Cem Boneval

İşin acı tarafı şu: Biz her gün trafik kazlarına 10-15 canı kurban ederken bunları büyük çoğunluğu akıl, eğitim, önlem ve kurallara uymakla önlenebilecek türden. Her türlü salaklığın sonucunu Allah'a emanet etme ve sorumluluğu kadere yükleme kültürü devam ettikçe trafikteki araç sayısına oranla ölümlü trafik kazası liginde dünya şampiyonluğumuzu koruruz. Bu kadar can kaybına karşı bir trafik eğitim ve denetleme seferberliği oluşmaması az gelişmişliğimizin güzel bir göstergesi olsa gerek... Ve bu kadar insanın kılını bile kıpırdatmadan ölümcül bir oyuna her gün güle oynaya iştirak etmesi??? Ne bileyim, herhalde toplumca intihar eğilimliyiz.

Bende buraya araya girmek zorundayım... Önce konu başlığı ile alakayı sağlayalım: Nisan fiyatlarında sürpriz yoktur. Ellerindeki stoka ve siparişlere göre beklentiler çerçevesinde zaten zama doymuş olan fiyatlarıkısmen güncellemişlerdir. Ancak bayilerden değişik isimler altında önemli indirimler almak mümkündür ve mümkün olmaya devam edecektir. Yaz boyunca Ford'un fiyatlarına daha fazla zam yapmasını imkan dahilinde görmüyorum. Ama Mayıs'tan itibaren bayi düzeyinde alınan indirimlerin de azalacağını düşünüyorum. Buna karşılık VW'de stoklar eridikten sonra yavaş yavaş fiyat yükselmesi yaşayacağımızı düşünüyorum, onlar da muhtemelen yaz boyu cazip fiyatlarla gidecek. Esas araya girmek istediğim konu başka... Antalya deneyiminden yola çıkarsam burada satış ve servis açısından Ford sahibi iseniz adam yerine konulursunuz, VW grubu ile işiniz varsa da böcek muamelesi görürsünüz. Hayatımda bu kadar ukala, kendini beğenmiş, yok ve çözüm üretmeyen başka bir marka görmedim. Her tarafı premium olsa çekilmez... Daha önce de yazmıştım, aynı fiyatta olsalar gider VW alırım. Ama bu servis şartlarında asla! Gerek alıcı olarak gerek servis müşterisi olarak çok sayıda olumsuz deneyim yaşadım, huysuz biri olabilirim, ama bu kadarını hak etmiyorum. Detaylara fazla girmek istemiyorum, ama birisi bana Doğuş ve premium servis dediğinde maalesef ciddi kuşku ile yaklaşıyorum. Muhtemelen bu yüzden Antalya'da Ford Türkiye ortalamasının çok üstünde satar. Bununla beraber genel kanıya katılıyorum: Fiyat yükseltmekle premium marka olunmaz, önce ürün kalitesi ve hizmet kalitesini premium düzeye çekip sonra fiyat yükseltmek gerekir. İmaj değişikliğini global politika olarak yanlış yöntem ve yönetimle zorluyor Ford. Ürün kalitesi çok düzelmiş ama daha çok yolu var, aynı şey hizmet kalitesi için de geçerli. Özellikle Otokoç'lar devlet dairesi gibi yürütüldükçe süreç uzayacaktır. Bence sürecin nazıl doğru işlemesi gerektiğine işaret eden güzel bir model de var önümüzde: Hyundai. Hala benim için albenili değil, ama Ford'dan hızlı ilerlediğine kuşku yok. Ve Alman basınında (ki şovenlikleri meşhurdur) VW'nin ardından az farkla ikinci sıraya oturtuldu tereddütsüz bir şekilde, zman zaman bu pozisyonu Focus ile paylaşsa dahi.

