Cem Boneval

Marmaris rallisini değerlendirmeye gelen FIA yetkilileri ile birlikte gezme ve kısmen izleme şansım oldu. Öncelikle parkur Marmaris çevresinde kolay ve hızlı ulaşılabilir yollar seçilerek hazırlanmış ve lojistik destek açısından verimli bir parkur. Etaplar genelde dar, kaygan ve yer yer kırıcı ve tehlikeli. Nefis manzaralar ve bolca uçurum var. Teknik değerlendirmeyi Michele Mouton yaptı (gençler bilmez, bir zamanların ralli efsanesidir), etapları özellikle kırıcılığı nedeniyle beğendi. Malum Avrupa rallileri giderek medenileşiyor ve kırıcı ralli azalıyor. Seneye ralliye eklenecek etaplar da geçildi ve onay verildi. Organizasyon başarılı idi, ama haliyle WRC düzeyine çıkınca eklemeler gerektirecektir. Ben WRC takviminin güzel bir yarışı olacak izlenimi ile ayrıldım. Bu seneki yarışa gelirsek, yabancı katılımı bir ekip ile sınırlı idi. Ancak Türk pilotlar arasında güzel bir çekişme vardı. Yağız Avcı Peugeot 208 ile, Orhan Avcıoğlu Skoda Fabia R5 ile (bu arada müthiş bir araba) ve Murat Bostancı Ford Fiesta R5 ile kıyasıya kapıştılar. Bostancı'nın yoldan çıkması, Avcı'nın motorunun bitmesi ile Avcıoğlu podyumda yalnız kaldı ve hak edilmiş bir galibiyete ulaştı. Burak Çukurova bu yarışta Türkiye Ralli Şampiyonluğunu ilan etmiş oldu. Rallilerin vazgeçilmez homurtulu müdavimleri: Lancer Evo'lar... Tofaş'ın hazırladığı ve 0B ve 00 olarak koşan araçlar da göz doldurdu. Bir takım katılımı olur mu seneye diye merak etmedim değil.

Ogier şampiyon olmasına oldu da pek verimsiz ve heyecansız bir sezon geçirdi. VW'de gösterdiği başarıyı tekrarlayamadı sanki. Evans ve Tanak ileride çok konuşacağımız isimler ama Tanak yeni sezon için Toyota ile anlaştı ve Ford'dan ayrılıyor. Ogier için de emekli olacağı söylentileri vardı ama devam edecek gibi görünüyor. M-Sport ile anlaşması bu sezon bitiyor, seneye Ford'da kalacağı da meçhul. Bu arada Skoda Fabia R5 ile WRC2'de fırtına gibi esti ve yarışların çoğunu kazandı. https://www.skoda-motorsport.com/en/skoda-fabia-r5/ Marmaris'te de başarılarını canlı izledim, müthiş bir araba. Verimli, dayanıklı, hızlı ve sürücüyü hemen hiç üzmüyor.

Ve bu nafile muhabbet uzaaar gider. Tepki vermeyi beceremezsek iğfal edilmeye devam ediliriz. Siz 10.000 araba kontak kapatıp büyük şehir trafiğini felç edebiliyorsanız, ve bunu birkaç şehirde birden yapabiliyorsanız ciddiye alınırsınız. Yoksa susup oturalım ve zevk almaya çalışalım.

Yaşlanıyor olabilir miyiz? F1 bir teknoloji ve strateji yarışı aslında. Gerçek anlamda rekabetli ve heyecanlı yarışlar "sprint" yarışları. WTCC, BTCC, WRX ve DTM olabilir mesela. Bir de Formula E de son zamanlarda ilginç olmaya başladı, sessizliklerine tahammüle edilebilirse tabii.

Sizin bilmiyor olmanız bilinmedik olduğu anlamına gelmiyor. Falken Japon Sumitomo kuruluşunun lastik markasıdır. Yarış serilerini desteklemekte ve yarış lastikleri de üretmektedirler. Yani dünya çapında tanınırlığı vardır. Sumitomo Japonaya'nın en büyük bankası Mitsui'nin ve otomobil üreticisi Mazda'nın da sahibi. Ayrıca Dunlop'u da satın aldılar. Ziex 914 orta-üst sınıf bir fiyat/performans ürünüdür ve yurt dışı grup incelemelerde hemen daima ilk 10 içerisinde yer almaktadır. Çok özel beklentileriniz yoksa mutsuz etmeyecektir. Ayrıca fabrika çıkışı Tiguan'ın lastiği olarak kullanılması konusunda yeni anlaşmaya varıldı. Türkiye'de Sumitomo AKO AŞ (merhum Abdülkadir Özcan'ın şirketi) ile ortak üretim yatırımı yapmış ve imalatın %80'inin ihraç edildiği bir fabrikayı Çankırı'da kurmuştur. AKO aynı zamanda Petlas/Starmaxx'ın da sahibidir, ancak onların üretimi Kırşehir'de ayrı bir fabrikada sürmektedir. Sonuçta 200-220 TL civarına 215/55-16 ebadında daha İYİ lastik bulamazsınız.

