Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.804
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Görsellere devam... ST yarış prototipi Türkuaz sevenlere: Bir tür kara şimşek... Bu da beyaz şimşek Ya da bu...
  2. 1.0 EB'un Almanya'daki imalathanesini gezmek ister misiniz? Buyrun:
  3. Anladım eleştirilerine ilham kaynağı olarak kullanıyorsun yani... Aslında biraz kullanabilsen seveceksin keratayı!
  4. Rahat olun ve dilediğiniz gibi kullanın. Stop etmeden pek çok parametreyi kontrol ediyor sistem. Motorun zararına bir durum oluşma olasılığı bence hemen hiç yok.
  5. Her gün bu arabayı kullanma ızdırabına nasıl dayanıyorsunuz?
  6. Cem Boneval

    Yeni Ford B-Max

    Zevkler ve yetenekler tartışılmaz tabii ama bana hem görsel olarak kötü bir ET portresi gibi görünüyor hem de karmaşık geldi. Titaniumdaki ünite daha iyi...
  7. Cem Boneval

    Yeni Ford B-Max

    Ogün sen hiç Ecoboost kullandın mı?
  8. Porsche kullanma zevkini (ve dehşetini) tatmış biri olarak verilen mesajı çok iyi anlayabildiğimi söylemek isterim...
  9. Karasız kalmanızın nedeni maliyet ise telaffuz edilenin yarı fiyatına mal olur. Yan sanayi çifti 100 TL altında ürünler var, Hella'nın uzaktan kumandalı komple tesisatı var 250 TL idi son gördüğümde, düğme bulmaya da gerek yok. Ayrıca Mertol'un yazdığı gibi eksikleri çıkmacıdan temin etmek de bir yöntem. Karasız kalmanızın nedeni işe yarayıp yaramadığı ise çok kısıtlı bir kullanım alanı olduğunu söyleyebilirim. Son 10 senede en fazla 3-5 kere sise denk gelmişimdir, çoğu da gündüzdü, yani ön sis farı olmadan da idare edebilecek durumdaydım. Gece aydınlatmasına hemen hiç katkısı yok, ancak sis ve şiddetli tipide iş görür. Süs amaçlı kullanımı da zaten kanunen yasak ve karşıdan gelenler için pek sevimli bir durum değil. Gerisi size kalmış...
  10. Forumda yaş ortalaması oldukça düşük, benim gibi 60'lı yılları otomobil merakı ile yaşamış olanlar için unutulmaz bir spor otomobildir Jaguar E-Type. 1961-1975 yılları arasında üretilen ve makul fiyata yüksek performans ve güzel görünüm sunan bu model ilk lansmanında Enzo Ferrari tarafından "üretilen en güzel spor otomobil" tarzında iltifat almış ve döneminin spor otomobilleri arasında bir ikon olmuştu. önceleri 265 HP üreten 3,8 l 6 silindirli motorla sunulan aracın son yıllarında Jaguar'ın yıllarca kullandığı V12 motoruna da yer verilmişti. İlk modellerin 7.2 saniyelik 0-100 performansı ve 240 km/h son hızı bu gün için pek heyecan verici gelmese bile geçmişte imrenilecek değerler olarak görülmekteydi. , Coventry/İngiltere yerleşimli Lyonheart firması bu kadar güçlü bir mirastan yola çıkmaya ve E-Type'ın modern versiyonunu üreterek el yapımı İngiliz spor arabaları geleneğini canlandırmaya karar vermiş. Ortaya çıkan sonuç tek kelim ile etkileyci. Aşağıda resimler var, ama bunlarla yetinmeyin ve bence web sayfalarını ziyaret edin, mükemmel bir "intro"ları var (ses açık olsun!): http://www.lyonheart.com/ Yine Jaguar'dan 5000 cc aşırı beslemeli V8 motor kullanılıyor, 550 HP güç üreten makine bolca alüminyum ve karbon kullanılarak hafif tutulmaya çalışılmış 1600 kg'lık modeli 3,9 saniyede 100 km/h hıza taşıyor ve ivmelenme 300 km/h civarında son buluyor. Fiyattan bahsetmesek daha iyi, yarım milyon € ayırmakta yarar var. Otomobile salt mühendislik değil sanat olarak da bakanlara ithaf olunur.
