2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Genel Arama
Showing results for tags 'teknoloji'.
Arama sonucunda 4 sonuç bulundu
-
Öğrenmenin Sahibi Kim?
Gürkan Çakıroğlu bir konu gönderdi. Kategori: Teknoloji & Bilgisayar & İnternet & Oyun
Iot konusu ile alakalı ama daha çok yaratıcı ve girişimci gençlerle ilgili güzel bir yazı; Öğrenmenin Sahibi Kim? Who Owns the Learning? Kaan 18 yaşında. Robert Kolej son sınıf öğrencisi. Kartviziti var. Üzerinde öğrenci yazmıyor. Çünkü o bir girişimci. 6 ay önce bir “startup” kurdu. Yaz okulunda tanıştığı üç üniversite öğrencisi ile birlikte. Sanayi bakanlığı fikrine teşvik verdi, YTU TeknoPark’da bir ofisin kirası ve masraflarıyla birlikte. Akıllı priz tasarladılar. Bu prizin pazarda kendine yer bulabilecek ve alıcıları cezbedecek özelliklere sahip olduğunu söylemem gerek. Son dönemde IoT(Internet of Things / Nesnelerin Interneti) kavramını duymuş olmalısınız. Internete bağlı cihazlar arasındaki bilgi alışverişi, toplanan verinin akıllı şekilde analiz edilmesi ve analiz edilen bilginin kullanıcının hayatını kolaylaştırması bu kavramın temelini oluşturuyor. Gelecek burada gizleniyor. Aslında günlük hayatımızda bu teknolojileri kullanıyoruz. Örneğin bir adım sayarınız (örneğin Fitbit) varsa günlük attığınız adımların analizlerinizi izleyebilir, arkadaşlarınızın haftalık analizi ile karşılaştırarak sağlıklı bir yarışa girebilirsiniz. Ya da evinizdeki karbondioksit miktarı arttığında ve zararlı bir boyuta ulaştığında iPhonenunuza bir mesaj gelebilir. Hayatımız akıllı evler, akıllı arabalar, akıllı saatler gibi her gün karşılaştığımız IoT örnekleri ile dopdolu. Peki sanayi bakanlığı Kaan’ın hangi fikrini teşviğe değer görmüş? Akıllı prizin bir dolu özelliği var, günlük hayata dair analizler iyi yapılmış ve inanılmaz zekice ama bir o kadar da basit, anlaşılır çözümler üretilmiş. Bulaşıkları yıkamak istediğinizde size soruyor, “30 dakika sonra şu kadar daha az elektrik ücreti ödeyeceksiniz, daha sonra yıkamak ister misiniz?” Eğer cevabınız evetse bulaşıklarınızı 30 dakika sonra yıkamaya başlıyor. Günün hangi saatinde elektriğin ne kadar ücretlendirildiğini internetten güncel olarak alıyor ve bu konuda sizi bilinçli tercihler yapmanız konusunda yönlendiriyor. Televizyonunuz standby durumunda beklediğinde yıllık 300 dolara yakın elektrik ücreti ödediğinizi biliyor muydunuz? Buna vampir enerji deniyor. Kaan ve arkadaşlarının tasarladığı ürün odaya geldiğinizi sensörler yardımı ile anlıyor ve televizyonunuzu standby konumuna getiriyor, siz odadan çıktığınızda ise elektriği tamamen kesiyor. Böylece 300 dolar cebinizde kalıyor. Peki soruyorum sizlere böyle bir girişimin, üretimin ve yaratıcılığın içinde yer alan bir birey 21. yüzyıl becerilerine sahip midir, değil midir? Biz okullarımızda buna ne kadar fırsat yaratıyoruz? Öğrencilerimizi yaratıcılık süreçlerinin içinde yer almasını nasıl teşvik ediyoruz? Okullarımızda Kaan gibi verebileceğimiz pek çok örnek var. Mezunları bir araya getirmek için uygulama(app) yazan, bir yazılım geliştirme kulübünü yöneten ve Apple tarafından dünya çapında sınırlı sayıda öğrenci arasına girerek #WWDC14 ile ödüllendirilen Metin Say’dan tutun da, alzheimer hastalarına yönelik harika bir tiyatro oyunu yazan Mert Esencan’a (Detaylı bilgi için http://goo.gl/4rkWFT ziyaret edebilirsiniz.), bu oyunun kitabını tasarlayan, fotoğrafçılık kurslarının birinden diğerine koşan, bir politikacının farklı senaryolara göre resimlerini çeken, hazırladığı el yapımı kartları internette pazar bulan Tulya Bekşioğlu’na (Tulya’nın fotoğrafları ve çizimlerine ulaşmak için http://instagram.com/tulyab ve http://instagram.com/artsytuly Instagram sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.) ve görme engelli çocuklar için geometri müfredatını baştan yazan ve seneye Alan November ile birlikte 1000 kişiden fazla bir eğitimci topluluğuna BLC etkinliğinde sunum yaparak farkındalık yaratmayı amaçlayan bir grup öğrenciye kadar. Daha pek çoğu hayatımızdalar. Biz onları görüyor muyuz, dinliyor muyuz? Bu öğrencilerin en güçlü yanı sadece hayatta ihtiyaçları farketmeleri, üzerinde düşünmeleri, biraraya gelmeleri ve çözüm üretmeleri değil aynı zamanda etraflarında bir öğrenme ağı oluşturmaları. Kaan RC yaz okulunda 3B Tasarım üzerine bir dersin müfredatını oluşturdu ve eğitmenliğini yaptı. Öğrencileri kendi tasarladıkları, 3B yazıcıdan çıktılarını aldıkları parçalar ile oluşturdukları robotları yine kendi yazdıkları kodlarla hareket ettirdi. Öğrencilerinin dünyasında yeni pencereler açtı. RC Maker kulübünü kurdu ve şu an 20’den fazla öğrenciye liderlik ediyor. Bu arada 3B yazıcı tasarladığını ve bu yazıcının çalıştığını söylemek akıllara durgunluk veriyor. Yani Kaan’ın kendi ürettiği bir 3B yazıcısı var. 22 Eylül Pazartesi günü Robert Kolej’de öğretmen ve öğrencilerimizle vakit geçiren, ilham verici bir konuşma yapan eğitim teknolojileri alanında uluslararası eğitmen Alan November (Kendisi 17-19 Nisan tarihleri arasında EdtechIst’in ana konuşmacısı olacak.) Robert Kolej’in muhteşem kampüsünden, son teknolojik imkanlarından ya da kaliteli öğretmen kadrosundan etkilenmedi. Onun etkinlendiği Kaan ve onun gibi birbirinden yetenekli gençler oldu. Öğretmenlere yönelik yaklaşık iki saat süren konuşmasında, öğrencilerimizin aslında pek çok şeyi yapabilecekleri enerjilerinin, yeteneklerinin ve imkanlarının (Internet ve coursera, edex gibi online kurslar) olduğunu ve biz öğretmenlere düşenin artık fırsatları çoğaltmak, onları teşvik etmek ve yeteneklerini, başarılarını farketmek olduğunu tekrarladı. Kaan Arduino (açık kaynak yazılım ve donanımı biraraya getirdiği elektronik ortam) kullanmayı sınıfta öğrenmedi. Internet’te çeşitli videolar izleyerek, online kurslara katılarak öğrendi. Biz ise onun bu enerjisine ve ilgisine topluma hizmet edebileceği şekilde yön vermeye çalıştık, onu daha fazla öğrenmeye teşvik edecek soru ve problemlerle karşılaştırdık, çeşitli ortamlarda yer almasına fırsatlar yarattık. Örneğin geçen hafta Intel’ın IoT Roadshow etkinliğinde Intel’in bir tür Arduino sertifikalı geliştirme ve prototip ortamı olan Galileo 2nd Generation’ı kullanan ilk ve tek lise öğrencisi oldu. Sektörde çalışan ve üniversite öğrencisi olan diğer üç kişi ile birlikte “development” etkinliğinde görme engelliler için hazırladıkları proje ikinci olarak seçildi. Intel Kaan’ı ücretsiz kullanabilmesi için bir Galileo ile ödüllendirdi. Kaan’ın hayalleri var, bir amacı var ve en önemlisi yaptıklarından keyif alıyor. Geçmişten ders alıp, şimdiki fırsatları çok iyi kullanıyor. Gelecek için kendine her an yatırım yapan bir genç o. Bizlerden öğreniyor, biz de ondan. Genç bir girişimci o. Alan’ın sorduğu ve benim en çok sevdiğim sorulardan biri “Öğrenmenin sahibi kim?” (Who owns the learning?) Bütün bu paylaştıklarımdan görülüyor ki Kaan kendi öğrenmesinin sahibi. Biz sadece ona hayran öğretmenleriz. Kaan’in web sitesine http://www.kaangoksal.com/ ulaşabilirsiniz. Kaynak: Eğitim'de Teknoloji -
