Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×
  • Hoş Geldiniz!

    Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt yaptırdıktan sonra, konu açabilir, konuları yanıtlayabilir, kullanıcıların mesajlarını beğenebilir, özel mesaj yollayabilirsiniz.

    Kayıt olduktan sonra bu mesaj silinecektir.

18 Mart çanakkale Zaferi - Gurur Duyuyorum


oğuz mete

Önerilen Mesajlar

Aslında Çanakkale ilk belirgin paylaşım savaşıdır, bu savaş şekil değiştirse de hedef değiştirmeden hala sürüyor.

Siyasete girmeden tarihe sadık kalmaya çalışarak ve bazı bölümleri çıkartarak bir alıntıyla günü hatırlamak ve hatırlatmak isterim:

MüTTEFİKİN BATIYSA AĞIR BEDEL ÖDERSİN!

HERKES ÇANAKKALE’Yİ BİR DAHA İNCELESİN!

İlk paylaşım savaşı… 1914 kasım ayında Çanakkale’ye dayanmış İngiliz Fransız donanması…

Osmanlı Almanya’yla aynı kanatta.. Alman komutanlar Osmanlı ordusunda..

Çanakkale cephesi komutanı Alman Liman Von Sanders Paşa !

18 MART Çanakkale geçilemiyor!

18 Martta 16 gemilik düşman filosu Boğazda ilerlemeye başlıyor.. Küçücük bir mayın gemisinin marifetiyle döşenen mayınlara Çarpan üçü batıyor.. Top ateşi ile üç adet daha haklanıyor. Ve düşman çekiliyor… Tüm bunlar 7-8 saat içinde oluyor..

Çanakkale geçilemiyor…

‘Er olarak da olsa Çanakkale’de olmalıyım!’

Sofya Askeri Ateşesi Yarbay Mustafa Kemal savaşın başladığı gün Başkomutanlığa cephede görev almak istediğini iletiyor. 20 Ocak 1915’de 19. Tümen Komutanlığına atanıyor. Ve Çanakkale Kara savaşlarında Türkiye’nin kaderini değiştiriyor.

Osmanlı Ordu komutası Alman ‘Paşa’da… Müttefik Almanya’nın planı başka!

İsmet Görgülü, Çanakkale ilk günde biterdi adı eserinde, Alman arşivinden alıntılıyor:

Çanakkale seferi , 1915 yaz ve sonbaharı süresince bir çok düşman kuvvetlerini BAĞLAMIŞ, ve Batı cephesinden uzak bulundurmuştu….Türkiye, Alman Batı cephesine esaslı surette yardım göstermiş bulunuyordu.’

Gayet açık…Almanların Çanakkale’den beklentisi başka. Yarım milyonluk düşman kuvvetleri Çanakkale’de oyalanırsa, biraz zaman kazanır, nefes alırdı Almanya!

İşte bu nedenle Osmanlı Ordusuna komuta eden Alman komutanlar, düşmanı Çanakkale kıyılarında tasfiye etmektense karaya çeken planlar yapmışlardı.

19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal Arıburnu raporunda: ‘Liman Paşa, sahilin müdafaası bakış açısıyla alınmış olan tertibatı tasvip etmedi!’ diye yazmıştı!

Bu karar Osmanlı kurmaylarının değil, Berlin’in kararıydı. Türkiye’deki Alman ‘müttefiklerin’ görevi Türkiye’yi derhal savaşa sokmak ve Türk cephelerine olabildiğince çok İngiliz ve Rus kuvveti çekmek ve çekilenleri tutmaktı.

Atatürk 1918’de Ruşen Eşref’e anlatıyor: ‘Benim Kanaatime göre düşman, çıkarma girişiminde bulunursa iki noktadan çıkardı. Biri Seddülbahir ve Kabatepe civarı. Ve düşmanı karaya çıkartmadan bu sahil bölgelerini doğrudan savunmak mümkündü.’

Boğaz muharebesinde bu planı uygulamış ve başarmıştı. Seddülbahir’e düşman çıkartma yaparken, Alman ‘paşa’ Saros’a gitmiş, Yarbay Mustafa Kemal kendi insiyatifiyle kıyı savaşına girişmişti. Kurduğu savunma düzeni düşmanı karaya çıkmadan durdurmuştu.