  11. Burada yazıp yazmadığımı hatırlamıyorum, ama defaten Mk3'ü beğenmeyenlere "Alışacaksınız..." demişliğim vardır. Şimdi ise yazılması gereken: "Alışıyorsunuz...."
  12. Bakın bundan pek emin olmayın, nispeten ağır kasa ve düşük tork nedeniyle PS şanzıman ile birleşince bu motor da 125 PS bile olsa çok heyecan verici olmuyor. Yani eşinizin "bu gitmiyor" yakınması (ki eşinizi çok takdir ettim), bir sürü yeni araba hevesi ile unutulsa da ilk Jetta'yı kullanması ile yeniden gündeme gelebilir. Aslında otomatil şanzıman en çok 1.6 EB'a yakışır ama henüz öyle bir seçenek sunmuyorlar. Diyeceğim o ki performans odaklı kaygınız varsa denemeden almayın... Teşekkürler çıtalar yeniden potsuz yapıştırılabilir, dert değil; gözlük kabı yukarıda aynanın önünde ve hacim olarak yeterli, el freni de neden rahatsız ediyor onu da pek anlamadım, yani en azından kullanımda hiç sıkıntı yok. Daha önce incelemede yazdıklarım hala geçerli, sürüşü çok keyifli, konforu çok yeterli bir araç, yukarıdaki çekincem dışında tereddütsüz önerebilirim. Fiyata gelince, bu mesajda saklı tutmuş, ama başka bir başlıkta paylaşmışsınız; 50.000 TL düşeş olmasa bile kabul edilebilir bir fiyat, orta sınıfta fiyatlar aldı yürüdü. önümüzdeki aylarda düşüş olsa bile bu bir-iki bin TL oynayacak, bayiden de düzgün indirim almışsınız gibi. Ancak yakın fiyata Golf/Jetta 1.4 TSI 122 PS Tiptr. DSG Comfortline alınabilir görünüyor (liste fiyatı 53.XXX TL), ellerinde var mıdır yok mudur bilemem, ama araştırmadığınıza pişman olmayın diye hatırlatıyorum.
  13. Cem Boneval

    Yeni Ford B-Max

    Ogün makyajlı kasayla sana 1.0 EB 125 BG verelim, olmaz mı?
  14. Bu da ABD'den farklı bir esinti, Rousch imzası ile (içinde Roush'un modifikasyonuyle aşırı beslemeli 2.0 230 HP motor varmış) Agresif bir görünümü var...!
  15. Bu asfalt için doğru değil maalesef. Kaygan zeminlerde geçerli, kar, çakıl, toprak, kum, ne dersen. Ancak asfaltta, yani tutunma iyi ise ideal çizgide kaydırmanın getireceği frenlemeden kaçınarak dönmek her zaman daha hızlıdır. En basit örneği bakınız WTCC yarışları... Virajda hızlı olmak ile virajı hızlı dönmek her zaman aynı şeyler değil. Kaydırmanın bile sınırı var, olumsuz etkisini bir örnek olsun, rallileri izlemişsindir, Loeb ile Solberg'i karşılaştırırsan, sırf görüntüye bakarsan Solberg gösterişli, bol savurmalı bir stil ile hızlı gidiyor izlenimi verir, Loeb ise seyirciyi pek heyecanlandırmayan ve olabildiğine az kaydırmaya özen gösteren bir tarza sahiptir, sanırım hangisinin daha hızlı olduğunu yazmama gerek yok.
