Cem Boneval

Güncelleme: İki ay ve +3000 km sonrasında şehir içi aynı parkur, özenli ve fakat akıcı/hızlı kullanımda yol bilgisayarı verisi 7,6'ya düştü.

Yağmurlu bir güne hüzün kokan bir şarkı http://youtu.be/FguOX_KfjMs Ve onun orijinal versiyonu Harris Alexiou'dan (kendilerini çok beğenirim bu arada...)

Tamam da bu serseri ve kötü niyetli taşlar tutup da sadece kapı eşiğine mi çarpıyor da başka hiç bir yere değmiyor. Ayrıca 6 aydır Focus'u 2 yıldan fazladır Fiesta'yı kullanıyoruz, folyonun üstünde en ufak bir ezik veya deformasyon yok, yani bu bir taş savar mı ki, oraya boyayı kaldıracak kadar şiddetli çarpacak taşlar değmeden pas geçiyor. Not: Yazları eriyen yollara mıcır döküldüğü için yılın 3 ayını sıklıkla mıcır üzerinde gezeriz.

Afedersin ama yazdıklarımın neresinde Focus'u üstün tutma gibi bir anlam var? Arkadaşımız hoparlörlerin kötü olduğunu yazmış, ben de aslında kötü olmadığını sistemle uyumlu ve müzikal (yani dinlemesi hoş ve orijinal enstrüman tınısını doğal yansıtan) olduğunu yazmışım. Ayrıca takılacak komponentlerin verimsiz olursa sistemin sağırlaşacağından bahsetmişim. Yüksek ses istiyorsa amfi ve sub ilavesinin şart olduğunu belirtmişim. Ve bazı hatalı bilgilerini düzeltmeye çalışmışım. Cevabımın içinde çok sayıda öneri var ayrıca. Hele zorla beğendirme çabası hiç yok. Psikoakustik ilginç bir alandır, beğeni genelde dinleme alışkanlıkları ile şekillenir ve bu da doğal müzik tınısından uzaklaşmamıza neden olabilir. Söz gelimi çocukluğunda yıllarca portatif transistörlü radyo dinleyerek büyümüş birisi en pahalı müzik setinde bile alıştığı bu sesi almaya çalışır. Dolayısı ile zaman zaman kulağın eğitilmesi için doğru sesin tanıtılmasında yarar vardır. Senin önerin olan F2 hoparlörü takılması da çözüm vermeyebilir, çünkü hoparlörün kendi kadar çalıştığı ortamda, hem kabin içi hem kapı içi, izolasyon düzeyi yansıtma açısı, amfi ile uyumu vb. faktörler etkilidir. Ben sahip olduğum iyidir diyen biri değilim, iyi olduğu için almışımdır. Önermelerimde de yermelerimde olabildiğince kanıta dayalı olmaya çalışırım, eğitimim ve mesleğim gereği böyle bir alışkanlığım var. Sonuçta sanırım hatam yazdıklarımın karşımdakinin anlayabileceği ile sınırlı olacağını göz ardı ediyor olmam, tabii bu benim için de geçerli .

Bagaj kapağının sert kapanması ile boyanın ne alakası var diye sormadınız mı? Onca araba arasında bir tek Ford'da mı böyle antikalıklar var, yoksa başka bildiğiniz marka/model var mı?

Farklı bir şey söylemedim, sadece başta 3600 dd'da kalınması gerektiğini yazmışsın, o gücün düşmeye başladığı ve ivmelenme açısından negatife düşeceğin nokta, maksimum torkun devreye girdiği devirden maksimum gücün oluştuğu devire kadarki devir bandı kullanılırsa en verimli hızlanma sağlanır diye düşünüyorum.

Üreticinin spesifikasyonlarını karşılayan her marka yağ kullanılabilir. Kaliteli yağlar arasında düşünüldüğü, yazıldığı, söylendiği, iddia edildiği gibi kullanımda etkisini göreceğiniz bir fark yoktur. Bunun için kafa yormaya ve ekstradan para harcamaya değmez. Ayrca bakınız: Yani uygun özellikte olduktan sonra Castrol seven Castrol, Mobil seven Mobil, Motorcraft isteyen de Motorcraft kullansın. Özellikle aşırır tozlu, sıcak, soğuk bölgelerde yaşayan, ya da motorunu zorlayarak kullananlar, ağ değişim aralığını 15.000'den 7,500'e çekebilirler, ama bu da daha çok psikolojik rahatlama getirecektir.

