Genel Arama

Ford’un global performans stratejisi Frankfurt’ta hız kazanıyor; Yeni Fiesta ST’nin konsept modeli, Focus ST’nin üretime hazır modeline eşlik ediyor. Yeni Focus ST’nin üretim versiyonu ve geleceğin Fiesta ST’sinin konseptini tanıtan Ford, 2011 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda yeni global performans stratejisine hız kazandırıyor Ford ST (Sport Technologies) modelleri dünyanın dört bir yanında aynı DNA’yı paylaşarak ister otoban isterse de bol virajlı karayolunda olsun günlük kullanıma eşsiz performans, dengeli ve yüksek seviyede zarafet sunuyor Ford’un Global Performans Araçları Grubu tarafından hayat bulan yeni Focus ST, şirketin ilk global performans aracı Fiesta ST Concept, yakın gelecekte bir başka iddialı global Ford ST olmanın sinyallerini veriyor. FRANKFURT, Almanya, 12 Eylül 2011 – Ford bugün yeni Focus ST’nin üretim versiyonunun yanı sıra sürpriz bir şekilde heyecan veren yeni Fiesta ST Concept’i gün ışığına çıkartarak ST performans ailesini dünyanın dört bir yanına ulaştırma vizyonunu gösterdi. ST – Sport Technologies – gamını genişleterek global performans stratejisine hız kazandıran Ford, dünyanın dört bir yanındaki sürüş tutkunlarına yeni bir çağın başlangıcını müjdeliyor. Bu performans modellerine uluslararası erişim, Ford’un yeni nesil global küçük otomobil platformları sayesinde mümkün kılındı. Olası bir Fiesta ST’nin Focus ST’ye katılması, Ford performansının global iki ana segmentteki sürücülere ulaşmasını mümkün kılacak. “Global ürün platformumuzu Focus ST gibi yeni muhteşem performans araçları yaratmak için yükseltiyoruz,” diyor Ürün Geliştirmeden Sorumlu Grup Başkan Yardımcısı Derrick Kuzak. “Platform etkinliklerinden fayda sağlayıp global olarak performans mühendisliği kaynaklarımıza odaklanarak daha fazla pazarda daha fazla müşteriye performans aracı sunabiliriz. Ayrıca global motorsporlarında başarıyla mücadele edebilmek üzere daha iyi bir pozisyonda oluruz.” 2011 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda üretime hazır haliyle ilk kez görücüye çıkan Focus ST, ABD, Kanada, Meksika, Güney Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda ve 15 Avrupa ülkesi de dahil olmak üzere 40’tan fazla pazarda satılacak ilk Ford performans aracı olacak. Bu otomobilin tanıtımı meraklıları için tamamen yeni bir çağın başlangıcı anlamına gelirken heyecan verici Fiesta ST Concept’in gün ışığına çıkartılması, Ford’un performans kanadında da iddialı olacağının sinyallerini veriyor. “One Ford global ürün planından güç alan stratejimiz, bugüne kadar hiç görülmemiş şekilde heyecan verici Ford performans araçlarını dünyanın dört bir yanında daha geniş müşterilere erişme hedefine dönüşüyor,” diyor Kuzak. “Ancak aynı zamanda global küçük otomobillerimiz Focus ve Fiesta’nın uluslararası motorsporları aktivitelerine dahil edilmesi konusunda Ford’un stratejik yaklaşımına da destek oluyor.” Ford’un global performans araçları ve motorsporları gelişiminin direktörlüğünü yürüten Jost Capito, bu stratejinin lideri. “Bu günler bizim için oldukça heyecan verici, zira global olarak geliştirdiğimiz performans araçlarımızın ilkini tanıttık,” diyor Capito. “Gerçek anlamda dünya standartlarında olan yeni nesil performans modelleri yaratmak bizim için oldukça heyecan verici. Bunun için dünyanın dört bir yanındaki Ford performans deneyimlerini