Cem Boneval

Süreçte mantık aramanıza şaşıyorum. Bu bedeller birilerini zengin etmek için (borç alınmış paraları ödemek üzere) toplanıyor. Tabii itibarı ayakta tutmak için yapılan harcamalardan hiç bahsetmiyorum. Neyse neyse devletimize zeval gelmesin.

Vergisini bir seferde yatıracak kadar zengin olmayanlara hatırlatma: Ay sonuna kadar vakit var. KK 2-3 taksit bile yapıyor. Benim arabalar eskimiş bayağı, ikisine 500 TL civarında ödedim.

Tercümesi: Neyse ki şemsiyeyi açmıyorlar (şimdilik tabii)

Benim Focus'ta tam tersi oluyor, yavaş yavaş dibe çöküyor, ama birkaç hafta içinde...

Sabırlı olun, herkes ziyadesiyle öpülecek...

Anlamanın tek yolu 250 TL vermek... Şaka bir yana, böyle şaklabanlıklara inanmayın.

Ara sıra güzel şeyler de oluyor. F1 destek yarışlarından Porsche Supercup'ta Ayhancan bayrağımızı dalgalandırdı. Tebrikler.

Ben böyle giderdim Mola için Afyon İkbal Tesisleri, Tavas'ta Elmallı Pidecisi ve Kale civarındaki çay-gözleme mekanları düşünülebilir. İyi yolculuklar.

Formula e izlerseniz bu sese de şükredersiniz. Beri taraftan yine Formula e ses olmadan da heyecan olabileceğinin çok güzel bir örneği.

Vettel parlayamadan yaşlandı. Şampiyonluk onun için bence ulaşılmaz bir hayal. Bir-iki seneye meydan Verstappen ve Leclerc'e kalır. Bu arada Norris de parlayacak yıldızlardan. Sainz zirveye ısınıyor. Yeni yüzlerle bir hareket gelecek gibi. Aşırı sıkıcı olmaya başlamıştı.

Güzel olmuş da en acı tarafı yazılmamış: Kaça maloldu? Ve nerede yapıldı? Kaskoya ekletmeni öneririm.

6.yıl ve 46000 km oldu. Bugün akü yolda bıraktı. Değiştik, Mutlu 55 Ah 370 TL. Lastikler sertleşmişti, Hankook evo S1 vardı, hem ömürlü hem iyiyidi, aynı marka Prime 3 taktık, dördü 1300 TL. Herşey dahil bol taksitli. Bakımını da yaptık, yağ, yağ filtresi, hava filtresi, toplamda 310 TL. Hanıma en iyisi layık. O annesiyle tatildeyken aradan çıktı hepsi.

Filmini izlemeyenlere tavsiye ederim, müthiş bir müzikal. Uzun uçak yolculuklarında hem uyanık tutuyor hem keyif veriyor.

Oha elbetteki bizi bu hale düşürenlere. Yıllardır it gibi çalışmama rağmen yarı yarıya fakirleşmem benim kabahatim mi? Betona borç aldıkları paraları gömüp hem yapılırken hem işletilirken peşkeş çekilen paralar hepimizindi. Neyse neyse, artık bu konuda şaka bile kaldıramaz oldum.

Bu tip spekülasyonların size bir faydası yok. Adana'faki arkadaşlardan servis önerisi rica edelim, gidin gösterin.

120.000 km'yi geçtik. Artık olgunluk dönemine giriyoruz. Şaka maka yedi seneden fazladır hizmetini esirgemedi. Ciddi bir sorun da yaşatmadı. İki takım buji, üç takım fren balatası, dört takım lastik (ikisi hala kullanımda) ve üç akü kullandı. K&N hava filtresi kitinden ziyadesiyle memnunum. Geri çağırma kapsamında su haznesi modifikasyonu yapıldı, o dönemde Superchips yazılımımı kaybettim, bir daha da yükletecek fırsat olmadı. Bir Ankara veya Istanbul seyahati gerekiyor. Artık seyahatlerde havadan uçmak daha ekonomik olmaya başladı. Dün 120.000 bakımını yaptık. Castrol A5 yağ, yağ filtresi, polen filtresi, işçilik hepi topu 285 TL tuttu. Bu arada radyatör altındaki motor altı kaplamaya kadar uzanan parçayı kırmışım, büyük bir plastik parça, orjinali 400, yan sanayisi 50 olunca yan sanayi ile değiştim. Güzel oturdu. Yol yapmaya devam...