Almanya'nın Nürburgring pisti meşhurdur, özellikle "Nordschleife" adı ile anılan kuzey virajı her zaman sürprizlere gebedir... Yılın belli günlerinde Pazar günleri ücretini yatıran gerekli güvenlik tedbirleri alınmış olan piste aracı ile çıkıp yarış atmosferini yaşayabilir. Kulağa hoş geliyor değil mi? Ancak kendini her yarışçı sanan bu yeteneklere sahip olmadığı gibi, her spor arabası olan da arabasının yola yapıştığını zannediyorsa yanılıyordur. Sonuç? Videoda....

Filo maksatlı pazarlığa başlamak amaçlı şişirilmiş bir fiyat koymuş olabilirler mi? Filocu da bunu yer mi?

Aynı yerden bahsediyoruz... Bendeki folyolu halini de ben yarın eklerim buraya. Yani Ford'un bu kadar spesifik bir boya sorununu folyo yapıştırarak çözmüş olması da en hafif deyimiyle şık değil! Bununla ilgili çok rivayet var... Kimisi taş çarpmasından korumak için diyor, sanki taşın çarpacak başka yeri kalmadı... Kimisi arkaya binenlerin giysi fermuarı falan sürtüp boyayı kaldırmasın diyor, ki bunların hayal gücünü alkışlıyorum. Kimisi "showroom"da zedelenmesin diyedir, çıkartıp atın diyor. Fiesta'da boya dökülmesini engellemek için olduğu resmen açıklandı ama Focus için bir yerde okumadım.

Teorik olarak şanzıman oranlarından hesaplanır olması lazım, mesela deizellerde 1. vites: 3,727 2. vites: 2,048 3. vites: 1,258 4. vites: 0,919 5. vites: 0,738 6. vites: 0,622 Buna göre kabaca katsayı 5-6 arası 1.2 4-5 arası 1.25 3-4 arası 1.4 2-3 arası 1.6 1-2 arası 1.8 Bir üst vitesteki devri bulmak için katsayıya böleceksin, bir alt vitesteki devir için çarpacaksın. Yani mesela 3.viteste 4000dd ile dörde attığında 2900dd ile devam etmesi gerekir. Gerçeğe uyuyor mu test etmek lazım...

Engin bende o düğmeler frekans tarayarak bir sonraki güçlü istasyona gidiyor, ayarlı kanallar arasında dolaşmıyor.

1. Arkadaşınızın beklentileri ne? 2. Önerin ile ilgili senin düşüncen ne?

Bahara yakışır, Nazım'dan... Çömeldim bakıyorum toprağa otlara bakıyorum böceklere bakıyorum mavi mavi çiçek açmış onlara bakıyorum sen bahar toprağı gibisin sevgilim sana bakıyorum Sırtüstü uzandım görüyorum gökyüzünü ağacın dallarını görüyorum uçan leylekleri görüyorum göz açık rüya görüyorum sen bahar mevsiminin gökyüzü gibisin seni görüyorum Gece kırda ateş yaktım ateşe dokunuyorum suya dokunuyorum kumaşa dokunuyorum gümüşe dokunuyorum sen yıldızlar altında yakılan ateş gibisin sana dokunuyorum İnsanların içindeyim seviyorum insanları hareketi seviyorum düşünceyi seviyorum kavgamı seviyorum sen bahar içinde bir insansın sevgilim seni seviyorum