Güzel ülkemin halini bir kez daha ortaya koymak için ekliyorum: Arada ne kadar sevilerek öpüldüğümüzü merak ediyorsanız güncellemeleri buradan izleyebilirsiniz: http://www.mytravelcost.com/petrol-prices/

O zaman hiç değilse şöyle yapalım yakıt uyarı ışığı yandığı anda 10 litre mazot al, sayacı sıfırla ve uyarı ışığı tekrar yandığında kaç km gittiğine bak. Kullanım olarak da her zamanki kullandığın gibi kullan, yani 2500 dd civarında vites değiştir, gaza gereksiz yüklenme, uzakta kırmızı ışık görürsen dibine kadar tam gaz gidip sert frenle durma falan işte, yani akıllı ol! Haberlerini bekliyoruz.

Aaaa, o zaman fazladan ne taşıyorsun 150 kg kadar???? Galiba sizin kantarın ölçüsü kaçmış, malı yükletip fazla göstermek için oynamışlar az biraz...

Oooo, çok kilo almışsın Ümit. Sedan 1.6 TDCi boş ağırlığı 1350 kg (buna 75 kg sürücü ve dolu depo dahil)

Musatafa bir önceki sayfada kabaca hesap yaptım, ayda 100 Tl civarında tasarruf edebilirsin, tabii sadece yakıt açısından. Alış fiyatını kestirmek zor, ben Otosan'ın ucuz motor ucuz araba yerine teknoloji mucizesi pahalı araba motifini işleyeceğini düşünüyorum. Yani Avrupa'daki gibi olabilir, şu anki atmosferikten az pahalı... MTV'den tasarruf edeceksin elbette. Ama bence hepsinden önemlisi göreceli yüksek ve düşük devirden başlayan tork nedeni ile kullanma zevki artacak. Otomatik vites ve ekstra donanımlar için de biraz beklemek gerekecek, sonuçta 2 sene sonra bir değişim mantıklı görünüyor.

Aynı kullanım tarzında 1.6 atmosferik motora göre şehir içinde ort. 1,5 l/100km daha az yakacaktır. Uzun yolda bu fark 1.0l altına düşebilir. Bu da yılda 15000 km yol yapan için ayda 100 TL tasarruf demektir. 1.6 EB'un da atmosferikle hemen hemen aynı olduğu var sayılırsa zevkine benzinli kullanan için 1,6 EB mükemmel bir seçenek... Ve de EB'lar için LPG sistemleri de üretilmeye başlanmışken (benim işim olmaz ama tasarruf meraklıları sevinebilir)

Ercan senin yol bilgisayarın yanlış gösteriyor büyük olsaılıkla, hala bir doldurmadan doldurmaya harcama bilgini göremedik. Şu kadar litre ile şu kadar yol gittim, net bir hesap çıksın ortaya, bunu da yol bilgisayarı verisi ile kıyaslayalım, iş sonra servisi buna ikna etemeye gelecek. Ama daha birinci aşamaya bile gelemedik... Hala da şikayete devam ediyorsun. Çözüme ulaşmak mı istiyorsun, yoksa yakınmayı mı seviyorsun çözmedim....!?

Çekik gözlü işi olacaksa Lexus olmalı... http://youtu.be/iy7fn9RzDS4

Katılıyorum, ikisi de sportif kullanma tarzına çok uygun lastikler olmamakla beraber hem kuru hem ıslakta yol tutuş ve fren performansı Michelin'in daha iyidir. Düzeltme: Yani var olanlarla devam et.Babanın lastikleri çaktırmadan seninkilerle değiştir. Balans masrafı çıkabilir, jantlarla bile değiştirsen...

Yiğit forumu biraz daha dikkatli izle... Linki tekrarlıyorum: Bir zahmet tıklarsan şemalarla açıklaması var.

İşlevselliği 200 TL'lik navigasyondan fazla olmayacak bir oyuncağa heves için 2k üzerinde para hayatta vermem.

Eskiden VW az satıyor yüksek fiyattan kar ediyordu, Ford daha ucuza verip sürümden kazanıyordu, şimdi rolleri değiştiler. Kâra bakmak lazım ciroya değil.

