Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×
  • Hoş Geldiniz!

    Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt yaptırdıktan sonra, konu açabilir, konuları yanıtlayabilir, kullanıcıların mesajlarını beğenebilir, özel mesaj yollayabilirsiniz.

    Kayıt olduktan sonra bu mesaj silinecektir.

Nice 100 Yıllara Kaf Sin Kaf!


Yakup Ç. A.

Önerilen Mesajlar

Evet bugün Spor kulübümüzün kuruluşunun yüzüncü yılı akşam Karşıyaka sahilinde kutlama var.

Karşıyakanın Alaybey yönünden girişine asılan efsane haline gelmiş pankartımız.

8022476.jpg

Mahmure Handan hanımın 1928 yılında seslendirdiği Karşıyakalı Şarkısı.

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Neden Kaf Sin Kaf forumda bunu merak eden arkadaşlar olacaktır; buyrun Atilla İlhan açıklamış.

Neden Kaf Sin Kaf ?

attilailhan4.jpg

Neden Kaf Sin Kaf,büyük şair,yazar ve de bir Karşıyakalı rahmetli Attila İlhan'ın

yazısından öğrenelim...

Niye öteki taraftarlar, Altay lı, ya da Altınordu lu oluyor da; biz, Karşıyakalı taraftarlar, Kaf Sin Kaf lı oluyoruz? Bunu bir türlü anlayamıyordum. Çocukluğumun, bulmacalarından biri: Karşıyaka dayız (İzmir); o semtin takımı, KSK ; o yıllarda kimse Karşıyaka demiyor, adını anmak için; ille Kaf Sin Kaf diyeceksin: âdet bu!.

1930 lu yıllar. Yıldırımspor'un Asım'lı, Kör Hikmet'li, Göbek Hidâyet'li zamanı. Bu takım federe değil, Karşıyaka ın genç takımı gibi, bir mektepli takımı; başlıca rakibi Alaybey dir ki, o Naldöken palamut fabrikasındaki, bazı işçilerin de oynadığını sandığım, bir halk takımıydı. Duvarların tepesine çıkıp, Yıldırımspor/Alaybey maçlarını seyrettiğimiz; eski Mahfel deki, uyduruk (toprak) sahada; ağabeylerden birisi, muammayı benim için, yarı yarıya çözmüştü:

Kulübün adı Karşıyaka Spor Kulübü, baş harfleri KSK , eski alfabeyle okudun mu, Kaf Sin Kaf! İşte o kadar!

Golden ya da galibiyetten sonra, taraftarların coşturucu bağırışı da, zaten bunun üzerine kurulmamış mı? Kafkafkaf Sinsinsin Kafsin kafsin kaf ! O yıllarda öteki İzmir takımlarının böyle özel bir bağırış biçimleri yoktu; ya ya ya, şa şa şa diye bir ağızdan bağırıp, futbolcularını yüreklendiriyorlar; doğrusu, bizim farklı bağırış tarzımız, hoşuma gidiyor ama; sebebini de merak etmiyor değilim: meğerse, neymiş!

Batı özentisi olmak ya da olmamak!

Bunu Galatasaray taraftarı olunca anladım. Ne yâni döneklik mi yapıyoruz? Hayır, o zaman Türkiye Ligi

oynanmıyor, çünkü imkânsız; ne ulaştırma var, ne ulaşım, yollar berbat, deplasman, akla ziyan bir iş!

O yüzden büyük şehirlerin, kendi ligleri oynanıyor: İzmir, Ankara, İstanbul vs. Her şehrin çocuğu, kendi

liginden bir takıma sahip çıkıyor ama; ülkeye İstanbul basını hâkim olduğundan, İstanbul Ligini de izlemeye

adeta mecbur; öyle ki, aramızda, İzmirdekinden başka, bir de İstanbul takımını desteklemek âdet

oluyor.