Ege Otomobil Sporları Kulübü EOSK tarafından 2012 sezonunun ilk rallisi 7-8 Nisan tarihleri arasında İzmir’de organize edilidi. Büyük bir heyecana sahne olan Türkiye Ralli Şampiyonası’nın ilk yarışı 7 Nisan Cumartesi günü 14:30’da Forum Bornova’dan start aldı. Ekipler aynı gün Bademler, Efemçukuru ve Çatalca etaplarını geçerek, Pazar gününü beklemek için İnciraltı’ndaki servis alanına döndüler. Pazar sabah 09:00 itibari ile etaplara yönelen yarışçılar zorlu iki loop ve sekiz etap geçtiler ve yarış sonunda 138 Km’si özel etap olmak üzere toplamda 408 Km yol katetmiş oldular. Ege Rallisi’nin kendine has asfalt etaplarında yarışan ekiplerden yarışı tamamlayanlar şu anda finiş podyumunda yer almaktalar. Şu sıralar biraz zaman darlığı içinde olduğumdan İzmir'lilere bu duyuruyu erken yapamadım. Bu yıl 22'incisi yapılan Ege Rallisi tarihinde en büyük rekabetin yaşanacağı yarış oldu denilebilir. Toplamda sekiz S2000 otomobilin direksiyonunda deneyimli pilotlar podyumun en üst basamakları için ter döktü. Castrol Ford Team Türkiye adına Yağız Avcı-Bahadır Gücenmez ve Murat Bostancı-OnurVatansever Fiesta S2000'lerin direksiyonuna geçtiler. Yüce Auto Skoda'yı Ege Rallisi'nde, 3 kez Avrupa Ralli Şampiyonu olan ve dünyada çok önemli bir yeri olan Luca Rossetti-Matteo Chiarcossi, ve bu sene motorsporlarında 20. yılını kutlayan Türkiye’nin en hızlı ve istikrarlı pilotlarından Burak Çukurova-Ünal Tezel temsil etti. Pegasus Racing Takımında yer alan her iki pilotta Fabia S2000 ile yarıştılar. Takımın diğer iddialı bir pilotu Fatih Kara Fiat Grande Punto S2000 Evo 4 ile start aldı. Geçtiğimiz sene uzun bir aradan sonra Türkiye Ralli Şampiyonası’nın son ayağı Hitit Rallisi’ndeki performansıyla elinin soğumadığını kanıtlayan Volkan Işık, bu yılki Team 47 Motorsports takımı adına Ege Rallisi'nde Skoda Fabia S2000 Evo3 ile start aldı. Ege Rallisi’ni, Team 47 Motorsport adına Skoda Fabia S2000 ile mücadele eden Volkan IŞIK-Vedat BOSTANCI ekibi 1:31:14.0 toplam zamanı ile ilk sırada tamamladı. Yarışın son özel etabına kadar liderlik için büyük bir mücadele sergileyen Pegasus Racing ekibi Luca ROSETTI-Matteo CHIARCOSSI Skoda Fabia S2000 ile 5,6 saniye farkla podyumun ikinci basamağında yer aldı. Yine Pegasus Racing adına Fiat Abarth Punto S2000 ile Fatih KARA-Bilge AYAN ikilisi de takım arkadaşlarının 1 dakika 41 saniye arkasından genel klasman üçüncülüğünün sahibi oldu. Pegasus Racing’ten Burak ÇUKUROVA-Ünal TEZEL araçlarında meydana gelen benzin sızıntısı nedeni ile zehirlenerek 7.özel etapta yarışı bırakmak zorunda kalırken, Castrol Ford Team Türkiye ekibinden Murat BOSTANCI-Onur VATANSEVER de ilk gün yoldan çıkarak yarışı tamamlayamayan bir diğer iddialı ekip oldu. Yine aynı takımdan son 3 yılın Türkiye Ralli Şampiyonu Yağız AVCI-Bahadır GÜCENMEZ 8. özel etapta meydana gelen direksiyon arızası ile oldukça zaman kaybederek genel klasmanda 14.lüğe kadar geriledi. Sınıflarda da büyük mücadelelerin yaşandığı Ege Rallisi’nde Sınıf 3 Birincisi Nebil ERBİL-Onur AHISKALI olurken, Sınıf 5 birincisi Pegasus Racing’den Ünal ŞENBAHAR-Emir ŞAHİN Sınıf 6 Birincisi Castrol Ford Team Türkiye’den Emre YURDAKUL-Burak ERDENER, Sınıf 8 Birincisi Neo Motorspor’dan Tezcan DALFİDAN-Eda ÖZER, Sınıf 9 Birincisi de Team 47 Motorsport’tan Yiğit Alparlan TİMUR- Efe ERSOY ikilisi oldu. 30 yaş üzeri ralli otomobillerine açık historic klasmanını ise 1976 model Ford Escort MK2 ile Kemal GAMGAM-Birol OTAĞ ikilisi kazandı. Bayan Pilotlar Birincisi Pegasus Racing’den Simin BIÇAKÇIOĞLU olurken, Bayan Co-Pilotlar Birinciliği’ni de Bonus Parkur Racing’den Emire CANTÜRK elde etti. Yarışın 2 Çeker Klasmanında birincilik de Pegasus Racing’den Ünal ŞENBAHAR-Emir ŞAHİN ikilisinin oldu. Çekişmeli geçen yarışın sonunda gayri resmi genel klasman şöyle: 1 V.IŞIK SKODA FABIA S2000 1:31:14.0 2 L.ROSSETTİ SKODA FABIA S2000 1:31:19.6 3 F.KARA FIAT GRANDE PUNTO S2000 1:32:55.0 4 E.KAZAZ SKODA FABIA S2000 1:34:10.5 5 N.ERBİL MITSUBISHI LANCER EVO IX 1:40:48.7 6 Ü.ŞENBAHAR FIAT PUNTO S1600 1:40:50.6 7 A.ÇUKUROVA MITSUBISHI LANCER EVO IX 1:40:55.4 8 B.BÜYÜKPINAR MITSUBISHI LANCER EVO IX 1:42:39.3 9 E.YURDAKUL FORD FIESTA R2 1:42:42.1 10 S.ÜNVER SUBARU IMPREZA 1:42:46.3

