Cem Boneval

Focus'u (benim gibi) sportif bir HB olarak görenler için Zetec S'de tüm gerekli değişiklikler yapılmaış. İç mekanı bir kalemde geçiyorum, rezalet, yola konsantre olmam beklenirken içerideki parlak kırmızı ile barışık yaşamam mümkün değil. Marşpiyel, spoyler eki ve diffüzör gibi önemli ölçüde görsel özelliklere de itibar etmem, ancak bu araba kesinlikle daha kısa (3 cm yeter) ve sert yay ve amortisör istiyor. İlk fırsatta değişiklik listemdedir, şimdiye kadarki sürüş izlenimleri güçlü bir şekilde bu değişiklik gereğine işaret etmektedir.

Kurum neden birikir? Yakıtın tümünün yakılarak tüketilmemesinden... Yakıt ne zaman yakılamaz? Motor soğukken ve/veya düşük devir/büyük vitesteyken gaza yüklenip yakılamayacak kadar çok yakıtı silindire doldurduğunuzda. Bir miktar kurum her zaman olacaktır, ancak yukarıda değindiğim şartlarda kullanma alışkanlığı veya mecburiyeti varsa daha belirgin olacaktır. Daha önce de yazdık sürekli yüksek devirli >30 dak. kullanma oluşan kurumu (ve tabii DPF bulunan araçlarda filtredekini) büyük ölçüde yakar. Mazot kalitesi nasıl etkiler? Düşük setanlı motorinde çiğ kalma oranı daha yüksektir, ayrıca kaliteli motorinlerde kurum temizleyici deterjan katkıları eklenmiştir yakıta. Kurum herhalikarda oluşacaktır, miktarını arttırmak ya da azaltmak biraz da sizin elinizde!

Bir önceki mesajımda bunu cevaplamayı unutmuşum. Karter koruma var, ana kirden korumak için darbeden değil... Altta sıkıştırılmış elyaf gibi bir kaplama var, bu hem motoru toz toprak ve sudan koruyor, hem aracın altındaki hava akımını rahatlatıyor. Ancak kesinlikle darbelere karşı dayanıklı değil. Zaten bugüne kadar hiçbir Focus'ta darbe dayanıklı karter koruma olmadı, nedeni de önden çarpma durumlarında burun kısmı enerjiyi emer ve sürücü kabinine yansımasını önlerken motorun yoldan çekilmesi gerekiyor sürücünün kucağında bulmaması için, bu durumda aşağıya düşmek dışında çözüm yok ve karter muhafazası bunu engelleyeceği için takılmıyor ve sonradan takılması da önerilmiyor. Yeni Focus'un altını merak ediyorsanız işte: Yedek Foto

1. Nitrojen oksijene göre daha büyük moleküllü olduğundan kaçak ve lastik havalarında inme olmaz 2. Nitrojen daha az nem tuttuğundan korozyon azalır 3. Isı değişimlerinde hacmi değişmediğinden daha dengeli sürüş sağlar. Bütün bunlar bir F1 aracı için önemliyse de sıradan bir otomobilde fark edilir bir avantaj sağlamaz. Dezavantajları: 1. Lastiklerin janttan sökülüp sıfırdan yeniden şişirilmesi gerekir ki saf nitrojen olsun, gereksiz uğraş... 2. Fazladan ödeyeceğiniz paraya değmez. 3. Basılanın saf nitrojen olduğunu nereden bileceğiz, sonuçta havda da nitrojen oranı %79 4. Taktıkları yeşil süpab kapakları berbat görünecek Zararı var mı? Yukarıdakilerin arasında bir zarar görmüyorsanız yok!

F3 olmadı... Bu nasıl bir ifade? Nesi olmadı? Neye göre olmadı? Muhtemeldir ki kişisel beğeniyi esas alan bir isabetsiz genellemedir. Lütfedip nelerin olmadığını da paylaşırsanız biz de anlarız nasıl da yanılıp aldığımızı... Makyajlanan modellerin de ilk serisini almamak lazım, sorun çıkarıyorlar, bu genelleme de benden. Ayrıca tam oturdu dediğinde de kasa değişiyor ve ilgi azalıyor, değer kaybediyor bu sefer. Nedir bu Ford'tan çektiğimiz? Not: Yakup'a katılıyorum tüm markaların yeni modellerinde geri çağırmalara kadar varan hatalar olabilir. önemli olan üreticinin bunları kabul etmeye ve gidermeye yönelik çabasının olmasıdır.

Valla bravo Yakup, be ne çalışkanlık. Eline sağlık ve teşekkürler. Senin hazırlayacak vaktin, olmuş, umarım benim de izleyecek vaktim olur. Şöyle 30-40 soruluk çoktan seçmeli bir sınav hazırlasaydın da ondan çakanlar seyretmeye yönelseydi bari...