Çanakkale cephesi komutanı Alman ‘Paşa’, savaş boyunca düşmana karaya çekme planı uyguladı..

İsmet Görgülü diyor ki: ‘Kıyı savunması yapılsaydı İngiliz ve Fransızlar karaya çıkamazlardı. Karaya çıkamayınca Çanakkale cephesi açılmazdı. 500 bin İngiliz Fransız askeri buraya bağlanamazdı. Dolayısıyla Alman niyeti gerçekleşemezdi. Ve Çanakkale ilk günde biterdi!’

Bitmedi… 57 bin şehitin sebebi YABANCI komutanların savaş düzeneğiydi! Bir devlet kendi savunmasını Batılı komutanlara teslim ederse bu kaçınılmazdı.

Alman komutanların planları yüzünden büyük kayıplar verildi..

33 yaşındaki Yarbay Mustafa Kemal ve Türk subaylarının komutasında bir millet tarihe ‘mucize’ olarak geçecek bir savunmaya imza attı.

Kendi kararlarıyla savaştı. MİLLİ ruh onun yanındaydı…

8,5 ay boyunca bir gün bile dinlenmeden hem dışardan hem içerden kuşatılmış bir ülkeye ZAFERİ tattırdı.

Yedi düvelin ‘Mucize’ dediği MİLLİ RUHTU!

Mustafa kemal o ruhu şöyle anlatmıştı:

‘Karşı siperler arasında mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak… muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmamacasına tümüyle düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor… öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir tereddüt bile göstermiyor…. Okuma bilenler ellerinde Kuranı kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelimeyi şahadet çekerek yürüyorlar.. Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur!’

Yabancılardan medet umulmasa ve Osmanlı Alman subaylarına komutayı teslim etmeyip Türk subaylarına güvenseydi 250 bine çıkan zayiat olmayacak, ordu kırılmayacak, İsmet Görgülü’nün dediği gibi Çanakkale bir günde düşmanı kovalayacaktı…

Mustafa Kemal ve Mehmetçik sonunda büyük TüRK zaferine imza attı. Tüm dünyayı bu zaferi kabule zorladı. Savaş meydanında zafer kazanıldı ama düşman durmadı…

Çanakkale’de savaş sürerken, doğuda Ermeni- Kürt Çeteleri, batıda Rum Çeteleri, İngiliz ve Fransız destekli İslam krallığı heveslileri vardı!

Çanakkale zaferinden üç yıl sonra İstanbul işgale uğrayacaktı.. Ve Çanakkale’den aldığı güçle bu millet tarihe bir KURTULUŞ destanı yazacaktı..

Batının emperyalist planları Asya’nın kilidini kırma umutları paramparçaydı. Türk ruhunu kırmadıkça hedefe ulaşılmayacaktı.. Çünkü Türk, silahla değil ruhuyla savaşmıştı.. öyleyse O RUHU Çökertmek şarttı… İşte 90 yıldır bunu başarmaya Çalışıyorlar...

 

Yazının bundan sonrasını sanırım bizler yazacağız.

Cem Boneval tarafından düzenlendi
  • Beğen 15
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...
Çanakkale Türküsü
 
Çanakkale içinde vurdular beni 
Ölmeden mezara koydular beni 
Of gençliğime eyvah 
 
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
 
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah
 
Çanakkale üstünü duman bürüdü
On üçüncü fırka harbe yürüdü
Of gençliğim eyvah
 
Çanakkale içinde toplar kuruldu
Vay bizim uşaklar orda vuruldu
Of gençliğim eyvah
 
Çanakkale içinde bir dolu testi
Analar babalar umudu kesti
Of gençliğim eyvah
 
“Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım.” 3 Mayıs 1915 Arıburnu
Mustafa Kemal
  • Beğen 8
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

O cephede, tek tek düşüp ölürken akıllarında neler vardı bu gençlerin-adamların acaba? Kavuşamayacakları ailelerini, yavuklularını, kardeşlerini, arkadaşlarını mı düşündüler? Adına "Vatan" dedikleri gözle görülmez-elle tutulmaz ideal mi vardı yüreklerinde? Namus diye mi düştüler birer birer yoksa kutsal mıydı onlar için ayaklarını bastıkları toprak?