Yakup yabancı dilin Türkçe gibi yazmaya başladın son zamanlarda, her şey yolunda değil mi? Gerçekten bazen çözmekte zorlanıyorum...

Ani hızlanmalarda maksimum güçten çok maksimum tork işinize yarayacaktır. Bu nedenle en verimli hızlanma için bir üst vitese attığınızda maksimum tork devrine düşmeniz ideal olur, maksimum güç devrine kadar hızlanır ve bir üst vitese geçersiniz. En akıcı hızlanma böyle olur. Yazılımla ayarlandığı doğrudur, ani gelen ve kısa süreli çok yüksek tork yerine uzun süre kullanılabilir yüksek tork her zaman tercih edilmelidir. Bu bakımdan EB motorlar mükemmel bir çizgideler ve bunu kullanımda da hissedebiliyorsunuz.

Her iki serviste de (Antalya Bilaller ve Otokoç) sıfır müşteri olarak başladım, hiç tanıdık olmadan, genelde sorun olmadıkça birilerini araya sokmayı sevmem, yıllar içinde çok iyi bir diyalog kuruldu, bunda kuşkusuz doktor olmamın payı vardır, Zaman zaman serviste beklerken diğer müşterileri ve işin çözümlenme şeklini de amatör bir merakla izlerim. %90 sorunsuz ayrılıyor diyebilirim. Kalan %10'un da şikayeti servisten çok arızadan. Zaman zaman stokta parça olmaması işi uzatabiliyor, ama bu da genelde az bulunan veya çok yeni olan araçlar için. Ben Ford'da bir şekilde diyalog kurup anlaşabiliyorum, VW'de duvarla konuşuyormuş hissine kapılıyorum. Ama dediğim gibi bunlar yöresel izlenimler tüm ülkede geçerli olmayabilir. Buna "ticaret" deniyor işte... Zaten biz de bunu vurguluyoruz, Ford fiyat arttırarak VW'nin önüne geçemez diyoruz. Nitekim satışları da oranla düştü. Ancak VW uzun süre bu fiyatlarda kalmayacak da diyoruz. Servis konusuna gelince: Şikayetlerinizi Otosan'a bildirin, artık dikkat ediyorlar böyle şeylere, her satın almadan ve her servisten sonra müşteri ilişkilerinden arayıp memnuniyet düzeyini sorguluyorlar. Ayrıca geribildirim anketleri yapılıyor idi bir dönem. İşe yaradığını da biliyorum, eleştirdiğim bazı konularda değişiklikler yapıldı servis sisteminde (tabii Antalya için geçerli)

Yağmur durduğunda iki dakika servise uğrasanız demekten başka bir şey gelmiyor aklıma

Mertol sanki aynı hoparlörlerden dinlememişiz gibi bir hisse kapıldım, çünkü bendekilerin en güçlü yanı mid sesler, net ve detaylı, şaşırtıcı düzeyde üstelik ve sıfır konumda (ha bir tek EQ klasikte...)

Eğer aşağıdaki resimdeki bölge ise bu başlangıçta 2009 Fiesta'ların kronik sorunu idi. Bir süre sonra kendiliğinden boya dökülüyor idi. Servisler önce kullanıcı hatası olarak kabul ettiler sonra şikayetler artıp dava açılmaya başlanınca ücretsiz onarım yoluna gittiler. Daha sonra üretilen serilerde de o bölgeye plastik araç renginde folyo yapıştırmaya başladılar. Bizim Fiesta öyle mesela. Bu sorunun Focus'ta olduğunu duymamıştım, ama aynı üretim teknolojisini kullandıklarını var sayarsak neden olmasın? İşin komiği benim Mk.3 Focus'da da aynı yerde araç renginde folyo var, iyi mi!? Yani belli ki sorunu hala giderememişler. Eğer fotoğrafta görünen yerse sakın kullanıcı hatasını kabul etmeyin ve 10 yıl boya garantisinden yaptırmak için ısrarcı olun.

Kavrama esnasında mı?

1. Focus'un hoparlörleri çok kötü değil, tam tersine üzerinde gelen ses sistemi ile uyumlu, ve müzikal açıdan doyurucu ses veren bir kombinasyon. Eksiği derin bas olabilir ancak onun için de subwoofer dışı çözümler çok doyurucu olmaz. 2. Var olan sistemde zaten ses net, bahsettiğiniz netsizlik olsa olsa sizin eksikliğini hissettiğiniz derin bas olabilir ki onun için de bakınız yukarı. 3. Var olan hoparlörleri amfi kullanmadan değiştirmeye kalkarsanız alacağınız kaliteli hoparlörler göreceli verimsiz kalacağından şu ankinden daha doyurucu ses alma olasılığınız yüksek değil. 4. Eğer hoparlörleriniz zırıldıyorsa o da kapı tirminden hoparlörden değil. 5. Sadece trimlerin sökülüp ses izolasyonu için biraz dolgu maddesi konulması bile sesi daha da iyi hale getirebilir. 6. Yok konu komşuyu sokağa çıkartacak bir ses istiyorsanız o zaman da amfili ve subwoofer komple bir tesisata bakmakta yarar var. 7. Ses kalitesi ile hoparlörü watt'ı arasında ilişki yoktur, watt sadece amfinin çıkış gücüne uyup uymayacağını gösterir. Diğer bir deyişle 100 W'lık hoparlörün 70 W'lıkdan iyi olduğunu sanmayın sakın. 8. Standart amfi ile kullanılacak hoparlörlerin verimli olması iyi olur, yani az güçle çok ses üretebilmeleri. Bu konuda uzmanlaşmış bir atölye ile görüşmenizde yarar var derim. Not: Müzik elektroniği konusunda bilgim ve kulağım fena değildir ama bunları arabaya uyarlama aşamasına gelemedim 30 senedir Not 2: Antalya'da bu işi yaptığını iddia eden ama asıl mesleği muhtemelen kasaplık olan bir sürü usta var, aman dikkat.

Alper duble yollar arttı evet, fakat onlar da sezonluk asfalt, bir kışı geçiren delik deşik oluyor, sağda solda onarımlar ve sıcak bölgede eriyen katranı kurtarmak adına atılan çakıllarla son derece riskli bir yüzey kaplaması oluşuyor. Yani yol yüzeyi genişlemekle beraber güvenliğinin arttığından bahsetmek zor. Üstelik bir de bölünmüş yol diye hız limiti de 110'a çıkarıldı. Bence yoldan kaynaklanan risk oranı eskiden farklı sayılmaz.

Buna benzer çok kaza vardır Tolga, ama kaza iyice incelendiğinde ya yol yapımında veya işaretlemede hata, ya TIR'ın istihap haddini aşan yük alması, ya ömrü bitik lastik kullanıyor olması ya da belki gereğinden hızlı gitmesi benzeri bir tedbirsizlik çıkar karşına. Gerçekten kötü şansa bağlı engellenmesi imkansız kazalar da olmuyor değil tabii, ama zannedildiğinden çok daha düşüktür oranı!