biraraya getirdik.” Ford’un performans DNA’sı Ford’un ST modelleri, şirketin günlük kullanıma uygun ve sürüş zevki yüksek seviyede olan heyecan verici ve dengeli performansa sahip en erişilebilir performans araçları. Ford’un performans stratejisinin genişletilmesi konusunda merkezde yer alan bu modeller Ford’un global performans modellerinin DNA’sını meydana getirerek daha da üst seviyelerde yer alacak olan performans modellerinin kapısını aralıyorlar. Bu DNA, Performans konusundaki deneyimlerini ve Ford’un gelecekteki global performans araçlarının DNA karakteristiğini belirlemek için performans tecrübesini sonuna kadar ortaya koyan Avrupalı Ford Team RS ve Kuzey Amerikalı Special Vehical Team (SVT)’den meydana gelen Ford Performans Grubu tarafından yaratıldı. Tıpkı insan vücudundaki DNA gibi, bu strateji de görünüşü, sesi ve sürüş hissiyle tartışmasız bir şekilde Ford performans aracı olduğunu ortaya koymak için gerekli olan tüm karakteristik özellikleri tanımlıyor. Her ne kadar Ford stratejisi gelecekte çok daha yüksek performansa sahip modellerin potansiyelini içeriyor olsa da, ST ürünleri net bir şekilde bu gayretlerin de özünü içeriyor. ST amblemi taşıyan her Ford modeli, müşterilerin arzulayacağı keyifli sürüş özelliklerini taşıyan performans otomobili olacak. Artık Ford ST’de yer alan her performans detayı, sürücünün direksiyonun arkasına her geçtiğinde deneyimleyeceği mükemmel armoniyi hissedeceği şekilde son derece dengeli olarak sunuluyor. ST modelleri aynı zamanda ister otoyol isterse de bol virajlı karayolunda olsun sürücülere her gün işe giderlerken mükemmel sürüş keyfini yaşatacaklar ST modelleri aynı zamanda renkler ve dış tasarımda olduğu gibi iç mekan tasarımı ve sürücü odaklı iç mekan özelliklerinde de başlıca fiziksel benzerliklere sahip olacaklar. DNA aynı zamanda sadece yol tutuş karakteristiğiyle kalmayıp motor güçlerinde de performans seviyesini tanımlıyor. ST modellerinin, bu DNA tanımına göre baz alındıkları modelin motor gamına göre hissedilir bir güç artışı taşımaları gerekiyor. Fren ve hızlanma gibi diğer kilit ST performans özelliklerindeki standartlar da yine Ford Performans Grubu genetik mühendisliğine benzer karaktere sahip. Direksiyon hissi, motor sesi ve süspansiyonların konforu gibi özellikler de yine aynı DNA tarafından dikte edilmesi, dünyanın neresinde olursa olsun, müşteri içerisine oturduğu anda ST olduğunu fark edeceği anlamına geliyor. Bu gelecekteki tüm ST modellerine ortak bir genetik kaynak oluşturarak gelecekteki müşteri beklentilerine etki edecek. “Özenle geliştirilen bu DNA, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerin arzulamasını sağlayacak performans araçlarının yaratılması için çok önemli,” diyor Capito. “Eğer bir Ford ST model ise, ne anlama geldiğini biliyor olacaksınız.” Global pazar Altı kıtaya uzanan 40 ülkedeki Ford bayileri, kısa bir süre içerisinde müşterilerine eşi olmayan yol performansı ve mükemmellik anlamına gelen 5 kapılı Focus ST’yi müşterilerine sunabiliyor olacaklar. Bir önceki nesil Focus ST’nin tadına varma şansına Avrupa dışında sadece Avustralya, Meksika, Yeni Zelanda ve Güney Afrika’daki müşterilerimiz sahipti. Global Focus baz alınarak hazırlanan yeni Focus ST’nin satışa sunulmasıyla birlikte bugüne kadar hiç olmadığı kadar farklı ülkeden olmadık sayıda müşteri, ST logosunun neden bu denli