Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.804
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Cem Boneval

    Eco Şampiyon!

    İyi de hesaba göre bir depo ile 1000 km bile yapamamışsınız! Şaka tabii, değerler gayet başarılı, kullanım keyfinden ödün verecek kadar da kasmaya gerek yok ondalık litreler için.
  2. Yol bilgisayarından değil de depo doldurmadan doldurmaya ölçüm yapsanız, ya da yaptınız mı? Bir depo ile kabaca kaç km yol alıyorsunuz?
  3. Riski iyi değerlendirmek lazım, arabaya girilemiyor olması sizin hızla çıkartılmanız gerektiğinde de bir sorun olabilir. Söz gelimi kaza yaptınız baygınsınız ve mesela araba yanmaya başlıyor... Ben motor sporlarında bu tür senaryoları çokca kullandığım ve bazen de yaşadığım için çok tanıdık geliyor, siz okuyup bu da olmaz demeyin, olmaz olmaz.
  4. Ben o kadar emin değilim, sonucu kesinlikle beklentiler belirler! Ayrca yan yana koymak da yetmez, bir süre ikisini de tüketmek şart.
  5. Ogün acaba biraz fazla mı Hyundai reklamı yapar olduk? Neyse rekabet tüketiciye yarar...
  6. İşe yaradı ise ne mutlu bana... Beygir ve tork karşılaştırma deyince biraz daha açabilir misin? Dizel benzinli farkı mı? Ford motorları ile kıyaslama mı? Sürüş dinamiğine etkisi mi? Hepsi mi?
  7. Hayırdır, ne oluyoruz???
  8. Geçmiş olsun, demek çağırma konusunda bir bildikleri varmış ve de ihmal etmemek gerekiyormuş. Bilgilenme iyi oldu.
  9. Cem Boneval

    Formula 1 2012 sezonu

    Hımmm, çalışıyor valla, stüdyo yayını başladı, darısı yarışın başına...
  10. Cem Boneval

    Formula 1 2012 sezonu

    Ben araştırdım ama pek bir imkan bulamadım, sen de uğraş vaktin varsa.... Yayınlayan kanallar: http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_Formula_One_broadcasters Ayrıca burada yorumlu canlı zamanlar var: http://www.formula1.com/live_timing/
  11. Cem Boneval

    Formula 1 2012 sezonu

    Bugün sezonun ikinci yarışı Malezya'nın sıcağında koşulacak. Malezya iklimi nedeniyle hem sürücüler, hem araçlar hem de lastikler için zorlu bir sınav. Yarış öncesi Lotus'un ağırlama TIR'ında çıkan yangınla takım önemli bir lojistik destek ünitesini kaybetti. Dün koşulan sıralama turları sonrasında start dizilişi şöyle: Şöyle bir göz atınca geçen yarıştan beri pek bir şeyin değişmediğini görüyoruz, McLaren hala en hızlı, Mercedes arayı kapatmış görünüyor, Schumacher hak ettiği yerlere çıkıyor artık, Red Bull da hala hızlı ise de geçen seneki belirgin üstünlükten eser yok. Ferrari çoğu sezon başında olduğu gibi nal topluyor, Avrupa'ya döndüklerinde her şey yerli yerine oturmuş olur. Raikkonen aslında 5.sırayı hak etmiş olmasına karşın şanzıman değiştirdiği için 5 sıra daha geriden start alıyor. Yarış TSİ 11:00'de D-Smart Spor kanalında imiş.