  16. TOSFED internet sitesinden: Avrupa’da büyük ilgiyle takip edilen ve ülkemizi ilk kez 2012’de ziyaret edecek FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası (ETRC)'nın açılış yarışları, 12-13 Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Park'ta koşulacak. 2012 senesinde ülkemizde ilk defa koşulacak olan şampiyonada, Türkiye, İtalya, İspanya (2 yarış), Fransa (2 yarış), İngiltere, Almanya, Rusya, çek Cumhuriyeti, Belçika olmak üzere 9 ülkede toplam 11 yarış yer alıyor. 1984'te İngiltere'de başlayan kamyon yarışları, daha sonra Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) bünyesinde Avrupa Kupası olarak koşulmaya başlandı. 1990'lı yıllardan beri her geçen gün daha da çok ilgi çeken kamyon yarışları, 2005 sezonundan bu yana FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası adı altında düzenleniyor. Kamyon yarışlarında, ülkemizde 'Tır çekicisi' olarak adlandırılan araçlar yarışıyor. Ancak bu araçlar, karayollarında gördüğümüz çekicilerden biraz daha farklı. 5.5 tonluk ağırlığa, 12 litre ve 1100 beygir gücündeki bir motora sahip olan kamyonların, yarış sırasındaki azami süratleri 160 km/s ile sınırlandırılmış durumda. Şampiyonada, teknoloji açısından modern GT yarış otomobillerini aratmayan 20 civarında kamyon sürekli olarak yarışırken, bir yarışa en fazla 30 kamyon kabul ediliyor. Avrupa'da Formula 1'den sonra en çok seyirci çeken yarış serisi olan kamyon yarışlarında, bir hafta sonunda Cumartesi ve Pazar günlerinde ikişer yarış olmak üzere, birbirinden bağımsız tam dört yarış yapılıyor. İstanbul Park'taki yarışlar 9'ar tur sürecek. Aksiyonu hiç kesilmeyen ve büyük bir çekişmeye sahne olan kamyon yarışlarının Türkiye'de de büyük bir ilgi çekmesi bekleniyor. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) tarafından İstanbul Park pistinde organize edilecek olan yarışlar, 2012 FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası'nın ilk ayağı olarak gerçekleştirilecek. Yarış hafta sonunda, ayrıca 2012 Türkiye Pist Şampiyonası'nın da ilk ayağı koşulacak. TOSFED, daha önce Formula 1, Dünya Ralli Şampiyonası, Dünya Binek Otomobiller Şampiyonası ve Dünya Cross-Country Kupası olmak üzere FIA’ya ait olan tüm dünya şampiyonalarını ülkemizde düzenlemiş ve FIA Avrupa Ralli Şampiyonası, FIA GT Şampiyonası, Alman Binek Otomobiller Şampiyonası (DTM), Le Mans Dayanıklılık Serisi, Renault Dünya Serisi gibi yarışmalara ev sahipliği yapmıştı. Yarışlarla ilgili fotoğraflara şampiyonanın promotorü olan Truck Race Organisation’un internet sitesi http://www.truckrace.org ‘dan, şampiyona ile ilgili videolara ise http://www.truckrace.tv adresinden ulaşılabilir. Türkiye'deki yarışmanın akışı ve seyirci biletleri ile ilgili bilgiler, Mart ayı içinde federasyonumuz tarafından açıklanacak. 2012 FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası Takvimi 13 / 05 İstanbul Park – Türkiye 20 / 05 Misano – İtalya 10 / 06 Albacete – İspanya 24 / 06 Nogaro – Fransa 01 / 07 Donington – İngiltere 15 / 07 Nürburgring – Almanya 29 / 07 Smolensk – Rusya 02 / 09 Most – çek Cumhuriyeti 23 / 09 Zolder – Belçika 07 / 10 Jarama – İspanya 14 / 10 Le Mans - Fransa
  17. Sonuçlar ve ürünler farklı değil, bu da İsviçre Turing Kulübü (TCS) test sonuçları Büyük hali için tıklayınız- http://s6.postimage.org/ab1ae43xr/lastiktcts.jpg Bu yaz lastik seçimi yapacaklara yeterli ipucu var sanırım...