Ben Galatasarayı seçmiştim, neden seçmiştim, bunun ayrı ve duygusal bir nedeni vardır; ama seçtiğim anda,

şaşırdım; bu takım taraftarı da oyuncusunu, -aynen KSK gibi- özel bir tekerlemeyi bir ağızdan tekrarlayarak coşturuyordu;

üstelik, tuhaftı da bu tekerleme: "Re re re, Ra ra ra, Gas'saray, Gas'saray Cim bombom"! Ne yalan söylemeli, öğrendiğimde bunu, Türkçeden çok Frenkçe sanmıştım. İstanbul'da uzun bir gençlik yaşantısı olan babama söylediğim zaman, bana hak verdi: "- ...benzer" dedi, "- ...Mekteb-i Sultani nin takımıdır o, tedrisâtı Fransızca olan bir mektep, şehzadeler için açıldığı rivâyet edilirdi, hâlâ da memleketin en iyi mektebidir!"

Futbol tarihimizi kurcaladıkça, muammayı büsbütün çözer gibi oldum. Galatasaray, Türkiye'nin en eski

futbol kulübü: alafranga, kendisini Batılı sayan bir kremanın takımı; esasen o tarihte futbol da, alafranga Komprador Kültürüne dahil bir spor gösterisi; dahası bu takım, payıtaht taki ecnebi ve ekalliyet futbol takımlarına özenilerek kurulmuş; alafrangalığını bir şekilde göstermesi lâzım: Türkçenin fonetiğine ters bir teşçi sloganıyla bunu yaptığını sanıyor. KSK, eskilikte Galatasaray ın İzmir'deki muadili(1912), işin ilginç yanı, o da İzmir'deki ecnebi ve ekalliyet (meselâ, Paniyoniyon) takımlarına özenilerek tesis edilmiş; fakat ilkinin tersine, İzmie'dekilerin teşçi bağırışı alafranga değil; onlar alaturka yı seçiyor; "ya, ya, ya / şa, şa, şa" demiyorlar ama,

Osmanlı alfabesine dayanarak, günümüzde bile geçerli olan bağırışı buluyorlar: Kaf Kaf Kaf Sin Sin Sin .

Galatasaray'ın tutumunda, bir bakıma J.M. Albertini nin Azgelişmişliğin Mekanizmasında altını kalın kalın çizdiği, seçkinci alafrangalığa ciddi bir özenti seziliyor; KSK ın seçtiğindeyse, o özentiye ciddi bir direniş...

Böyle temel bir tesbit...

Yazar: Attila İlhan

Kaynak: http://www.tribunder...1#ixzz2AwuxOLCI

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tarihçe [değiştir]

İttihat ve Terakki Partisi’nin İkinci Meşrutiyet’i ilan ettiği 1908 yılında Türkiye‘de futbol genellikle yabancılar tarafından oynanmaktaydı. İzmir’deki bütün takımlar Rumlar, Ermeniler ve İngilizler tarafından kurulmuştu. Panionios ve Apollon bu takımların önde gelenleriydi. Maçlar azınlıklar arasında oynanmaktaydı ve bu azınlıklar diğer şehirlerde olduğu gibi İzmir’de de futbola hakim durumdaydılar. Bu tarihte Kadızade Zühtü Işıl, Kadızade Raşit, Süreyya İplikçi, Refik Civelek, Osman Nuri ve Örnekköylü Hüseyin'den oluşan 6 Karşıyaka’lı genç aralarında para toplayarak satın aldıkları futbol topuyla Rus asıllı Karşıyakalı bir aileye ait olan boş bir arsada futbol oynamaya başladılar.

Bu arsada futbol oynadıklar bir gün yağmurun çiselemesi üzerine bir zeytin ağacının altına sığınan gençler,azınlıkların futbol sahasındaki egemenliğine başkaldırı hareketi olarak kendi kulüplerini kurmaya karar verdiler ve 1 Kasım 1912 (1328) tarihinde Karşıyaka Muaresei Bedeniye Kulübü'nü yani bugünkü adıyla Karşıyaka Spor Kulübü'nün kuruluşunu gerçekleştirdiler. Kuruluş aşamasında altı genç ile birlikte Hüsnü Tonak, Tahir Bor, Fevzi Fikri Altay ve Sezai Çullu'da yer almıştır. Bu tarihten 1914'te Altay'ın kuruluşuna kadar Karşıyaka, İzmir'deki tek Türk spor kulübü idi.

Karşıyaka’nın tarihindeki ilk on biri Kaptan Raşit Kadızade, Suat Karşıyaka, Refik Civelek, Kaleci Salih, Çakır Kemal, Örnekköylü Hüseyin, İtalyan Hanri Barter, Kemal Paşalı Sarı Ali, Muharrem Hüsamettin ve Zühtü Işıl’dan oluşmaktaydı. Kurulan bu takım, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'na kadar yabancılarla birçok çekişmeli maç oynamıştır.