Biraz ezber bozalım Buyrun: Silikon Vadisi Yöneticilerinin Çocukları Neden Teknoloji Girmeyen Bir Okula Gidiyor? Günümüz çocukları teknolojinin içine doğuyor. Biz teknolojinin içine doğmadık. Hepimiz yaş kemale erdikten sonraki dönemde, yani lise ve üniversite yıllarında ya da iş hayatına yeni atıldığımız dönemlerde tanıştık teknolojiyle. Belki bu yüzden küçücük çocukların hatta el kadar bebelerin teknolojiyle ilişki kurmasından şaşkınlıkla karışık -ilk kez gördüğümüzden olsa gerek- tuhaf bir zevk alıyoruz. Çok farklı ve zeki bir nesil yetişiyor duygusu kaplıyor içimizi. Belki bu yüzden bir sürü anne baba, “Oğlum 3 yaşında tam bir profesyonel Google kullanıcısı”, “Bizimkinin mouse kullanmasını bir görsen inanamazsın” gibi tuhaf gururlanmalar yaşıyor. Çocukların gelişim çağında teknolojiye uzun saatler maruz kalmasının zararlarıyla (gelişimi ve öğrenmeyi olumsuz etkilemesi, obezite ve saldırganlığa sebep olması, radyasyon emisyonu vs.) ilgili çok sayıda araştırma yayınlandı. Ancak, buna rağmen çocuğunu teknolojiden uzak tutmak için çaba gösteren çok az sayıda anne baba var. Aksine çocuğuna dördüncü ya da beşinci yaş gününde tablet almayı hayal eden anne baba sayısı hiç de az değil. Sonuç olarak, teknolojiyle çok geç yaşta tanıştığımızdan ve kendimizi pek zeki bulmadığımızdan olsa gerek, küçük bir çocuğun harika bir internet kullanıcısı olmasını yüksek zeka göstergesi olarak algılamaya devam ediyoruz. Bu okulda hiç teknoloji yok New York Times’ta yayınlanan ve önemli tartışmalara sebep olan bir makale, zeka ve teknoloji kullanımı arasındaki ilişkiye en sağlam darbeyi vurmayı başardı. Dünyada ve ülkemizde pek çok ilkokul, sınıflarını bilgisayarlarla donatma konusunda acele edip bu konuda birbiriyle yarışa dursun, teknolojinin ana vatanı Silikon Vadisi’nin göbeğinde E-Bay, Google, Apple, Yahoo ve Hewlett-Packard gibi teknoloji devlerinin çocuklarını göndermeyi tercih ettikleri bir okul, kendini teknolojiden tamamen arındırmayı seçiyor. Bu okul, Waldorf School of the Peninsula. Bu okulda hiç teknoloji yok. Bilgisayar ekranı ya da akıllı tahtalar yerine eski karatahtalar, tebeşirler, kağıt ve kalem var. Öğrenmenin diğer temel malzemeleri ise örgü ve dikiş iğneleri ve bazen de çamur. Bunun dışında bolca oyun odaklı öğrenme ve hikaye anlatma var. El becerisi zekaya dönüşüyor Google’ın bir üst düzey iletişim bölümü çalışanı olan Alan Eagle, New York Times’a yaptığı açıklamada “App uygulamasının ya da iPad’in çocuğuma okumayı ya da matematiği daha iyi öğreteceği fikri çok komik” diyor. 5.sınıfa giden kızı henüz Google kullanmayı bilmiyor. Bunun yerine kızı, sınıfındaki diğer çocuklar gibi dikiş becerilerini güçlendirmeye çalışıyor. Hedefleri birgün kendi çoraplarını dikebilmek. Waldorf eğitim sistemine göre problem çözme ve matematik becerisi, örgü örmek, makas ya da bıçak kullanmak gibi ufak el becerileriyle gelişiyor. El becerileri ve atlama, zıplama, tırmanma gibi hareket becerileri, 7 yaşından sonra zekaya dönüşüyor. Teknoloji becerisini fazlasıyla büyüten günümüz ebeveynlerinin aksine Alan Eagle’a göre teknolojiyi kullanmayı öğrenmek, dişleri fırçalamayı öğrenmek kadar kolay. “Google’da ve diğer her yerde, teknolojiyi, zekası en düşük insanın bile rahatlıkla kullanabileceği kadar basit hale getiriyoruz. Çocuklarımız büyüdüğünde teknolojiyi kullanmayı becerememeleri gibi bir şey söz konusu bile olamaz” diye özetliyor anne babaların yere göğe koyamadıkları teknoloji becerisini Eagle. Çok daha karmaşık hareketler yapabilen çocuğunuzun mouse kullanmak kadar basit bir hareketiyle gurur duymayı bir kenara koyup, onu dikiş dikmek, makas kullanmak gibi pek önemsemediğiniz, oysa çok daha fazla zeka gerektiren el becerileri konusunda yüreklendirmenin zamanı geldi de geçti bile. (Alıntıdır: http://www.egitimpedia.com/silikon-vadisi-yoneticilerinin-cocuklari-neden-teknoloji-girmeyen-bir-okula-gidiyor/)
-
Nedir? Ne değildir? Neler olacak? Nasıl olacak?
-
Bu konuda herhangi bir bilgisi olan var mı? Sizce geleceği olan bir sistem mi? Türkiyede tutar mı? http://youtu.be/Nli_fOEGlr4
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.