Cem Boneval

Teşekkür ederim de hocanın doğru bilgi aktardığının kanıtı yok!

Konuyu dağıtmayalım bence, soru aynı şasiye sahip farklı karoseriler yol tutuşu etkiler mi? Ağırlık dağılımı yol tutuş için doğrudan bir parametre olmaz, yani ağırlık dağılımı eşit olan daha iyi yol tutar diye bir kural koymak zor; çünkü ağırlık dağılımına göre üretici süspansiyon geometrisini ayarlayabilir ve başarılı bir yol tutuş sağlayabilir. Aynı şasiyi ve dolayısı ile süspansiyonu kullanan araçlarda yol tutuşa ne etki eder? 1. Burulma direnci 2. Ağırlık merkezi, hem dikey hem de uzunlamasına eksende. Bu çerçevede bakınca burulma direncinin sedanlarda göreceli yüksek olması beklenebilir, ancak Focus Mk.3 kasada HB'lerde bunun daha yüksek olduğunu okuduğumu hatırlıyorum. Yani HB'e kesin olmayan bir + puan. Ağırlık merkezine gelince dikeyde fark yok, yükseklikler aynı, uzunlamasına ise sedan 17,xx cm daha uzun. Bu da dönme merkezinin uzağına doğru bir ağırlık nakli demek, tabii bagajın dolu olması halinde bu durum daha da belirgin olacak. Bunun iki sonucu olacaktır: Arkaya doğru ağırlık arttığı için normalde burundan kayacak şekilde ayarlanmış davranış biçimi biraz dengelenecektir. Ayrıca dönme merkezinden uzağa ne kadar fazla ağırlık aktarılırsa dönmeye direnç o derece artacaktır. Tabii tekerleklerin konumu değişmediğinden bu farkı da çok abartmamak lazım. Şöyle de söylenebilir sedan daha zor kopar ama koptuktan sonra da daha zor kontrol edilir. Bu durumda da sedana da yine kesin olmayan bir + puan. Yani sonuçta ikisi arasında hissedilir bir yol tutuş farkı olacağını söylemek zor. Ancak gözardı edilmemesi gereken bir husus da motor ağırlığı, bakın 125'lik benzinli ile 115'lik dizel arasında neredeyse 70 kg'lık bir fark var, bu da dizelin, ister sedan ister HB, burundan kayma eğiliminin daha fazla olacağı anlamına gelir. ABD'de de 2.0 dizellerde yol tutuşun daha kötü olduğundan bahsedildi hep. Ralli araçlarına gelince, onlarda had safhada süspansiyonla oynandığı ve burulmaya yönelik ek destekler kullanıldığı için karoser biçiminin pek önemi yok, salçayı versen domates haline getirirler. HB Avrupa'da göreceli daha çok tercih edilmesi ve yine araç içine arkadan daha kolay ulaşılabilir olmasından kullanılıyor. Naçizane düşüncelerim bunlar...

Daha önce yer almış olabilir, 60 sayfayı tarayacak vakti ayırmam mümkün değil, buna rağmen yine yağmura gebe, biraz hüzünlü, biraz soğuk, hafiften de kasvetli bir günün başlarında işe gelirken radyoda dinlediğim bu parçanın videosunu konuyu açan beyefendiye ithafen paylaşmak istedim...

Ogün, Gene münferit örneklerden yola çıkarak genelleme yapıyorsun. Araçların sağlamlıklarını karşılaştırmak ancak eşit koşullarda eşit darbeye karşı davranışlarını gözlemleyerek olabilir. EuroNCAP'ın da yaptığı sadece bu. Elbette yol şartlarındaki bir kaza esnasındaki kinetik enerjinin nereye yöneleceğini kimse öngöremez, her kazanın dinamikleri de farklıdır. Ancak bu testlerde sık rastlanan kaza türlerinin simülasyonu yapılarak eşit koşullardaki deformasyon inceleniyor ve kabaca da olsa karşılaştırmalı fikir veriyor. 4 veya 5 yıldız arasındaki farkı abartmamak gerektiğine ben de katılıyorum.

Çok iyi seÇim, güzel olacağına kuşkum yok. Şu gözle de bakar mısın: Amfi ve sub olmadan doğrudan kapı hoparlörleri değişimi nasıl olur? Bir de nereden aldın ve yaklaşık maliyet, tabii aÇıklamak istersen... Sanırım sıkılıp Çıkardığında ben talip olacağım

Tek bir örnekten genelleme yapılmaz. Bilime aykırıdır! Olsa olsa adı hamaset olur. Benim iÇin anlamı şudur: İki araÇ arasında seÇimde kararsız kalmışsam yıldızı yüksek olanı seÇerim. Tek yıldızlı aracı da kafadan pas geÇerim...