  18. Bir de bilgilendirme. Bir süredir beyaz eşyada uygulanmakta olan sınıflama Avrupa Birliğinde Kasım 2012'den itibaren lastikler için de kullanılacak. üç kategoride lastik değerlendirilecek: 1. Yakıt tüketimine etkisi: A en iyisi, her sınıf düşmede 100 km'de 0.1 l daha çok tüketim olacak. 2. Islakta fren mesafesi: A en iyisi, her sınıf düşmede mesafe 3-6 m uzuyor 3. Yol gürültüsü: Dışarıdan duyulan ses dB cinsinden, 80dB sakıncalı sınırı. Her lastiğinde aşağıdaki gibi bir etiketi olacak: Araştırmacı-yazar kardeşiniz şimdiden bilgilendiriyor forumdaşları
  19. Bu da yine ADAC'tan kış lastikleri testi, ebad çok uygun olmasa da fikir verir.
  20. Bu da Alman Teknik Denetleme Kurumundan (GTÜ)... Puanlar bÜyÜkten kÜçÜğe kötÜleşiyor, ilk sÜtunda kategorinin maksimum puanı var. Almaca Rehberi: Sicherheit=GÜvenlik; Bremsen=Frenleme; Kapitelwertung=ARa toplam; Rollwiederstand=Yuvarlanma direnci Sehr empfehlenswert=Kesinlikle tavsiye edilir Empfehlenswert=Tavsiye edilir Sehr empfehlenswert=Kesinlikle tavsiye edilir Bedingt empfehlenswert=çekincerle tavsiye edilir Continental'in iyi çıkmasına şaşırmadım ama Pirelli P7'nin revizyondan sonra bu kadar başarılı çıkmasını hele ki Almanya'da beklemiyordum.
  21. 1. Konumuz "ESP güvenlik için gereklidir" idi, "ESP olmadan daha hızlı sürülür" değil. Piste çıkmış olsak elbette öncelik hız olurdu, ancak trafikte güvenlik önde gelir. 2. Yazdıklarından sürekli iyi sürücü varsayımından yola çıkıyorsun, sen iyi olabilirsin, ama ya kendini "iyi" zanneden cahil, tecrübesiz ve beceriksizler..? 3. Elbette Mk.3 ile yol tutuş ve motor gücü daha iyi olduğu için daha hızlıyım, ama bu örneği Mk.1'de ESP olmaması ve Mk.3'de olmasına rağmen hızlı gidebildiğim için verdim (ayrıca Mk.1 Sport Trend'in yol tutuşuna da hafife almamak lazım) 4. önden çekişli araçta TVC da olunca 8.virajdan sonra en hızlı gidilebilecek sürüş tekniğini yakalıyorsun, yeterince yavaşlayıp dip gaz virajı dönme olarak özetlenebilecek bu teknikte çok nadir yavaşlatıcı bir müdahale oluşuyor. 5. ESP'yi savunuyor ve sadece hobi amaçlı devre dışı bırakılma seçeneği sunulsaydı iyi olurdu diyorum özetle... İyi Pazarlar.. Not: Fetih 1453 nasıldı bu arada (uygun konuda cevaplandırırsan lütfen)?