takdir edildiğini bizzat öğrenecek. Kuzey Amerika için yeni Focus ST 5 kapı, ilk nesil SVT Focus’tan sonra pazardaki ilk kompakt performans Ford’u olacak. “New York, Sydney veya Londra olsun, her yerde aynı Focus ST’yi alma imkanına sahip olacaksınız,” diyor Focus ST Programı Baş Mühendisi Matthias Tonn. “Otomobili, dünyanın dört bir yanında hızlı otomobillerin arzu edildiği pazarlara dağıtacağız. Ve aracın koltuğuna her nerede oturursanız oturun. Aynı performansa, tasarıma ve olağanüstü ST deneyimine sahip olacaksınız.” Kuzey Amerika pazarı için Ford’un Michigan fabrikasında ve Avrupa, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika ve dünyanın diğer bölgelerindeki pazarlar için Almanya’daki Saarlouis fabrikasında üretilecek olan Focus ST, gelecekteki Ford performans modellerinin tasarım, geliştirme, üretim ve dağıtımın stratejisini ortaya koyuyor. Ford bayileri için iyi haber anlamına gelen bu durum, geçmişte böyle araçların özlemini dile getiren performans düşkünü müşterileri için daha da güzel bir haber. Meydan okuma Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde karşılaşılan değişik ortam ve mevzuat gereksinimleri Ford mühendisleri için eşsiz bir meydan okuma anlamına geliyor. “Tek Ford” stratejisinden ilham alarak ortaya çıkan ekip işi doğrultusunda mühendisleri, hangi araç hangi bölgede satılıyor olursa olsun, hiçbir şeyden fedakarlık etmeyen araçlar üretmek üzere biraraya getirdi. Ford’un global ürün stratejisi, şirketin performans araçları planını hayata geçirmek için de merkez oluşturarak bir zamanlar tek bir bölge için özel olan modelleri dünyanın dört bir yanına ulaşılabilir kıldı. Performans stratejisi, Ford’un global model portföyünün tutku cazibesini genişletme üzerine kurulu. Farklı pazarlara heyecan verici ve yüksek güce sahip araçlar sunmak için birçok açıdan meydan okumalar söz konusu. İlk ve en önemli soru: Dünyanın dört bir yanında bulunan performans tutkunları tek bir otomobille tatmin olabilecekler mi? “Global Performans Araçları Grubumuz, dünyanın farklı yerlerindeki performans tutkunlarının çok da farklı olmadıklarını anladı,” diyor Capito. “Heyecan verici performans, iyi bir yol tutuş, çekici tasarım ve özel bir şey kullandığını hissetmek, ister California isterse de Britanua’da olsun, tutkunların evrensel isteklerini meydana getiriyor.” Dünyanın dört bir yanında satılmak üzere hazırlanan Focus’un geliştirilmesi noktasında gözetilen güvenlik yaklaşımları, Ford Global Performans Araçları Grubu’nun yeni Focus ST’yi belli standartlara oturtması için nispeten daha az efor sarf etmesini sağladı. Bu sayede ekip, motorun uluslararası pazarlardaki farklı yakıt seviyelerine adapte edilmesi veya ses seviyesinin ilgili bölgenin mevzuatına uygun hale getirilmesi gibi alanlara yoğunlaşmalarını mümkün kıldı. Ancak aynı zamanda Ford’un performans araçlarının dayanıklılık ve performans anlamında global yaklaşımın yerine getirilebilmesi için gerekli olan test aşamalarını da titizlikle yerine getirmesini sağladı. Sonuç olarak da yeni Focus ST gibi çok ince işlenmiş bir performans aracı ortaya çıktı ki bu aracın tüm kapasitesinden dünyanın dört bir yanında her koşulda faydalanılabiliyor. Gelecek performans Frankfurt Otomobil Fuarı’nda Fiesta ST Concept’in sergilenmesi ile, Ford Performans Araçları ürün gamında bir sonraki aşamanın ne olabileceği gösteriliyor. Kaslı ve sportif tasarımıyla Fiesta ST Concept, Ford Fiesta RS WRC’den esinlenerek hazırlandı. Dinamik sportif şasisine ilave olarak etkileyici yakıt ekonomisi sunan yüksek performans özellikli 1.6 litrelik Ford EcoBoost motora sahip. Hedeflenen performans seviyesi, Fiesta ST Concept’i 7 saniyenin altında 0’dan 100 km/s’ye ulaştırmaya yetecek 180 PS’lik güç ve 240 Nm’lik tork. Hedeflenen maksimum hız ise 220 km/s. Turbo şarjlı 4 silindirli Ford EcoBoost motorun gelişmiş tasarımının 6 ileri vitesli bir şanzımanla biraraya gelmesi, Fiesta ST Concept’in sadece 140 g/km’nin altında CO2 emisyon değerine sahip olabileceğini gösteriyor. Global bir Fiesta ST modelinin üretilmesi, Fiesta XR2 ve XR2i’nin yanı sıra RS Turbo ve Fiesta ST’nin ilk nesli de dahil olmak üzere Avrupa’da 35 yıllık yüksek performanslı Fiesta gurunu sürdürebilme anlamına da geliyor. “Focus ST ve Fiesta ST ile tutkunlar daha ilk andan itibaren bir Ford ST modelinin vaadini anlayacak ve her modelin dengeli performans hissi, tasarım ve sürüş özellikleri bakımından hangi ortak noktaları paylaştıklarını bilecekler,” diyor Capito. “Her iki aracı da aynı DNA’dan yola çıkarak hazırladık. Onlar, sürücüleri nasıl gülümseteceklerini bilen doğuştan performansçılar.” Motorsporlarında Focus ve Fiesta Ford global araçlar üretme ve bunlardan yine global performans araçları geliştirme stratejisi, motorsporları arenasına da olağanüstü fırsatlar sunacak. “Focus ve özellikle Focus ST motorsporları için mükemmel bir temel oluşturuyor.” diye açıklıyor Capito. “ST platformu üzerinde önümüzdeki yıldan itibaren global regülasyonları karşılayabilecek ve başlıca ulusal şampiyonaları kovalayabilecek global bir yarış aracı geliştiriyoruz. Dünyanın her yanından bir çok takım dış tasarımına hayran oldukları ve halihazırda bildikleri Focus’un üstün yol tutuşunu böyle bir araçta görmek için heyecanla bekliyor. Global Focus Touring aracını 2011 İngiltere Touring Şampiyonası için devreye aldık. Bu yarış aracı S2000 spesifikasyonlarında ortak bir yarış aracı geliştirmek için dünyanın dört bir yanındaki özel yarış takımlarını desteklediği Ford’un global motorsporları stratejisinin ilk ürünü Geliştirme ekibinin pistlerde edindiği tecrübe ileride geliştirilecek seri üretim araçlar için iyi bir geri bildirim oluşturabilecek. Frankfurt Fuarında Ford’un FIA World Rally Championship (WRC) aracı olan Fiesta RS WRC’nin de ilk gösterimi yapılıyor. 300PS güce sahip 1.6 litre EcoBoost motorlu bu araç Ford’un direkt enjeksiyonlu benzinli teknolojisinin kullanıldığı ilk yarış aracı ve bu yılın başında İsveç’de tarihi bir çifte podyum zaferi elde etti. Mikko Hirvonen, Jari-Matti Latvala, Khalid Al Qassimi’nin yanı sıra dünyaca ünlü Amerikalı pilot Ken Block Ford’un desteklediği Monster World Rally Takımında Fiesta RS WRC ile şampiyonayı kovalıyor. 2.0 litrelik motoru 800PS den fazla gücü ile Global Rallikross Şampiyonası, Avrupa Rallikross Şampiyonası ve X Games’de boy gösteren Fiesta Rallycross aracı da Ford’un global motorsporları yaklaşımının bir diğer örneği. Bu yıl Fiesta Kuzey Amerika Global Rallykross Şampiyonası’nın üç ayağını kazandı. Geçen ay yapılan 2011 X Games Rallykross Finalinde Brian Deegan, Tanner Foust ve Marcus Grönholm ilk üç podyumuna çıkarken üst üste üçüncü yıla da Fiesta damgasını vurdu. Focus ST & RS Resim ve Konuları için Tıkla