Düşünün ki ÖTV sıfırlanmış bir ortamda araç satışlarının artması dış borcumuzu arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Çok daha vahim bir tabloyu yansıtayım: Birleşmiş Milletler'e bağlı Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre, dünyada gıda fiyatları martta yıllık yüzde 3.6 düşerken, Türkiye'nin Mart ayı yıllık gıda enflasyonu yüzde 29.77. Fakirleştiğimizi anlatmanın daha etkili bir yolu var mı?

Sanırım daha önce de yazdım. Ben kazalarda hız sınırı ihlallerinin önemli bir kalem olduğunu hala düşünmüyorum. Dikkatsizlik, hatalı sollamalar, kavşak çıkışlarında önceliklerin dikkate alınmaması, hızını yol ve trafik koşullarına uydurmama (ki bunun hız sınırı ihlali ile alakası yok) başlıca nedenler. Diğer bir deyişle radarlı hız kontrolleri hükümete para kazandırmanın en zahmetsiz ve etkin yolu. Yapılmasın demiyorum, ancak sorunlu bölgeler belirlensin, gerekli yol düzeltme çalışmaları yapılsın, gerekiyorsa o bölgelere kalıcı bildirimli sabit radarlar konulsun ve baskın - tuzak radar uygulamaları azaltılsın. Ayrıca kaza verilerine bakarsanız yetkililerin iddia ettiği gibi şöyle azaldı böyle azaldı durumu yok kesinlikle. Tabii verilerde bir yükselme olmaması, artan araç sayısı göz önünde bulundurulduğunda göreceli bir azalma demek ve 1000 km yol başına kaza sayısı benzeri bir değerlendirme parametresi olmadığı sürece bu konuda net bir yorum yapmak zor. Ölümlü kazalarda da öyle belirgin bir azalma yok ve o hafif düşüş de önemli ölçüde araçlardaki pasif ve aktif güvenlik ekipmanlarındaki gelişmeye ve kısmen de 112 hizmetlerinin yaygınlaşmasına bağlı bence. Tabii kanıtlayamam, varsayım sadece. İstatistiklere yeni eklenen kazaya bağlı geç ölümler hanesi de değerlendirildiğinde yaklaşık 20 kişi kaybediyoruz günde. Bu korkunç bir rakam ve ciddi tedbir gerektiriyor, radar kontrollerini arttırıp hamasi nutuklar atmak belli ki yetmiyor. Ciddi bir eğitim seferberliği ve çok yönlü kontroller şart. Azrail zaten cezayı kesiyor, bunu para cezası ile iyileştirmeye çalışmak yetmez. Göstermelik değil etkili ve bilinçli çalışmalar gerekli.

Boş dualara amin demeyin. Hala durumun ciddiyetinin farkına varmakta zorlanıyoruz sanırım. Eski araçlarımızı ikame edebilmenin başarı sayılacağı günlere doğru gidiyoruz. Moral bozmayayım diyorum ama, gerçekleri de görmezden gelmemek lazım.

Kaynak belirtmeyi untumuşum, hatırlatma için teşekkürler. https://www.sozcu.com.tr/2019/ekonomi/nur-topu-gibi-yeni-vergilere-hazir-olun-5200522/

Sonunda golf çantalarımı taşıyabileceğim bir araba buldum. Şaka bir yana su gideri de olan ve bu nedenle yıkanabilen gömme banyolu bagaj bölmesi ilginç olabilir, mesela saksılı bitkiler taşırken. Tasarım da hoş, modern ve dinamik. Tabii gene en yakışıklısını görüyoruz. Sefil-Line nasıl görünecek bakalım. Yazıyı okurken ve donanımları değerlendirirken ilk düşündüğüm şey şu oldu: Benim tanıdım Otosan buna öyle bir fiyat çakar ki herkesin hevesi kursağında kalır.

