Cem Boneval

Neredeyse güncel Focus fiyatı yani...

Fazla karıştırma, kendi de bilmiyor ne aldığını... Hanım beğenmiş, bu da yetmiş. Belli ki Karıköy'den alınmış araba. Kullandıkça idrak edecekmiş ne aldığını...

Mutlu bayisi bul, EFB.L2.63.060.A iste. 300 TL civarında bulursun. Bir yıl önce 250'ye almıştım ve pek "Mutlu"yum...

Bugün hızlı başladı Azrail. Öğleye kadar 16 ölü... Neden? Kader...

Bu bayram her zamankinden biraz fazla yol yaptım. Antalya - Bursa - İstanbul - Niğde - Antalya güzergahında yaklaşık 2200 km yol katettim. Değişik günlere ve yörelere yayılmış sürüşlerde trafiği gözleme şansı da buldum. Bu arada günlük kaza istatistiklerini de takip ettim. Önce kaza istatistikleri: TÜİK verilerine göre son yıllarda günde ortalama 10 kişiyi kaza anında kaybediyoruz. Son iki yılda kaza sonrası ölümlerdeki artış geç dönem sonuçlarının da istatistiklere eklenmesine bağlı ki gerçek değer budur. Genel eğilim olarak yıllar içinde toplam kaza sayısında anlamlı bir değişim yokken ölümlü, yaralanmalı kaza sayısında artış ve kaza anında ölüm sayılarında düşüş var. Özellikle kaza başına ölüm değerinde 2007'de 6/1000 kaza iken 2016'da 3/1000 kazaya düşüş anlamlı. Bunda araç parkının modernleşmesinin ve araçlardaki pasif güvenlik önlemlerindeki iyileşmesinin önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede bakınca yoğun bayram trafiğine rağmen istatistiklerde önemli bir sapma olmaması anlamlı bir bulgu ve gazete manşetlerinde vurgulanmaya çalışıldığı gibi sıra dışı bir durum değil. Peki kaza sonrası ölüm sayısının dünya ölçeğinde yeri ne? Karşılaştırmayı Almanya ile yaptım, öncelikle nüfus hemen hemen aynı, sonrasında Almanlar dünyaının belki de en disiplinli sürücüleri. Almanya'da trafik kazalarında 2015 yılında 3475 kişi kaybedilmiş (kaza anı ve 30 gün içinde), bizdeki değerin neredeyse yarısı. Ama ölü sayısını araç sayısı başına hesaplarsanız durum fena halde dramatikleşiyor: Almanya'da milyon araç başına 77, bizde 663, yanı 8-9 katı. Neden bu durumdayız? Bayram trafiğindeki gözlemlerim sonrasında ortalama sürücü için şunları yazmak isterim: Sürücü kendini sadece aracının sınırlarını aşmayan bir coğrafi konuma yerleştiriyor ve ilgi alanı ön aracın tamponunu nadiren geçiyor. Aynaya bakma alışkanlığı zaten yok. Zihinsel donanım trafik akışındaki dinamikleri izleyecek, yorumlayacak ve ona göre davranacak yapıdan bir hayli uzak. Trafik kuralları ya bilinmiyor ya da umursanmıyor. Tatilciler kalabalık, yüklü araba ve her daim neşe içinde hareket halindeler. Aracın içindeki ruh hali heyecanlı bir filmi ailecek seyrediyoruz kıvamında, bu sürücüyü trafikten zaman zaman ciddi boyutlarda koparıyor. Ciddi ego sorunu var. Herkes en hızlı sürücü, hızlı gitmese bile sol şerit her zaman onun hakkı. Ya da düz ve açık yolda sollamayan sürücü ben arkasına geldiğimde rahatsız olup arkası görünmeyen virajda sollayıveriyor. Hız ciddi bir sorun değil, belki %95'in üzerinde hız limitlerine uyum var. Bu pozitif bir bulgu. Küçük ticari araç sürücüleri sınıflamada açık ara önde en tehlikeli grubu oluşturuyorlar. "Profesyonel" sürücüler ise işin ciddiyetinden çok ama çok uzaklar. Özetle eğitimsiz, umursamaz ve dikkatsiz bir sürü kişi bayramlarda yolları dolduruyor. Ayrıca karayollarında da ciddi eksiklikler ve aksaklılar var ama o da başka bir yazı konusu olsun.

Yanlış kişi ile dalga geçiyorsun bence...