Sirkeleme ne demek? Çarlama ne demek?

Sevindirici bir haber. Ama normal. Değerlendiren ekipte yer aldım ve herşey çok güzeldi. Vakit bulunca ayrıntıları yazarım.

Zor bir durum gerçekten. Ses gerçekten sinir bozucu ve duymazdan gelinecek gibi değil. Açıkcası kaportanın, hele ki taşıyıcı alanların kesilmesi de kabul edilebilecek bir şey değil. Hani kapıyı değiştirelim deseler anlarım da, sorunu kesin gidereceği belli olmayan bu boyutta bir işleme olur vermek anlamsız. Ben değişim için uğraşırdım, gerekirse yasal yolları da zorlayarak.

Bakalım servis de yeterince kurnaz mı? Bekle ve gör durumu.

Aha bence de en güzel yorum bu. Beklentilerinizi iyi tanımlamanız lazım. Seçimi de ona göre yapmak...

Memnuniyet nesnel, ölçülebilir, kıyaslanabilir bir ölçüt değildir.

Bu stop - start (SS) tartışması herhalde hiç bitmeyecek. Bazı notlar: Turbo yağlanması için ayrı bir pompa yok, sistemden yağlanıyor, zaten ihtiyaç da yok. Turbo normal ve sakin kullanımda tehlikeli boyutta hasar görecek düzeyde ısınmaz. Yokuş yukarı römork çekme ya da 5000 dd ve üzerinde bir saat sürerseniz ısınma endişe edici boyutlara ulaşabilir ve bu gibi ağır yük koşullarında zaten 30-60 saniye rölantide soğutmayı öneriyoruz. Zaten SS bu şartlarda kendiliğinden devreye girmiyor. Aslında start stopta en önemli sorun marş motoru ya da turboda değil, doğrudan yağ yatağında dönene krank mili yataklarında. Ar-Ge birimleri bu riski azaltmak için yatak malzemesinde dayanıklılığı arttırmak yanında yağ üreticileri de daha dayanıklı ince yağ filmi sağlayan yağlar üreterek bu sorunu göğüslemeye çalışıyorlar. SS kuşkusuz ki çok kısa süreli (<10-15 s) pek anlamlı değil. Ancak bu süreyi aşan beklemelerde en önemli katkısı benzin tasarrufuna da değil, çevreyi zehirli maddeye boğan egzoz çıktılarının azaltılmasında... Yoğun şehir trafiğinde yaya olarak yürüyüp genzi yanmayan yok gibidir. İşte SS teknolojisinin yayılması halinde en önemli kazanç bu yönde olacaktır. Hoş SS yayılana kadar muhtemelen elektrikli motorlara geçmiş olacağız ama olsun. Düz viteste ayağı debriyajda tutarak SS kolay kontrol edilebiliyor, ancak otomatik viteste bu mümkün değil. Trfik akışı ve duruş sürelerine göre kullanıcının düğmeyle kontrol etmesi mantıklı yol olacaktır. Ve lütfen artık bu turbo koruyucu olacağı iddia edilen gereksiz beklemeler için uğraş vermeyelim.

Petlas düşmanlığı olarak tanımlamak doğru olmaz. Yalnız Petlas'ı putlaştırmıyoruz o kadar. Videolara gelince ilki vıcık vıcık hamaset, ikincisi de herhangi bir kış lastiği ile ortaya konulabilecek bir sürüş görseli. Petlas/starmaxx Avrupa'ya çıkamadı henüz. Bir tek AutoBild tarafından yapılan 50 lastiklik bir incelemede 39'unculuk gibi bir sonuç var. Yerli üretimdir, hesaplıdır, yeterlidir, elbette bu kriterleri önceleyenler alır ve alsınlar da. Ama göklere çıkarmaya da gerek yok.

Cin girmiş. Şaka bir yana bu kadar karmaşık elektronik denetimli araçlarda bazen asılsız ihbarlar olabiliyor. Çözümü servis bulacak mecburen.

Tabii bir alternatif de 205 Nokian alıp ciddi para tasarruf etmek.