Karşıyaka Spor Kulübü, kuruluşundan Kurtuluş Savaşı’na kadar geçen sürede hiçbir maçta yenilmemiş, İtalyan ve Yunan şampiyonlarını birçok kez yenerek bu kulüplerin kapatılmasına sebep olmuştur.

Karşıyaka Kulübü'nün bir numaralı üyesi ve kurucusu olan Kadızade Zühtü Işıl, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'de 8 yıl bir çok cephede savaşmış, hatta Filistin cephesinde “Kanal Harekatı” sırasında İngilizler'e esir düşmüştür.

Kurtuluş Savaşı yıllarında İzmir'in çoğunluğunu Rum, Fransız ve diğer yabancılar oluştururken, Karşıyaka ise Türklerin yoğun yaşadığı bir yerleşim birimiydi. Bugün için söylenen "Biz Karşıyakalıyız" ifadesi de Türklerin Anadolu'ya geçerken kendilerini tanıtmak için kullandığı bir parolaydı. Bu parola ile "Biz Türküz" denilmektedir.

Santrafor olarak oynayan eski Başbakanlardan Adnan Menderes'in de bulunduğu takım Kurtuluş Savaşı’na katılarak bir çok cephede savaşmıştır. İzmir’e ilk giren Türk kuvvetleri içinde Karşıyaka’lı bazı sporcular da bulunmaktaydı.

Mustafa Kemal Atatürk İzmir'in yeniden Türk kuvvetlerinin kontrolü altına girdiği gün geceyi Karşıyaka'daki bir köşkte geçirmiştir. Kendisine verilen yemeğe davet edilen Karşıyaka Spor Kulübü yöneticilerinden,kulübün durdurulan faaliyetlerinin en kısa sürede yeniden başlatılmasını rica etmiştir.

1924 yılında Fenerbahçe Karşıyaka’nın davetlisi olarak İzmir’e geldiğinde maça yoğun bir ilgi gösterildi. O yıllarda İzmir’de Göztepe, Altınordu,İzmirspor ve Bucaspor gibi kulüpler henüz kurulmamıştı. Karşıyaka ile birlikte tek Türk takımı Altay idi.

13 Ekim 1925 tarihinde kulübü ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk kulübün şeref defterine şu satırları yazmıştır: "Karşıyaka Spor Kulübü'nde karşı karşıya bulunduğum gençlik iftihara çok şayandır. Bu gençlik muvacehesinde istikbalin kuvveti, saadeti ne bariz görülmektedir."

Karşıyaka 1926 yılında İzmir şampiyonu olmuştur. Bu şampiyonluktan sonra 24 Haziran 1926 tarihinde Atatürk’ün kulübe ikinci ziyareti gerçeklemiştir. İsmet İnönü ve Fahrettin Altay ile kulübü ziyaret eden Atatürk, Karşıyaka Spor Kulübü’nün cepheden döndükten sonra yeniden kurmuş olduğu takımı ile İzmir Ligi’nde yabancı rakipleri ile yaptığı mücadele sonucunda hiç gol yemeden şampiyon olduğunu öğrenmiş ve bunun üzerine kulübün ambleminde ay-yıldız kullanılmasını istemiştir.

Bu ziyaretinde de şeref defterine şunları yazmıştır: "Bu defaki ziyaretimde geçen aylarda masarrıf ve mesai hizmetin kıymetli asarını gördüm. Teşekkür ve tebrik ederim."

1937'de arasında dönemin İzmir Valisi Fazlı Güleç'in zorlaması sonucu Yamanlarspor adıyla Bornovaspor'la birleşti. Bu birleşme 1944'e kadar devam etti. 1951-1959 yılları arasında 8 amatör branşta İzmir şampiyonluğu elde eden Karşıyaka 17 branşta faaliyette bulunan tek spor kulübüdür.

"Kaf Sin Kaf" ise Osmanlıca'daki "ﻕ ﺱ ﻕ"(K S K)'den gelmektedir.

Karşıyaka Spor Kulubü günümüzde 9 branşta faaliyetlerini sürdürmektedir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Birazda fotoğraf ekleyelim;

Karşıyaka ve yalılar.