Bu segment işi biraz gri alan, uluslararası platformlarda değişik sınıflamalar kullanılmış (bakınız aşağıdaki tablo). Biz Avrupa Birliği Komisyonu kriterlerine göre gidiyoruz. Orada da araç uzunluğu kriter olarak alınmış olmakla birlkte motor türü, donanım düzeyi vb. faktörlerle üreticiler segmentler arasındaki ayrımı bulandırıyorlar. S60 Passat ile birlikte D segmentinde yer almakta.

Ümit hiç kendini boşuna yorma, karşındaki kişinin ön yargıları olduğu, VW grubuna yaygın olduğu Üzere oldukça bilinçsizce ilgi gösterdiği açık. Sonuçta Mevlana'nın ifadesi ile "senin anlatabileceklerin karşındakinin anlayabileceği ile sınırlıdır". Bu durumda olsa olsa nafile muhabbete girersin. Bana sorarsan da Volvo S60 bireyselliği daha fazla vurgulayan, dinamik tasarımı ve değişik motor seçenekleri ile daha fazla keyif verecek ve gÜvenli bir otomobil. Ancak doğal olarak bu aracı alacaksam 1.6 dizel yerine S60 T5 R-Drive alırdım, pahalı ama olacaksa tam olsun. Ana yineleyeyim bizim sana burada destek veriyor olmamızın, yönlendirmen konusunda sana faydası dokunmayacaktır, ayrıca es kaza bu arkadaş Volvo alacak olsa ilk sıkıntısında başına ekşiyecek ve kararını değiştirttiğin için seni Üzecektir.

Hah ilk sulandırma başladı: http://ekonomi.haberturk.com/otomotiv/haber/708775-yerli-otoya-ay-yildizli-far

Allah ayırmasın, saadetinizi de bozmasın, ben hep üvey ellerde büyüdüm, böyle bir mutluluğu hiç tadamadım, kalabalığın içindeki yalnızdım...

Yok be... 1. Hız tümseklerinde takılır kalırsın 2. Nereye gitsen bu yağlı kuyruk diye birlileri para kopartmak için yanaşır 3. Servet düşmanı bir zibidi ille boydan boya çizer 4. Hepsinden de kötüsü yayı kesik beyaz bir Şahin gelip senle kapışmaya kalkar, ki o türden her köşe başında var Yok abicim yok, öyle bir hayat çekilmez.

Bora sorunun cevabını hala merakla bekliyoruz. Menü erişimli mi, yoksa kendinden çıkan uyarı mesajı mı?

Tööbe tööbe sabah sabah, hadi hayırlı işler...

Monte Carlo sonlandı. Malumun ilanı ile: Loeb yine kazandı, emekli olsa iyi olacak. Genel klasman şöyle: 1. Sebastien Loeb Citroen 4h29m12.1s 2. Dani Sordo Mini + 2m41.6s 3. Petter Solberg Ford + 3m00.7s 4. Mikko Hirvonen Citroen + 4m05.6s 5. Evgeny Novikov M-Sport Ford + 6m00.8s 6. Francois Delecour M-Sport Ford + 6m55.7s 7. Pierre Campana Mini + 8m21.3s 8. Ott Tanak M-Sport Ford + 10m27.2s 9. Martin Prokop Czech Ford + 16m06.3s 10. Armindo Araujo Araujo Mini + 16m09.2s İlk yarışın sonunda sürücüler şampiyonası puan durumu: 1. Sebastien Loeb 28 2. Dani Sordo 18 3. Petter Solberg 15 4. Mikko Hirvonen 14 5. Evgeny Novikov 11 6. Francois Delecour 8 7. Pierre Campana 6 8. Ott Tanak 4 9. Armindo Araujo 2 10. Martin Prokop 1 Markalar şampiyonası puan durumu: 1. Citroen Total World Rally Team 37 2. MINI WRC Team 26 3. M-Sport Ford World Rally Team 16 4. Ford World Rally Team 15 5. Armindo Araujo World Rally Team 4 6. Palmeirinha Rally 2 Neler dikkat çekti? Petter Solberg Ford'da iyi bir başlangıç yaptı. Yeni araçla sezon başında 3.lük güzel, arkası gelir umarım. Ford'un ikinci sürücüsü Latvala da kaza yapmasa belki podyum görebilirdi. İşte kazası: http://youtu.be/B7rGN2fZ23s Mini'ler kuvvetli gelmiş, Sordo fabrika takımı ile zorlanmdan 2. olurken özel takımlarda rahatlıkla ilk 10'a girebildi. Ogier kazaya kurban gitmeseydi Skoda ile rekabetçi olabilecekti. Bu da onun kazası: http://youtu.be/JKt5ZiuU3QE S2000 sınıfında da da Breen Feista ile rahat bir birincilik aldı. ünlü Col de Turini bölgesinden özet görüntüler: http://youtu.be/vahHuNPKz0g Bir sonraki raund İsveç'İn dondurucu havasında 9 Şubat'ta. Bugün Europort'de 15:00'de bir saatlik özet yayın var.

