-
Toplam İleti
16.804 -
Katılım
-
Son ziyaret
-
Kazandığı Gün
714
İçerik Türü
Profiller
Forumlar
Günlükler
Takvim
Modifikasyon
Cem Boneval tarafından yazılan her şey
-
Özellikle Hockenheim çekimleri muhteşem, araçlar da Öyle, çekişme desen had safhada ve de sesler...!?? Bu arada bu seri seyircisiz oynama cezası mı almış, tek bir insanoğlu yok tribünlerde, Istanbul olsa anlarım da Almanya'nın gÖbeğinde?
-
Tarih sayfalarından Ford görüntüleri
Cem Boneval, Cem Boneval'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Otomobil Sohbetleri
Yakışmadı.... -
Mina Urgan demiş ki; "Ben sahip olduklarımın tadını çıkarmayı öğrendim hayatta. Sahip olamadıklarımın ve olamayacaklarımın acısına ise ayıracak zamanım yok. Hayat çok kısa." ... daha çok şeye ihtiyaç duymak değil, varolanla yetinebilmeyi başarmak onemli olan... Charlotte kuralı Charlotte, Paris'te yaşayan çok güzel bir kızdır. O kadar güzeldir ki, saçları şelaleler gibi omuzlarından kollarına dökülür. Boyu upuzun, bacakları upuzundur. Bir reklam ajansında, müşteri temsilcisi olarak çalışır. İyi para kazanır. Ailesi de çok varlıklıdır hatta. Ben Charlotte'u geçen hafta Paris'te tanıdım. Bu bilgileri almanız, kuralı sorgulamamanız açısından önemli. Paris'te, bir arkadaşım beni Charlotte'un evine davet etti. Bilirsiniz, insanlar birbirlerinin hayatını merak eder, fark etmeden ve ettirmeden incelerler. Hatta benim en sevdiğim şeylerden biri, sokakta, perdeleri sonuna kadar açık evlere ve orada yaşananlara şahit olmaktır. İnsanın içi, insanlığa ısınır. Dersin ki, "Oh.... üç aşağı beş yukarı aynı şeyler işte!" Ben de, böyle gözlerle incelemeye başladım biraz önce tanıdığım bu güzel Fransız kızın hayatını. Herkesin evinden yola çıkıp, kendisine varmak mümkün. Fakat bu evde bir tuhaflık vardı. Her şeyden çok az vardı bu evde... Gerektiği kadar. Mesela, bir şampuan bir sabun. Minnacık bir dolap. İçinde birkaç elbise kazak. Altı yedi ayakkabı.. İki dvd. Beş cd. Ipod. Dört bardak, birkaç tabak. Birkaç mum. En fazla on tane kitap. Hiç ruj yok! çantasındaymış. Zaten lipstick o da... Hayatta bazen, şaşakalırsın ya. Başa dönersin ya. Bir yerde bir hesaba, olmazsa olmaz diye eklediğin bir kalem birdenbire, tek bir örnekle, kendini siler ya. öyle oldu bana. Gözlerindeki silik eyeliner dışında, süsü de yok bu kızın. Peki bu kız nasıl böyle kız oldu? Nasıl böyle sade kaldı? Kadın oldu? Dışarıda bu kadar az şeyle, içi çok oldu? Anlayamadım. çözemedim. Sadelik.. Beni şaşırtan şey, modellik yapacak kadar güzel ve havalı, aynı zamanda varlıklı bir kızın bu hayat seçimi. Olağanüstü... Kendi hayatım, arı kovanı gibi başımda vızıldamaya başladı. Paris sokaklarında beni takip edip durdu bu arılar. Tek çöp bir şey alamadım. Hep sordum: buna gerçekten ihtiyacım var mı? Buna benzer, aynı işi gören bir şeyim var mı?... Koca koca alışveriş merkezleri, bizi kandırmak için birbirleriyle iddiaya girmiş ahtapotlar gibi gelmeye başladı. Kaçtım, kaçtım, saklandım. Sahip olduklarımın, yarısından fazlasına ihtiyacım yoktu. Hayatı ağırlaştıran şey, seçim çokluğu. Az şey kadar güzeli yok. Gereği yok. Sonumuz belli. Banyoda bütün ürünler, dopdolu şişelerle birbirlerini köpürtürken, hiç giymediğimiz kazaklar lüzumsuzca dizilmiş t-shirt'lere dolapta el şakası yaparken, hiç açılmamış kitaplar kendi kendilerine konuşurken... Biz orada olmayacağız. üstelik onlar da, boşu boşuna bizden başka kimsenin olmamış olacak. Anladınız değil mi Charlotte kuralını? Ben de sözü geçenlerde yakın bir arkadaşımdan duyduğum ve çok sevdiğim bir sözle bitireyim. Zenginlik çok şeye sahip olmak değil az şeye ihtiyaç duymaktır. Not: Günlük kotam doldu...