Bakım aralığı 15.000 km veya 1 yıl, hangisi öncesi gelirse. Daha sık yaptırmanızın aracınza bir faydası olmaz, boşuna masraf olur. Yağ için standartı (WSS-M2C913-C veya D) karşılaması yeterli. İlle marka derseniz CASTROL MAGNATEC STOP/START 5W30 A5, MOBİL 3000 X1 FORMULA FE 5W30, MOTUL 8100 ECO-NERGY 5W30 sayılabilir. Filtrelerde orijinal ürün Motorcraft veya FoMoCo markasını taşır. Forum parçacımız Er-Ol Otomotiv ile irtibata geçerseniz size en sağlıklı ürünleri en uygun fiyata yollar.

Benim idrak yollarım tıkalı zahir. Hayırlı olsun diyeceğim, ama neye dediğimi bilemedim. Konuyu bilmecelikten çıkarıp benim de anlayabileceğim bir formatta yazar mısın @Volkan Ö. kardeş...

İlk aşamada hava filtresini kontrol edin.

Bence hem üretim tarihi iyi hem de fiyat. Düşme olasılığı bence yok. Al gitsin.

1.6 atmosferik motorla gelen Powershift şanzımanın rutin bakımlarda yağ değişimi GEREKLİ DEĞİLDİR. Bunu yazmak dışında nasıl ikna edebiliriz bilemedim.

Lastiklerin künyesi? Az basarsan patinaja düşmez, güç ara hızlanmalarda daha önemli bence. Güç varsa patinaj kaçınılmaz, bende de sert kalkışlarda ilk üç viteste banko, zemin kötüyse dörtte bile patinaj oluyor. Gaz ayağı nazik olacak mecburen...

Başarılı, Ford mühendisleri kutlanmayı hak etmiş.

En doğru tespit bu. Mevsim, yol durumu, sürücü davranışları, ebad, jant uyumu, aracın modeli lastik davranışını hep etkileyen faktörler. Bu nedenle birinin beğenmediğini diğeri beğenebiliyor. Bireysel deneyimler de çok öznel kalabiliyor, başka bir şehirde yaşayan kişi aynı izlenimleri edinemiyor mesela. Tarafsız kurumsal nitelikte yayın organlarının incelemeleri kıyaslamalı olduğu sürece fikir verici, ancak aynı koşulları sizin kullanımınızda sağlama olasılığı ne düzeyde bilinmez. Yani kararı etkileyecek çok şey var. Beri taraftan güncel premium modeller arasındaki farklar giderek azalıyor ve benim gözlemim bu farkların kararı çok etkileyecek düzeyde olmadığı yönünde. Kötü karar bile bazen kararsızlıktan iyidir. Aldığınız ürünü sürekli inceleyip zayıflıklarını bulur ve onları dert ederseniz ne alsanız sizi mutlu etmez. Güvenilir ve iyi servis verecek bir satıcıdan makul fiyatlı premiumlardan birini almak yeterli. Diğer başlıkta bazı isimler sıralamıştım.

İlk soruya cevap: Hayır etmem. Her ne kadar kuru ve sıcakta performansı yaz lastiğini aratmasa da Türkiye'ye gelen modellerin sadece XL olması ve bu nedenle nispeten sert olması ve göreceli artan gürültü nedeniyle kış performansına ihtiyaç duyulmayan koşullarda anlamsız. Ben 3-4 ay kış lastiği gibi kullanıyorum, kayak merkezlerine gidiyoruz, arada Torosları aşmak gerekiyor, kış lastiği zorunluluğu olan seyahatler oluyor falan. Ama 12 ay süreyle kullanmam. Mcihelin ile ilgili beğeni durumu karışık, hiç sevmeyenler ve çok sevenler var. Şu anda Primacy 3 var, düşünülebilir, ama göreceli pahalı. Pek kullanıcı deneyimi toplanmadı ama kısıtlı kişisel gözlem ve değişik inceleme sonuçlarına göre şu anda sınıf lideri CPC 6. Hem konforlu, hem sportif, hem de uzun ömürlü. Ancak sanırım o da pahalı tarafta. GY Efficient Grip Performance hala güncel, ben Hankook'ları da beğeniyorum, Ventus S1 Evo 2 ve Prime 3 fiyat/kalite oranı yüksek lastikler. Pirelli P7 de düşünülebilir. Somuçta hepsi birbiriniş yakın ürünler, çok önemli değil bence aralarındaki farklar.

Zamlara üzülmeyin, ülkenin, pardon iktidarın ayakta durması için yaptığınız küçücük bir katkı. Lafı mı olur?