Sence???

Yaza ve kışa girerken güzel bir cila attırırsanız, ve de yıkamayı uygun pelüş/mikrofiber bez gibi çizmez malzemelerle yaparsanız başka bir şeye gerek kalmaz. Pasta ancak boyada yıkama ile gitmeye kirlenme, ciddi anlamda harelenme veya lekelenme varsa düşünülebilir, düzenli ve rutin uygulanması gerekmez. Komple kaplamadan kesinlikle uzak durun, ancak aracı komple boyatma ihtiyacı doğduğunda alternatif olarak düşünülebilir. Kaput kaplama ise yüzde yüz taştan korumadığı gibi kaputta çıkarıldığında ton farkı, durduğu yerde sararma gibi istenmeyen yönleri var. Siyah oje ile boya çatlaklarını tamir edin gerektiğinde. Başka da bir masraf yapmayın. Siyah hem kiri hem harelenmeyi en çok belli eden renk, ne yaparsanız yapın bunu tümüyle engellemek mümkün değil.

Skoda duygulardan çok mantığa hitap eden bir araç. Hemen her şey işlevsel ve sade tasarlanmış, bir tür sıkıcı Alman havası var. Yanlış anlaşılmasın beğenmediğimden değil, sadece belli bir tarzı yansıttığını tanımlamaya çalışıyorum. Fiyat kalite oranı çok düzgün. Bunun biraz daha Akdeniz ruhluları da Seat ürün gamında boy gösteriyor. Giderek düzelen ama hala biraz dudak bükülen bir marka imajı var. Aslında dudak bükenleri "Superb"e oturtmak yetiyor. Mesela Octavia RS düşünebilirdim pek ala da 6 haneli rakamlara satılmasaydı... izlenimlerin için teşekkürler Hasan, nesnelliğini koruyabilmen de güzel! Bir de not: Dış mekan yerine dış tasarım desek daha iyi olur, dışta bir mekan yok, sadece yüzey var

Gerçekten kolay karar değil, ben önceleri boyalı farlardan vaz geçmek zorundayım diye üzülmüştüm, ancak yenileri takınca hoş durdu. Sanırım açık renkte boyalı, koyu renklerde kromajlı far daha hoş duruyor. Şimdilerde şikayetim yok... Bakış açıları aynı değil ama fikir vermesi açısından: DRL zaten halojen farda karşıdan gören kara alanı dolduruyor, bir tek yandan baktığında kromajlı alan dikkat çekiyor, ama o da farları daha heybetli gösteiryor. Tabii diğer bir soru da şu, acaba siyaha mı boyanmalı yoksa araba rengine mi?

Bu indirimler kilo verme gibidir, diyet yaptığında verdiğinden fazlasını sonrasında geri alırsın. Yakında gene sıkı zam gelecek demektir

Tamam o zman... Yayına devam. 3.gün SS13 sonunda genel klasman: 1. Sebastien Loeb Citroen 3h31m25.2s 2. Dani Sordo Mini + 2m12.4s 3. Petter Solberg Ford + 3m22.2s 4. Mikko Hirvonen Citroen + 3m43.0s 5. Evgeny Novikov M-Sport Ford + 4m28.2s 6. Francois Delecour M-Sport Ford + 6m39.1s 7. Pierre Campana Mini + 7m45.1s 8. Ott Tanak M-Sport Ford + 8m44.8s 9. P-G Andersson Proton + 13m20.8s 10. Armindo Araujo Araujo Mini + 14m40.7s 6. giden VW takımından Ogier ciddi bir kaza geçirerek yarış dışı kaldı, ekipte ciddi bir sorun yok, ama araba haşat. Bu Loeb'e kim dur diyecek acaba? Bu arada Eurosport'da Pazar 01'de 4.gün, 20:30'da 5.gün özetleri var, 30'ar dakika. Pazartesi 15'de de genel özet, tam bir saat. Ama ne kötü bir saate koymuşlar...!

