmaya da gerek yok.
  22. Burak geçmiş olsun, Çetin kolay gelsin...
  23. Arkadan bence tartışmasız en güzel Mk3, önden ise Mk1 ve Mk3 arasında kaldım. Sonuçta en az ilgi çekici olanı ortadaki (sahibi olanlar kusura bakmasın, bu salt benim gözümden...)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.