- 62 yanıt
-
- 3
-
NEYZEN'den... Bu dünyada ne kazandıysanız yiyiniz..! Yoksa; Öleceğiz bir gün, gÖmecekler, Bir kaç gün Övecekler, Sonra kalan malını bÖlecekler, Hatta memnun kalmayıp sÖvecekler...!
- 62 yanıt
-
- 5
-
Tanrı yeryüzünü “Lahana, Karnabahar, Ispanak” gibi çeşit çeşit yeşil ve sarı sebzeyle donattı. “İnsan” sağlıklı ve uzun hayatlar yaşasın diye. Bunu gören Şeytan McDonald’s'ı yarattı. McDonald’s ise 99 centlik iki katlı Cheeseburger’ i icat etti. Şeytan İnsan'a dedi ki; “Yanında patates, cips ister misin?” Ve İnsan dedi ki; “Süper boy olsun!” Böylece İnsan kiloları almaya başladı. Ve Tanrı sağlıklı yoğurdu yarattı. Kadın onu yesin ve bedenini Adam’ın beğendiği boyutlarda tutsun diye. Bu sefer Şeytan, yoğurdu dondurdu. çikolata getirdi, fındık getirdi. Yoğurdun üzerine konacak parlak renkli şekerler getirip serpti. Ve Kadın da kiloları almaya başladı. Ve Tanrı dedi ki ; “Şu taze salatamı bir deneyin” Bunun üzerine Şeytan kremalı hazır salata soslarını icat etti, üzerine salam ve dilimlenmiş peynir parçalarını da ekledi. Sonra tatlı için dondurmayı çıkardı. Ve insan daha da kilo almaya başladı. Ve Tanrı bu sefer dedi ki ; “Sana sağlıklı sebzeler verdim. Onları pişiresin diye zeytinyağı da veriyorum” Ve Şeytan, Cracker Barrel’dan tavukla kızarmış biftek getirdi. öyle büyüktü ki, kendi ayrı tabağı bile vardı. Ve insan kiloları yüklendi, kötü kolesterol tavanı delip çıktı. Ve Tanrı, koşu ayakkabılarını yarattı ve insan bu fazla kilolardan kurtulmaya karar verdi. Ama bu sefer Şeytan, kablolu TV’yi yarattı, uzaktan kumandayı yarattı. öyle ki, insan TV1 den TV2 ye giderken bile yerinden kalkmadı. Ve Tanrı patatesi yarattı. Besinle dolu, doğal olarak, yağ düzeyi düşük, sağlıklı bir sebze olsun istedi. Sonra Şeytan geldi ve patatesin sağlıklı kabuğunu soydu attı. Nişastalı gövdesini çabuk çabuk kesip, derin tavada katı yağ ile kızarttı. İçine banıp yensin diye de kremayı icat etti. Ve insan uzaktan kumandasına sarıldı, kızartılmış patatesini kremaya banıp yedi. Yedikçe kolesterole battı. Ve şeytan baktı, iyi olduğunu gördü. “İyi oldu” dedi… Ve Tanrı içini çekerek baktı, düşündü ve “by-pass” cerrahiyi yarattı… Bunu gören Şeytan da “Sağlık Sigortası Şirketlerini” getirdi!