 

eski_Karsiyaka.jpg

Atların çektiği tramvay yılları. (Anneannem dedem çok anlatırdı bunları)

 

İzmirde Kurulmuş ilk spor klübüdür karşıyaka ve sadece Futbolda değil bir çok spor dalında faaliyeti vardır.

 

 

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Taraftarıdır.

KARŞIYAKALILARIN Atatürk'ün kendi taraftarı olduğunu ispatlarken üzerinde durdukları ilk konu kulübün Milli Mücadele'deki yeri oluyor. KARŞIYAKASPOR KULÜBÜ, 1 KASIM 1912 günü KARŞIYAKA Mumaresei Bedeniye Kulübü asıyla daha sonraki yıllarda bir kuvayı milliye kahramanı olarak anılan Zühtü Işıl ve silah arkadaşları tarafından kuruluyor. Zaten kulübün renkleri de Türklüğün en önemli iki değerinden geliyor. KARŞIYAKA kırmızısını bayraktan, yeşilini ise İslam'dan alıyor. Atatürk de kulüp yöneticilerinin Milli Mücadele'deki etkinliklerini karşılıksız bırakmamış. Örneğin İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşundan sonraki ilk gün yani 10 eylül 1922'de bu şehirde bir karargah oluşturmasını istediğinde adres olarak dönemin KARŞIYAKASPORKULÜBÜ başkanı Sadi İPLİKÇİ'nin köşkünü göstermiş. Artık herkes tarafından bilinen, Atatürk'ün ayaklarının altına yunan bayrağının serilmesi ve kendisinin bunu başka bir milletin değerlerine böyle hakaret edemeyeceğini söyleyerek yerden kaldırması olayı da bu köşkte yaşanmış.

Atatürk'ün KARŞIYAKA'ya olan ilgisi elbette bu olaylarla sınırlı değil. Milli Mücadele döneminde ve sonrasında İzmir'e yaptığı her ziyarette KARŞIYAKA kulübü'nü ziyaret eden Gazi, defalarca futbol ve tenis takımlarının antrenmanlarını da izlemiş. Kulübün armasında Ay Yıldız kullanılması emrini de bizzat kendisi vermiş. Bugünkü KARŞIYAKA yönetiminin Atatürk'ün KARŞIYAKALI olduğunu ispatı için ortaya koydukları en önemli deliller, kendisinin kulübe yaptığı iki ziyarette imzaladığı hatıra defterindeki yazılar. İlk yazı 13 ekim 1925 tarihini taşıyor, ikincisi ise 24 haziran 1926.. Gazi bu yazılarında deftere şu notları düşüyor: "KARŞIYAKA SPOR KÜLÜBÜ' nde karşı karşıya bulunduğum gençlik iftihara şayandır. Bu gençlik muvacehesinde istikbalin kuvvetli saadeti ne bariz görünmektedir. "bu defaki ziyaretimde geçen aylara masruf mesi ve hikmetin kıymetli asarını gördüm. Teşekkür ve tebrik ederim."

ATATÜRK 11 Ekim 1925'te KARŞIYAKALILARA hitaben Naim Palas Oteli'nin balkonunda yaptığı konuşmasında, burayı ne kadar çok sevdiğini anlatmak için şu sözcükleri tercih ediyor:"İzmir'in KARŞIYAKALILARI; sizi derin muhabbetle selamlarım…Ben bütün İzmir'i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız, bir rastlantı beni KARŞIYAKA'ya daha fazla bağlamıştır. KARŞIYAKALILAR, annem sizin sinenizde sizin topraklarınızda yatıyor. KARŞIYAKALILAR, İzmir'i gördüğüm gün, öncelikle KARŞIYAKA'yı ve orada da sizin Türk topraklarınızda yatan anamın mezarını gördüm."

Evlenmek için KARŞIYAKA'lı bir kızı annesinin defnedilmesi için ise KARŞIYAKA'yı seçen Atatürk'ün doğal olarak KARŞIYAKALI olduğunu düşünen bugünkü KARŞIYAKALILAR, bu özellikleriyle kendilerini ayrıcalıklı sayıyorlar

Karşıyaka antrenmanını izlerken;

kskfutbol21yd.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.