Efe konunun başında da Baran yazmıştı, Ford kafa karıştırmaya bayılıyor Mondeo'yu ABD'de Fusion diye satıyor, sanki başka isim kalmamış gibi... Mondeo'da bunun eş değeri olacak!

Çok sevindim, ne zamandır bekliyordum M5'i, ama geÇ kaldı biraz, Focus'u almış bulundum, artık bir daha sefere... Şaka bir yana, para kaygısı olması tereddütsüz alacağım bir otomobil olurdu. üÇ silahşörlerin bence en görkemlisi, BMW M5, Audi S8 ve Mercedes E63 AMG. Siz hiÇ 5.0 litrelik bir motoru 8000 dd Çevirdiniz mi? Derin bir homurtunun yırtıcı bir kükremeye dönüştüğünü duydunuz mu? Ya da virajı dönerken oluşan G'den koltuktan uÇmamanız iÇin kemerlerin gerildiğini hissetiniz mi? Ya da ESP'yi devre dışı bırakarak ön tekerlekler gidiş yönünü gösterirken ön camdan yolun kenarını, dikiz aynasından da arka tekerleklerin oluşturduğu mavi-beyazımsı duman bulutunu izlediniz mi? İşte M5 böyle bir şey. Ya da bir önceki kasası böyle idi... 2008'de Istanbul Park'ta kullandığım bir araÇtı. İlk izlenim komforlu ve sessiz bir lüks sedandı, ancak M-Drive düğmesine basar basmaz karakteri değişiyor ve yırtıcı bir mahluka dönüşüyordu. Tabii eski modelin atmosferik olması ve 8000 devirleri rahat görmesi de ayrı bir güzellikti. Yenisinde turboyu takmışlar, performans artmış, ama kullanma zevkini kıyaslamak lazım. SonuÇta bu kapasitede bir araÇta tasarın falan biraz ikinci planda kalıyor, direksiyona geÇince avuÇ iÇleri hafif terler, kalbiniz biraz daha hızlı atmaya başlar ve tüm bedeni ürkütücü bir heyecan sararken her şey unutuluyor. Ayrıca bu lüks araba meraklılarının alabileceği ya da cesaret edip alacağı bir model de değil, fazla güÇlü ve ürkütüyor. Mesela TEM'de sollama şeridine iki arabanın arasına sığacak şekilde hızlı Çıkayım dediniz mi öndekine bindirmemek iÇin panik fren yapmak zorunda kalıyorsunuz, ya da gidiş-geliş yolda sollama yapıp iki araba öndeki boşluğa girerim diye acele ile Çıktığınızda o boşluğu birkaÇ araba boyu geÇmiş oluyorsunuz. Bu apayrı bir dünya ve pek az fani bu kadarını kontrol edebilir... Lüks arabalarda taşra hala manda kasa Mercedes alışkanlığını devam ettiriyor, Istanbul ise farklı olmayı seviyor ve kalitesini Audi, BMW, Mercedes üÇlemesinin ötesine taşıyarak şu sıralarda yeni moda olan Panamera ile kanıtlamaya Çalışıyor. Porsche'nin kamyon hali... Hasan konu iÇin teşekkür ederim, sabah sabah anılarda dolaşarak keyifli bir başlangıÇ yaptım! Son söz: Güzel arabadır, tavsiye ederim.

Tabii çalışır, bunlar çok basit elektrik işleri, ne olacak ki... Ayrıca satılan panjurlu sistemlerin de fabrikasyon olduğunu düşünmüyorum, çok çok atölye işidir, yani biraz daha ustaca kesme ve monte etme olayı!