  12. Cem Boneval

    Formula 1 2012 sezonu

    Avustralya yarışıyla ilgili bilgi aktarımında gecikmişim. Sezon açılışı yoğun bir seyirci ilgisine sahipti, 315.000 seyirci varmış kayıtlı. Ayrıca BBC'de gecikmeli özet yayınını 3,2 milyon kişinin izlediğini belirtti. Jenson Butto ilk virajda yakaladığı birinciliği yarışın sonuna kadar sürdürerek haklı bir birincilik aldı ve bu yarışı kariyerinde üçüncü kez kazanmış oldu. Hamilton önce ilk virajda takım arkadaşına sonra da yarış ortalarında güvenlik aracı devreye girdiğinde pit stop stratejilerini iyi belirleyen Red Bull'un gözdesi Vettel'e geçilerek 3. olabildi. Webber de yarış boyunca iyi bir performans göstererek 4.lüğü aldı. Ferrari sıralama turlarında kötü bir performans sergilese de Alonso yarış boyunca çok sayıda geçme manevrası ile beşinciliğe kadar yükselerek henüz her şeyin bitmediğini kanıtladı. Aynı şekilde Raikkonen de 17. başladığı yarışı üst sıralara tırmanarak 7. bitirmeyi başardı, F1'den uzakta kaldığı sürede performansından bir şey kaybetmemiş gibi, daha da açılacaktır. Sauber de iki aracını ilk 10'a sokarak bu sene rekabetçi olacağının sinyallerini verdi. Schumacher iyi sürdürdüğü yarışı vites hatası nedeniyle pist dışına çıkınca terk etmek zorunda kaldı. Genel klasmanda ilk 10 1. J. Button McLaren 1:34:09.565 2. S. Vettel Red Bull +2.139 3. L. Hamilton McLaren +4.075 4. M. Webber Red Bull +4.547 5. F. Alonso Ferrari +21.565 6. K. Kobayashi Sauber +36.766 7. K. Raikkonen Lotus +38.014 8. S. Perez Sauber +39.458 9. D. Ricciardo Toro Rosso +39.556 10. P. di Resta Force India +39.737
  13. Yaklaşık 30 yıl öncesinden seçmeler... Grup B daha hayattayken yapılan çekimler, motor güçleri 500 BG'e varınca mecburen çılgınlığa son verildi. Bu video seyretmekten çok dinlemek için
  14. UÇAN FİNLANDİYALI ya da UÇURAN FİNLANDİYA
  15. Gecenin sözü: "Bizimkisi bir aşk hikasei değildi... Aşktı bizimkisi, gerisi hikayeydi!" Can Yücel
  16. Lansmanından beri aklıma takılan ve yakından görmek istediğim bir araç yeni i30. Nedenine gelince Hyundai çok iyi yolda, Avrupa beklentilerini, yani kaliteli malzeme, ergonomi ve kullanışlılık, gelişmiş sürüş dinamikleri ve ekonomik kullanımı makul fiyatlarla sunmaya çalışıyor. Bunu yapmanın en kolay yolu olan klonlamayı da son yıllarda yavaş yavaş terk ederek kendi karakterini oluşturmaya uğraşıyor. önce Elantra sonra da HB versiyonu i30 bunun örnekleri. Gerçekten hedefe ulaşıp ulaşmadıklarını, ve bu çerçevede oluşan aracın bana ne kadar albenili geleceğini merak ettiğimden, merakı gidermenin en iyi yolunun görüp denemek olduğuna karar vererek Antalya bayisinin hafta içinde yaptığı daveti reddetmeyerek bugün aracı incelemeye gittim. Güzel bir satış sloganı yakalamışlar, önce ona değineyim: "Ulaşılabilir premium" olarak adlandırıyorlar i30'u. Tabii baştan beklentileri yükselten oldukça iddialı bir slogan ve insan ister istemez olumsuz bir ön yargı ve dudak bükme ile yaklaşıyor. Ancak sonda yazmam gerekeni baştan yazayım, bence bu slogan hiç de havada kalmamış...! Takip eden satırlarda araca biraz daha yakından bakacağım ve izlenimlerimi haliyle sınıfdaşı olan yeni Focus ile kıyaslayarak aktarmaya çalışacağım. Tasarımdan