Yeri buraya uyar mı bilemedim, gerekirse değiştirin lütfen, Fiesta'nın karşılaştırmalı incelemeleri yavaş yavaş artıyor. Son okuduğum Autobild kaynaklı ve Fiesta'yı Citroen C3, Opel Corsa ve Hyundai i20 ile kıyaslamış. Karşılaşırmada VAG grubundan araç bulunmadığından (mesela Seat Ibiza) Fiesta birincilik kürsüsüne yerleşmiş. Kısa notlarla aktarayım, en kötüden en iyiye: Citroen C3 Farklılığı ve bireyselliği vurguluyor Tasarım "ya seversin, ya nefret edersin" tadında Her şeyi farklı yapıyor, geniş ve yumuşak koltuklarda 60 km hıza kadar yumuşak salınımlarla seyri halinde iken, hız yükselince bayağı sarsıntılı olmaya başlıyor Direksiyon yumuşak Hızlı virajlarda ağlayarak ön tekerleklerin üzerinde kayıyor Motor yüksek devirleri pek sevmiyor (3 silindir, 110 PS, 205 Nm) ve beş ileri manüel şanzımanla yetinmek zorunda Arka oldukça dar ve binmesi zor Geniş ekran kullanımı zor Biraz çılgın... Opel Corsa Fiyat kalite oranı iyi, işçilik ve malzeme kalitesi düzgün En büyük bagaja sahip Vites kutusu ve direksiyon sistemi başarılı 3 silindir 115 PS ve 170 Nm motor cansız ve en yüksek tüketime sahip Süspansiyon sert ve sallantılı Fren konusunda da rakiplerinin gerisinde İç mekan kalitesi yüksek Hyundai i20 En geniş iç mekan, en iyi çevre görüşü Zengin donanım İşçilik iyi 3 silindir 120PS 172 Nm'lik modern turbo benzinli motorun performansı başarılı Beş yıl garanti Ford Fiesta 3 silindir 1.0 EB motor örnek olmalı (125 PS 170 Nm), motor izolasyonu çok iyi, ses ve sarsıntı yok En az tüketen ve en hızlı ivmelenen (0-100 9,6s) Bakım aralığı 30.000 km veya 2 yıl (bakalım Türkiye'de ne yapacaklar?) Süspansiyon performanstan ödübn vermeden daha konforlu hale gelmiş, tam bir adrenalin bombası, bunda hassas ve hızlı tepkili direksiyonun da rolü var Vites geçişleri başarılı Geniş ekran kullanışlı Donanım az Genel olarak pahalı Konforlu, sportif, atak, modern, ekonomik ancak en pahalı İlk karşılaştırma, ilk birincilik

Yağa o kadar para bayılınca insan neler neler hisseder...

Sürekli yüksek devirde kullanmak gerek yakıt tüketimi gerekse gürültü ve motor aşınması açısından sıkıntılı. Günlük kullanımda 1.0 çok daha atak ve rahat bir sürüşe izin veriyor, ben asla atmosferiği buna tercih etmem der, kişisel tercihimi dillendirir ve köşeme çekilirim. Ayrıca şanzıman farklarını da gözardı etmemek lazım. Rollinglerinizde başarılar.

Test ettiğiniz araç sorunluymuş bence. Benim izlenimlerim çok farklı. Hele ki 1.6 atmosferik ile kıyaslayınca.

Bunlar gereksiz iddialı ve amacını aşan sözler. Binlerce PS kullanıcısı var. Az sayıda sorunlu vites kutusu oldu ve bunların hemen hepsinin sorunları yetkili servislerce çözüldü. Şanssızlığınızdan kaynaklı hayal kırıklığını anlıyorum ama sabırlı olursanız sorununuzun yetkili serviste çözüleceğinden eminim. Ford müşteri ilişkileri hattını da kullanabilirsiniz.

Babanız gibi kullanın bşraz düşer. Ama asla Megane kadar ekonomik olmaz.

Şaka mı bu? 1.0 EB güç olarak aynı, tork olarak biraz daha yüksek ve 1500-4500 dd arasında sunuyor. Yani daha canlı ve rahat kullanılabiliyor. Benzin tüketimide daha düşük. Bir de merak ettim. VW'yi beğenirken (ki son derece mantıklı) niye Ford tercih ettiniz?

Gözün yanlış taraflara kaymış. İlle japon olacaksa Mazda ve Honda var.

Başlangıçta direksiyon kutusunda ses sorunu olanlar oldu. Daha çok yapısal bir durumdu. Garantiden değişim yapılanlar oldu, bunlardan tekrarlayanlar oldu. Ama işlevselliği etkileyen bir durum değil. Ön takımdan ses nedeniyle amortisör kuleleri değişenler oldu, yine garantiden (mesela ben). Ancak ön takım sesini zaten almadan deneme sürüşünde fark edersiniz. Turbo her arabada zayıf parçadır ve ince lamelleri nedeniyle aşınma kaçınılmazdır. Ancak bu önemli bir sorun değil ve değişimi kolaylıkla mümkün. Bu sınıfta hangi marka araç alırsanız alın çok yol yapmış motorda (>200.000 km) turbo potansiyel arıza kaynağıdır.