Nasıl yok? Hem telefonda var, hem de nette... Ama kullananlar memnun değil, yani iyi tasarlanmamış... https://market.android.com/details?id=com.arneca.dergilik.main&feature=search_result#?t=W251bGwsMSwxLDEsImNvbS5hcm5lY2EuZGVyZ2lsaWsubWFpbiJd

Orayı burayı açtırmayı kafaya takmayın, çünkü birileri (robot bile olsa) bir sürü parçadan bu arabayı toparlamış, bu da tekrar dağıtılabilir toplanabilir demek, yeterki özenli çalışılsın. Direksiyon kutusundan Arnavut kaldırımı gibi yoğun ama küçük engebeli yollara girince hızlı bir tıkırtı şeklinde ses geliyor yeni Ford'larda, bu bizim yeni Fiesta'da Focus'da da var. Muhtemelen imalat şekli ile ilgili. Sorun yaratacağını hiç düşünmüyorum. Ancak yetkili servis bunu duymak, anlamak ve durumu size anlatmak zorunda. Benim yeni Focus'ta şimdiye kadar izlenimlerin bu konuda servislerin çok duyarlı ve müşteri memnuniyetini hedefler nitelikte davrandığı yönünde. Son söz: Sorunsuz araç olmaz, önemli olan sorunlarınızı etkili bir şekilde gideren muhattap bulmanız.

Ön düzende amortisÖr, amortisÖr takozları, rot başları ve direksiyon kutusundan takırtı, tıkırtı ve/veya gıcırtı tarzı sesler gelebilir. Yol bozuk ve süspansiyon sertse bu sesler daha da belirgindir. Sizin duyduğunuz seslerin Ön düzenin darbe aldığında çıkardığı normal sesler mi yoksa arızadan kaynaklanan sesler mi olduğunu sÖylemek için duymak lazım. Servis danışmanı normaldir dediğine gÖre ben ilki gibi algılamayı tercih ediyorum. Yine de tatmin olmadınızsa ikinci bir gÖrüş almanızı Öneririm.

GeÇmiş olsun... Bir Çivi deliği iÇin yeni lastik alınmaz. Doğru dürüst bir lastikÇi tamir ederse sorunsuz kullanırsınız, Çok temkinli iseniz hem tamirli lastiği arka aksa takarsınız, hem de lastik havasına en azından bir süre biraz daha sık bakarsınız, hava kaÇırıp kaÇırmadığını anlamak iÇin. Lastiğin değişimi iÇin ya yarılma ya da taban veya yanakta deformasyon olması gerekir. Lastik janta monte edildikten sonra mutlaka balans ayarı yapılır, jant ve lastik sıfır bile olsa. Ayrıca kullanımla hem lastikteki yıpranma hem de jant üzerinde oturmasında darbelerden kaynaklanan değişimler nedeniyle periyodik bakımlarda balans kontrolu yapılması da uygun olur. Rot ayarı da montaj toleransları ÇerÇevesinde ufak tefek oynamalar gÖsterebilir, bu da anormal sayılmaz.

Biraz gelişmiş "Sembol" bu... Benzer çirkinlikte, benzer işlevsellikte

http://postimage.org/ Buraya yükleyin link verin

ALmanya'da falan A sütununa takılan belli seyyar navigasyon sistemleri ile uyumlu tutacak satılıyor, hem de 100€ gibi uçuk bir rakama. Belki de onun uzatma kablosu falandır...

Huh!?

Ezmek gibi bir niyetim ve becerim olmadığı her halde açıktır. Doğrusu kimin veya kaç kişinin yazdığına da bakmadım. Maalesef bu görüşü o kadar sık hem sanal hem gerçek ortamda görüyorum ki bende tepki olarak bu tavrı geliştirdim. Yazdıklarım hepiciğimizin iyiliği için, kırılmaca gücenmece olmasın lütfen yoksa gerçekten üzülürüm.

Opsiyon listesini zenginleştirmek için sipariş üzerine üretim modelini kullanmak lazım, özellikle Almanya ağırlıklı böyle çalışıyor. Bu da 2-4 ay arası bekleme demek. Hele ki ülkeler arası nakliyeyi de eklersen bu 6 ayı rahat bulur. Takdir edersiniz ki Türkiye'den çok az kişi isteyerek bu kadar süre aracını bekler. Farklı opsiyonlarda araç ithal etmek hele bir de renk skalasını düşünürsen satış açısından sıkıntı yaratacak ve Otosan'ın karlılığını etkileyecektir, şu anda kısıtlı opsiyonlarda bile ne kadar şikayet ediyoruz o var bu yok diye. Sonuçta pazar araştırmasını yaparak en çok gidecek modelleri getirmeye çalışıyorlar, biz biran önce aracımız kavuşmak adına hemen alıyoruz.

