Genel Arama

Bu bayram her zamankinden biraz fazla yol yaptım. Antalya - Bursa - İstanbul - Niğde - Antalya güzergahında yaklaşık 2200 km yol katettim. Değişik günlere ve yörelere yayılmış sürüşlerde trafiği gözleme şansı da buldum. Bu arada günlük kaza istatistiklerini de takip ettim. Önce kaza istatistikleri: TÜİK verilerine göre son yıllarda günde ortalama 10 kişiyi kaza anında kaybediyoruz. Son iki yılda kaza sonrası ölümlerdeki artış geç dönem sonuçlarının da istatistiklere eklenmesine bağlı ki gerçek değer budur. Genel eğilim olarak yıllar içinde toplam kaza sayısında anlamlı bir değişim yokken ölümlü, yaralanmalı kaza sayısında artış ve kaza anında ölüm sayılarında düşüş var. Özellikle kaza başına ölüm değerinde 2007'de 6/1000 kaza iken 2016'da 3/1000 kazaya düşüş anlamlı. Bunda araç parkının modernleşmesinin ve araçlardaki pasif güvenlik önlemlerindeki iyileşmesinin önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede bakınca yoğun bayram trafiğine rağmen istatistiklerde önemli bir sapma olmaması anlamlı bir bulgu ve gazete manşetlerinde vurgulanmaya çalışıldığı gibi sıra dışı bir durum değil. Peki kaza sonrası ölüm sayısının dünya ölçeğinde yeri ne? Karşılaştırmayı Almanya ile yaptım, öncelikle nüfus hemen hemen aynı, sonrasında Almanlar dünyaının belki de en disiplinli sürücüleri. Almanya'da trafik kazalarında 2015 yılında 3475 kişi kaybedilmiş (kaza anı ve 30 gün içinde), bizdeki değerin neredeyse yarısı. Ama ölü sayısını araç sayısı başına hesaplarsanız durum fena halde dramatikleşiyor: Almanya'da milyon araç başına 77, bizde 663, yanı 8-9 katı. Neden bu durumdayız? Bayram trafiğindeki gözlemlerim sonrasında ortalama sürücü için şunları yazmak isterim: Sürücü kendini sadece aracının sınırlarını aşmayan bir coğrafi konuma yerleştiriyor ve ilgi alanı ön aracın tamponunu nadiren geçiyor. Aynaya bakma alışkanlığı zaten yok. Zihinsel donanım trafik akışındaki dinamikleri izleyecek, yorumlayacak ve ona göre davranacak yapıdan bir hayli uzak. Trafik kuralları ya bilinmiyor ya da umursanmıyor. Tatilciler kalabalık, yüklü araba ve her daim neşe içinde hareket halindeler. Aracın içindeki ruh hali heyecanlı bir filmi ailecek seyrediyoruz kıvamında, bu sürücüyü trafikten zaman zaman ciddi boyutlarda koparıyor. Ciddi ego sorunu var. Herkes en hızlı sürücü, hızlı gitmese bile sol şerit her zaman onun hakkı. Ya da düz ve açık yolda sollamayan sürücü ben arkasına geldiğimde rahatsız olup arkası görünmeyen virajda sollayıveriyor. Hız ciddi bir sorun değil, belki %95'in üzerinde hız limitlerine uyum var. Bu pozitif bir bulgu. Küçük ticari araç sürücüleri sınıflamada açık ara önde en tehlikeli grubu oluşturuyorlar. "Profesyonel" sürücüler ise işin ciddiyetinden çok ama çok uzaklar. Özetle eğitimsiz, umursamaz ve dikkatsiz bir sürü kişi bayramlarda yolları dolduruyor. Ayrıca karayollarında da ciddi eksiklikler ve aksaklılar var ama o da başka bir yazı konusu olsun.