başlayalım... Sınıfında bir yeniliğe imza atıyor mu? Bence hayır... Mesela bir Astra kadar dengeli ve şık tasarım sunuyor mu? Bence ona da hayır... Farklı araçlara benzer özellikler taşıyor mu? Belki evet, mesela Peugeot'ya benzetenler oldu. Yine de tasarımın özetle özgün ve düzgün olduğunu, farklı araçları kopyalamaya çalışmanın ötesinde bir estetik kaygı taşıdığını ve bu bağlamda en az sınıfındaki diğer araçlar kadar başarılı olduğunu söylemek lazım. özellikle lansman rengi olan "su mavisi" en az Focus'un şeker kırmızısı kadar çekici ve baş çevirtip baktıracak bir renk. Kullandığım araç siyah Elite donanımlı otomatik dizel idi. Fotoğrafı aşağıda, bundan sonra Hyundai'nin resmi sitesindeki fotoğrafları kullanacağım, çünkü olumsuz ışık koşullarınde çektiklerimden daha başarılılar ve gerçeği yansıtıyorlar. Tasarıma biraz daha eleştirel bakarsak dinamik çizgilerle klasik HB tarzını yansıttığını söyleyebiliriz ve oranlar Elantra'ya göre çok daha başarılı. Elantra yüksek omuz çizgisi ve alçak camlar ve tavan nedeniyle uyumsuz bir basıklık hissi verirken i30'da böyle bir sorun yok. Ancak başka bir sorun var, o da burun kısmı ile kalan gövdenin uyumsuzluğu, adeta ters (yüzüstü yatan) bir kaşık gibi. Burun kısmı çekici yuvarlak hatlara sahip, panjurdaki süslü kromaj çizgilerden farlardaki dalgalı yapıya ve yine şişik ve yuvarlak çamurluğa kadar hepsi bütünü tamamlayan parçalar halinde, ancak bu kısım arkaya doğru kama tarzında uzayan düz yapıdan kopuk duruyor. Aşağıdaki resmi bu gözle incelerseniz ne demek istediği daha kolay anlaşılır: önemli mi, bence değil, gösterişini azaltıyor mu, bence hayır. Ama yine de benim gözüme batıyor, tıpkı yeni Focus'un kurbağa gözü ön farları gibi ön panjur Elite (yüksek) donanım düzeyinde siyah plakalık ve krom çıtalarla daha gösterişli duruyor, Style donanımda ise gövde rengi plakalık bölgesi ve siyah panjur ile daha az dikkat çekici. Aracın genel görüntüsü dinamik, dengeli ve güçlü. Tüm birleşme çizgileri düzgün, benim gördüğüm herhangi bir işçilik kusuru yoktu, cam çıtaları düzgün yapıştırılmıştı (Ford'a duyurulur) En üst donanımda dahi Xenon far sunulmuyor, ancak adaptif mercekli halojen farlar var. Ayrıca gündüz farları da sis farlarına entegre edilmiş olarak geliyor. Far kaşı şeklinde konuşlanmasını tercih ediyor olsam bile buradaki çözümün de en azından şık olduğunu belirtmem lazım. üst donanımda kapı kolları kormajlı ve anahtarsız giriş sistemi var. Kapılar kolay açılıyor, tok kapanıyor, biniş iniş öne de arkaya da son derece rahat. çok yönlü elektrikli ayarlanan koltuklar rahat, oturma pozisyonu da fena değil. Benim tek sorunum koltuğu en aşağıya indirmeme ve direksiyonu yukarı kaldırmama rağmen direksiyon kutusuna bacağımın çarpması idi, çok aşağıya monte edilmiş. Buna karşılık her iki yanda yeterince boşluk var. Koltuklar göreceli küçük ancak yeterince rahat. Ancak Focus'un Titanium'daki bel destekli koltukları daha konforlu ve daha iyi yanal destekli bulduğumu söylemem lazım. Ayar motorları sessiz ve hızlı çalışıyor ve oldukça kaliteli hissi veriyor. Boyuma göre ayarladıktan sonra arkaya geçtiğimde Focus'a göre çok daha fazla bacak mesafesine sahip olduğunu da gözlemledim. Orta konsolda arka yolculara yönelik havalandırma mazgallarının varlığı da güzel bir detay olarak göze çarptı. Trim kalitesi çok iyi. Hem malzeme kalitesi hem de işçilik olarak. Genelde yumuşak malzeme kullanılmış. Orta konsolda bardaklıklar sürgülü bir kapak altında. Kolçak da ileriye geriye hareket ettirilerek orta konsolun daha işlevsel kullanılmasın imkan sağlıyor. Ayna ayar düğmelerinin manüel ve otomatik kontrolu var. Düğmeyi otomatik konuma aldığınıza motoru kapattığınızda aynalar da katlanıyor, açtığınızda açılıyor. Manüel olarak kapatmak ve açmak da düğmenin sağına basarak mümkün. Buzlanma durumlarında Ford'un da kullanması gereken bir özellik. Kokpit tasarımı çekik gözlü sarı benizlilerin etkisinde, biraz donuk. Ancak ulaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı açısından sorun yok. Göstergeler rahat okunuyor, göze hoş görünüyor. ısı ve yakıt göstergeleri de ortadaki LCD ekrana entegre edilmiş, bu da yol bilgisayarının gösterme alanından çalıyor ve bu verilerin kontrolunu biraz karmaşıklaştırıyor. Harici medya girişleri de bulunan radyo sisteminin açık renk zeminli monokrom bir LCD ekranı var, heyecan verici bir özellik yok. Kullanımı da biraz inceleme gerektiriyor, menü yapıları biraz farklı. çok hoparlörlü sistem düzgün çalışıyor ve yeterli ses veriyor. Derin bas varlığında bile zırıltı falan yok, ancak baslarda ciddi bir dağılma dikkat çekiyor. Focus'un standart radyosunu hem daha kullanışlı hem de ses kalitesi olarak çok daha başarılı buldum. Ses sisteminin altında yine benzer ekranlı klima kontrol sistemi var, iki yönlü bağımsız ayarlanabilen sistem kolay kullanılabiliyor ve çalışmasını da hava aşırı sıcak olmasa bile sessiz ve yeterince verimli buldum. Hemen klima panelinin altında iki adet 12 V çakmak yuvası ve ortalarında da USB ve Aux/iPod girişi var. Yuvaların birinde çakmak yer alırken diğeri de harici takılacak navigasyon cihazına ayrılmış. Torpido gözündeki ses sistemi girişlerini beğenmeyenler buradaki yerleşimi pratik bulabilir, ben yine de saklı kalmasını tercih ediyorum. Pedalların alüminyum kaplı olması ve sol ayak için de bir alüminyum destek olması hoş bir ayrıntı. Direksiyon üzerinde solda ses ve telefon kontrolleri sağda ise hız sabitleme sisteminin kontrol düğmeleri var. Hepsi gayet sorunsuz kullanılabiliyor. Direksiyon ele iyi oturuyor. Yine direksiyon üzerindeki düğmeden direksiyon sertliğini ayarlamak mümkün, konforlu, normal ve spor üç kademesi var, ben sporda kullandım ve bu ayarı genel kullanım için yeterli buldum. Sinyal ve silecek kumanda kolları da japon arabalarında gördüğümüz tarzda kol üstünde döner düğmeler tarzında, pek sevmediğim bir sistem ama kullanımda sorun yok. Tüm düğme ve kumandalar kullanımda bir sorun olmasa da bende pek gerekçelendiremediğim bir ucuzluk hissine neden oldular, çoğu kimse buna katılmayacaktır, pek üstünde de durmaya gerek yok sanırım. Tüm zengin donanım seçeneklerine karşın araca entegre bir navigasyon sistemi şimdilik bulunmuyor. Görüş öne ve yanlara doğru iyi, çoğu HB'de olduğu gibi arkaya doğru kötü, ancak güzel bir sürpriz bagaj kapağındaki Hyundai logosuna gizlenmiş bir geri görüş kamerasının olması ve bunun arka aynadaki bir ekrandan izlenebilir olması, yani hem aynadan hem ekrandan arkayı eş zamanlı izlemek mümkün, çok iyi bir çözüm Bagaj oldukça geniş, en azından Focus'a göre... İnce stepne kullanılmış. Arka koltuklar 1/3-2/3 şeklinde kolaylıkla katlanarak yükleme alanı büyütülebiliyor. Gelelim sürüş özelliklerine. Daha önce de belirttiğim gibi otomatik vites dizel test aracı vardı. İlk dikkat çeken özellik de motorun sessizliği oldu, aracın dışındayken bile motorun dizel olduğunu fark edemedim. İçeride de motor sesi hemen hiç duyulmuyor. Yeni Focus gibi aynı Donanım listesinde elektronik park freni olması da güzel bir özellik. Ancak üzerinde bir ışık olmadığı ve kurmak ve boşaltmak için de yukarı çekmek gerektiği için benim gibi kafası karışık bir adam çekili mi değil mi anlamakta zorlanıyor, muhtemelen panelde bir göstergesi vardır ama ben dikkatli bakmadım. Otomatik vites 6 ileri ve kol yana çekildiğinde yarı otomatik kullanıma izin veriyor. Ayrıca ekonomik kullanım modu da mevcut. Şanzıman gayet akıcı çalışıyor, vites geçişleri hiç hissedilmiyor, kick-down'a hızlı tepki veriyor, kısacası genel kullanım için son derece başarılı. Yarı otomatik kullanımda da vites geçişleri yeterince hızlı. Güzeeel! Motora gelince, 16 süpablı değişken geometrili turbolu common rail direkt enjeksiyonlu ünite 128 BG/4000 dd güç ve 260 Nm/ 1900~2750 dd tork üretiyor. Değerler kulağa hoş gelse de hafifletme çabaların rağmen 1400-1500 kg aralığındaki ağırlık nedeniyle motor ancak yeterli olarak tanımlanabilecek bir performans sergiliyor Bu konuda biraz şımarık olduğumu itiraf etmem gerek . Kullandığım aracın henüz 124 km yol yapmış olması da bunda bir etken olabilir, ancak Focus EB ile karşılaştırmak anlamsız olduğu gibi dizel Focus'a göre de göreceli cansız buldum. Bununla beraber devirlenme isteği bir dizel motor için oldukça etkileyici idi. Sürüş esnasında herşey çok akıcı gidiyor, kabin sessiz, ancak 120 km/h'dan sonra rüzgar sesi belirginleşiyor. Araç kesinlikle hızını hissetirmiyor ve fark etmeden yüksek hızlarda seyretmenize neden olabiliyor. Araçta elektronik denge programı (orta konsolda iptal düğmesi var), çekiş kontrol sistemi ,yokuş kalkış destek sistemi, araç stabilite yönetim programı ve tabii ABS gibi çok sayıda elektronik sürüş destek sistemi standart olarak bulunuyor. Açıkcası 20-25 km'lik sürüş denememde hiçbirinin etkinliğini kullanacak kadar vahşileşemedim, dolayısı ile ne kadar başarılı olduklarını yazamayacağım. Ancak sık kullandığım yolda kendi araçlarımın hangi hızlarda ne tepkiler verdiğini bildiğim için onlarla kıyaslayabilirim. 1. Sürüş konforu: Standart gelen Hankook lastikler oldukça yumuşak, küçük engebeleri de bu sayede ve süspansiyonun da katkısı ile iyi emiyor, daha geniş dalgalarda ve yüksek hızlarda da bu olumlu özellik devam ediyor. Yani süspansiyon oldukça konforlu ve fakat sürüş dinamiğini olumsuz etkileyecek kadar yumuşak değil. 2. Sürüş dinamizmi: Focus ile hemen hemen aynı (güvenli) hızlarda virajları dönebiliyor, dikkat çekici bir yatma göstermiyor, hafiften bir kopma meyli hissettirse de umutla beklememe rağmen hiç yolda kopmadı ve yardımcı kontrol sistemlerine de gerek kalmadı. Bence yola çok iyi oturuyor ve çok başarılı, biraz Golf tadında. Tek olumsuz yanı yeni Focus'a göre fazla turlu ve gerçekten hissiz direksiyon sistemi, istemeden yüzünüz ekşiyor. 