Amaç her zaman kazanç elde etmektir, ancak bazı modeller karlılık sağlamasa da marka imajı için Üretilir. Demek ki Ford imaj sorunu olduğunu dÜşÜnmÜyor. Bununla beraber eskilerde neredeyse efsaneleşen Ford Capri'nin halefi defalarca basının kalemine dÜştÜyse de gelemedi bir tÜrlÜ, bekliyoruz hala... http://en.wikipedia.org/wiki/Ford_Capri

Hayırdır Vaysaloğlu Çabuk soğudun Focus'tan

Yakup eline sağlık ve de teşekkürler.... Başka bir forumda yazdıklarımı burada da tekrarlayayım, Elantra özelinde değil de genelde şöyle bakıyorum olaya: Söz gelimi orta sınıf: Başı Alman üretimi çekiyor, VW, Opel, Ford vb., Fransızlar ve İtalyanlar farklı kulvarlarda bu düzeye yaklaşıyorlar, ama ergonomi eksiklikleri var, daha doğrusu ülke alışkanlıkları ve beklentilerine göre farklı yorumları var. Japonlar da yıllar içinde evrimleşerek bu düzeye geldiler, onların da farklı yorumları var, ancak işçilik, malzeme kalitesi, dayanıklılık gibi sorunları çoktan hallettiler. Bu düzeyde fiyatlar da birbirine çok yakın ve donanım farklılıkları ile birbirlerinden müşteri çalmaya çalışıyorlar. Tabii şoven eğilimleri bir kenara bırakıyorum, Almanya'da VW, Fransa'da Peugeot/Citroen, İtalya'da Fiat açık ara önde satıyor (bir bizim markamız olamadı ama genelde Almancı takılıyoruz). Kore kökenliler (Hyundai/Kia) hızla evrimleşiyorlar, ama henüz süreci tamamlamadılar, otomobil kültüründen nasibini alamayacak kadar yeniler, hala biraz taklitle ve masa başında teoride geliştiriyorlar araçları, rekabetçi olabilmek için de fiyatı düşük tutuyorlar, maliyeti düşürmek için de en iyi malzemeyi kullanamıyorlar hali ile. Bunu araca oturur oturmaz bugün bile hem de en yeni modellerde hemen fark ediyorsunuz. Yaratıcı fikirler ve çözümlerle daha önce yapılmamışı yapmaya çalışarak, özellikle elektronik donanıma ağırlık vererek de piyasaya girmeye çalışıyorlar. Sonuçta fiyat kalite oranı düzgün, bu nedenle beklentilere göre değişmekle beraber pek ala kabul edilebilir ve iş görür ama çoğunlukla ruhsuz bir araç üretmiş oluyorlar. Tabii bu arada kalite yükseldikçe fiyatlar da yükseliyor ve artık arada uçurum farklar olmuyor... örnek mi, Kia Proceed'e 54.000 TL teklif aldım, Focus EB'u 51.000'e aldım, biri dizel bile olsa, hiç düşünmedim bu kararı verirken. Son söz: Ben hala Avrupa araçlarındaki yılların oluşturduğu otomobil kültürünün sağladığı kullanışlılığı ve gustoyu seviyor ve vazgeçmem diyorum. Ama Kore arayı kapatmak için canla başla uğraşıyor!

Rot ayarından, benim direksiyonu da düz tutunca sola gidiyordu hafiften, iki dakikada rot ayarını düzelterek halletti arkadaş. üstünde durulacak bir sorun değil.

Bugün öğlen ameliyathaneden çıkınca biraz hava alma ihtiyacı ile Tünektepe'ye çıktım. 6.5 km'lik güzel bir tırmanma etabı sonrasında nefis bir Antalya manzarası (çektiğim foto aşağıda) Akşama da kısmetse ve de erken çıkabilirsem Burdur - Isparta üzerinden eve gideceğim, yolu yaklaşık 220 km uzatmış olacağım ama değer...

Yeni Focus HB'te arka stoplara uzantıları nedeniyle çoook eleştiri gelmişti, demek Hyundai yapınca güzel yapıyor! İkincisi Elantra'da yolcu kabini görsel olarak çok basık, orantısız ve çirkin duruyor, bu da öyle ise benim için kafadan red nedeni.

Şehir trafiğinde turbo ısınması pek olası değil bu nedenle beklemeden kapatılabilir. Sorun ancak 3500/4500 dd (dizel/benzinli) üzerinde devamlı ve uzun süreli kullanımlarda (30 dak ve üstü) baş gösterebilir, bu durumda rölantiye düştükten sonra start-stopu devre dışı bırakarak 30 saniye beklenmesi önerilmektedir. Başka bir şey yapmanıza gerek yok, tüm bilimsel kaynakçalar (başta kullanıcı kılavuzları) bu yönde.

Şarj dinamosu, marş motoru sanırım... Bu sistemi koyanlar yeterli testten geÇirmiştir diye düşünüyorum. Tek sorun var benim iÇin düzensiz ama akan trafikte her duruşta motor duruyor, 2 saniye sonra devam etmek iÇin yeniden Çalışıyor ve bu bÖyle dur-kalk gidiyor. Bu kadar sık start-stopun yakıt tüketimine olumlu etkisi olmayacağı aÇık, debriyaj pedalı veya düğmeden müdahale etmek gerekiyor sistem. En azından ben Öyle yapıyorum.