Serdar yaman Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2012 Umut,mutluluktan alınmış bir miktar borctur... Joseph joubert Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Bekir B. Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2012 Kuş kanadıyla, adam atıyla.......... güncel( arabasıyla) 2 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Bekir B. Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2012 . Verip pişman olmaktansa, vermeyip düşman olmak yeğdir....... 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Tevfik Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Ah be dünya ! Sen dönüyorsun onu anladık da bu insanlar senden daha hızlı dönüyor, hemde ortada hiçbir yörünge yokken. Ece Ayhan.... Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Tevfik Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Keşke bazı insanlar için imalat hatası var, geri topluyoruz deseler. Ece Ayhan..... Keşke....Keşke.... :kıhkıh: :kıhkıh: 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ahmet A. Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 (düzenlendi) Hayatta en acı şeyler felaketler değil,yaşanması mümkün iken yaşanmayan mutluluklardır... Eylül 21, 2012 Ahmet A. tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Tevfik Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Hayatta en acı şeyler felaketler değil,yaşanması mümkün iken yaşanmayan mutluluklardır... türkiyedeki yaşayanlar için söylenmiş en güzel söz... 2 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Bekir B. Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Kötü öğüdün en çok öğüt verenedir zararı............ Hesiodos 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ümit Vaysaloğlu Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2012 (düzenlendi) Tunceli, Hozat'ta görev yapan sayın savcımın Facebook profilinden kopyaladığım bu yazıyı burada paylaşmayı uygun gördüm. (Yazının kendisine mi, yoksa başka birisine mi ait olduğunu bilmiyorum) Çok sevdiğim, değer verdiğim bir insan kendisi. Çok yakındık, çok severim, çok hoş anılarımız geçmişti kendisiyle. Şu an içinde bulunduğu ortamda onu ve ailesini Allah'a emanet ediyorum. "HRANT DİNK KADAR DEĞERİMİZ OLMADI VURULDUĞUMUZDA ''Dağ gibi, karayağız birer delikanlıydık.'' Babalarımız, ceketini satmaya razıydı okumamız için. Analarımız önce sıkı sıkı sarılıp dualarla uğurlardı bizi okullarımıza. Tuğla kalınlığında kitaplar okuyarak geldik bu günlere. O kalın kitaplarda Adıyamanlı Abuzer'in ,Maraşlı Ökkeşin,Diyarbakırlı Şeyhmuz'un,Çorumlu Satılmış'ın hakkı hukuku yazılıydı. Fıratın kenarında kaybolan koyunun,Bingöl dağlarında sabanı kaybolan çiftçinin ,kör kuruşu gaspedilen tüyü bitmemiş yetimin hakkını hukukunu korumaya ant içmiştik. ''Dışarda mevsim baharmış'' bize ne.Biz mevsimleri unuttuk. ''Gezip dolaşanlar varmış''Dolaşmadık,dolaşamadık,biz ders notlarımıza gömüldük. Çalıştık ,çabaladık ey halkım, unuttun bizi… Güneşin ışıkları ile oyun oynayacaktık,gökkuşağının renklerini sevecektik,yağmurda ıslanacak,güneşte ısınacak,karda üşüyecektik. Üşüyünce ısınmayı,sıcakladıkça soğumayı özleyecektik. Gözlerindeki nemin kıymetini,bakışlarındaki anlamları çözecektik ,mecazlara,teşbihlere yükleyecektik umutlarımızı. Çocuklara ninniler söyleyecektik.Hüzünlenecektik beraber ,sonra gülecektik.Her zerrenin kıymetini bilecektik.Her şeyin değerini zıddıyla anlayacaktık.Harften kelimeye,kelimeden deyime,deyimden cümleye,cümleden öyküye,öyküden kitaplaşacaktık. Kitaplaşıp,haykıracaktık.Susmayacaktık.Ve susturmayacaktık. Hayallerimiz çalındı ey halkım,unuttun bizi... Hukuk devleti değil,kanun devleti dahi olmayan ülkemizde hukukçu olduk. ''Denizi olmayan bir ülkede balıkçı olmak ''gibi bir şeydi bizim işimiz. Olunca şükrettik,olmayınca sabrettik. Baştan sona yaşamımız kanaatti. Ve biliyorduk ki KANAAT EN BÜYÜK ZENGİNLİKTİ. Lojmanlarımız dar,gönlümüz genişti. İçki içtik adımız ayyaşa,Cumaya gittik adımız yobaza çıktı. Vatan dedik adımız faşiste,emek dedik adımız koministe çıktı. Oysa derdimiz