- 62 yanıt
-
- 3
-
Eyvallah da sen gaz verdikçe bunun arkası kesilmez... BASARI : 4 yasinda basari ...pantolonuna isememektir. 12 yasinda basari ........arkadas bulabilmektir. 16 yasinda basari ............ ..araba kullanabilmektir. 20 yasinda basari ............ ...***** yapabilmektir. 35 yasinda basari ............ ......para kazanabilmektir. 50 yasinda basari ............ ......para kazanabilmektir. 60 yasinda basari ............ ...***** yapabilmektir. 70 yasinda basari ............ ..araba kullanabilmektir. 75 yasinda basari .........arkadas bulabilmektir. 80 yasinda basari ....pantolonuna isememektir. Buna çAN EGRISI deniyor. Prof.Dr.Albert Follanberg
- 62 yanıt
-
- 4
-
Öykümüz ünlü Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geÇer.. Lao Tzu bu Öyküyü Çok sever, sık sık anlatırmış hatta.. Efendim kÖyde bir yaşlı adam varmış.. Çok fakir.. Ama kral bile onu kıskanırmış.. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki.. Kral at iÇin ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. "Bu at, bir at değil benim iÇin.. Bir dost.. İnsan dostunu satar mı" dermiş hep.. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.. KÖylü ihtiyarın başına toplanmış.. "Seni ihtiyar bunak.. Bu atı sana bırakmayacakları, Çalacakları belliydi. Krala satsaydın, Ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler.. İhtiyar "Karar vermek iÇin acele etmeyin" demiş.. Sadece 'At kayıp' deyin. Çünkü gerÇek bu.. Ondan Ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıÇ. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.." KÖylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan 15 gün geÇmeden, at bir gece ansızın dÖnmüş.. Meğer Çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.. DÖnerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş. KÖylüler, ihtiyar adamın etrafına toplanıp Özür dilemişler.. "Babalık" demişler.. "Sen haklı Çıktın.. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin iÇin.. Şimdi bir at sürün var.." "Karar vermek iÇin gene acele ediyorsunuz" demiş ihtiyar.. Sadece atın geri dÖndüğünü sÖyleyin. Bilinen gerÇek sadece bu. Ondan Ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıÇ.. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?.." KÖylüler bu defa ihtiyarla dalga geÇmemişler aÇıktan ama, iÇlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geÇirmişler.. Bir hafta geÇmeden, vahşi atları terbiye etmeye Çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geÇimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. KÖylüler gene gelmişler ihtiyara.. "Bir kez daha haklı Çıktın" demişler. "Bu atlar yüzünden tek oğlun bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın" demişler.. İhtiyar "Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş. "O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. GerÇek bu.. Ötesi sizin verdiğiniz karar.. Ama acaba ne kadar doğru.. Hayat bÖyle küÇük parÇalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.." BirkaÇ hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün genÇleri askere Çağırmış. KÖye gelen gÖrevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün genÇleri askere almışlar. KÖyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkan yokmuş, giden genÇlerin ya Öleceğini ya esir düşüp kÖle diye satılacağını herkes biliyormuş. KÖylüler, gene ihtiyara gelmişler.. "Gene haklı olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık, ama hiÇ değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla kÖye dÖnemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer.." "Siz erken karar vermeye devam edin" demiş, ihtiyar.. Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerÇek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde.. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah biliyor." Lao Tzu, Öyküsünü şu nasihatla tamamlarmış, etrafına anlattığında: "Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küÇük bir parÇasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaÇının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası aÇılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu gÖrürsünüz."
- 62 yanıt
-
- 4
-
Planlarınız bazen istediğiniz gibi sonuçlanmıyor, mesela bir örnek: Üç zengin yahudi kardeş annelerine doğum gÜnÜnde birer hediye almaya karar vermişler. Hediyelerini yolladıktan sonra aralarında sohbet etmeye başlamışlar. Birincisi demiş ki; - Ben anneme kocaman bir ev aldım. İkincisi; -Ben bir limuzin aldım ve bir de şöför tutum. ÜçÜncÜsÜ; - Benim hediyem hepinizinkinden gÜzel. Annemin Tevratı okumayı ne kadar sevdiğini ve gözleri iyi görmediği için artık eskisi gibi okuyamadığını biliyorsunuz. Ona bÜtÜn Tevratı ezbere bilen bÜyÜk kahverengi bir papağan gönderdim. Onu eğitmek için 12 Haham 12 yıl boyunca uğraşmış. Tevratı ezberletmişler. Bu papağan için havraya 20 yıl boyunca 1 milyon dolar bağışlayacağım ama buna değer. Annem sadece bölÜmÜn adını söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak. öbÜr kardeşler biz niye bunu dÜşÜnemedik diye hayıflanmışlar ve kıskanmışlarsa da bir şey dememişler. Kısa bir sÜre sonra anneleri ÜçÜne de birer teşekkÜr mektubu yazmış. Birinciye; 'Abraham, bu ev bana çok bÜyÜk gelıyor. Tek bir odası yetiyor ama hepsini temizlemek zorunda kalıyorum.' İkinciye; 'Mişon, yolculuk etmek için çok yaşlıyım, arabayı hiç kullanmiyorum ve şöför çok kaba.' ÜçÜncÜye; 'Solomoncuğum, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladım sensin. Herşeyin bÜyÜk maddi hediyeler olmadığını gösterdin. Gönderdiğin *tavuk* çok lezzetliydi. TeşekkÜr ederim!...'
- 62 yanıt
-
- 2
-
Küçük İstavrit küçük istavrit yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye.. Önce müthiş bir acı duydu dudağında Gümbür gümbür oldu yüreği Sonra hızla çekildi yukarıya aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü neye benzerdi acep gÖkyüzü bir yanda büyük bir merak bir yanda Ölüm korkusu.. ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu küçük istavrit anladı, yolun sonu.. Koca denizlere sığmazdı yüreği Oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci.. İnsanlar gelip geçtiler Önünden, bir kedi, yalanarak baktı gÖzünün içine, yavaşça karardı dünya başı da dÖnüyordu. son bir kez düşündü derin maviyi beyaz mercanı bir de , yeşil yosunu.. işte tam o anda eğilip aldım onu..! yürüdüm deniz kenarına bir Öpücük kondurdum başına iki damla gÖzyaşından ibaret sade bir tÖrenle saldım denizin sularına.. bir an Öylece bakakaldı.! sonra sevinçle dibe daldı gitti, tüm kederimi sÖküp atarak teşekkürü de ihmal etmemişti birkaç değerli pulunu, elime avuçlarıma bırakarak... balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme sorar gibiydiler, neden yaptın bunu niye..., "bir gün" dedim "bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz, son ana kadar hep bir umudum olsun diye."
- 62 yanıt
-
- 3
-
e-posta dolaşımında geldiği için daha önceden okuyanlar vardır mutlaka, eğer öyle ise okumadığınıza rastlayana kadar aşağıya doğru devam edin... DÜRÜSTLÜK (A.Şerif İzgören anlatıyor) "İzgören&Akın'a toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önÜne geldik. Ankara'da Bakanlıklar. Diyelim ki taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici ÜstÜnÜ arıyormuş gibi yapar,siz de para ÜstÜnÜ alabılmek için bir ayak dışarda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför,para ÜstÜ varmı diye aranmaya başladı. "ÜstÜ kalsın kardeşim" dedim. DöndÜ bana doğru "Vaktin varmı ağabey ?" dedi. "Evet" dedim (tek ayağım hala dışarda) DörtlÜlere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan. önde bir bÜfe var. Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 Krş uzattı. Belli ki para bozdurmuş. "Birader" dedim,"9.75 değil,10.50 yazsa istermiydin 50 krş.benden?" -Ne alacağım ağabey 50 krş.u -Peki niye gittin 25 krş.için o kadar uğraştın.ÜstÜ kalsın demiştim. DöndÜ bana,attı kolunu arkaya : -Vaktin var mı ağabey -Var -çek kapıyı o zaman Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız. 5 dk.konuştuk. İngiltere'de profösörÜnden,bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dk.da öğrettiklerini, ingiliz hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler. Ağabey biz Keçiören'de 5 kardeşiz. Babam rençberdi benim, gÜnlÜk yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gÜn iş bulamamışsa, biz eve gelişinden, yÜzÜnden anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize"Durun kalkmayın" derdi. önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı. "Aha" dedim,"Bizim meslek", seminerci. - Ne anlatırdı baban - Hayattta nasıl başarılı olunur ? O gÜn inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor. -Babam işe gidince bÜyÜk ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir çorapla pantalonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp "DÜrÜst olun,evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken , biz de gÜlerdik. Annem kızardı, "Babanızla alay etmeyin. O, hem dÜrÜst hem de çalışkandır" derdi. Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çÜnkÜ bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. çÜnkÜ hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldÜ. yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartıman, işleyen birahane,dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktıbiliyor musunuz ? -Ne bıraktı ? -Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı : "Evladım işinizi dÜrÜst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın..."falan filan. Ağabey aradan 15 yıl geçti,diğer 2 kardeş cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı. Biz 5 kardeş,beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu,hepimizin birer dairesi var. Geçenlerde bÜyÜk ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki : "Asıl mirası bizim baba bırakmış." Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 krş.u evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah'a şÜkÜr. çok duygulandım,veda ettim,tam ineceğim : -Dur ağabey,asıl bomba şimdi. -Nedir bomban ? -Nerede oturuyoruz biliyormusun ? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz. Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar.
- 62 yanıt
-
- 5
-
Lansman Rengi Focus 5K EB kaça gider?
Cem Boneval, Selami'ın sorusunu yanıtladı. Kategori: Mk3- Sorular ve Sorunlar
Bu Sayın Cem Bey hitabında kötü bir şeyler hissetmelimiyim, pek alışık değilim de... Selami Bey aracınızı kötülemek maksadım yok ama alıcı psikolojisi farklı işliyor, ona işaret etmek istedim. Bir yakıt tüketiminiz muhteşem, çok dikkatli kullanırsam ancak o değerler inebiliyorum, tebrik ederim. Bence tadını çıkarın, hele bir de uzun yol yapın, esas keyfini o zaman alacaksınız... -
Audi A4 2.0 TDI 177 Multitronic Almayı düşünüyoruz, Görüşleriniz ?
Cem Boneval, Yakup Ç. A.'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Otomobil Önerisi
Olur, istersen hafta sonu getireyim sana Istanbul'a, ya da dünyanın neresine dersen... -
Yok yahu kim öyle bakıyor, hepimiz gerçek amacını görüyoruz!
-
Audi A4 2.0 TDI 177 Multitronic Almayı düşünüyoruz, Görüşleriniz ?
Cem Boneval, Yakup Ç. A.'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Otomobil Önerisi
E sana bir güzellik yapayım ben yapayın senin yerine test sürüşünü... -
Focus III'ü tasarlayan mühendislere iki çift lafım var!!!
Cem Boneval, Burak EKİCİ'ın sorusunu yanıtladı. Kategori: Mk3- Sorular ve Sorunlar
Derim ki kusursuz kadın yoktur, kusurları ile yaşanacak kadın vardır... Pardon konumuz araba idi değil mi, tamam onun için de geçerli olsun.- 74 yanıt
-
- 6
-
Lansman Rengi Focus 5K EB kaça gider?
Cem Boneval, Selami'ın sorusunu yanıtladı. Kategori: Mk3- Sorular ve Sorunlar
Bu araba bizim mahallede ama sahibini tanımıyorum. -
Focus III'ü tasarlayan mühendislere iki çift lafım var!!!
Cem Boneval, Burak EKİCİ'ın sorusunu yanıtladı. Kategori: Mk3- Sorular ve Sorunlar
Engin'in yazdığına aynen katılıyorum, keşke arabayı almadan enine boyuna inceleseydiniz. Eleştirilere gelince, benzer bir aracı kullanıyorum ve bugüne kadar bir sıkıntısını yaşamadım. Boyum 1,83 kilom 105, bana göre ayarlı koltukta hem önde hem arkada oturabiliyorum, arkada diz mesafesi çok rahat olmasa da sorunum olmadı, ama kafam kesinlikle çarpmıyor. LCD ekranların monokrom seçilmiş olması biraz Türk kullanıcıları adam yerine koymama anlamına gelse de işlevsel olarak bir sorun yok. Bagajın küçük olduğu doğru, tamir seti alıp lastiği evde bırakarak bunu halletmek mümkün, çok yer kazandırır (bu konu forumda epeyi tartışıldı önceden). Paspaslarımda bir sorun yok, bana hiç kısık da gelmediler, güzel işlevsel halı paspaslar var. Telefon defterinde soyadı önceliği sanırım Ayfon'a has bir özellik, bende herşey düzgün çıkıyor. İç mekanda kullanılan düğmelerin kalitesizliğine nasıl karar verdiğinizi de çözemedim, bana gayet iyi görünüyorlar. Eşim otururken torpido gözünü açıp USB belleği rahatlıkla değişitebiliyorum, bence bunu da çok abartmamak lazım. Kısacası evet mühendislik açısından bazı çözümleri çok başarılı olmayabilir ama genel kullanımı olumsuz yönde etkileyen ve beni rahatsız eden şeyler değil. Farklı bir görüş yer alsın diye ben de düşüncelerimi ekledim. Arabada sigara içmenin zaten yasaklanması lazım, ciddi bir güvenlik tehdidi, bu konuda Ford'u dolaylı katkıları nedeniyle alkışlıyorum.- 74 yanıt
-
- 7
-
Tarih sayfalarından Ford görüntüleri
Cem Boneval, Cem Boneval'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Otomobil Sohbetleri
Tolga ben ayıptır söylemesi Ford'cuyum, Opel de senin ilgi alanın, haset etme ne olur, çalış çabala senin de olur...- 7 yanıt
-
- 1
-
Otosan bülteniyle geldi, Ford'un Pinerest'de köşesi varmış, oradan alıntılar, hoşuma gitti, duyurayım dedim. Mustafa Kemal Atatürk resmi geçitte Ford arabada, 17 Haziran 1934, Ankara. Vehbi Koç Ford araba ile, Büyükdere/İstanbul, 1935. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde Ford arabaları, 1933. Ankara Lezzet Lokantası önünde Ford otomobili, 1920 sonları. Ankara Kalesi önünde Ford arabası, 1920 sonları. Süslenmiş bir Ford araba kutlama töreninde, İzmit, 1927. İzmit İtfaiye Teşkilatı'nın kılavuz aracı olan Ford araba, 1935.
- 7 yanıt
-
- 7
-
2012(3) MTV motor hacmine değil, emisyona göre hesaplanacak !!
Cem Boneval, Dr.Mert'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Genel Otomotiv Haberleri
Deneyimlerim hepimizin vergi yükünün bu vesile ile artacağını düşündürüyor bana... -
Lansman Rengi Focus 5K EB kaça gider?
Cem Boneval, Selami'ın sorusunu yanıtladı. Kategori: Mk3- Sorular ve Sorunlar
Ford son zamanlarda ciddi fiyat artışlarına gitti, şu andaki satış fiyatları biraz revize edilmiş olsa bile yüksek. Daha önce sanırım Mertol yazmıştı, yine de tekrarlayayım: Sizin aracınız 2011 model ve Ekim ayında aynı nitelikteki araç yaklaşık 57.000 TL idi. 2011 model aracı sıfır 2012 ile kıyaslayamazsınız, 57.000 TL ödediğiniz araç sizin üzerinize geçtiği anda zaten otomatikman %10 değer kaybına uğrar, bu da 51.000-52.000 TL gibi bir ikinci el fiyatını oluşturuyor. Zaten reasürans kasko değer listesine bakarsanız aracın kasko değerinin de 51.500 TL olduğunu görürsünüz. Ayrıca şunu sorayım şu anda benzer bir araç almak isteseniz 65.000 TL verip sıfırını mı alırsınız yoksa söz gelimi 60.000 TL'ye 1800 km kullanılmış, nasıl kullanıldığı ve neden satıldığı belli olmayan bir önceki model yılına ait bir aracı mı tercih edersiniz, ya da böyle bir araca kaç para değer biçersiniz? İkinci el fiyatları şu anda çok yüksek söyleniyor ve hemen hiçbiri talep edilen fiyattan satılmıyor. Bildik markalar arasında da bu konuda abartılacak bir fark yok. Tabii yüksek yakıt fiyatları ister istemez benzinli ve güçlü araçlara talebi düşürüyor, buna da yapacak fazla bir şey yok. -
Konunun Focus ile ilgisi pek yok, olsa olsa "öküzler de Focus kullanabiliyor" denebilir.
- 21 yanıt
-
- 6
-
Yeni Ford Focus Fiyat Yorumlarımız
Cem Boneval, Aydın Baran'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Mk3- Genel Bilgiler
Hayat böyle bir şey işte, eskiden 40-45'lere satılan Focus'u şimdilerde 60'a alana güzel fiyat diyebiliyoruz. Hoş yanlış hatırlamıyorsam forumdan bir arkadaş benzer bir araca 70 civarında ödemişti...- 2.827 yanıt
-
- Yeni Focus Fiyatları
- Fiyat Listesi
-
(ve 2 tane daha)
İle etiketlenen:
-
focus III boya değeri
Cem Boneval, Namık uslu'ın sorusunu yanıtladı. Kategori: Mk3- Sorular ve Sorunlar
Konu önemsenmeyecek bir konu değil, başıma geldiği için biliyorum, Otokoç'a takasa vermek istediğimizde her tarafı 300 mikron çıkan aracı komple boyalı bu nedenle alamayız çünkü satamayız dediler. Daha önce de yazmıştım. Bu nedenle satın aldığınız yerden en azından yazılı bir belge bulunması hayatı biraz kolaylaştırır. Biraz paranoyak düşünürsek belki bir çoğumuzda benzer bir durum da olabilir- 47 yanıt
-
- 1
-
çok iyi olurdu, ancak konuş konuş nereye varacağız, bence hayatı konuşarak tüketeceğimize yaşayarak tüketelim. Zaten düşün taşın geldiğin nokta gene başladığın nokta oluyor, yani hayat dediğin koca bir soru işareti... Rafet yanlış yerdesin, yazdığını yapmam için 10-15 dakikaya ihtiyacım var, gel seni de alalım buralara!