3. Frenler: Düşük basınçla ve kısa yolla etkili yavaşlama sağlıyor, pedal sertliği progresif arttığından istemeden yapılan sert frenlemede kontrolden çıkmıyor. Bu da çok başarılı... Ne kaldı? Tüketim. çok kısa süre kullandım, ben aldığımda ilk 124 km için ortalama 8,0 l/100km idi, sıfırladım döndüğümde 7,3 gösteriyordu, deneme sürüşü için pek fena sayılmaz, Zaten otomatik için şehir içi fabrika verisi 7,2 l/100km. Bir ekonomi şampiyonu olmasa bile makul değerlerde diye düşünüyorum. Ha birde kornası çok çirkin , hafif ve tiz bir "biip" sesi veriyor ki ne arabaya yakışıyor ne de caydırıcılık etkisi oluyor, resmen komik. Başka? Fiyatlar... Yakup lansman fiyatlarını vermişti. Benim kullandığım en üst donanımlı otomatik dizel için talep edilen bedel 58.000 TL. 5 yıl ve 100.000 km (yanılmıyorsam) garanti de göz önünde bulundurulduğunda bu araç sınıfındakilerle kıyaslanınca bu bedeli kesinlikle hak ediyor, ucuz değil, ama verdiğinizin karşılığını pek ala alıyorsunuz: Konforlu, güvenli, sessiz, zengin donanımlı, düzgün işçilikli ve malzeme kaliteli, akılcı çözümler içeren modern bir aile otomobili. Yani ulaşılabilir premium ifadesini bence hak ediyor ilk değerlendirmemde... Ben çok beğendim ve Hyundai'yi bu başarılı çizgisinden dolayı kutlamaya değer buluyorum. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda Hyundai kalitesini ve buna paralel olarak fiyatlarını arttırarak devam edecek ve tıpkı VW altına yerleşen Skoda ve Seat gibi Kia'yı ucuz markası olarak öne sürecek. Hayati soru: Alır mıydım? Sanırım hayır, benim tercihlerim farklı yönde, daha sportif sürüş özellikleri, daha atak motor, daha köklü bir motor sporları geçmişi ile yoğrulmuş marka isterim. Şimdilik Focus EB bu beklentilerimi karşılıyor. Tavsiye eder miydim? Kesinlikle evet. Buraya kadar okuyanlara da sabırları nedeniyle - Bitti -
  17. Bunu mümkünse ölçüm değerleri ile yazılı resmi belge olarak alabilirseniz (ya da aldıysanız) ikinci el satışta sizi rahatlatır. Kusur durumu olduğunu hiç düşünmedim, ama defaten yazıldı, ikinci elde takıntılı arkadaşlar buna kulp takabilir!
  18. Ben uğraşmadım ama önceleri zorlanan sonra sorunu çözen bir arkadaşımın söylediklerini aktarayım: Disk kapasitesi kritik değil. FAT32 ile formatlanmış olması lazım ve müziklerin ilk partisyonda olması lazım. Windows FAT32 formatlarken başa bir gizli partisyon attığı ve Ford'un sistemi onu gördüğü için okumuyormuş. gparted programı ile partisyonu silerek halletmiş sorunu. İdealde Knoppix CD'si ile Linux olarak boot ederek FAT32 formatlandığında diski tek partisyon olabiliyormuş. Belki ihtiyacınız olur diye aktarayım dedim. 16'lık iki USB bellekle yürütüyorum ben müzik işini hala dinleyemediğim yüzlerce parça var!
  19. Hayır geçmiyor, mavidişle cihazdan okuyor, bu da kısa bir süre alabiliyor, telefonla bağlantı kesildiğinde rehber de yok oluyor. Sadece ses kontrol komutlarında numara kaydetme var, ama onda da muhtemelen telefona kaydediyor, hiç denemedim.
  20. Dün akşam eve giderken Özellikle tekrar denedim, sürücü koltuğu bana gÖre ayarlıyken arka koltuğu oturduğumda koltuk arkası ile bacak arasında bir parmak yer kalıyor. Ayrıca tavan ile kafam arasında da rahat rahat 3 parmak boşluk kalıyor. Yineliyorum boy 183 cm, kilo >0,1 ton. Bacak mesafesi yayılıp saatlerce seyir halinde olmak için yeterli değil kuşkusuz, ama şehir içindeki sürüşlerde pek ala tolere edilebilir. Kaldı ki Önde ve arkada iki iri kişinin oturma olasılığı da düşük. Tek çocuklu aile için sağ Ön koltuk biraz Önce çekilerek anne sağ arkaya çocuk koltuğu da sol arkaya yerleştirilirse bence kimse mutsuz olmaz. DÖrt kişilik aile için, hele ki arkada oturacak aile fertleri erişkinse bu sınıftaki çoğu araç uzun yolculuklar için pek rahat olmayacaktır. Bu arada dÖrt kişi (arkadakiler bayan) 180 km yol yaptığımda arkadan hiçbir şikayet gelmedi, belki kibarlıklarından bilemem. Benim de telefonum HTC ve rehberde isim Önce gÖzüküyor. Rehber ayarlarınıza baktınız mı, gÖsterme ve sıralama opsiyonlarını bir kontrol edin bence...
  21. Geçmişte çok yan ayna kırmış biri olarak çok sayıda araçta kullanılan mamuldeki yan sanayi seçenekleri, uygun fiyat ve kolay bulunabilirlik gibi avantajları tasarım farkına yeğlerim...
  22. Birincisi yokuş kalkış sistemi ile ilgili, etkili olması iÇin Önemli olan frene basma gücü değil, geriye kaymasına izin vermeden frene basıp hareketi tümüyle ve tam durdurmak. Yakıt konusunda sürücü, şehir ve trafik farkı var kuşkusuz. Ben sıfırlayarak Antalya şehir iÇinde yaklaşık bir saat gezdim, 8.2 l/100km gÖsterdi, benzer şartlarda düz vitesli olanı 7,5-7,8 arası tüketiyor. Ama tabii devirli kullanıp performansı son kertesine kadar kullanırsanız 10-11 rahat gÖrür. Eeeee, ne oldu karar? Ya da: hanım ne diyor?
  23. EB için bile doğrudan püskürtmeli LPG sistemleri geliştirildi, Prins'de var mesela, BRC'de de olması lazım. Hoş henüz uzun vadeli değerlendirme için erken ama en azından atmoserikde önemli bir sorun olacağını düşünmüyorum. Bu arada TSI için de takmaya başladılar diye biliyorum. Bugüne kadar LPG ile hiç ilgilenmedim, ama zamlar bu hızla devam ederse ister istemez ilgi alanına düşecek gibi. Focus'ta bir sorun da LPG tankının yeri, bagaj küçük olduğundan mecburen stepne yerine simit tank takılacak, stepne evde bırakılacak.
  24. 1.4 TSI 122 BG ve Powershift Focus'u kısa üreli kullandım, düz vitesliyi ise uzun süre kullandım. Focus motorunda eksik olan tork, yani düşük devirden etkili hızlanma sağlamak zor oluyor, bu da sportif kullanıma izin vermiyor, ya da yüksek devirleri zorlamadan tad vermiyor diyelim. VW bu konuda çok daha başarılı. Ancak Powershift vites geçişleri ve sürücüye uyumu açısından çok rahat. Yani şanzımanla ilgili sorun yok. Yine de dizel ataklığına yakalaman mümkün değil, ancak devirli kullanınca biraz kendine gelebiliyor. Bence düz vites atmosferik Focus 1.6 kullan. Motor gücüne bak tatmin ediyor mu, ediyorsa mesele yok şanzımandan önemli bir kaybın olmayacak. Ayrıca hanımla ortak kullanacaksanız onun içine sinmesi daha önemli.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.