Otomobil sporlarına hem mesleki hem keyfi ilgimi biliyorsunuz. Ralliler özellikle her zaman daha fazla keyif verdi. Yönetimi daha zor olsa da, çok daha çetin ve belirsizlikler içeren şartlarda koşulsa da gerek araçların kullandığımız otomobillere yakın olması, gerek hepimizin kullandığı yol ve doğa şartlarında yapılıyor olması özdeşleşmeyi kolaylaştırıyor. Ralli konusunda bilgisi olmayıp da merakı olanlara bilgilenme amaçlı şu bağlantıyı önerebilirim: http://www.rallyoftu...hat-is-wrc.aspx WRC (World Rally Championship), yani Dünya Ralli Şampiyonası da bu işin kreması ve tam bir sihirbazlar arenası... Sezon yeniden şampiyonaya dahil edilen Monte Carlo ile güzel bir açılış yaptı. 17-22 Ocak tarihleri arasında koşulacak bu yarışın ve sezon boyunca diğer yarışların özetlerini bu sene Eurosport geceleri genelde 01 gibi yayınlıyor. Gece kuşlarına önemle hatırlatılır. Daha önce ralli izlememiş olanların da fırsat bulurlarsa bir göz atmalarını öneririm. Gelelim bu seneye... WRC geçtiğimiz yıllarda ilgi azalması ve maliyet yükselmesi nedeniyle epeyi kan kaybetmişti. Hatta Subaru ve Mitsubishi'den sonra Ford da ayrılma planları yapmaya başlamış, sistem tümüyle çatırdar olmuştu. Neyseki araç sınıfını küçültüp gelişkin bir S2000 kategorisi sınıfına dönüştürüp fabrika takımlarının ilgisini çekebildiler ve bu sezon müdavimler Ford ve Citroen'İn yanına Mini Cooper'ı katabildiler, ayrıca tebdili kıyafet VW'de Fabia kılındığında gayri resmi Polo ile planladığı giriş hazırlıklarına başladı. Pilotlarda da ilginç transferler oldu, koca kurt Petter Solberg Miko Hirvonen'in Ford'dan Citroen'e geçmesi ile boşalan koltuğa oturdu. İleri yaşına rağmen deneyimi ile rekabetçi olacağını düşünüyorum. İlgilenenler varsa detaylara daha sonra girilebilir tabii. özetle takımlar şöyle bu sene: Sezon takvimi de böyle: Maalesef Türkiye artık takvimde yok, sanırım bu bizim federasyonun biraz da isteksiz davranmasından kaynaklanıyor. çünkü 2003 yılından beri gerek Antalya ve gerekse Istanbul'da düzenlenen yarışlar çok başarılı geçmişti. Monte Carlo rallisinde ise şimdilik 12 etap koşuldu. Son genel klasman şöyle: 1. Loeb/Elena (Citroen DS3 WRC) 3.14'13"6 2. Sordo/Del Barrio (MINI John Cooper Works WRC) a 2'09"0 3. P.Solberg/Patterson (Ford Fiesta WRC) a 3'09"6 4. Hirvonen/Lehtinen (Citroen DS3 WRC) a 3'45"9 5. Novikov/Giraudet (Ford Fiesta WRC) a 4'25"7 6. Delecour/Savignoni (Ford Fiesta WRC) a 6'19"9 7. Campana/De Castelli (MINI John Cooper Works WRC) a 7'24"7 8. Tanak/Sikk (Ford Fiesta WRC) a 8'17"9 9. Andersson/Axelsson (Proton Satria S2000) a 12'15"0 10. Abbring/Vanneste (Skoda Fabia S2000) a 13'59"6 Webden izlemek için adresimiz www.wrc.com ama maalesef şu anda tam performansla çalışmıyor, İsveç rallisinden sonra etkin olacakmış. Europort'u bir kez daha hatırlatayım... 2011'den seçmeler, iyi seyirler:

Gündüz farını hem estetik hem de faydalı bulan biri olarak iki şey ekleyeceğim: 1. Hiçbiri OEM Bi-Xenon fardaki modülün yerini tutmuyor, bu far grubunun da uçuk fiyatı düşünülünce klonlarının çıkması beklenebilir. 2. Sonradan monte etmek için çok sayıda LED ünitesi var, ama çoğu ya zayıf ışık veriyor ya da su alıp kısa devre yapıyor. Philips güzel ürünler yapmış, onlar da fiyat olarak pek masum değil. Ama aranırsa bulunabilir, mesela http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-aksesuar-tuning-otomobil-arazi-araci-philips-photon-drl-gunduz-fari-5-ledli-61107170/detay, bunu aldıktan sonra biraz el becerisi ve silikonla bunları üçgen panjura monte etmek pek zor olmasa gerek.