adalet,dersimiz hak üzerine idi. Yaftalandık ey halkım, unuttun bizi… Diplomalı hayatı seçmeye zorlandık.Geçmişimizi beynimizin iç ceplerine alarak Anadolu'ya yol aldık.Bir lokma,bir hırkaya talip olduk. Hamdık,adalet narında yandık,piştik. Kan kustuk,kızılcık şerbeti içtik dedik. Adalet dağıtırken adaletsizliğe uğradık. Rıza gösterdik bize sunulan adaletsizliğe. Sustuk,hem de avazımız çıktığı kadar sustuk. Susturulduk ey halkım,unuttun bizi. Kimseye buğz etmedik.Kimseye düşmanlığımız yoktu. Çocuklarımızı okul kapılarında unuttuk.Eşimizi ihmal ettik,işimizi asla. Hele şu duruşma bitsin,hele şu gerekçeli kararı yazayım,şu müzekkereyi de imzalayayım,sonra giderim düzensiz atan şu kalbi yoklatmaya.. Bedenimizi de ihmal ettik,şu yorulan ruhumuzu da. Yorulduk ey halkım unuttun bizi Kör kurşunlar girdi şu yorgun bedenimize. Sabah işe giderken son öpücüğü kondurmuştu belki dört aylık bebeğinin ipeksi yanağına. Ne acılar,ne sıkıntılar paylaşmıştı hayat arkadaşıyla. Tutamamıştı belki son kez ellerini. Helalleşmeye fırsat varmıydı? Belki acısına alıştırmak içinmiydi yoğun bakımda yaşam mücadelesi? Kurşunlar öldürmez di insanı,niyetler öldürürdü. YALIN YAŞADIK,YALNIZ ÖLDÜK. AMA AYAKTA ÖLDÜK. VURULDUK EY HALKIM,UNUTTUN BİZİ.. Ve unutulmak,unutturulmak. Ne basın,ne medya,ne de adına karar verdiğimiz aziz milletimiz... Nerdesiniz? - Hrank Dink kadar değerimiz olmadı uğruna şehit olduğumuz vatanda- Değerli savcım Murat Uzun,seni unutmadık,unutmayacağız ve unutturmayacağız." Eylül 21, 2012 Ümit Vaysaloğlu tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ahmet A. Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2012 "Eşim olma, karım ol! Bakma daha ilkel durduğuna sen, ruhu vardır kelimelerin. “Karı-koca” “eş”ten daha çok şey anlatır. Hatta belki bize unutulmuş bir şeyi söyler. Sahi, biliyor musun? Neden erkeğe “koca”, kadına da “onun karı” demiş eskiler? Eşim değil, karım ol! Kedilerin eşi olur, terliklerin de… İnsanın eşi olmaz. Bir ömür eşlik ediyor diye mi sevgiliye eş denir? Eşlik etmek yeter mi? Fazlasını beklemez mi insan yârinden? Kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki, evlenecek erkeğe eskilerin neden ”koca” dediklerini. Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir. Koca demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir. Dağların yücesine kar yağar diye kadına da “kocanın karı” demişler. Bakma şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine. “Koca ve onun karı” olmalıdır aslında. Yani yüce bir dağ olmalı adam. Kar gibi pak ve masum olmalı kadın. Örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür… Eşim olma, karım ol! Bana benzemeye çalışma sakın. Bana benden lazım değil bir tane daha. Ama unutma ki sensiz yarımım. Her zaman söylemem, ama sen anla. Eşim olma, karım ol! Beni tamamla… 5 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Bekir B. Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2012 (düzenlendi) Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa..... Eylül 25, 2012 Bekir B. tarafından düzenlendi 2 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
H. Cenk Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 Altından yel geçen nesneye o kadar para verilmez 2 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Bekir B. Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 Sanki yakın zaman da bunu bir yerde okudum gibi :P 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Yakup Ç. A. Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 Altından yel geçen nesneye o kadar para verilmez Şimdi abi bir ev yaptırdık altına dükkan olsun dedik kiralamadılar yani kapatmamıştık altını felan.. yel geçiyor yani ama ev 200 milyar felan , almayak mı ? 1 Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kubilay Yıldırımbayazıt Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 Raporla Share Yanıtlama zamanı: Eylül 28, 2012 depodaki benzinin altından da yel geçiyor doğru tespit almamak gerek aslında cenk abi haklı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap