Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×
  • Hoş Geldiniz!

    Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt yaptırdıktan sonra, konu açabilir, konuları yanıtlayabilir, kullanıcıların mesajlarını beğenebilir, özel mesaj yollayabilirsiniz.

    Kayıt olduktan sonra bu mesaj silinecektir.

Günün şiiri....


Tevfik

Önerilen Mesajlar

Sen Karanlıktayken

SEN KARANLIKTAYKEN BEN,

GECEYİ SEVİYORUM,

Senin olmadığın akşamlarda

Ömrüm kısalıyor sanki.

Onun için bu defa

Az kararttım geceyi.

Şimdi ne varlığın,

Ne yokluğun belli.

Bu bulanık siyah hava,

Seni gizlemek

Ve duymak için yeterli.

Sana dokunamadığım akşamlarda

Bedenim eriyor sanki.

Kendime yüklüyorum

Bu açlığın kabahatini.

Sanki varmışsın da

"Kızgınmışsın" biraz bana,

O bahaneyle uzak duruyormuşsun.

İstemiyorum

Saçlarının savrulmasını

Rüzgarda.

Bu sevdadan benim payıma düşen,

Zaten fazla.

Senin olmadığın akşamları

Takvimden siliyorum.

Ömür haneme niye yazsınlar ki

Ykademedıklarımı?

Senin olmadığın akşamlarda

Fersiz yanıyor sokak lambaları.

Ve o geceler,

Topluyorlar dilencileri...

Ve her kahkaha meyhanelerden yükselen,

"Anama sÖver" gibi...

Bir, İstanbul değil,

Sensiz akşamlarda sanki

Bütün kentlerin tutuluyor dili.

Öyle gecelerde

GÖrmezlikten geliyorum

çÖp kamyonlarının kenti kirlettiğini...

Cinsiyetler kalkıyor, yüzler seçilmiyor,

Herkes, çarşı iznindeki

"Tek tip er" gibi.

Bir yakalasam yaka paça,

Zamanı durduracağım.

Işıklandırılmış vitrin camları

Ayna olup yüzüme çarpıyor.

Anladım;

Ben sensiz gecelerde yaşlanıyorum.

En ihtiyarı oluyorum bu kentin.

En bilgesi, en ağırbaşlısı...

Aşkın olgunlaştırdığı

Suskun bir dervişim şimdi.

Bir sorsalar rezil olacağım.

Ben senden başkasını bilmem ki.

Senin olmadığın akşamlarda,

Ben yapmışım sanki tüm dünyanın işini.

Yoruluyorum,

Sabaha çıkmayacakmışım gibi.

KÖr olmak için yarı yarıya,

GÖzümü arabaların farlarına dikiyorum.

Her kadını biraz

Sen zannediyorum.

Senin olmadığın akşamlarda ben,

O an adını anmıyorsam şayet,

Koskocaman susuyorum.

Senin olmadığın akşamlarda ben,

Siyaha boyayıp yüzümü,

Maske yapıp gecenin karanlığını,

Bir Affan Dede bulup

"Satın almak" istiyorum "çocukluğumu."

Senin olmadığın akşamlarda

Geceler uzun sürüyor...

"Az karanlığım" gün ağarırken kapkara oluyor.

GÖzlerimi kapıyorum,

Düşlerime emanet ediyorum seni...

Senin olmadığın akşamlarda

Daha uzun kalıyorsun bende bÖylece.

Senin olmadığın gecelerden uyandığımda

Dilimde hep aynı cümle:

Senin

Olduğun

Karanlığı,

Sensiz

Aydınlıktan

Daha çok seviyorum...

Tayfun Talipoğlu...

(bu sabah okuduğum edebiyatta yankı dergisinin eski bir sayısından....)

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Rica ederim abi... Her ne kadar bu aralar okuyamasam da şiir okumayı çok severim..Gerçi son dönem şairleri beni pek sarmıyor ama yine de okuduğum zaman gerçekten derinlere dokunan şiirler görüyorum..

Paylaştığın için teşekkürler..

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Haberin var mı?

Ya da el salladığım trenlerin

Zamana kaç umutsuz yolladığını biliyor musun?

Sen,son tren,son istasyondun....

Bense,uzak denizlerin

Fırtınasıydım....

Sana doğru koşan....

Sahi..yaban gecelerde

Aşina kokulu yastıgının yamacına

Ağladın mı hiç?

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Haberin var mı?

Ya da el salladığım trenlerin

Zamana kaç umutsuz yolladığını biliyor musun?

Sen,son tren,son istasyondun....

Bense,uzak denizlerin

Fırtınasıydım....

Sana doğru koşan....

Sahi..yaban gecelerde

Aşina kokulu yastıgının yamacına

Ağladın mı hiç?

çOK GÜZEL...

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kadınlar gittiğinde...

KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.

Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur:

Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...

Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.

Sık sık boynunu büker "sarıkız".

O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.

Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.

*

Bir kadın gittiğinde...

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...

Bir anne gider...

Bir dost...

Bir arkadaş...

Bir sevgili...

Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

“Bir erkek gidince

Kentin tüm yolları çökmüş, Dağları yan yatmış gibi olur.

Bir erkek gidince

Raflarda kalır dizi dizi kitaplar, çekmecede dosyalanmış evraklar, ödenmiş senet koçanları, su, elektrik faturaları, banka dekontları, maaş ekstreleri, taksit tarihleri, kalın bir defter içinde doğum günleri, baş başa çekilmiş gülen resimler, telefonlar, görüşme günleri, araba anahtarı, cep telefonu, dizüstü bilgisayar, Boynunu büker kalır.

Bir erkek gidince;

Susar dış kapının gürültüsü, Kahvaltı için ekmek almaya, gazete getirmeye giden olmaz.

Gelince ne gerekli?' diye telefon eden,'Hazırlan, akşam gidiyoruz' diyen,'Boyunbağım nerede?''çoraplarım yıkanmamış mı?', 'Hani beyaz gömleğim?','Anahtarımı unuttum!','Sahi, saatim evde mi kalmış!''Evlenme yıldönümümüz dün müydü?' Sesleri eksilir..

Bir erkek gidince;

Ev kapanmaz ama ışıkları söner, karanlığa gömülür.

Bir erkek gidince bir evden;

Bir dede, bir baba, bir oğul, bir ağabey, bir dayı, bir amca, bir kuzen, bir yeğen, bir torun, bir delikanlı, bir sevgili, bir yiğit, bir savaşçı, bir barışsever, göklerden bir kartal, ormandan bir aslan, bir günün aydınlık kısmı, beynin yarısı, mevsimlerden yaz olanı, kolun iş göreni, ayağın adım atanı kesilir…

Kısacası

Bir erkek gidince yatağın yarısı buz kesilir..

Tevfik tarafından düzenlendi
  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Baharda Istanbul sevdam depreşir, Istanbul deyince de Kız Kulesi ve Salacağın ayrı bir yeri vardır.

Nazım Hikmet ve Kız Kulesi

İnce ve donuk görüntü.

Kuru fotoğraflar…

Yasaklanmış türküler…

Yakılmış romanlar…

Romantik bir tablo

Dışarıda bırakılmışlığım,

İçerde yoksulluğum!

Siyah kağıda, beyaz cümlelerimi yazıyorum.

Tenime tebeşir kokusu siniyor.

Kara önlüğüme sen …

Koca suskunluğum

Yokluğunda serzenişler biriktirmişim.

Yokluğunda yorgunluğumu …

Deniz mavi, ufuk beyaz.

Cam kristal bakışlarım

Kamaşıyor gözlerim…

Duruyorum, sise takılmış gemi gibi…

Yokluğun buz mavisi…

Dibinde kalmış sevmelerin, içinde mavi kala kalmış gözlerinde saklı.

“"Su”"

Derinine karış, serinine ekle…

Gözlerimden kız kulesi geçiyor.

Gel de…

Sıyrılsın tenimden yalnızlığım,

Gel de…

Senin rüzgarın değsin yanağıma.

Gel de…

İstanbul kavuşmanın ne olduğunu görsün, sende bende

Gözbebeğim ;

Dinlesene beni

Ruhum şimdi, kız kulesinin düş tarlasında

Elini sürüyor, gövdene

Yeşeriyor ve çatlıyor çiçeğin adı belli…

Kimyası belli…

Tanesi belli…

Aşk-ı Nar

..... 1827 yılında Almanya'nın Brandenburg kentinde Karl adında bir çocuk dünyaya

gelir. Babası müzik öğretmeni olan Karl, aile içinde baş gösteren

huzursuzluklardan dolayı bir Fransız yetimhanesine gönderilir. Daha sonra

gemilerde miço olarak çalışır. Hamburg'tan kalkan bir gemiyle İstanbul'a

giderken henüz 12 yaşındadır.

Gemi İstanbul'a geldiğinde denize atlayan Karl, Kız Kulesi'ne yüzerek kaçar.

Kendisini kurtaran Kız Kulesi'nin bekçisine gemiye geri dönmek istemediğini

söyler. İki ülke arasında küçük bir politik sorun yaşanır. Ama Osmanlı

sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve Karl'ı korumasına alır. Karl Mehmet Ali

adını alır. Mehmet Ali, Kırım, Bosna ve Karadağ savaşlarından sonra 2.

Abdülhamit döneminde paşa unvanını alır.

Mehmet Ali Paşa, 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması'nda Osmanlı'yı

temsil eden üç kişiden biri olur. Almanca, Fransızca, Yunanca, Farsça ve

Arapça dillerinde şiirler yazan Mehmet Ali Paşa'nın dört kızı olur. Paşa'nın

Leyla adındaki kızının da bir kızı olur; Celile.

Celile bir erkek çocuk doğurur: Şair Nâzım Hikmet!

Görüldüğü gibi Karl'dan Nazım'a uzanan hikâyenin gösterdiği gibi,

Kız Kulesi'nin her zaman hikâyeleri vardır.

Eğer Kız Kulesi Karl'ı kurtarmasaydı, Nazım olmayacaktı.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nazım Hikmet'in en sevdiğim şiiri.. kesinlikle favorim..

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edin insanın insana kulluğunu,

bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Farkında Olmalı İnsan

Farkında Olmalı İnsan…

Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.

Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen…

Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını

Fark Etmeli.

Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını

Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını

Fark Etmeli.

Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu

Fark Etmeli.

Henüz Bebekken ‘Dünya Benim!’ Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı

Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların ‘Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum

İşte!’ Dercesine Apaçık Kaldığını

Fark Etmeli.

Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli.

Baskın Yeteneğini

Fark Etmeli Sonra.

Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,

Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini

Fark Etmeli İnsan

Ve Ölmeden E vvel Ölebilmeli.

Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte

Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini

Fark Etmeli.

Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu

Fark Etmeli.

Ve Ona Göre Yaşamalı.

Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü

Fark Etmeli.

Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde

Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını

Fark Etmeli.

Eşine ‘Seni Çok Seviyorum!’ Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü

Fark Etmeli.

Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama Arka

Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu

Fark Etmeli.

Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken Ekmek

Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini

Fark Etmeli.

FARK ETMELİ.

Ömür Dediğin Üç Gündür,

Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,

O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür.

Can Babadan...........

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Boşver Be Yaşı Başı

gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..

şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,

sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?

koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,

gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama

gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.

Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,

ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında,

bırak aksın yollarına.

yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.

sen inan yüreğine,

hem ona geçmezse kime geçer sözün?..

büyü büyü… bak ellerin ayakların kocaman.

aklın da maaşallah yerinde,

e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.

akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,

boşver yaşı başı,

aşk var mı aşk, sen ondan haber ver?

takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.

o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,

atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir

kış günü, öl gitsin…

parayı pulu savurup,

bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,

savrul gitsin…

Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim,

kendi yüreğinden başka kim?.

Aklını al da öyle git,

ister bir duvara, ister bir od aya, ister kıra

bayıra vur da git.

Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle

bırakmadıkça birine.

O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,

seveceksen ve öleceksen uğruna…

yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa…

yaş 70′e gelse bile, hayat daha bitmemiş.

sen mi biteceksin?

çekeceksen bile bayrağı,

yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?

Can Babadan.............

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben melamet hırkasını

Kendim giydim eğnime

Ar ü namus şişesini

Taşa çaldım kime ne

Haydar Haydar taşa çaldım kime ne

Sofular haram demişler

Bu aşkın badesine

Ben doldurur ben içerim

Günah benim kime ne

Haydar Haydar günah benim kime ne

Gah çıkarım gökyüzüne

Seyrederim alemi

Gah inerim yeryüzüne

Seyreder alem beni

Haydar Haydar seyreder alem beni

Gah giderim medreseye

Ders okurum Hak için

Gah giderim meygedeye

Dem çekerim aşk için

Haydar Haydar dem çekerim aşk için

Nesimi'ye sormuşlar

Yarin ilen hoş musun

Hoş olayım olmayayım

O yar benim kime ne

Haydar Haydar o yar benim kime ne...

Bu nefes, Kul Nesimiye ait olup, birçok sanatçı tarafından icra edilmiştir. Kanımca en doğru icra eden üstad Neşet Ertaş'tır.

Maalesef, içinde barındırdığı derin tasavvufi öğeleri anlamayan çevrelerce içki sofralarına alet edilmekte, ilk mısrası "ben ne lanet hırkasını" şeklinde söylenmektedir.

Anlamının araştırılıp ders alınabilmesi umuduyla..

Alperen G. tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bahara yakışır, Nazım'dan...

Çömeldim bakıyorum toprağa

otlara bakıyorum

böceklere bakıyorum

mavi mavi çiçek açmış onlara bakıyorum

sen bahar toprağı gibisin sevgilim

sana bakıyorum

Sırtüstü uzandım görüyorum gökyüzünü

ağacın dallarını görüyorum

uçan leylekleri görüyorum

göz açık rüya görüyorum

sen bahar mevsiminin gökyüzü gibisin

seni görüyorum

Gece kırda ateş yaktım ateşe dokunuyorum

suya dokunuyorum

kumaşa dokunuyorum

gümüşe dokunuyorum

sen yıldızlar altında yakılan ateş gibisin

sana dokunuyorum

İnsanların içindeyim seviyorum insanları

hareketi seviyorum

düşünceyi seviyorum

kavgamı seviyorum

sen bahar içinde bir insansın sevgilim

seni seviyorum

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sana Dair...

En Uzun Gecenin Bİttİği

Zamanın Dönenceler Arasında Kaybolduğu

Bİr Yerdeyİm...

Arkamdan Okunan Onca Lanet Ve Bedduadan Sonra

Bİr İntikam Irmağının Ortasında

Yüzüyorum...

Tut Elİmİ

Tut Ki

Tanrının Eli Olduğunu Anlayabileyİm.

En Uzun Günün Başladığı Yere

Varabilmeyi Ne Çok İsterdim...

Bak Bana

Bak Ki

Tanrının Gözü Olduğunu

Anlayabileyim.

Sev Ki Sana Dair

Tanrının Da Sevebİıeceğine Dair

Masallar Anlatabileyim...

Tevfik Bardakçı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.