Karşılarında, gözü dönmüşçesine, çıkar, kar ve kazanç için saldıran ecnebileri gördükçe ne düşündüler? Ya da havada kurşunlar çarpışırken korku sindi mi gözlerine? Omuz uzaklığındaki hemşehrileri, dostları şehit olduğunda yılmaya, vazgeçmeye yaklaşmadılar mı hiç? Geride kalanların onlara borçlu olacaklarını tahayyül ettiler mi? Korkmadılar mı bir parça bile devasa çelik ve demir canavarları gördükçe? Şarapneller etlerini deşerken feryat etmediler mi?

 

Düşünselerdi sanırım, masamda oturmuş bunları düşünemezdim ben... Ve bu vicdanı, bu gönül borcunu hissedemezdim asla... Ruhları şad, mekanları cennet olsun tüm şehitlerimizin Çanakkale'de ya da başka herhangi bir yerde veya zamanda düşen... Her bir tanesine, asla ödeyemeyeceğimiz ancak deneyebileceğimiz gönül borcumuz var...

 

Sadece rahat uyuyun diyebilirim; görev düşerse bir gün; kim ne derse ne düşünürse düşünsün; ödemek için size borcumu, sadece tek bir canım var...

 

Selam ve saygılar olsun...

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir kere daha bu milletin gücünü unutanlara uygun bir hatırlatma olsun:

 