  22. BiXenon farları ya da ileride çıkmasını beklediğim yan sanayi ürünleri kullanmadan düzgün birşey olmaz. Ayrıca halojenlerde LED için yer yok. Bkz:
  23. Araya kağıt sıkıştırın... Yani tabii kağı lafın gelişi, boşluğu alacak gözü rahatsız etmeyecek bir şey.
  24. Focus ile BMW yürütücü aks tasarımı itibariyle farklılar bildiğiniz üzere. Focus önden çekerken, BMW arkadan itiyor. Hal böye olunca sürüş güvenliği açısından süspansiyon ayarları da farklı oluyor, BMW uzun süre nötr kaldıktan sonra sınıra ulaştığında arkadan açmaya başlar, tersine direksiyon hareketi ve gaz verme ile yola sokmak mümkün olur (genelde), sportif ayarlı bir araçtır, sürücüsünden de beklenti daha fazladır. Focus önden çekişlidir ve sokaktaki Adem Beyin kullanacağı tüm önden çekişli arabalar gibi önden kayacak şekilde ayarlanmıştır. Burundan kayma hem aracın kendi kendini frenlemesine olanak verir, hem de direksiyonu gidiş yönüne kırıp gazla destek olduğunda yola daha kolay girer, yani sürücüden fazla bir beklentisi olmaz sistemin. Bu sınıftaki bildiğim tüm önden çekişli araçlar aynı davranışı gösterir. Arkası kopan önden çekişli bir aracı toparlamak aynı durumdaki arkadan itişliden daha zordur. Diğer önemli noktalar, hatta belki hangi yönde kaydığından daha önemli, yük değişimlerine verilen tepki ve aracın kaymaya başlayacağını hissettirmesidir. Viraj içinde ağırlık değişimi olduğunda (mesela frenleme) apansız kopan, ya da burundan kayarken birden arkayı açan araç makbul değildir. Aynı şekilde aracın limitlere yaklaştığını küçük salınımlarla hissettirmesi önemlidir, sınırınızı daha rahat belirlersiniz. Bu açıdan bakıldığında Focus her zaman güven veren, ağırlık değişimlerine çok olgun tepki veren (hele Mk.3 bu açıdan müthiş), sürücüsüne kötü sürprizler hazırlamayan bir model ve bugüne kadar beni hayal kırıklığına uğratmadı. Gelelim ESP'ye. ESP günümüzde olsa da olur olmasa da bir donanım değildir. Şartları sizin belirleyebildiğiniz durumlarda kuşkusuz daha heyecan verici sürüş sağlayabilir yokluğu, hele ki biraz usta sürücü iseniz. Ancak kendinizi farkına varmadan olumsuz yol şartlarında yanlış hızlarda bulursanız emin olun en iyi sürücüden daha hızlı ve doğru tepki verecektir. Arzu edildiğinde devre dışı bırakılabilmesi iyi olurdu bence de, ancak güvenliği ön planda tutuyorsanız gerek trafik denetçisi ve gerekse üretici olsam ben de sürekli devrede olmasının sağlanmasını yeğlerdim. ESP'nin Focus'ta geç devreye girdiğine katılmıyorum. Benim izlenimlerim ancak yoldan çıkmanın engellenemz olduğu durumlarda devreye girdiği yönünde. Ya da şöyle söyleyeyim ESP devreye girmese bu virajı daha hızlı dönerdim dedirtecek bir durum yaşamadım. Ayrıda bu konuda çok zorladığım 2007 BMW 520 ve 2010 BMW 320'nin daha farklı olmadığını söyleyebilirim. Ha viraja girmeden kıçını koparırım, sonra da motorun gücüyle tatlı tatlı arkayı kontrol edecek şekilde dönerim diyorsanız, Focus önden çekişiyle bu tarz kullanımı kolaylaştıran bir araba değil, ayrıca motorun gücü tekerleğe yansıtma karakteri ve miktarı da önemli bir soru işareti. Geçen hafta sonu Toroslarda biraz gezindim Yine yazıyorum, Mk.1 Sport Trende göre çok daha hızlıydım, yolları ve kendimi iyi tanıdığımdan bunun psikolojik etki olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. Güvenli sürüşler!
  25. Bu da ÖAMTC, yani Avusturya Otomobil Kulubünden... Michelin niye yok diyenler için... Almanca'yı zaten epeyi Öğrendiniz bir daha açıklama koymuyorum
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.