Vallahi bunlar bana pek bir rüya gibi geliyor. Ayda ort. 17 Milyar $ dış borç ödemesi önümüzde iken, orta halli ilerleyen ihracatın ithalat bağımlılığı nedeniyle bunu finanse etmekten çok uzak olması söz konusu iken ve siyasi ortama olan güvensizlik sıcak para girişini iyice kısıtlamışken bence pek hayal görmemek lazım. Fatura hepimize çıkacak ve çıkıyor. Bunu aylardır zaman zaman hatırlatıyorum, ama sanırım yeterli olmuyor. Bir de devlet değil hükümet diyelim, icracı olan devlet değil hükümettir, artık hükümeti nasıl tanımlarsanız... Güvenilir bir ortam görmeyen yatırımcı bu ülkeye gelmez. Faiz yükseltme bile sınırlı etki eder. Yani özetle her alanda ciddi yapısal reformlar olmadan bu ülkeye döviz akmaz. Bu reformlara da bugün başlasak düze çıkmamız on yıl alır. Çakma tedbirler sonu biraz geciktirmekten başka işe yaramaz. O tedbirleri de özetleyelim, karşılaştıkça şaşırmayın ve şimdiden hazır olun: Cep telefonlarında ÖTV artışı Alkollü içeceklerde ÖTV artışı ÖTV Kanunu IV Sayılı Liste'de yer alan ürünlerde oran artışı ve listeye yeni ürünlerin eklenmesi. Örneğin, evde bira yapım kiti, drone, bilgisayar oyunu ve konsolu, tablet, tütün sarma aparatları, lüks çanta, ayakkabı, giyim eşyası ve benzeri ürünler Yurtdışından getirilen telefon harcının 1.000 liranın üstüne çıkarılması Damga vergisi oran ve maktu artışı Bir defaya mahsus Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Ek Gayrimenkul Vergisi Ekonomik Denge Vergisi tanımlanması Hizmet sektöründe yoğun denetimler Trafik cezalarının yoğunlaşması Ayrıca kamu harcamalarına yönelik olası tedbirler: Emekli ikramiyelerine taksit 3600 göstergenin ertelenmesi İşsizlik Fonu'nun daha yoğun amaç dışı kullanımı Sınırlı maaş artışları Kamuya az personel alımı Çalışanları zorunlu tasarrufa yönelten düzenlemeler Kamusal hizmetlerde vatandaştan daha fazla katılım bedeli Hepimiz fakirleşeceğiz! Neyse ki para mutluluk getirmiyormuş. Hayatta başarılar...

Ekonomik kriz durumlarında genellikle zenginler daha zengin fakirler daha fakir olurlar. Aylardır yazılıyor ama herkes almaza yatıyor. Kıskaç daralıyor. Ekonomi giderek bozuluyor. Önce yönetim israftan vazgeçmeli. Mesela Yap-İşler-Devret modeliyle yapılmış tüm anlaşmalar yeniden gözden geçirilmeli, hem de radikal bakış açısı ile. Milyarlar birilerine hizmet üretmeden akıtılıyor. Bu ekonomi bu bozguna daha fazla dayanamaz.

Ve bu çok normal. Hafif kumlu yolda her lastik kayar.

Öncelikle farklı marka ve desenlerde ve farklı aşınmışlık durumunda lastikleri kullanarak performans beklemek anlamsız. Birkaç cevap: 1. 205 ile 215 arasında performans açısından dramatik bir fark olmaz. Ve bu küçük fark aradaki fiyat farkına kesinlikle değmez. 2. Lassa Greenways daha çok ekonomi odaklı olan, genelde iyi kullanıcı geri bildirimleri olan, orta halli bir lastik. Öndekiler yeni olduğuna göre arkalara da iki adet takıp lastik havalarını da düzgün ayarlaıp keyfini sürebilirsiniz. Bu en ekonomik çözüm olur. 3. GY EGP, açılımı Efficient Grip Performance, Greenways'lere göre daha başarılı olabilir, ancak dört adet yeni lastiğin maliyeti bu başarıyı her koşulda gölgeler. 4. "Bir yıl daha idare eder" tabiri performanstan ödün verme anlamındadır, 20-25.000 km'yi aşmış her lastik performans açısından sorunludur. Yani hem tasarruf edeyim hem performans alayım mümkün olmaz.