18 Mart Çanakkale Zaferi
Tarihteki ve Ulusal Yaşantımızdaki Yeri
3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır.
Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir. Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşına maya çalmıştır.
Türk Ulusu İstanbul'u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşayı Çanakkale'den tanımış 19 Mayıs 1919'da O, Samsun'a çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönen Türk halkı, "bu benim kahraman komutanımdı" diyerek O'nun etrafında kenetlenip İstiklal Savaşı'na katılmıştır.
Türk Ulusu ve dünya O'nu böylece tanırken, O da Conkbayırı'nın, Kocaçimen'in kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin asıl cevherini yakından tanıyarak daha sonra girişeceği Bağımsızlık Savaşını kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiştir. 18 Mart zaferi kazanılmasaydı, düşman donanması, daha 1915'in Mart ayında İstanbul'a girerek Osmanlı İmparatorluğu'nu çökertebilecekti.
Çanakkale Boğazı'nı denizden aşıp İstanbul'a giremeyen İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915'ten başlayarak 8-9 Ocak 1916'ya kadar süren Çanakkale kara savaşlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına kavuşacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 Bolşevik İhtilali de olmayabilecekti. Bu durumda Almanya'nın yenilgisi hızlanacak ve 1. Dünya Savaşı belki de 1915'te sona erecekti. Çanakkale Zaferi harbin 4 yıl sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve Avusturya/Macaristan İmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuştur. Gelibolu Yarımadası'nda düşmana kesin darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb. Mustafa Kemal'in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş savaşımızın da yolunu aydınlatmıştır.
Böylece 18 Mart deniz zaferimizi taçlandıran 25 Nisandan sonraki kara savaşlarında, Mustafa Kemal'in etkin liderliği sayesinde kazanılan zaferlerin, ulusal tarihimize ve dünya tarihine yön veren etkin rolünü yukarda belirtilen noktalarda toplamak mümkündür.
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı ve Öncesi
Boğaz savunması, girişten itibaren "Dış-Orta-İç Tabyalar" olmak üzere üç savunma grubu halinde tertiplenmişti. Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda, çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmişti. İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinde çoğunluğu büyük çaplı uzun menzilli 247 adet en modern toplar bulunmaktaydı.
İtilaf Devletlerinin Akdeniz Başkomutanı Amiral Carden, Boğazı geçerek İstanbul'a girmek için üç aşamalı saldırı planı yapmıştı. İstanbul'a bir ay içinde ulaşacağını hesaplamıştı. Plan gereğince, 3 Kasım 1914 günü 7 zırhlı ile Boğaza bir keşif taarruzu yaptı. Girişteki tabyalarımız zarar gördü. İkinci saldırıyı 19-25 Şubat 1915 tarihleri arasında 7 gün süreyle devam ettirdi. Türk topçusunun atış
menzili dışından yapılan bombardımanlar etkili oldu. 19 topumuz ve Boğaz girişindeki tabyalarımız kullanılamaz hale geldi. 26 Şubat günü düşman donanması Boğaza girdi orta kesimdeki tabyalar 8 saat süreyle kesintisiz bombardımana tabi tutulup sarsıldı. Bu başarılar üzerine Amiral Carden, Londra'ya çektiği bir telgrafta, 14 gün içerisinde İstanbul'a ulaşabileceğini müjdeliyordu. Amiral, hazırlıklarını tamamlamaktaydı. Son darbe 18 Martta indirilecekti. Ne var ki, kağıt üzerinde yapılan bu savaş planında, Türk'ün kahramanlığı ve savaş azmi hesaba katılmadığı için evdeki hesap çarşıya uymayacaktı.
18 Mart 1915 Günü Savaşı
18 Mart günü, bundan 85 yıl önce, Çanakkale'de ufukları ümit ve zafer neşesi kaplayan bir gün daha doğdu. İtilaf Donanması 18 savaş gemisiyle Saat 10.00'da boğazı yarıp geçmek üzere girmeye başladılar. İlk ateşi TRIUMPH zırhlısı, Çanakkale'ye 12 Km. mesafedeyken saat 11:15'te açtı. Savunma planımıza göre, gemiler topçularımızın ateş menziline girinceye kadar pusuda bekleyecek ve baskın tarzında ateş açılacaktı. Nitekim böyle yapıldı.
Düşman yaklaştıkça, topçularımızın giderek yoğunlaşan isabetli atışlarıyla karşılaşıyordu. Saat 12.00'ye geldiğinde orta kesimdeki 3 tabyamız ağır hasar almış, ama ayakta kalan diğer topçularımızın hedefini şaşmayan mermileri AGAMENNON zırhlısının çelik yeleğini parçalamış, INFLEXIBLE zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuş ve bu arada düşman donanması Çanakkale'ye 7 Km. kadar sokulmayı başarmıştı. Savaşın en şiddetli anları yaşanıyordu. Türk topçuları Boğazı cehenneme çeviriyor, düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki mevzilerimizi hallaç pamuğu gibi atıyor, kıran kırana bir savaş oluyordu.
Bu sırada Fransız GAULOIS zırhlısı aldığı ağır yaralarla saf dışı kalmış, BOUVET zırhlısı yırtılan çelik gömleğini yenilemek üzere geriye kaçarken, bir gece önce Dz. Yzb. Hakkı'nın NUSRET mayın gemisiyle boğaza döşediği mayınlara çarparak 639 personeli ile birlikte karanlık limanın sularına gömülerek kayboldu. BOUVET'in imdadına koşan SUFFREN ve GAULOIS da aynı akıbete uğramıştı. Saat 15.00'te IRRESISTIBLE ve onu takiben 16.00'da INFLEXIBLE ve 10 dakika sonra OCEAN zırhlıları, tam ileri atılacaklarken onların da ayakları Yzb. Hakkı'nın tuzağına takılarak batarken, INFLEXIBLE güçlükle kurtularak römorkör yedeğinde İmroz'a döndü. Böylece 6 saatte 3 büyük zırhlısını kaybeden, bir bu kadarı da ağır hasara uğrayan gemilerini acıyla seyreden Amiral De ROBECK, kalanları kurtarabilme telaşıyla saat 17.30'da boynu bükük çekilme emrini verdi.
  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

           daha önce de bu forumda paylaşmış idim, yine ve her platformda gururla paylaşıyorum,

           

            anneannemin annesinin 8 erkek kardeşi çanakkale savaşlarında şehit düşmüşler, böyle bir ecdadın torunu olmak, apayrı bir duygu, ne süreçlerden geçilmiş, ibretlik....

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.