Demek artık çocukluk dönemi bitiyor... Olgunluk döneminin de en az çocukluk dönemi kadar coşkulu, eğlenceli, öğretici ve bütünleştirici olması dileği ile...! Vesile ile kurucu ve yöneticilere çabalarından dolayı teşekkürler. Başarının sürdürülmesi, elde edilmesinden çok emek ister, haydi hep beraber daha iyisine...! Ek: Ben yazarken Tevfik mesaj atmış, bu forum işte böyle yüreği ve bileği güçlü insanlar sayesinde bugünlere gelmiş. Sonradan katılan biri olarak naçiz gözlemimdir.

Bu eziyetli işi niye bize yaptırıyorsun, alacak adam kendi seçsin o kullanacak... Yien de - Farklı tarzları olan araçlar, Mercedes konforlu oturaklı ve ağır, Peugeot görsel olarak da kullanım olarak da daha hoppa. - 8 yaşında Mercedes 1 yaşında Peugeot'yu cebinden çıkarır diye düşünüyorsanız çok tutucusunuz derim. - Hardtopu her zaman tenteye tercih ederim. - Mercedes ikinci eli göreceli iyidir doğal olarak. Ben Peugeot'yu alırdım, daha iyi bulduğum için değil, yaşıma ve tarzıma daha uygun olduğu için Sonuçta gene ilk cümleye dönüyorum, bu tercihin genel geçer doğrusu olmaz, kullanacak adam seçsin, tarzına göre!

benim yazdığım fiyat Mk.I içindi. Sizinki silindirik filtre olmalı, onlar da 30-35 TL civarında...

Pardon yani, twitter kültürüm geri kalmış maalesef... Bu arada kör öküz ekin mi yemiş, neymişti, neyse ne anlama geliyor? İdrak yollarım tıkalı, çözemedim...

Feminizm kocayı buluncaya, Komünizm parayı buluncaya, Ateizim uçak sallanıncaya kadardır...

Ağırlığı da yazmaya gerek yok herhalde değil mi? Yine de bir not: Fizik kuralları gereği arabanın oynayan kütlesinin oranı oynamayan kütleye göre ne kadar düşük olursa konfor da yol tutuş da o oranda artar. Alaşım jantalrının kullanılması otomobil yarışlarında bu ilke çerçevesinde hem total hemde oynayan kütle ağırlığını azaltarak performans arttırma çabaları sonucu seri imalata kaymıştır. Görsel olmanın ötesinde işlevsel faydası olabilmesi için takacağınız jantın üzerindekinden daha hafif olmasını hedeflemek iyi bir öncelik olur.

Karşı cinse saygım ve sevgim gereği paylaşmak istedim... Bütün Cadılar (Neden?) Kadındır... Evet, bütün cadılar kadınlar arasında bulunmuştur. Cadılık suçlamaları kadınlara yöneltilmiştir. Şeytanlık da kadınlara uygun bulunmuştur. İlk günah da, yılanın ağzındaki elmayı Adem’e yediren Havva’nın günahıdır. İnsan bu yüzden cennetten kovulmuştur. Bundan sonra puan toplamaya başlıyorum (Damat) Neden mi? Erkeklerin kadınlardan korkuları yüzünden. Erkekler, tarih boyunca kadınlardan korkmuşlardır. Çünkü kadınlar daha güçlüdür. Kadınlar daha kararlıdır. Kadınlar daha tutarlıdır. Kadınlar daha koruyucudur. Bunun nedeni de, kadınların çocuk doğurmaya programlanmış olmasıdır. Kadının yaşamsal amacı ‘çocuk doğurmak’tır. Biyolojisi de, psikolojisi de buna uyarlanmıştır. Bu amaçla evlenmek isterler. Yeni evli kadın ev almak ister, erkek araba almak. Kadın çocuğu için güvenli bir yer istemektedir. Erkek ise arabayla gezmek tozmak. Erkek tüketicidir. Kadın üretici. Erkek sperm saçıcıdır. Kadın yumurta dölleyici. Kadın topraktır. Orada durur ve bekler. Erkek yağmurdur, nereye olsa yağar. Erkek tarih boyunca kadının gücünü görmüştür. Korkar ve kadını engellemeye çalışır. *** Gelenekler kadını engellemiştir. Tektanrılı dinler kadını yönetici yapmamıştır. İmam erkektir. Papaz erkektir. Haham erkektir. Töreler kadını suçlu kılar. Erkeğe tabi olması gereken kadındır. Söz dinlemesi gereken kadındır. Erkeğin peşinden gelmesi gereken odur. Oysa gerçek hiç de böyle değildir. *** Kadın, çocukları yetiştiren anadır. Kadın, evin temel direğidir. Kadın, erkeğin arkasındaki değil, içindeki güçtür. Erkek kadından korkar. Onun için de kadını engellemeye çalışır. Bir toplumun uygarlık ölçütü, kadının o toplumdaki yeridir. Kadına değer verir görünüp de onu gerçekte evine kapatan kültürlerin toplumu uygar değildir. Kadının yerini erkeğin arkası olarak gösteren kültürü sürdüren toplumlar uygar değildir. Kadını erkekle eşit saymayan, eşit kılmayan, eşit davranmayan kültürler uygar değildir. Kadını erkekten ayırmaya çalışan kültürler uygar değildir. Kadına gösterilen şiddet, temelinde korkunun yarattığı ilkel acizliktir. Kadını anlamayan, kadını kendi malı sayan, kadını kendi dediğini yapmaya zorlayan erkeklerin ilkel davranışları, bir toplumun uygar olmadığının kesin kanıtıdır. Erkek şiddetinin kaynağı toplumun ‘kadını suçların kaynağı’ gören geri kalmış kültürüdür. Bu kültür de, kadına yönelik ayrımcı tutumlarla beslenmektedir. Kadınların örtünmesi, erkeklerden ayrıştırılması, erken evlendirilmesi, eğitiminin önemli bulunmaması hep bu ayrımcı kadın kültürünün ürünüdür. Bu kültürün değişmesine çalışmadan ‘8 Mart Kadınlar Günü’nü kutlamak, mayıs ayında ‘Anneler Günü’nde anneleri anmak göstermelik olmaktan öteye gitmez. Bu kültür sürdüğü sürece, ayağa takılan elektronik kelepçeler, elektronik bilezikler ‘erkek hakları’nın nişanları olarak taşınacaktır. Ya Cumhuriyetin kuruluş felsefesine dönülecektir ya da çarşafla burkaya alışılacaktır. Gerisi, lafügüzaftır... 12 Mart 2012 - Cumhuriyet ERDAL ATABEK

Bence fena değil, ben moda olmuş jantlardan sıkıldığımdandır muhtemelen gözüme hoş göründü. Ancak ofsetine ve ağırlığına bakmak lazım.

Jantla yay arasında bir ilişki yok, yani jant taktırdığınız için yay taktırmanız gerekmiyor. Yay aracı bir miktar alçaltarak görsel olarak hava katıyor, aynı zamanda hem ağırlık noktasını aşağı çekerek hem de yana yatmayı azaltarak yol tutuşunu bir miktar düzeltebilir. Programlamadan kasıt yeni lastik ebadına göre yol bilgisayarı kayıtlarını değiştirmekse (kalibrasyon) bence de çok önemli değil. Ancak daha önce yazdığım belirsizliğini koruyor, 235/40-18 tam tur dönüşlerde özellikle hendek geçişi vb. lastiği yükseltecek durumlarda sürtme yapabilir. Bunu herhangi bir servis elemanının da bileceğinden kuşkuluyum. Sormak lazım hiç 18 jantlı fabrika çıkışı araba satmışlar mı ve eğer evetse direksiyon tur sınırlayıcısı var mıymış...

Salaklık sınır tanımıyor. O kadar insanın içinde bunu yapan da kenarda durup seyreden de... Bir beygiri doğru dürüst sürmekten aciz adamın altına verirsen yüzlerce beygiri olacağı budur zaten. Ogün bunları kötü örnek niyetine koydun değil mi?