Konuyu incelerseniz hemen herkesin marka bağımsız aldığı kış lastiğinden memnun olduğunu görürsünüz. Petlas'ın bile tutkunları var örneğin (olumlu anlamda yazdım). Nedeni de hemen tüm lastiklerin karda ve buzda yeterli ve etkileyici performans göstermeleridir. İyi ile kötü arasındaki fark daha çok kuru ve ıslak yolda, yani kış değil de sonbahar koşullarında belli olur ve premium markaların lastikleri bu açıdan daha başarılıdır, özellikle fren mesafesindeki fark bazen şaşırtıcı olabilir. Ayrıntılı bir inceleme özeti aşağıda: İlk sıradaki Reference Summer = referans olarak alınan yaz lastiği Kuruda fren mesafesi (metre) Kuruda yol tutuş (ort.hız km/saat) Yol sesi (dB) Islakta fren mesafesi (metre) Islakta yol tutuş (ort.hız km/saat) Kızaklama hızı (km/saat) Karda fren mesafesi (metre) Karda yol tutuş (ort. hız km/saat) Yuvarlanma direnci Tahmini ömür (km)

9 yıl ya da 135.000 km, resmi son durum bu. Fiyat farkı ise doğal değil ama gerçek. Özel servise güveniyorsanız o farka değmez.

Conti ömür açısından sıkıntı yaratmaz. Ancak bu basitçe elleyerek anlaşılacak bir şey değildir. Sağlamlıkta aynı şekilde. Daha önce yazdım kışın soğuk bölgelere seyahatleriniz olmuyor ise Crossclimate almaya ve ekstradan para ödemeye gerek yok. Yaz lastiği daha uygun olur. K125 oldukça başarılı bir lastik ve göreceli ucuz bir alternatif. Falken 914 daha da ucuza bulunabilir. Ekonomik alternatif olsun diye yazdım. K125'in CP5'e dezavantajı ıslak performansıdır. Benim Hankook'da favorim S1 evo2. Fiesta'da kullanıyoruz ve bence çok başarılı. Hoş artık aynı sınıftaki lastiklerde seçim için yapılan tartışmalar çoğunlukla amacını aşar oluyor. O kadar ince eleyip sıkı dokumaya değmez yani.

Bu motor için 5W-30 ile devam edin. 5W-20'nin bir getirisi olmaz, üstelik fiyatı iki mislinden fazla neredeyse.

Opsiyonel full LED farlar, fiyatını duyunca yüzünüz buruşacak.

Chris Harris Ford GT ile ilişkiye girmiş, videosu aşağıda. İlişkiye girmiş diyorum çünkü bu tür arabaları kullanırken adamın konuşma ve seslerini görüntü olmadan dinleseniz kesinlikle cinsel ilişkide dersiniz. Pardon Chris, coşkunu takdir ediyorum, ama ben sapkın düşünüyorum sanırım.

Eşeklere ayıp etmiş oluyoruz. Cidden... Eksik olan aile terbiyesi. Bu böyle biline. Kırsaldan kente göçen ve kentli kültüre sahip olamadan kırsal kültürünü de terk edip yozlaşan ailelerin yetiştirdikleri çocuklar büyüdü. Artık çoğunlukla geçerli olan kuralsız bir bencillik ve saldırgan bir açgözlülük.

Ben her motosiklete bir araba kadar yer ayırıyorum şeritte. Ama sıkışık ve fakat akan trafikte aralardan akış hızının üç-dört misli hızla geçenlere fark edebilirsem zorluk çıkartıyorum, tabii kimseyi tehlikeye atmadan. Şehir içinde seyir halinde arkamı kollamaktan helak oluyorum. Bir bakıyorsun sağında, az sonra arkanda, biraz sonra solunda, derken gene sağında, hangi tarafımdan geçecek paranoyası ile uğraş dur. Kasklar dirseği korumak için. Hele ki kurye ise zaten intihar sürüşünde. Biz bu nesnelere canlı böbrek vericisi demeye başladık, neredeyse haftada bir kafa travması ve beyin ölümü ile gelen bir motorcu oluyor. Dalağını söktüğüm (mecazi değil gerçek anlamda) birkaç motorcu çocuk tanıyorum. Zaten çok tartışmaya açık, olasıdır ki bu türde beyin zaten ölü, travmaya gerek kalmıyor. Gözlemlerim: %40 Deli motorcu %30 Umursamaz ama kötü niyetli değil %15 Umursuyor ama eğitimli değil %15 Şapka çıkartacaklarım

Var mısınız iddiasına?